BERBERLERİN PİRİ MERHUM AHMET SEZGİN
BERBERLERİN PİRİ MERHUM AHMET SEZGİN

Bülent Alpagut
- 05062218413
TAVŞANLI’DA BANA GÖRE
BERBERLERİN PİRİ
MERHUM
AHMET SEZGİN(KAPTAN)’DIR
Bugün nüfusu hızla artan bir zamanların bir avuç kadarı,halen Kütahya’nın en kalabalık ,sosyal, ekono mik ,kültürel açılardan en gelişmiş ilçesi Tavşanlı’da çok sayıda berber,kuaför var. Allah her birine bol kazanç versin. Ama bugün herhangi birine gidip benim yazımın başlığını sorun, Yani,”Sizce Tavşanlı’da berberlerin-kuaförlerin piri kimdir?” sorusunu sorun. Alacağınız yanıt sizleri şaşırtabilir. Çünkü adım gibi biliyorum; Hiç birisi .” Merhum Ahmet Sezgin,bilinen lakabıyla” Kaptan” diyemeye –cektir.
Yine her birine sorun.” Tavşanlı’ya ilk berber koltuğunu kim getirdi ?” diye sorun. “ Tavşanlı’ya ilk berber aynasını kim getirdi?” diye sorun. Yine.” Tavşanlı’ya ilk berber kolonyasını kim getirdi?” diye sorun. “ Tavşanlı’da ilk traş fırçasını,traş sabununu kim getirdi?” diye sorun.Dahası; “ Tavşanlı’da ilk berber dükkanı kime aitti?” diye sorun. Hatta;” Hem berber hem sünnetçi kimdi?” diye de sorabilirsiniz. Alacağınız yanıt yoktur. Artık O eski Tavşanlı da yok,O eski Tavşanlılı da. Gün gelecek kendisini Tavşanlılı zanneden kimselerden dahi bir yanıt alamayacağız. Allah bir avuç hafızası yerinde olan hemşehrimize uzun ve sağlıklı ömürler versin. Merhum ATATÜRK ‘ün bile yanıtı birçok kişiye aynen.” Merak ettiğiniz hususları İsmet Paşa’ya sorunuz” olmuştur. Bir de tarihte meşhur bir Marko Paşa vardı. Herkes bilmediğini O’na sorardı. Zaman zaman sorulanlardan sıkılıp ta.” Ben Marko Paşa değilim”diyenlere rastlamışızdır.
Gelelim sadede; Bu sorulara verilecek tek yanıt:” Tavşanlı’da bunların hepsini merhum Ahmet Sezgin yani halkımızın” Kaptan”olarak ad taktığı Ahmet Sezgin merhum döneminde gördük.” olacaktır.
Merhumun sakal traşı yaptığı sırada usturada biriken sakal karışımını takvim yaprakları üzerine sürdüğü söylenir. Ki bu adet uzun yıllar Tavşanlı’da berberler tarafından uygulanmıştır. Tavşanlı Tavşanlı olalı beri birçok Tavşanlılının bir berberi mutlaka olmuştur. Merhum babam ilk Tavşanlı’ya geldiğimizde merhum Ordu Ahmet’e giderdi. Daha sonra Allah kendisine sağlıklı uzun ömürler versin Berber Ergun’a gitmeye başladı. Bir ara da Ergun kardeşimin ustası Berber Hasan’a gittiği olmuştur. Berberler ; geveze ve konuşmayan olarak iki türlüdür. Geveze berber veya kuaför hem traş yapar hem soru sorar. Böyleleri birçok bilinmeyeni bilir hale gelir. Konuşmayanlar ise sadece işini yapar,gereksiz konuşmaz.
Berber ve kuaförler ustura kullandıkları için bir anlamda korkulacak kişilerdir. Küçük bir hamle ile canınızı alabilirler. Bir ara Eskişehir’den Tavşanlı’ya ekspresle gelirdim. Eskişehir Garı’nda bir berber-kuaför vardı. Bir sakal traşı olup ta yola çıkmayı düşünmüştüm. Ekspres’in gelmesine de 15-20 dakika kadar vardı yoktu. “Acele işe şeytan karışır”lafını severim. Genç berber kardeşimden sadece sakal traşı yapmasını ve de acele etmesini rica etmiştim. Daha bismillah! Ustura sağ kulağımın memesini kesmesin mi? Kanı durdurmak için büyük çaba harcamıştık.Neticede kan durmuş ama kulağımın memesinde kocaman bir pamuk benimle birlikte Tavşanlı’ya kadar gelmişti. Ama ne oldu biliyor musunuz? O günden sonra bir daha asla berberde sakal traşı olmadım. Bu işi hep kendim yaptım ve yapmaya devam ediyorum.
