16 Temmuz 2023 - Pazar

BERBERLERİN PİRİ MERHUM AHMET SEZGİN

BERBERLERİN PİRİ MERHUM AHMET SEZGİN

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 9 dk.
666 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News

 

 TAVŞANLI’DA BANA GÖRE
 BERBERLERİN PİRİ
        MERHUM
  AHMET SEZGİN(KAPTAN)’DIR
 

      Bugün nüfusu hızla artan  bir zamanların bir avuç kadarı,halen Kütahya’nın en kalabalık ,sosyal, ekono mik ,kültürel açılardan en gelişmiş ilçesi Tavşanlı’da  çok sayıda berber,kuaför var. Allah her birine bol kazanç versin.  Ama bugün herhangi birine gidip benim yazımın başlığını sorun, Yani,”Sizce  Tavşanlı’da berberlerin-kuaförlerin piri kimdir?” sorusunu sorun. Alacağınız yanıt sizleri  şaşırtabilir. Çünkü adım gibi biliyorum; Hiç birisi .” Merhum  Ahmet Sezgin,bilinen lakabıyla” Kaptan” diyemeye –cektir. 
      Yine her birine  sorun.” Tavşanlı’ya ilk berber koltuğunu  kim getirdi ?” diye sorun. “ Tavşanlı’ya ilk berber aynasını kim getirdi?” diye sorun. Yine.” Tavşanlı’ya ilk berber kolonyasını kim getirdi?” diye sorun. “ Tavşanlı’da ilk traş fırçasını,traş sabununu kim getirdi?” diye sorun.Dahası; “ Tavşanlı’da ilk berber dükkanı kime aitti?” diye sorun. Hatta;” Hem berber hem sünnetçi kimdi?” diye de sorabilirsiniz. Alacağınız yanıt yoktur. Artık O eski Tavşanlı da yok,O eski Tavşanlılı da.  Gün gelecek kendisini Tavşanlılı zanneden kimselerden dahi bir yanıt alamayacağız. Allah bir avuç hafızası  yerinde olan hemşehrimize  uzun ve sağlıklı ömürler versin. Merhum ATATÜRK ‘ün bile  yanıtı  birçok kişiye aynen.” Merak ettiğiniz hususları İsmet Paşa’ya sorunuz”  olmuştur. Bir de tarihte meşhur bir Marko Paşa vardı.  Herkes bilmediğini O’na sorardı.  Zaman zaman sorulanlardan sıkılıp ta.” Ben Marko Paşa değilim”diyenlere rastlamışızdır. 
      Gelelim sadede; Bu sorulara verilecek tek yanıt:” Tavşanlı’da bunların hepsini merhum Ahmet Sezgin yani halkımızın” Kaptan”olarak ad taktığı Ahmet Sezgin merhum döneminde gördük.” olacaktır.  
      Merhumun sakal traşı yaptığı sırada  usturada biriken sakal karışımını  takvim yaprakları üzerine  sürdüğü söylenir. Ki bu adet uzun yıllar Tavşanlı’da berberler tarafından uygulanmıştır. Tavşanlı Tavşanlı olalı beri birçok Tavşanlılının bir berberi mutlaka olmuştur. Merhum babam ilk Tavşanlı’ya geldiğimizde  merhum Ordu Ahmet’e giderdi.  Daha sonra Allah kendisine sağlıklı uzun ömürler versin Berber Ergun’a gitmeye başladı.  Bir ara da Ergun kardeşimin ustası Berber Hasan’a gittiği olmuştur. Berberler ; geveze ve konuşmayan olarak iki türlüdür.  Geveze berber veya kuaför hem traş yapar hem soru sorar.  Böyleleri birçok bilinmeyeni bilir hale gelir.  Konuşmayanlar ise  sadece işini yapar,gereksiz konuşmaz.
       Berber ve kuaförler ustura kullandıkları için  bir anlamda  korkulacak kişilerdir. Küçük bir hamle ile canınızı alabilirler.  Bir ara Eskişehir’den Tavşanlı’ya  ekspresle gelirdim.  Eskişehir Garı’nda bir berber-kuaför vardı. Bir sakal traşı olup ta yola çıkmayı düşünmüştüm. Ekspres’in gelmesine de  15-20 dakika kadar vardı yoktu.  “Acele işe şeytan karışır”lafını severim. Genç berber  kardeşimden sadece  sakal traşı yapmasını ve de acele etmesini rica etmiştim.  Daha bismillah! Ustura sağ kulağımın  memesini kesmesin mi? Kanı durdurmak için büyük çaba harcamıştık.Neticede kan durmuş ama kulağımın memesinde kocaman bir pamuk benimle birlikte Tavşanlı’ya kadar gelmişti. Ama ne oldu biliyor musunuz? O günden sonra bir daha asla berberde sakal traşı olmadım. Bu işi  hep kendim yaptım ve yapmaya devam ediyorum. 
       Askeri darbe dönemlerindeydi. Bir yüksek rütbeli Güneydoğu’da bir berbere  her nasılsa gitmiş ve traş olmuş.  Ertesi günü   garnizona bazı kişileri derdest edip getirmişler. Komutan bir de bakmış, içlerinden biri akşam kendisini traş eden   berber  değil mi?   Tüylerinin diken diken olduğunu  anlatmışlardı.  Çünkü uzun yıllar teröristlerin gece silahlı,gündüz külahlı oldukları bilinirdi.   
       Ama yıllar içinde berberlerin bir kısmının  iyi ustura kullandıkları için sünnetlik yaptığını da biliyoruz. Sünnet deyince bir anım var; Merhum Kütahya A.A İl Muhabiri  Hasan Bilcan  Kütahya’dan ,ben de  Tavşanlı’dan  iki haber geçmiştik.  Merhum Bilcan’ın haber başlığı.” Kütahya’da bir berber  bir saatte  60 çocuğu sünnet etti” şeklindeydi.  A o da ne? Ertesi günü Basın kartını 24 saatte Ankara’ya geri göndermesi istenmedi mi?  Haber abartılı bulunmuş,genel müdür sinirlenmiş ve  kartın iadesi talimatını  vermiş. . Benim haber de  bir başkaydı;” Tavşanlı’da kesilen bir dananın işkembesinde ‘ Muhammed’ sözcüğü okundu” şeklindeydi. Bu haber de ciddiye alınmamış olmalı ki   benim kartta Ankara’ya gitmişti. Her ikimizin kartları da kulakları çınlasın Anap Dönemi’nin güçlü isimlerinden hemşehrimiz Doç. Dr. Mustafa Kalemli ‘nin  çabaları sonucu geri gelmişti.  Yazım nasıl başladı nasıl bitti değil mi?
  TAVŞANLI’DA BU GÜNLER BİR GÜN ACABA 
       MÜTEVAZİ ETKİNLİKLERLE  KUTLANACAK MI     ?
 
        Tavşanlılı, 3 Eylül Yerel Bayramı’nı  Cumhuriyeti’in ilanından yıllar sonra kutlamıştır.  Hiç unutmam merhum gazeteci-yazar,Abdurrahim Börekoğlu” Müstakil Tavşanlı” adlı yerel gazetesinde  Üç Eylül gününün yerel bayram olarak kutlanmasını ilk teklif edendir.  İyi-kötü bu yerel bayramı  halen kutluyoruz.  Ama  dört dörtlük mü?Sanmıyorum.  Bence   bu günü  arzulanan kriterde maalesef kutlayamıyoruz. 
        TREN, Tavşanlı’nın   istasyonuna  (halen bu istasyon gardır ve Eskişehir- Balıkesir arasında Kütahya DDY Garı’ndan sonraki ikinci büyük gardır) Üç Eylül  1928 tarihinde  girmiştir.  Buharlı bir lokomotifin  arkasına taktığı   15 yük vagonu   birinci hatta girdiğinde  Tavşanlı’nın merkez  nüfusu   3588’di. 
        Ama ne yazıktır ki  aradan geçen  95 yıl içinde  bir kez dahi bu mutlu  an  en küçük bir etkinlikle dahi   kutlanmamıştır.  Yani bir atla deve midir ki  böyle bir anı  bir şekilde kutlayamıyoruz? Tavşanlı7yı Balıkesir’e ve Eskişehir’e bağlayan demiryolu güzergahında nice canlar yitirdik. Bugün bile bazı güzergahlarda minik minik mezarlar hala vardır. Bu mezarlarda  vefakar ve cefakar Demiryolu çalışanları   yatmaktadır. Ki bunlar bana göre demiryolu  şehitleridir.  Sayın kaymakamımız  isterlerse bu günün Tavşanlı’da kutlanmasını  gelenek haline getirebilir.
        Tavşanlı, Ankara Hükümeti’nce 25 Mart  1921’de   ilçe yapılmıştır. Bu tarih baz alınarak   her yıl  Mart ayının 25’inci günü   ilçe bazında   bir tören  yapılabilir. Sahi neden bunu yıllar içinde kutlamayı akıl edemedik? Birçok  haftayı günü kutluyoruz da böyle önemli bir tarihi kutlamıyoruz. 
        TAVŞANLI POSTASI Gazetesi   17 Haziran 1949 tarihinde yayın hayatına başlamıştı. Bugün hayatta kalanlar  ancak bu tarihi anımsayabilir. Ki yaşları   en az 74-75 olmalıdır. Bir Kültür Merkezimiz var. Bu kültür merkezinin de güzel  bir salonu bulunuyor.  Her yıl 17 Haziran geldiğinde bu salonu doldurup bu ilk yerel gazetemizi  anabiliriz. Merhum gazeteci-yazar ,bir anlamda hemşehrimiz  Kamil Güvenç’i( Tatar Kamil)  anabiliriz. Küçük bir etkinlik yapılabilir. 
        Cumhuriyetimizin kurucusu,ilk cumhurbaşkanımız ATATÜRK   10 Nisan 1931 tarihinde  Tavşanlı’yı ziyaret etmiştir. Soruyorum, Böyle bir gün kutlanmamışsa ne zaman kutlanacaktır?
 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları