10 Temmuz 2021 - Cumartesi

Bu hafta gazetemizdeki yazılar

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 16 dk.
1018 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News

 

      TKİ   GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
   TAVŞANLI  GARP LİNYİTLERİ
 İŞLETMESİ MÜESSESESİ’NİN 
(HALEN İŞLETME) AĞAÇLANDIRMA
 ÇALIŞMALARINA 1950’DEN BERİ DEVAM ETTİĞİNİ KAÇ KİŞİ  
  BİLİYOR  
                                                                                                                     


      Türkiye’de , HEM ÜRETİM YAPAN,HEM ÜRETİM SIRASINDA TAHRİP ETTİĞİ DOĞAYI  ONARAN 
 nadir kuruluşlardan birisi TKİ  Genel Müdürlüğü Tavşanlı Garp Linyitleri İşletmesi Müessesesi(bugün işletme) dir. 
      Bu konuda konuşan Tavşanlı GLİ Müdürü  Dr.Recep Çelik” Kuruluşumuz  ağaçlandırma faaliyetlerini 1950’de başlatmıştır. Biz kuruluş olarak doğaya asla zarar vermedik ve  vermiyoruz.Bir anlamda   sırf üretim için tahrip ettiğimiz , yaraladağımız doğayı yeniden onarıyoruz. Yaptığım inceleme gösterdi ki kuruluşumuz, 1950’lili yıllardan bugüne  toplam 2 milyon 590 bin fidanı toprakla buluşturmuş. Bu çalışmalarımız rahmetli büyük botanikçi,doğa dostu,Tema Genel Başkanı, Tavşanlı’nın Fahri Hemşehrisi Hayrettin Karaca’nın da gözünden kaçmamış,çeşitli vesilelerle kuruluşumuzu övmüştür Rahmetli TEMA  Tavşanlı Gönüllüsü’ydü  Fevzi Coşgun da kuruluşumuza dekapaj alanlarını yeniden ağaçlandırmada destek verirdi. Bizim üretim,piyasaya  sunma,ağaçlandırma  faaliyetlerimiz içinde en ağırlıklı olanlardan birisi yeniden terk edilen kömür havzalarını doğaya geri kazandırmaktır..Aslında bu faaliyetlere  önem veriyoruz. Biz ağacı seven bir milletin evlatlarıyız. Yeniden yeşil hale getirilen alan toplamı,ruhsat sahamızın 10’una  tekabül ediyor. Yani  1.248 hektar bir alan. Son yıllarda bu sayı giderek artmış.  2018 yılında 400 bin adet fidanı toprakla buluşturmuşuz. 2020 yılında ise  150 bin fidanı yine toprakla buluşturmuşuz.  Bu yıl yine 100 bin adet karaçam,4 bin adet sedir fidanı toprakla buluşturuldu. Bu arada sadece kendi üretim alanlarında değil,mıntıkamızdaki  çalışmalara da destek veriyoruz, 2019 ve 2020  yıllarının 11 Kasım günlerinde yani ağaç dikme etkinliklerinde  yoğun bir çalışmamız söz konusu.  Geçmişte  izin alarak  işlettiğimiz sahalarda da gereken rehabilitasyon çalışmaları  yapılmıştır.  Yine 5 bin adet  lavanta fidanının  kaybedilmiş topraklarla buluşması ayrı bir öneme sahiptir” diyor. 
     GLİ, faaliyete geçtiği 1940’lı yıllardan itibaren,ağaçlandırma konusunda ,müessese(işletme) müdürleri ;  Nadir Hakkı  Önen,Cemal Kıpçak, Cemal Rüştü Uysal,Nevzat Yerdel, Abdurrahman Aydın, Faik Gencer, Fahri Ergun, Hilmi Dokuzoğlu, İzzet Özerdem, Dursun Akar, Atıf Köktürk,  Orhan Çakır, Cafer Metin, Cemal Kocabey, Kemal Penbe, Paşa Kaya, Recep Çetiner, Mustafa Çokuslu, Ercan İpek zamanında da bu  alışkanlığını sürdürmüş.
     Bu arada Değirmisaz Linyitleri İşletmesi Bölgesi’nde( Balıköy Beldesi’ne komşuydu, halen böyle bir işletme yok)  de benzer çalışmalar yıllar içinde yapılmış. Son bilgiler Keramika Genel Müdürü Emin Yüce’den.Sayın Yüce bu konuda yaptığı açıklamada.” 1992 yılında  terk edilen alanlarda peyderpey yapılan ağaçlandırma çalışmalarında  karşılaştığımız tablo bizleri derinden yaralıyordu. Çalışmaları bizler başlattık.  Doğa nasıl eski haline getirilebilir diye bayağı  endişeliydik.  Önce en hızlı gelişen,büyüyen,iklim koşullarına  cevap veren  Fıstık çamı temin ettik. Kütahya’da ilk kez dikilen Fıstık Çamı ,Değirmisaz yöresi’nde gelişmiştir. Diktiğimizde 5-6 cm boyundaki fidanlar  bugün kocaman ağaçcıklar halini almıştır. 300 hektar alanda   ayrıca  Kızılçam  da gelişti. Tapulu arazilere  Mahlep fidanı diktik.  Vişne ve Kiraz  yörede  gelir kapısı oldu.  Mahlep ağacı suyu pek sevmez. Daha sonra ne yaptık? Mahlep gövdesine  kiraz aşıladık. Yaklaşık bir ay sonra mahlep gövdeli kirazları tatmak mümkün olacak. Bizim için en avantajlı olan husus  Değirmisaz’da terk edilen işletme alanlarının  altında hala bir miktar da olsa linyit bulunmasıdır. Dekapaj çalışmalarıyla  toprak bir anlamda hallaç pamuğu gibi atıldığından verimli bir ham toprak ortaya çıkıyor.  Linyit  parçaları eriyerek gübreye dönüşüyor. Çalışmalarımız tüm Türkiye’ye örnek çalışmalardır. Aslında özel firmalar arasında  ağaçlandırma yapan ilk firma biziz diyebilirim.   Bu çalışmalarımız çevre köyler için de  örnek teşkil ediyor.  Köylü yurttaşlar   biz ne yapıyorsak aynısını yapıyorlar.”  diyor.
          Hiç unutmam,Tavşanlı’nın tanınmış iş insanlarından birisidir; ,Necati Ünal, Değirmisaz Linyit  İşletmesi faaliyetini durduktan sonra    işletmece ekonomik olmadığı ifade edilen Değirmisaz Linyiti’ni çıkarmaya devam etmişti.  Bir yer altı galerisinin suyla dolması sonucu bu galeride oluşan  su yolunda yüzlerce sazan balığı yetiştirilmişti.  Zamanın bakanlarından Doç. Dr. Mustafa Kalemli zaman zaman değerli iş insanı Necati Ünal’ı Değirmisaz’a ziyarete giderdi. Bizler de Basın mensubu olarak kendisine  katılırdık. Bu sazanları görenlerden birisi benim.Küçük bir bebek büyüklüğünde 8-10 kg ağırlığında olanları bile vardı. Şimdi duruyor mudur bilmiyorum. Bu vesileyle sevgili dostum Emin Yüce’ye en kalbi selamlarımı gönderiyorum. 