Askeri darbe dönemlerindeydi. Bir yüksek rütbeli Güneydoğu’da bir berbere her nasılsa gitmiş ve traş olmuş. Ertesi günü garnizona bazı kişileri derdest edip getirmişler. Komutan bir de bakmış, içlerinden biri akşam kendisini traş eden berber değil mi? Tüylerinin diken diken olduğunu anlatmışlardı. Çünkü uzun yıllar teröristlerin gece silahlı,gündüz külahlı oldukları bilinirdi.
Ama yıllar içinde berberlerin bir kısmının iyi ustura kullandıkları için sünnetlik yaptığını da biliyoruz. Sünnet deyince bir anım var; Merhum Kütahya A.A İl Muhabiri Hasan Bilcan Kütahya’dan ,ben de Tavşanlı’dan iki haber geçmiştik. Merhum Bilcan’ın haber başlığı.” Kütahya’da bir berber bir saatte 60 çocuğu sünnet etti” şeklindeydi. A o da ne? Ertesi günü Basın kartını 24 saatte Ankara’ya geri göndermesi istenmedi mi? Haber abartılı bulunmuş,genel müdür sinirlenmiş ve kartın iadesi talimatını vermiş. . Benim haber de bir başkaydı;” Tavşanlı’da kesilen bir dananın işkembesinde ‘ Muhammed’ sözcüğü okundu” şeklindeydi. Bu haber de ciddiye alınmamış olmalı ki benim kartta Ankara’ya gitmişti. Her ikimizin kartları da kulakları çınlasın Anap Dönemi’nin güçlü isimlerinden hemşehrimiz Doç. Dr. Mustafa Kalemli ‘nin çabaları sonucu geri gelmişti. Yazım nasıl başladı nasıl bitti değil mi?
TAVŞANLI’DA BU GÜNLER BİR GÜN ACABA
MÜTEVAZİ ETKİNLİKLERLE KUTLANACAK MI ?
Tavşanlılı, 3 Eylül Yerel Bayramı’nı Cumhuriyeti’in ilanından yıllar sonra kutlamıştır. Hiç unutmam merhum gazeteci-yazar,Abdurrahim Börekoğlu” Müstakil Tavşanlı” adlı yerel gazetesinde Üç Eylül gününün yerel bayram olarak kutlanmasını ilk teklif edendir. İyi-kötü bu yerel bayramı halen kutluyoruz. Ama dört dörtlük mü?Sanmıyorum. Bence bu günü arzulanan kriterde maalesef kutlayamıyoruz.
TREN, Tavşanlı’nın istasyonuna (halen bu istasyon gardır ve Eskişehir- Balıkesir arasında Kütahya DDY Garı’ndan sonraki ikinci büyük gardır) Üç Eylül 1928 tarihinde girmiştir. Buharlı bir lokomotifin arkasına taktığı 15 yük vagonu birinci hatta girdiğinde Tavşanlı’nın merkez nüfusu 3588’di.
Ama ne yazıktır ki aradan geçen 95 yıl içinde bir kez dahi bu mutlu an en küçük bir etkinlikle dahi kutlanmamıştır. Yani bir atla deve midir ki böyle bir anı bir şekilde kutlayamıyoruz? Tavşanlı7yı Balıkesir’e ve Eskişehir’e bağlayan demiryolu güzergahında nice canlar yitirdik. Bugün bile bazı güzergahlarda minik minik mezarlar hala vardır. Bu mezarlarda vefakar ve cefakar Demiryolu çalışanları yatmaktadır. Ki bunlar bana göre demiryolu şehitleridir. Sayın kaymakamımız isterlerse bu günün Tavşanlı’da kutlanmasını gelenek haline getirebilir.
Tavşanlı, Ankara Hükümeti’nce 25 Mart 1921’de ilçe yapılmıştır. Bu tarih baz alınarak her yıl Mart ayının 25’inci günü ilçe bazında bir tören yapılabilir. Sahi neden bunu yıllar içinde kutlamayı akıl edemedik? Birçok haftayı günü kutluyoruz da böyle önemli bir tarihi kutlamıyoruz.
TAVŞANLI POSTASI Gazetesi 17 Haziran 1949 tarihinde yayın hayatına başlamıştı. Bugün hayatta kalanlar ancak bu tarihi anımsayabilir. Ki yaşları en az 74-75 olmalıdır. Bir Kültür Merkezimiz var. Bu kültür merkezinin de güzel bir salonu bulunuyor. Her yıl 17 Haziran geldiğinde bu salonu doldurup bu ilk yerel gazetemizi anabiliriz. Merhum gazeteci-yazar ,bir anlamda hemşehrimiz Kamil Güvenç’i( Tatar Kamil) anabiliriz. Küçük bir etkinlik yapılabilir.
Cumhuriyetimizin kurucusu,ilk cumhurbaşkanımız ATATÜRK 10 Nisan 1931 tarihinde Tavşanlı’yı ziyaret etmiştir. Soruyorum, Böyle bir gün kutlanmamışsa ne zaman kutlanacaktır?