16 Mayıs 2020 - Cumartesi
O R U Ç VE K O R O N A V İ R Ü S
Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 16 dk.
1769 okunma
Bülent Alpagut
- 05062218413 O R U Ç VE K O R O N A V İ R Ü S
Peygamberimiz” Sallallahü aleyhi ve Sellem” buyurdu ki:” Oruç, mümini Cehennemden koruyan bir kalkandır”. Bir de bilinmesinde yarar olan bir husus var. Hastalık gibi,mecburi bir sebeple oruç tutulmazsa kazası gerekir. Dünyayı kavuran Koronavirüs nedeniyle bu yıl Ramazan Ayında Oruç tutulup tutulmayacağını bilmiyorum. Bakın Cuma Namazları bile önce Ankara’da iki kez sembolik olarak kılındı. Bu,geri kalan 8O ilimizde bu şekilde sürecekmiş İnşallah belli bir sayıda kalır da bugüne kadar olduğu gibi yine her Cuma,her yerde huzurla,kaygı duyulmadan kılınabilir. Ama bakarsınız tehlike birkaç ay sonra ortadan kalkmaz, alınan tavsiye kararları çerçevesinde bugün olduğu gibi Cuma Namazı yerine öğle Namazıyla yetinmek zorunda kalırız.Dinde aklın yolu her zaman birdir. Dinde zorlama da yoktur. Bir şekilde her şeyin bir yolu yöntemi vardır.
Hatırlıyorum bir kez Tunus’ta Oruç tutmak ertelenmişti. Yani o yıl oruç tutulmamıştı. Gerekçesini bilmiyorum. Ama Koronavirüs Orucu olumsuz etkileyen bir faktör olabilecek midir? Bunu nasip olursa hepimiz .göreceğiz.Ama ben ülemadan biri değilim. Ben de karınca kararınca bir şeyler okuyorum. Allah bana da cüzi miktarda irade vermiş. Akıl vermiş. İnanıyorum ki HASTALIK ve SAVAŞ gibi durumlarda ne Cuma Namazı kılabilinir ne de Oruç tutulabilir, ne de toplu olarak sünnet olan Teravih Namazı kılınabilir. ORUÇ ta bazen tutulmayabilirYüce Yaradan ne diyor?” Oruç benim için tutulur. Onun karşılığını sadece ben veririm”Rabbim büyük bir engel olduğu taktirde kullarını zorlamaz. . Ama ne olur KAZASI gerekir. Hiç kimse de bu konuyu kendine göre yorumlamamalıdır. Ve de abartmamalıdır. Aşağıda yazacağım Hutbe ilginçtir.Bizzat Peygamberimiz “ Sallallahü aleyhi ve sellem”tarafından okunmuştur.
İmam-ül eimme, Muhammed bin İshak bin Huzeyme yazıyor ki,Selman-ı Farisi” Radıyallahü anh” bildirdi kiResullullah” Sallallahü aleyhi ve sellem “Şaban ayının son günü hutbede buyurdu ki:”Ey Müslümanlar!Üzerinize öyle büyük bir ay gölge vermek üzeredir ki,bu aydaki bir gece(Kadir gecesi),bin aydan daha faydalıdır. Allahü teala,bu ayda ,her gün oruç tutulmasını emretti. Bu ayda,geceleri teravih namazı kılmak ta sünnettir.Bu ayda,Allah için ufak bir iyilik yapmak,başka aylarda, farz yapmış gibidir.Bu ayda, bir farz yapmak,başka ayda yetmiş farz yapmak gibidir.Bu ay, sabır ayıdır.Sabredenin gideceği yer Cennettir. Bu ay, iyi geçinmek ayıdır.Bu ayda mü’minlerin rızkı artar. Bir kimse ,bu ayda,bir oruçluya iftar verirse,günahları affedilir. Hak teala,onu Cehennem ateşinden azad eder. Oruçlunun sevabı,ona sevap verilir”
Hutbe bu. Bu hutbeyi dinleyen Eshab-ı kiram,dediler ki.”Ya Resulallah! Her birimiz,bir oruçluya iftar verecek,onu doyuracak kadar zengin değiliz.Resulullah buyurdu ki:”Bir hurma ile iftar verene de,yalnız su ile oruç açtırana da ,biraz süt ikram edene de, bu sevap verilecektir.Bu ay, öyle bir aydır ki, ilk günleri rahmet,ortası mağfiret ve sonu Cehennemden azat olmaktır..Bu ayda, emri altında olanların(işçinin,memurun,askerin ve öğrencinin ) vazifesini hafifletenleri (patronları, amirleri.kumandanları ,yöneticileri,şefleri, müdürleri vb) Allahü teala affedip,Cehennem ateşinden kurtarır. Bu ayda dört şeyi çok yapınız!Bunun ikisini Allahü teala çok sever. Bunlar,Kelime-i Şehadet getirmek, ve istiğfar etmektir. İkisi de zaten her zaman yapmanız gerekiyor .Bunlar da Allahü tealadan Cenneti istemek ve Cehennem ateşinden Ona sığınmaktır.Bu ayda, bir oruçluya su veren bir kimse, kıyamet günü susuz kalmayacaktır”
Bu ayda Allah için bir iyilik yapabilirsek, bu ayda bir farz yapabilirsek, Bu ayda sabredebilirsek,Bu ayda birbirimizle iyi geçinebilirsek bunlar kar hanemize yazılacaktır. Bu arada sayın siyasetçilerimize buradan sesleniyorum:Lütfen bu ayda olsun( Ramazan Ayı) birbirlerinize kötü sözler söylemeyin. Bu davranışlarınız milletçe hepimizi üzüyor. Bunun farkında mısınız? Bu ayda şom ağızlara bir aylığına olsun kilit vurulmalıdır. İnsanlar kardeş olduklarının farkına varmalıdırlar.
Koronavirüs tedbirleri arasında vücudun zinde tutulması,sağlıklı olması gerekiyor. Virüs özellikle ilk önce vücudu problemli,sorunlu olan insanları vuruyor. Ama sağlıklı olanlar direndikleri için onlara bir şey yapamıyor. İyi beslenme,iyi bir uyku, stres yapmama ,Allah’ın taktirine rıza gösterme ve tedbir almayı ihmal etmeme şart. .Ayrıca bu virüsün ağızda bir süre bekledikten sonra akciğerlere girdiği düşünülüyor. Zaten mideye gitmesi halinde mide asitleri bunları yok ediyor olmalı ki sık sık bol su içme öneriliyor. Her bir yudum su bu virüsü mide denilen cehenneme itiyor. Akciğerlere ulaşmasını engelliyor. . .Böyle olursa oruç konusu önem kazanıyor. Oruçlu,genelde yerine göre halsiz ve dermansız kalabiliyor. Allah korusun bu durum koronavirüs için bir fırsat yaratabilir. Oruç sağlıklı insanlar için asla sorun değil. Ama çeşitli rahatsızlıkları bulunan milyonlarla ifade edilen insanlar için sorundur. Şeker hastaları,tansiyon hastaları,diyaliz hastaları, böbrek hastaları, daha bir çok hastalık oruç için en büyük engel. Makul bir sebep nedeniyle oruç tutamayacak olanlar için alternatifler çok Tutamadığınız orucun bedelini toptan ödersiniz. Bunun da nerelere verilebileceği biliniyor.
Sağlıklı olanlara da bu Ramazan Ayında gayret,tahammül diliyorum. Acaba Müslümanlara bu olağanüstü durumda bir erteleme söz konusu olur mu? Yani din otoritelerince .” Bu Ramazan Ayında oruç tutulmaması “ tavsiye edilebilir mi? Cihan padişahı,Allah ona her istediğini vermiş,Kanuni Sultan Süleyman’ın yıllar öncesinde söylediklerini unutmayalım. Ne demişti?” Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi/ Olmaya devlet Cihanda bir nefes sıhhat gibi”. Sağlık her şeyin üzerinde. Sağlıklı insan namazını da kılar,orucunu da tutar,hayrını da yapar..Ama bir tehlike söz konusuysa bunların hiç birini yapamaz. Bu salgın hastalık bana göre tek başına bir engeldir. Nihayet bağışlayacak olan yüce Yaradan değil midir? Allah bağışlayıcıdır.Böyle durumlarda kullarını yük altına sokmaz.
SAYIN İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜMÜZ SALİM KARABOĞA NASIL 1943’TE İNŞA EDİLEN TARİHİ ORTAOKULU VE ÇEVRESİNİ ÖRNEK HALE GETİRDİYSE ÖZEL İDAREYE AİT BİNAYI DA TAVŞANLIMIZA
KAZANDIRACAKTIR
Tavşanlı’nın bugün bile unutulmayan 9. Kaymakamı rahmetli Ali Akseven’in halk tabiriyle İMECE usulüyle tam bir seferberlik ruhuyla Türk Milli Eğitimine kazandırdığı tarihi ortaokul benim de ortaokulumdu. Fevzipaşa İlkokulu’nu bitirdikten sonra 25 Haziran 1949 tarihli diplomamla birlikte rahmetli babam beni bu ortaokula yazdırmıştı. Yani 1949/195O Öğretim yılında bu ortaokulun öğrencisi olmuştum. Okul çok değerli öğretmenlere sahipti. Rahmetli Fransızca öğretmeni Safiye Hanım,Türkçe öğretmeni şair Vehbi Kızılgün(Ediboğlu),beden eğitimi öğretmeni Refik Arıkan unutamadığım öğretmenlerimdendir. Ama ne acıdır ki .bu okuldaki arkadaşlarımdan bugün çok azı hayattadır. .
Tavşanlı Ortaokulu bağımsız olarak 1944/1945 Öğretim yılında faaliyete geçmiştir. 1943 yılında yukarıda ifade ettiğim gibi rahmetli kaymakamlarımızdan ,ilçenin 9.Kaymakamı Ali Akseven’in Tavşanlı’ya ve Tavşanlılılara armağanı bir irfan yuvasıdır.Zamanın Tavşanlı Belediye Başkanı rahmetli Tahsin Buruk ile hummalı bir çalışma içine giren kaymakam Akseven belki de Türkiye’de bir okul binasını 89 günde gerçekleştiren ve Milli Eğitme sunan tek kaymakam,bir başka ifadeyle Mülki İdare Amiridir. Mekanı Cennet olsun.Adı, Tavşanlı’da benim de yıllarca içinde ikamet ettiğim Yeni Mahalle’deki bir sokakta,” Akseven Sokak” ta yaşatılmaktadır.
Bu okul bugün itibariyle 77 yıldır ayaktadır. .Birçok depremi atlatmış,yerinde hoplamış,zerre kadar etkilenmemiş bir ahşap binadır. Yıllarca Ortaokul öğrencileri,bir ara Atatürk Lisesi’nin orta bölümü,daha sonra Meslek Yüksek Okulu bu binayı kullanmıştır. Bir süredir de Tavşanlı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü bu binadadır.
Şimdi yeni bir konuk bekleniyor. Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi bu tarihi binayı bir süreliğine kullanacakmış. Yeni 2 veya 4 yıllık bölümler açılacakmış. Zaman içinde yeni binalar inşa edildikten sonra bina yine belki bir başka amaç için yeniden değerlendirilecektir.
Bu bina 28 Mart 197O Gediz Depremi’nden tek çizik almadan kurtulmuş bir yapıdır. Deprem Yönetmeliği bu 77 yıllık bina için faso fisodur. Nasıl ayakta durduğunu da hayretle ve ibretle izleme fırsatı bulursunuz. Sanki bu binayı melekler elleriyle bir yerden getirip buraya koymuşlardır. Demek ki 77 yıl önce de ciddi insanlar,namuslu ustalar,teknik elemanlar varmış. Helal yiyen,malzemeden çalmayan hemşehrilerimiz yaşamış.
Şairin dediği doğrudur.” Helal kaynamayan aş aştan değildir” Bu binayı yapanların hepsi de helal aş yemiştir. Yeri gelmiş başlarını secdeye koymasını bilmişler,Allah’tan korkmuşlardır. Onun içindir ki Tavşanlı Ortaokulu helal kazançlarla,helal çabalarla,helal malzemelerle inşa edilmiştir.