 

 

 

          SAYIN  ORMAN BÖLGE MÜDÜRÜMÜZ 
  HASAN  KESKİN  BEY 
                            ORMANLARIMIZ ÖNCE ALLAH’A
 SONRA SİZE EMANET
 
              Sayın Orman Bölge Müdürümüz Hasan Keskin:” Orman kahramanlarımız yangın sezonu ile birlikte  iş başında” demiş.Gerçekten doğrudur.  Orman teşkilatında tüm bireyler gerçekten birer kahramandır. Allah göstermesin bir yangın vukuunda her biri  üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor.Bunu herkes bilmez. Kaç kişi bir orman yangını görmüş veya bu yangını yaşamıştır?Ben eski bir orman Avukatı’nın oğluyum. Babam rahmetli Simav ‘da  hakimken kendi isteğiyle   mesleğinden ayrılmış 1946 yılı ortalarında, zamanın Tavşanlı Orman İşletme Müdürü soyadını unuttum Orhan Bey’in teklifini kırmayarak Tavşanlı’ya gelmiş,bizi de getirmiş, orman avukatı olarak göreve başlamıştı.
               Ben o zamanlar çocuktum. Babam sayesinde Tavşanlı’nın cennet  ormanlarının en ücra köşelerini görmek fırsatı yakaladığım için şanslıyım.  Ne zaman bir orman köşesine gitsek, ormanın   derinliklerinde kurulan sofralarda karnımızı doyurur,nefis çayları yudumlardık. Bizim en kadim dostlarımız arasında ormancılar vardır. Yıllar içinde  rahmetli babam serbest avukat olarak  yaşamını sürdürme kararı alınca ormandaki görevinden ayrılmak zorunda kalmıştı. Ama yıllar içinde ormancılarla dostluğumuz hep devam etmiştir. 
               Bugün ne zaman orman hakkında bir açıklama ,bir toplantı yapılsa,bir haber çıksa  haliyle ilgi duyarım. Sayın Kütahya Orman Bölge Müdürü   Hasan Keskin Bey’le   tanışma fırsatı bulamadım. Çünkü Kütahya’dan uzaktayım.Ama ,Kütahya’da teşkilatın abisi  olarak  başımızın üzerinde yeri var. Sayın Keskin’in teşhislerine katılıyorum.  Gerçekten orman yangınlarının 94’ü insan kaynaklıdır. Bize  küçükken,ormanlara en büyük zarar verenlerin keçiler olduğu anlatılmıştır. Şimdi düşünüyorum da zavallı keçiler ne kadar masummuş.  Efendim çamların pürçüklerini yerlermiş. Yesinler be kardeşim. Bakın sırf yanlış anlaşılmalar yüzünden bugün başta kılkeçisi ,keçi neslin kökünü kazıdık. Adeta,yok ettik.Bu yüzden değil midir ki ,  Kütahyalı bile yıllardır yediği,nefis keçi peynirlerini  bugün hala yiyemez durumdadır.İnşallah  sayın valimiz Ali Çelik Bey’in  gayretleriyle  Emet’te faaliyete geçeceği ifade edilen keçi sütünden peynir üretme tesisi sayesinde bu  hasret son bulacaktır.
                 Orman yangınları konusunda  halkımız bilinçli değil. Okullarımızda öğretmenlerimize,camilerde imam efendilere görevler düşüyor.Kışlalarda subaylarımız görevini yapıyor,Çünkü bugün ülkemizde nerede çöldeki vaha misali bir orman parçası görsek burasının bir askeri birlik olduğunu  herkes anlıyor. TV  programlarında halkımız ,beş vakit namaz misali,  sık sık orman yangınları hususunda  bilgilendirilmelidir. Gerektiği şekilde uyarılmalıdır. Eğitim amaçlı  programlara  geniş yer verilmelidir.Saatlerce süren uyduruk programlar kadar yayın yapılsa en azından yeterlidir. 
                 Türkiye,Allah’ın  gizli bahçelerinden birisidir. Bunun idraki içinde miyiz?Bu nimete gereken önemi veriyor muyuz?. Dağ ve orman turizmi gelecek açısından ülkemiz  adına,büyük yararlar sağlayabilecek potansiyele sahip.Bildiğim kadarıyla ,belli bir program çerçevesinde her yıl periyodik olarak  gençleştirme çalışmaları   devam ediyor.Kağıt  konusunda,   önce  atık maddeler değerlendirilmeli,kağıt için ağaç kesimi en son gündeme gelmelidir. Türkiye’de çok gövdeli piramidal karaçam ormanlarından birisi,Kütahya’nın Tavşanlı İlçesi’nde, Vakıf Ormanlarındadır.  Bu cennet parça özenle korunmalıdır.Ormanlarımızın  bu cennet parçasına insan ayağı dahi girmemelidir,
                  Orman yangınları için ilimizdeki baraj ve göletler aslında bulunmaz bir  nimettir. Kütahya Orman Bölge Müdürlüğü  envanterine  en azından bir yangın söndürme uçağı ve bir yangın söndürme helikopteri   girebilir. Bu uçak ve helikopter, Hava Er Eğitim Tugay Komutanlığı,hizmet alanında uygun bir yerde konuşlandırılabilir. Devletimiz artık kendi kurumumuz THK’nun atıl durumdaki yangın söndürme uçaklarını kullanmaya başlamalıdır. Bunu engelleyenler kimlerdir bayağı merak ederim. .THK’nun yangın söndürme uçakları bölge müdürlüklerimize   emrine tahsis edilebilir 
             Ormanlar bizlere bırakılmış en değerli mirastır. Elimizden kayıp gitmesine asla gönlümüz razı olamaz.  Kütahya’da  tüm orman işletme birimlerindeki personelin  her zaman beklenmedik bir yangına müdahale edebilecek hale gelmesi   en büyük dileğimizdir.Hatta daha ileriye gidiyorum; Bugün Türkiye’de Orman Teşkilatı en modern araç ve gereçlere sahip olmalıdır. Bu imkan da vardır. Orman Teşkilatı  hiçbir yerden yardım talep etmeden bütün olumsuzluklara müdahale edebilir durulma getirilmelidir.   Allah ,evlatlarımıza,torunlarımıza  ağaçsız,yanıp kül olmuş topraklar göstermesin Hele hele Kütahya’yı Allah korusun. Ben sayın orman bölge müdürüm  Hasan Keskin Bey’in,mesai arkadaşlarının  bizler gibi   kaygısız, rahat uyuyabildiklerini düşünmüyorum. Uykularının tilki uykusu kadar hafif olduğuna inanıyorum.  Orman yangınlarında doğal afet    6 lık bir paya sahipmiş. O da Allah’tan. Ne denir?   Dikkat ve  duyarlılık  şart. İhmal ve dikkatsizlik ise   ormanlarımızın başlıca düşmanıdır. Orman Yangınları ile mücadele  şube müdürü A. Yavuz Helvacı, OYM Şube mühendisleri  A. Başar Kavcin ve Sinem Aşçı, Makine  ve ikmal şube  müdürlüğü mühendisleri  Gökhan Sezgin ve Tuğrul Çiçek kardeşlerime de başarılar diliyorum.  Orman yangınları temel bilgileri,yangınlara müdahale teknikleri,kullanılan ekipman,el aletleri,iş makineleri ,pompa kullanımı ,genel iş güvenliği,haberleşme,yangın organizasyonu konularında verilen teorik eğitimler  ormanlarımız açısından değerlidir.  Malzeme kontrolleri de  önemlidir. Kütahya’da sayın bölge müdürünün ifade ettiği gibi 248 orman kahramanını  ben de selamlıyorum. Keşke onlara verilen bilgiler halkımıza da bir şekilde verilebilse. Bu arada bugüne kadar orman yangınlarında şehit düşen teşkilat mensuplarını da rahmetle anıyorum.  
               Sayın bölge müdürüm; belediyelerimiz, park ve bahçelerinde,cami görev lileri cami avluluarında,öğretmenler okul bahçelerinde  en azından oturma grupları görmek istiyorlar. İsterler ki  Orman Teşkilatımızın tesislerinde  ağaçtan oturma grupları üretilsin ve  dağıtılsın. Bu da orman teşkilatının  bir armağanı olsun. Ben elçiyim. Elçiye zeval olmaz.  Naçizane  sembolik te olsa  piknik masaları,oturakları  hepimizi  sevindirecektir.   Çok ta güzel olur diye düşünüyorum. Ayrıca bir arzum daha var. Göğüs hastalıkları için birebir olarak tavsiye edilen kozalak reçelini Kütahya’da kurulacak bir mini tesiste üretebilir miyiz? yapabilir miyiz?Bölge müdürlüğünün bu konuda bir katkısı söz konusu  olabilir mi? Veya bir kuruluş bu işe soyunsa bölge müdürlüğümüz kendilerine yardımcı olabilir mi?

  ÜLKEMİZDE    BÖYLE GÜZEL İNSANLAR DA VAR     
                                
                                  
  Erzincanlı  bir mütevazi ailenin bireylerinden,bir hanım kızımız;beni telefonla  arayarak bir konuda   yardımı istedi. Yanlış anlaşılmasın; yeni çıkardığı bir kitabı hakkında  bir haber  yazmamı istedi. Memnuniyetle kabul ettim. Kendisini tanımıyorum. Tavşanlı’da,Kütahya’nın en yetkili,resmi kimlik sahibi,hayvansever çocuğu Necdet Demirat’ı aramış. O da beni işaret etmiş. 
   Konu şu; Bu hanım kızımızın bir  kitabı  çıkmış.Kitabının adı”Devrimin Mavi Yıldızı”. konusunu bilmiyorum. Beni  asıl ilgilendiren husus, bu kitabın gelirinin  SMA Hastalarına, İşsiz güçsüz kalmış sanatseverlere,ilgi bekleyen sokak hayvanlarına dağıtılacak olması.
   İnsani açıdan önem arzediyor. Kitap 1000 adet bastırılmış. Us Yayınlarından.  16 Haziran 2021 tarihinde   kitapseverlere sunulmuş . Ankara  Kitap Fuarı’nda ARMADA    AVM’de  hayırseverleri bekliyor.  Kızımızın adı  Candan Turan  İstanbul doğumlu,Erzincan kökenli bir ailenin iyiliksever kızı.
    Yüksek öğrenimini tamamlama fırsatı bulamamış.  Bu da herhalde dünyanın sonu  olmamalı. Lise mezunu  kızımız,  kendisini tamamiyle   iyiliğe adamış. Boş durmamış, bu kadar yoğun işin arasında bir de kitap yazmış.Bu ilk kitabıymış. Arkası mutlaka gelecektir diye düşünüyorum. Kitabın   fiyatı 30 TL. olarak  belirlenmiş. Yani diyelim ki kitapların hepsi satıldı. 30 bin liralık,  insanların ve hayvanların  sorunları için bir katkı söz konusu. 
     Bu kızımız,bu gelirden  tek kuruş almayacak. Memleketimizin böyle insanlara gerçekten ihtiyacı var.  Böyle bir hizmet herkese nasip olmaz.  Ben ,tanımadığım, yüzünü görmediğim bu kızımızı gönülden kutluyorum.  Böyle insanların çoğalmasını dilerim. Dünyamızın renk,ırk,dil,din,ülke ayırımı yapmadan  çalışan ,koşturan,didinen  insanlara ihtiyacı var .Ülkemizde bugün kaçımızın,işsiz-güçsüz,evine ekmek götüremeyen,arkadaşından,komşusundan para isteyip  ayakta kalmaya çalışan(istisnalar dışında) sanat camiasından,SMA hastası olan ailelerden,Allah’ın bizlere emaneti olan çaresiz sokak hayvanlarından  haberi var? 
     Bana göre  böyle insanlar Allah tarafından topluma altın tepsiyle sunulan değerlerdir. Manevi yönden kazançlı  bu insanların en azından elinden tutmak zorundayız. Kitabı okumayacakmışsın. Okuma. Ama bu kitap için ödediğin cüzi bir miktar paranın nerelere gideceğini bir düşün.  Gönlüm ister ki  bir Cuma  Hutbesi’nde  din adamlarımız bu insanlardan da bir nebze söz etsinler. Artık,din adamlarımız; hutbelerinde,   bu insanların faaliyet alanlarına da bir nebze değinmelidir. İlgilenenleri Ankara,Eskişehir Yolu üzerinde Söğütözü’nü adres veriyorum.    

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları