GÖBEL KÖYÜ’NDEN KOCABAŞLAR’IN AHMET BAŞ
AHMET BAŞ SADECE TAVŞANLILININ GURURU DEĞİL KÜTAHYA’NIN DA SAYILI İŞ İNSANLARININ ARASINDA
Bülent Alpagut
- 05062218413 TAVŞANLI’NIN GÖBEL KÖYÜ’NDEN
KOCABAŞLAR’IN AHMET BAŞ
SADECE TAVŞANLILININ GURURU DEĞİL
KÜTAHYA’NIN DA SAYILI İŞ İNSANLARININ ARASINDA
Tavşanlı’nın 87 köyü’nden biri olan Göbel Köyü’nde “ kocabaşlar” olarak bilinen ailenin sevgili,çalışkan,akıllı bireylerinden olan AHMET BAŞ ,13 Mart 1955 tarihinde yine bu köyde doğdu. Daha küçük yaşlarda arkadaşlarına liderlik yapan. ailesinin çeşitli hizmetlerine koşan, çalışkanlığı ile göz dolduran bu değerli insan bugün 68 yaşındadır. 69 yaşına basacaktır. Doğum gününü kutlar mı kutlamaz mı? Alışılmış yöntemlere başvurur mu vurmaz mı?Yani bir pasta yaptırıp üzerine mumlar koyup üfler mi üflemez mi? Bilemem ama ,bildiğim şudur; Bunlara fırsat bulacağına ihtimal vermiyorum. Çünkü küçüklükten bu güne kadar kendisini hep ayakta görmüşler. Oturduğunu gören yok ta onun için böyle söylüyorum.
Ben İş insanımız Ahmet Baş’ı 1992 yılı Eylül Ayı sonlarında ,yani 32 yıllık öğretmenliğimi sonlandırdığımın birkaç haftası sonrasında tanıdım. Tam “Oh be!” dediğim,balık oltalarımı gözden geçirdiğim, Alman Marka Göricke bisikletimi bakıma verdiğim bir gündeydi; bir telefonla beni başkanı olduğu” ÖZBAŞARAN MTSK” na bir çay içmek için davet etmişti. Zaten boştum. Vaktim de müsaitti. Bu nazik davetini kabul ederek, Tavşanlı DDY Garı karşısındaki,sahibi olduğu , bu Sürücü Kursuna gittiğimde ve müdür odasının kapısını açtığımda kendisini, merhum meslektaşım,can arkadaşım,aynı zamanda kursun müdür vekiliydi,Öğretmen M. Ali Özel. kurs çalışanlarından,mali işler sorumlusu Çardaklılı Abdurrahman Uyar, sekreter, Kafura Dallı ile sohbet ederken bulmuştum. Odadakilerin hepsiyle kucaklaşmıştım. Merhum meslektaşım,can kardeşim öğretmen M. Ali Özel bu kursun aynı zamanda Trafik öğretmeniydi. İdari işlere de yardım ediyordu, bir ara yerinden usulca kalkıp oturduğu koltuğu bana vermişti. “ Sen hele bu koltuğa bir otur” diyerek sanki bir şeyleri ima etmişti. Sonra öğrendim,bu bir tuzakmış. Ben de bunu yemişim. Yeni gelen çayı bu arkadaşımın bana ikram ettiği koltukta tam yudumlamıştım,sevgili Ahmet Baş;” Bülent Hoca,müdürlük koltuğu sana yakıştı. “ demesin mi? İşte o zaman kendi kendime:” Aldın mı Bülent Hoca!” demiştim. Sevgili Baş’ın bu sözlerinin ardından bir alkış kopmuş,” Hayırlı hayırlı olsun! sesleriyle odadakiler elimi sıkmış,boynuma sarılmışlardı. Sözün bittiği yerdeydi;. Hayırlısı böyleymiş. Tek kelime söz söylememe fırsat bile bırakmamışlardı. Aslında yeni emekli olmuştum. Kendimi boşlukta hissediyordum. Benim için yeni bir meşgale kapısı olabilir diye düşünmüştüm ve teklifi böylece kabul etmiştim. Tek yaptığım,eşimi arıyarak.” Hanım şöyle böyle oldu.” demem olmuştu. 1992 yılında aldığım emekli maaşı ve tazminatım bugünkü rakamlara göre zaten komikti. Aslında bir yerlerde meşgul olmayı düşünmedim değil. Düşünmüştüm ama böyle ansızın yeni bir yerde çalışmak aklımın ucuna dahi gelmemişti. Sevgili Ahmet Baş ise maaşımın iki mislini verdi. Hiçbir çalışanını mağdur etmedi. Allah kendisinden razı olsun. Son günün lafı; Helalleşelim derim. MTSK müdürü olduktan sonra yapılacak tek şey vardı; Kursu başarıya ulaştırmak,Kurs sahibini maddi açıdan memnun bırakmak gerekti. Çünkü sevgili Baş bir dediğimizi iki etmiyordu. Kendisine hizmet etmek şarttı.Kendisine minnet borçluyduk. Ama itiraf ediyorum; MTSK sayesinde değerli insanlarla tanışma fırsatı buldum. Çevrem zenginleşti. Çeşitli kurum ve kuruluşlarla ilişkilerim arttı. Değerli erkek ve bayan usta öğreticilerle beraber çalışmam mümkün oldu.Birçok ehliyet verdiğimiz kişilerle dolaylı olarak dostluk kurmuş olduk. Ehliyet verdiğimiz sürücüleri hep takip etmişimdir. Kaza ve beladan uzak olduklarında hep sevinmişimdir. Bugün bir kısmı hayatta olmayan kurs çalışanlarına ve ehliyet verdiğimiz sürücü kardeşlerime Allah’tan rahmet diliyorum. Bir kısmı köşesine çekilmiş olanlarına sağlık ve afiyet dileklerimi sunuyorum.Kendileriyle görüşmesek te bir şekilde birbirimizi arıyoruz. Motor öğretmeni Beyköylü Mehmet Haca ,mali sorumlu Çardaklılı Abdurrahman Uyar ile, eski özel kalem Kafura Dallı ile, Kurs doktorlarından Op. Dr. Zeki Atsız ile haberleşiyoruz. O günlere ait çok zengin anılarım var. Birçok bürokrat,başta sayın kaymakamlarımız,hakim ve c.savcılarımız,birim müdürlerimiz aynı zamanda protokol amiri olduğum için beni sık sık ziyaretle onurlandırmışlardır. Bu da benim için bir başka zenginlik olmuştur..
O oldu, sevgili iş insanımız Ahmet Baş ile dostluğumuz giderek pekişti,ebedi bir dostluğa dönüştü.Pazara kadar değil mezara kadar uzanan bir dostluk bu.Bugün bile kendisine karşı derin bir saygı ve sevgi beslerim. Zaman zaman da hatırını sormadan edemem. Ama bir de madalyonun öteki yüzü var; Ben dahil,arkadaşlarım,usta öğreticiler ve kurs öğretmenleri olarak sevgili Ahmet Baş’ın yüzünü maddi açıdan asla güldüremedik. Kurs istenilen geliri elde edemedi. Eh! yumurtlamayan tavuğu ne yaparlar? Kesime verirler değil mi? Sevgili patronumuz Ahmet Baş ta bizi kesime verdi. Çünkü ödemeler artık cepten gidiyordu. Bir gün hiç unutmam bütün kurs çalışanları kendimizi dımdızlak Kurs binasının önünde buluverdik. Ama hak ettiğimizi düşünüyorum. Artık karşımızda bir başka patron vardı .Ama Allah var; Sevgili Baş bizleri bu yeni Kurs sahibine emanet ederken sıkı sıkı tembihlemiş olmalı ki yeni patron kılımıza bile dokunmadı. “ Rahat olun,keyfinize bakın,kaldığı nız yerden devam edin” diyerek gönlümüzü aldı. Yeni patron,merhum Emekli Astsubay Alişan Doğan’dı.Zaten kendisinin Kütahya’da Doğan Sürücü Kursu varmış. Biraz da merhum Doğan ile çalıştıktan sonra Kurs Müdürlüğü görevimden rızasını alarak ayrıldım ve İzmir’e taşındım. Ama bugün de adresim İzmir olabilir ama makamım hala Tavşanlı’dadır.
İş İnsanımız Ahmet Baş ekmeğini taştan çıkaranlardandır. Yıllar içinde birçok yerde kaldırım ihaleleri almıştır. Zaman içinde güçlenmiş, çok sayıda iş makinesi,araç ve gereç,tesis sahibi olmuştur. Allah kendisine:” Yürü Ya Kulum Ahmet”demiş,Allah’ın kendisine verdiği güçle bugünün Ahmet Baş’ı doğmuştur. Bugün İş insanımız Ahmet Baş istediği taktirde tüm Kütahya’yı her karışına kadar yol aksesuarlarıyla,kanal ve kanaletlerle,köprülerle,sevgi yollarıyla, çeşmelerle ,dinlence merkezleriyle donatabilecek güçtedir. Kütahya kendisine sahip çıktığı taktirde sorun yoktur. Allah her ile böyle bir iş insanı nasip etsin. Zaten sevgili Ahmet Baş’ı birçok il şimdiden ezbere biliyor. Birçok yerde irili ufaklı tesisleri cayır cayır çalışıyor. Balıkesirli, Kütahyalı’dan daha çok Ahmet Baş’ı tanıyor. Merhum Atatürk İlkokulu müdürü Kazım Girgin’i Balıkesir ağırlıklı ihalelere götürüyordu. Merhum arkadaşım Kazım Hoca, bana her gittikleri yerde Ahmet Baş’ın gösterdiği sıcaklığının, yaklaşımının, saygısının,sempatikliğinin ağır bastığını,girdiği her ihaleyi kazandığını söylerdi. Ben iş insanı Ahmet Baş’ın kızdığını.,birilerine söylendiğini, ağzından kötü bir ifade çıktığına tanık olmadım.Yeri geldi sırtına vurduk,ağzındaki lokmayı düşürdük. O,gerçekten, Aziz Atatürk’ün veciz ifadelerinde yer alan Köylümüzün gerçek temsilcilerindendir.
Allah :” Yürü ya kulum!” dermiş ya, İş insanımız Ahmet Baş ta hep ileriye bakmıştır. Bugün imparatorluğu içinde nice yol aksesuarı üretim tesisleri,onlarca TIR’ı, çeşitli iş makineleri,iş yerlerinde çalışan elemanları,ofislerinde memurları,akaryakıt istasyonları, et lokantaları. modern tavuk tesisleri,büyükbaş-küçükbaş,kanatlı hayvanlara yem üreten tesisleri vardır. Ahmet Baş aynı zamanda dürüst,namuslu,işini bilen,sorumluluğunu müdrik bir inşaatçıdır. Bir müteahhittir. Devletine saygılı,milletini seven bir iş insanımızdır.
İş insanı Ahmet Baş’ı asıl büyüten sosyal hayattaki yaptıklarıdır. Kütahya’nın sosyal,ekonomik,kültürel her alanında adını duyurmuştur. Her çorbada tuzu olan insandır. İki mükemmel evlat yetiştirmiştir. Osman Baş,Otomotiv dalında genel müdürdür. Hüseyin Baş, Bandırma’da tüm birimlerin genel müdürüdür.Bir de kız evladı vardır. Eşi muhterem bir insan, Ahmet Baş’a her konuda destek olmuş, değerli bir hanımefendidir. Ahmet Baş ta benim ilk patronum,gönlümde yatan milletvekilimdir.Bir gün inşallah O’nu daha yüce ve yüksek makamlarda görürüz.Ahmet Baş,özellikle Ramazan Ayı geldiğinde doğup büyüdüğü köy’ün tüm hanelerine en azından ilk iftarı açmaları için birer tavuk ve birkaç viyol yumurta ikramı yapacak kadar nazik bir insandır.Bu Ramazan Ayı başında da aynısını yapacağına inanıyorum. Çünkü Göbel Köyü Ahmet Baş’tır, Ahmet Baş Göbel Köyü’dür. Köyünün adını bayrak yapan değerdir. Hiç unutmam yıllar içinde Tavşanlı’ya gelen tüm yetkililer O’nun tavuk tesislerine uğramadan ilçeden ayrılmazlardı. Onlarca TRT çalışanı her ilçeden ayrılışında mutlaka iş insanımız Ahmet Baş’ın tavuk ve yumurta tesislerine uğrar,nevalesini alıp öyle giderlerdi. Ahmet Baş,Tavşanlı’nın gururudur. Vazgeçilmezidir. Kendisine hayır dua ettiklerindendir. Böyle insanlara gerçekten ihtiyacımız var. Ahmet Baş konumu itibariyle tüm birimlerde saygı duyulan insandır. Bir müteşebbistir. Zaman içinde kurduğu imparatorluğun sınırlarının daha da genişleyeceğine inancım tamdır. Netice itibariyle iş insanı Ahmet Baş kazanırsa,netice itibariyle kazanan da başta Tavşanlı olmak üzere tüm Kütahya olacaktır. Kendisine nice sağlıklı,mutlu,huzurlu yıllar diliyorum. Gözlerinden öpüyorum.” İyi ki doğmuşsun be Ahmet Baş çok yaşa” diyorum.