Tarihi Ortaokul’un üniversite emrine verilmesine gönülden “Evet”diyen değerli insan,hemşehrimiz İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Salim Karaboğa’ya en samimi şükran duygularımı iletmek isterim. Ki bu Karaboğa,tarihi ortaokulu bir enkaz olarak devralmış,önce yapıyı güçlendirmiş sonra da çevresini Babil’in Asma Bahçeleri misali örnek hale getirerek Tavşanlımıza kazandırmış bir birim müdürümüzdür. Tam “Oh”diyecekken bu kez ne şanstır ki kendisine yeni bir bina teklif edilmiştir. Bu bina yeni inşa edilen Tavşanlı İlçe Emniyet Müdürlüğü Tavşanlı Polis Merkezi Amirliği hizmet binasına komşu, Kütahya Özel İdaresi’nin malı,yıllar önce öğrenci yurdu olarak düşünülen sonradan bir ara Ticaret Lisesi, son aylara kadar Tavşanlı Özel İdare Müdürlüğü’nce ve bir MTSK Kursu tarafından kullanılan binadır. Bodrum katı,birinci ve ikinci katları vardır. İşte bu bina artık sayın Salim Karaboğa tarafından yeniden ihya edilecek,restore çalışmaları sonunda Tavşanlı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü olacaktır. Belki birkaç yüz bin lira bir harcama gerekecektir. Ama bu kadarcık ta olsun artık.
İnşallah Tavşanlı’ya geldiğimde belki de ilk kez bu binayı gezeceğim. Sevgili Karaboğa’nın ilçemize kazandırdığı binada sevgili Karaboğa’nın çayını yudumlayacağım. İnanıyorum ki yeni haliyle Tavşanlı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ‘nün bir bahçesi de olacaktır. Bu bahçenin de güllük gülistanlık olacağını adım gibi biliyorum. Çünkü Atasözleri yalan söylemez.” At,sahibine göre kişner” Sayın Salim Karaboğa’nın kaderi diğer müdürlerden farklıdır. Harabeyi mamur hale getirmek herkese nasip olmaz. 2 İş bileninse kılıç kuşananındır2 diyor ve sayın müdürüme gösterdiği hassasiyetten ötürü Tavşanlılılar adına teşekkür ediyorum. İlçemizin çalışkan,efendi,dürüst kaymakamı Yüksel Kara Beyfendiye’de Milli Eğitim camiasına gösterdiği kolaylıktan ötürü ayrıca teşekkür ediyorum.Darısı yarım kalmış Öğretmenevine diyorum.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN YENİ ANAYASASI’NIN KABULÜ 2O NİSAN 1924
Türkiye bu güne kadar beş Anayasa ile tanışmıştır. 1876 Kanun-i Esasisi,1921 Anayasası( Teşkilat-ı Esasiye Kanunu),1961 Anayasası ,2O.O4.134O(19249 491 Kanun no( Teşkilat-ı Esasiye Kanunu) ve 1982 Anayasası
2O Nisan 1924 tarihinde kabul edilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 1O5 maddeden oluşuyordu. Bu Anayasa 1876 Kanun-u Esasisi’ni ve 1921 Teşkilat-ı Esasisi’ni bir anlamda yürürlükten kaldıran bir anayasaydı. 1924 Anayasası’nda 11 bölümde 11 maddeden 3.maddesi nde devletin dini İslam olarak benimsenmiştir. Bu anayasa laik bir anayasa değildi. Aynı şekilde 6.maddede” Yargı, bağımsız mahkemelerce yürütülür” ifadesiyle kısmen de olsa kuvvetler ayrılığı gerçekleşmiştir.
1924 Anayasası’nda yapılan değişiklikler arasında” Devletin dini İslamdır.” ifadesi 1928 yılında kaldırıldı. Böylece laikliğe tam bir geçiş sağlandı. Seçmen yaşı 18’den 22’ye çıkarıldı. Ormanlar devlet kontrolünde olması için devletleştirildi.Kadınlara, Seçme ve seçilme hakkı tanındı.(1934)Atatürk’ün belirlemişolduğu ilkeler anayasaya girdi. Laiklik maddesi anayasaya girdi(1937), Toprak reformu yapıldı.
1924 Anayasası,bugüne kadar 5 kez değişikliğe uğramıştır. En uzun süreli anayasadır. Kişi hak ve özgürlüklerini tanır ama sosyal haklara yer vermezdi.
Şu anda elimizde 12 Eylül 2O1O Referandumu dahil tüm değişiklikleri içeren T.C Anayasamız var. Anayasalar ,bilindiği üzere örgütlenmiş siyasal birim olan devletin gücünü sınırlayan,bireyin hak ve özgürlük alanlarıyla bunların çiğnenmelerine karşı denetim yollarını belirleyen,iktidarın tek elde toplanmasını önleyerek çoğulculuğu benimseyen,çok iktidar ilişkisinde dengeleri sağlayan,her türlü hukuk dışılığı engelleyen belgelerdir.
.
Yorumlar (0)
Tüm Yazıları