11 Aralık 2018 - Salı

KÜTAHYA’DAN NE HABER

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 14 dk.
3683 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News
    YATAĞAN ÖLDÜRÜYOR YATAĞA 
DÜŞÜRÜYORSA KÜTAHYA’DAN NE HABER   ?
 
              Avrupa İklim Ağı(Can Europe) zehir saçan bölgedeki( Muğla Yatağan İlçesi) Termik Santraller hakkındaki araştırma sonuçlarını masaya yatırmış.Muğla Çevre Platformu( MUÇEP) ortaklığıyla  düzenlenen toplantıda  Yatağan ‘da kanser ve  göğüs hastalıklarından ölenlerin sayısının  Dünya Sağlık Örgütü’nün(DSÖ) belirlediği  üst limitin 3-4 kat daha üzerinde  olduğunu açıklamış..Basından takip ediyorum.      Proje yürütücülerinden  Çevre Mühendisi  Deniz Gümüşel, Yatağan’ın 4O  yıldır çevreye ve insan sağlığına  verdiği  zararlarla  ülke gündeminde olduğunu  ve kapatma  kararlarına rağmen işletilmeye  devam edildiğini  söylemiş.Prof. Dr.Sabahat Genç,Yatağan Devlet Hastanesi’ne göğüs hastalıkları nedeniyle başvuran hastaların sayısının Türkiye  ortalamasının 28 üzerinde olduğunu belirtmiş.Aynı öğretim görevlisi Kanser ve göğüs hastalıklarından ölenlerin  sayısının DSÖ’nün belirlediği  üst limitin 3-4 kat daha üzerinde  olduğunu belirtmiş.
             Muğla İli Tabip Odası Başkanı Dr.Hakkı Turan ise Muğla’daki  Yatağan,Yeniköy,Kemerköy, Termik Santrallerinden kaynaklanan hava kirliliğinin 1983-2O17 Yılları  arasında en az 45 bin erken ölüme sebep olduğunu hatırlatmış.Aynı doktor,hava kirliliğine  bağlı kalp-damar ve solunum yolu hastalıkları nedeniyle 46 bin kişinin hastanelere  yattığını  ifade etmiş.             Gelelim Kütahya’ya. Tavşanlı’nın Tunçbilek Beldesi’ndeki  Termik Santral  26 Nisan 1956 tarihinde  zamanın Başbakanı rahmetli Adnan Menderes tarafından açıldıktan bugüne  tam tamına 62 yıl  6 ay  geçmiş. Bu santral  17 Aralık 2O14 tarihinde özelleştirildi ve Haziran 2O15’ te de  devredildi.   Bu termik santral o günden bugüne en son 45O megavat  elektrik   üretmiş ve milli enterkonekte sisteme  katkı sağlamıştır. Nice değerli ustabaşılar,ustalar,teknik eleman,işçi ve diğerleri bu santralda çalıştı Benim oğlum bile bu santralda idari müdür yardımcısı olarak hizmet vermişti..Ben santralda  çalışanların bu kadar süre içinde yani  62 yıl altı aylık süre içinde  ne kadarının  kaçının kansere yakalanarak aramızdan ayrıldığını bilmiyorum. Sadece aklıma geliverenler arasında rahmetliler bir çok kez  Tes-İş Sendika başkanlığı var Ahmet Kazak,Ahmet Kuruçay,Derecik Köyü’nden Osman Koca ,Aydın Erkan ve Ahmet  Bilen var. .Tunçbilek  Termik  Santralı’nın bacalarında filtre olmadığı  ve  santral düşük kaliteli linyit tükettiğinden zaman zaman yıllar içinde Tunçbilek’i gündüzken geceye çevirmiştir.Bu durum özelleştirildiğinden bugüne de aynen devam etmektedir.Bazen cep telefonlarına kadar düşen Tunçbilek görüntülerinden bunu anlamak mümkündür.Bu bacalardan atmosfere yükselen,rüzgarlara göre yön değiştiren pudra inceliğindeki kanserojen külleri bugüne kadar binlerce Tavşanlılı ,benim de aile bireylerim dahil   teneffüs ettik.Muğla benzeri bir  değerlendirme  Kütahya’da da  yapılacak olursa bu gerçek gün yüzüne çıkarılabilir.      Peki bunu kim veya kimler yapacaktır? Bakın 5 tane pırıl pırıl milletvekilimiz var.Birinin konuyu gündeme getirmesi yeterli olacaktır.Yapılacak iş Avrupa İklim Ağı( Can  Europe) ile Kütahya’nın da işbirliği yapmasıdır.Bugüne kadar kaç Kütahyalı hastanelerinde kaç kanserli hastanın tedavi altına alındığını biliyor? Seyitömer Termik Santralı da Kütahyalının burnunun dibindedir.Kütahya’da hiç kanser hastası yok mudur? Kaç Kütahyalı kanserden vefat etmiştir? Bunu da bilenimiz var mı? Biz Termik santrallere hep istihdam yaratan  kuruluşlar olarak baktık. Madalyonun öteki yüzünü görmek istemedik. Fazla uzağa da gitmeye gerek yok. Orhaneli Termik Santralı’nın dahi uçucu,pudra inceliğindeki kanserojen külleri Kütahya’ya ulaşabilmektedir. Ama at gözlüğü taktığımız için bunun farkında olamıyoruz.Dürüst olalım. Hastanelerimiz kanserli hasta sayısını bildirmelidir.Mezarlıklarımızda kanserden ölenlerin sayısı küçümsenemeyecek boyutlara ulaşmıştır.Maalesef Termik Santrallerimizin bacalarına filtreyi bile taktıramamışız.İnsanımızın sağlığıyla yakından ilgili olan bu bir atla deve olmayan filtreler olmadığı için de insanımız yıllardır bu kirli havayı solumuştur Solumaya da devam ediyor..Atı alan Üsküdar’ı geçmiştir. Kanser  hepimizin v ücudundadır.Kütahya’nın Sivil Toplum Örgütleri nerededir?Eşrefi mahluk olan insanı kollaması gerekenler nerededir.? Bu uyarıyı benim mi yapmam gerekirdi?Öyleyse yarını beklemeden bugünden ellerimizi  başımızın iki yanına koyup düşünmemizin tam zamanıdır.
             Kütahyamız zehirli katı atık tesisleri için de duyarlı olmalıdır.Yarın bir gün bu konuda da birileri Cennet Kütahya’yı Cehenneme  çevirmek için Kütahya’nın kapısını çalabilir.Hepimiz uyusak bile birimiz bari uyanık kalsın. 
             TANSU ÇİLLER’İN PRENSLERİNDENDİ BİR ARA SAĞLIK 
BAKANIYDI  KÜTAHYA SİMAVLI İSMAİL KARAKUYU’YU KAYBETTİ       
      Doğru Yol Partisi Kütahya Milletvekiliydi. Doğru Yol Partisi Genel Başkan Yardımcılığı yapmıştı.Bir ara da Sağlık Bakanıydı. Kütahya Milletvekili olarak iki dönem görev yapmıştı. Kütahya’ya karınca kararınca hizmet etmiş bir hemşehrimizdi.
      İsmail Karakuyu’nun vefat haberini Pazar günü aldım. Bir anda gerilere gittim.Rahmetliyi Tavşanlı’da sık sık görürdüm. Bir gün kendisini  rahmetli ilçe başkanı Sait Arıkan’ın mütevazi işyerinde gördüğüm zaman .” Bülent Bey gel bir çayımızı iç” dediğinde  kendisini kırmamış hem bir bardak çaylarını yudumlamış hem de  oradan buradan sohbet etmiştik.      Rahmetli Karakuyu 195O doğumluydu,. Kardeşi bir ara Simav Belediye Başkanıydı Metin Karakuyu’dan dört  yaş küçüktü. Gerek rahmetli gerekse kardeşi Metin Bey Simav’a gerçekten hizmet vermişlerdir. Karakuyu Ailesi’nin bireyleri olarak  ellerinden geldiğince çalışmışlardır.Rahmetli İsmail Karakuyu sadece Tavşanlı’ya değil,ilin tüm ilçelerine  uğrayan,hemşehrilerimizle  bir araya gelmiş milletvekillerimizdendi “Ben  Simavlı’yım ama tüm ilin milletvekiliyim” derdi..Hepimiz faniyiz. O’nu  en verimli döneminde   kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Simavlı hemşehrilerime özellikle başsağlığı dileklerimi iletmek isterim.Rahmetli babam Simav’da  hakimken  bu ailenin bireylerini az çok tanırdık.      Rahmetl iyi bir i Demokrattı. Rahmetli Adnan Menderes’i çok severdi.Çok partili döneme geçildiği 195O Yılı  14 mayıs  günü bir yaşında olduğunu söylerdi.Çapa Öğretmen Okulu’nu bitirdikten sonra  daha yükseğini de  bitirdiğini biliyorum. İyi bir matematik öğretmeniydi.Zeki bir insandı. Simav Lisesi,Niğde Lisesi ve bazı yerlerde branş  öğretmenliği vardı.Doçent olduktan sonra öğretim üyesi olarak Isparta, KKTC’ de  ve Akdeniz Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olduğunu da duymuştum Simav Devlet Hastanesi’ne Sağlık Bakanlığı’nca  adının verildiği tarihlerde profesördü..Değerli meslektaşım bir ara Tavşanlı’da öğretmendi Halil Sarı’nın çocukluk arkadaşı olduğu için bazı bilgileri  Ondan aldım..        Taktir Allah’ındır. Hepimiz bir gün  bizi Yaratana  geri döneceğiz.Sevgili İsmail Karakuyu’ya Allah’tan rahmet kederli ailesine başsağlığı  diliyorum. 
    13  KASIM  1941  RAHMETLİ  KÜTAHYA BAROSU 
ÜYELERİ’NDEN  YAVUZ  ÖKEM’İN  DOĞUM GÜNÜYDÜ
       Sevgili Yavuz Ökem Kütahya Barosu’nun değerli üyelerindendi.O’nu  geçtiğimiz haftalarda 25 Temmuz 2O18 tarihinde kaybetmiştik.İstanbul’da tedavi görüyordu. Bizleri özlemiş ve doktorundan üç gün izin alarak İzmir’e,oradan da yazlığının bulunduğu Seferihisar’a gelmiş. Birkaç saatlığına da bizi Özdere’de yazlığımızda  eşi Nibras Hanım ve biri büyükelçi  ve diğeri de öğretim üyesi oğulları   Kemal Ökem ve Selim Ökem  ile birlikte   ziyaret etmişti. :”Bülent abi,iyileşirsem doğum gününü  beraber kutlarız . 13 Kasım 1941’de doğdum. 2O18 yılının  Kasım ayında   78 yaşıma  basacağım. Sen mumları şimdiden hazırla  çok değil 77 mum” demişti .Ama doğum gününü kutlayamadı. Mekanı  Cennet olsun Sevgili rahmetli Yavuz, .benim Kütahya Lisesi’nden de  arkadaşım olur..Ben kendisinden 4 yaş büyük olmama karşın lisede  hep beraber gezer,dolaşırdık.Kafalarımız birbirine uyardı.Yavuz artık fotoğraflarda ve anılarda yaşayacak.Tavşanlı’da değerli dostları olduğunu biliyorum. Avukat Cemal Dosdoğru ve  Avukat Lütfiye Öven bunlardan sadece ikisi.. Rahmetli Yavuz,rahmetli  avukat babamın da  meslektaşıydı.  Rahmetli babam, avukatlarımız A. İhsan Bakır,Cemal Dosdoğru,Muammer Uslu,rahmetli Etem Sözen,H İbrahim Manisalı’nın nasıl Hüsamettin amcalarıysa O’nun da babası gibiydi.Rahmetli babam, bu değerli meslektaşlarının kendisine bir kahve ikram etmeleri kendisine ,gittikleri yerlerden iyi pişmiş,kaliteli ekmek getirmelerinden derecesiz mutlu olurdu.. Yavuz,bizlere büyük bir sürpriz yaparak  aramızdan kaydı gittiBir anlamda misafir olduğu dünyamızdan ayrıldı..Sevgili arkadaşım mekanın Cennet olsun.Senin güzel bedenin toprak oldu. fiziken,maddeten  aramızda değilsin. öldün ama gönüllerde olduğun için bir anlamda yaşıyorsun.Mekanın Cennet olsun..
TAVŞANLI’NIN ÜNLÜ NİKAH MEMURLARINDAN  RAHMETLİ  MUSTAFA  ÇAVDAR’IN GURURU SEVGİLİ OĞLUYDU  AVUKAT ATIF ÇAVDAR ARAMIZDAN AYRILALI                                                  TAM SEKİZ YIL OLMUŞ
       Kütahya Barosu’nun Tavşanlılı üyelerinden Avukat Atıf Çavdar aramızdan ayrılalı tam sekiz koca yıl olmuş.Mesleğini çok severdi. Çetin biriydi. Hiç unutmam zamanın kaymakamlarından Hasan Hüseyin Yazlık ile makam odasında haklı olduğuna inandığı  bir konuda tartışmışlar neredeyse  sayın kaymakamın yakasına sarılacaktı.yumruklaşmaları an meselesiydi.. Rahmetli Çavdar makam odasının kapısı önünde,sayın kaymakam da rahmetlinin karşısındaydı.. Bir punduna getirip makam odasından ayrılmak isterken çıkamamış olayın içinde kalmıştım..Müessif bir olaya  tanık olmak istemiyordum. Neyse k araya girip işi tatlıya bağlamayı başarmıştım.Adliyede  sesi en çok yankılanan avukatlarımızdandı.Sohbetlerde,münakaşalarda renkli bir simaydı..Hatırladığım kadarıyla sevgili Sabahat Özcan’ın yazlığında gecenin geç saatlerinde  geçirdiği bir kalp krizi sonunda kendisini kaybetmiştik.  Mekanı  Cennet olsun.
      DERECİK  KÖYÜ’NDE AYNI GÜNDE KAYBETTİĞİMİZ 
ABDULLAH GÜLER VE ABDULLAH  KORKMAZ  AYNI GÜN
  TOPRAĞA VERİLMİŞLERDİ     
        16 Kasım günü ilçeye bağlı Derecik Köyü’nde bir hüzün yaşandı.. Köyün  tanınan ailelerinden Yakupların Abdullah Güler( Tavşanlı Belediye Başkanı Mustafa Güler’in babası) ve Haytaların Abdullah Korkmaz  birkaç saat aralıkla vefat etmişlerdi ve aynı günde de köy mezarlığında  toprağa verilmişlerdi.Her  ikisi de benim aziz dostlarımdı. Derecik Köyü’nde 1O yıla varan bir süre içinde müdür yetkili sınıf öğretmenliği yapmıştım. Her ikisiyle de  unutulmaz anılarım var. Mekanları Cennet olsun.
     DEDELER KÖYÜ’NÜN HASAN HOCASI  HASAN KILIÇARSLAN’I DA    22 KASIM 2O17  TARİHİNDE  KAYBETMİŞTİK
        Dedeler Köyü artık  Tavşanlı Belediyesi’nin 19 mahallesi’nden biri.. Köy statüsünden mahalle statüsüne geçti .Her köyün önde gelenleri olduğu gibi rahmetli Hasan Kılıçarslan da  Dedeler Mahallesi’nin vazgeçilmezlerindendi.Yetiştirdiği değerlerdendi .O bir  postnişindi. THK’nun başkanıydı. Çok güzel saz çalardı. İyi  bir öğretmen,iyi .bir arkadaştı. İzmir’e torunlarını görmek için gelmiş,İzmir’de vefat etmişti Son anlarında beraberdik.. Dürüst,namuslu,sözü,özü  doğru,helalı haramı bilen biriydi.Hacı Bektaşi Veli’nin dediği gibi,helal kaynamayan aşın aştan sayılmadığını,Hak için akmayan yaşın,yaştan sayılmadığını,gövde üzerindeki başın secdeye gelmeyen baş olmadıkça  baştan sayılmadığını  söylerdi. Yerinin kolay kolay oldurulacağına inanmıyorum. Mekanı Cennet olsun.Tavşanlı’ya bir gittiğimde mezarını ziyaret etmek,mezarı başında bir Yasin okumak isterim.                        
     MOLLA ABDULLAH’IN  YERİ DOLDURULAMADI 
ARAMIZDAN AYRILALI   NEREDEYSE ÜÇ YIL OLACAK
       
  Molla Abdullah( Abdullah Gürbüz)  Gazi Hv. Plt. Kd. Alb. Zeki Gürbüz’ün,Tavşanlı semalarındaki savaş uçaklarının bıraktığı kulak tırmalayan seslerde yeri olan  gururumuzun babasıdır.  Aramızdan ayrılalı neredeyse üç yıl olacak.Rahmetli Molla Abdullah Allah dostlarındandı. Tavşanlı’nın manevi değerlerindendi. Dünyadan göçenlerin üzerinde, büyük bir bölümünde O’nun da  hakkı olduğuna inananlardanım.. .Aile mensuplarını kaybedenlerin ilk başvurduğu kişi olurdu.. Cenazeler O’nun sağlığında  sorunsuz olarak toprağa verilmiştir.i.O sadece :” Allah razı olsun” diyen insanların dualarıyla mutlu olurdu.:” Taş atıp ta kolum mu yoruluyor?” der  tevazuda yer kadar alçalırdı. Bizim ailemizde de emeği,alınteri,hizmeti vardır.Keşke yaşasaydı. Çünkü Molla Abdullahlar kolay yetişmiyor.Bana her zaman takılır:” Hocam,sen törenleri,etkinlikleri yönetiyorsun. Tahar(tarha) Ahmet eski  evleri yıkıyor. Ben de cenaze zuhur ettiğinde üzerime düşeni yapıyorum İyi ki bizler varız ” der  bizleri  gülümsetirdi. 3O kasım 2O15 tarihinde kaybettiğimiz bu güzel insanı rahmetle anıyorumMekanı Cennet olsun.. 
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları