Bu hafta gazetemizdeki yazılar
Bülent Alpagut
- 05062218413
TKİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TAVŞANLI GARP LİNYİTLERİ
İŞLETMESİ MÜESSESESİ’NİN
(HALEN İŞLETME) AĞAÇLANDIRMA
ÇALIŞMALARINA 1950’DEN BERİ DEVAM ETTİĞİNİ KAÇ KİŞİ
BİLİYOR
Türkiye’de , HEM ÜRETİM YAPAN,HEM ÜRETİM SIRASINDA TAHRİP ETTİĞİ DOĞAYI ONARAN
nadir kuruluşlardan birisi TKİ Genel Müdürlüğü Tavşanlı Garp Linyitleri İşletmesi Müessesesi(bugün işletme) dir.
Bu konuda konuşan Tavşanlı GLİ Müdürü Dr.Recep Çelik” Kuruluşumuz ağaçlandırma faaliyetlerini 1950’de başlatmıştır. Biz kuruluş olarak doğaya asla zarar vermedik ve vermiyoruz.Bir anlamda sırf üretim için tahrip ettiğimiz , yaraladağımız doğayı yeniden onarıyoruz. Yaptığım inceleme gösterdi ki kuruluşumuz, 1950’lili yıllardan bugüne toplam 2 milyon 590 bin fidanı toprakla buluşturmuş. Bu çalışmalarımız rahmetli büyük botanikçi,doğa dostu,Tema Genel Başkanı, Tavşanlı’nın Fahri Hemşehrisi Hayrettin Karaca’nın da gözünden kaçmamış,çeşitli vesilelerle kuruluşumuzu övmüştür Rahmetli TEMA Tavşanlı Gönüllüsü’ydü Fevzi Coşgun da kuruluşumuza dekapaj alanlarını yeniden ağaçlandırmada destek verirdi. Bizim üretim,piyasaya sunma,ağaçlandırma faaliyetlerimiz içinde en ağırlıklı olanlardan birisi yeniden terk edilen kömür havzalarını doğaya geri kazandırmaktır..Aslında bu faaliyetlere önem veriyoruz. Biz ağacı seven bir milletin evlatlarıyız. Yeniden yeşil hale getirilen alan toplamı,ruhsat sahamızın 10’una tekabül ediyor. Yani 1.248 hektar bir alan. Son yıllarda bu sayı giderek artmış. 2018 yılında 400 bin adet fidanı toprakla buluşturmuşuz. 2020 yılında ise 150 bin fidanı yine toprakla buluşturmuşuz. Bu yıl yine 100 bin adet karaçam,4 bin adet sedir fidanı toprakla buluşturuldu. Bu arada sadece kendi üretim alanlarında değil,mıntıkamızdaki çalışmalara da destek veriyoruz, 2019 ve 2020 yıllarının 11 Kasım günlerinde yani ağaç dikme etkinliklerinde yoğun bir çalışmamız söz konusu. Geçmişte izin alarak işlettiğimiz sahalarda da gereken rehabilitasyon çalışmaları yapılmıştır. Yine 5 bin adet lavanta fidanının kaybedilmiş topraklarla buluşması ayrı bir öneme sahiptir” diyor.
GLİ, faaliyete geçtiği 1940’lı yıllardan itibaren,ağaçlandırma konusunda ,müessese(işletme) müdürleri ; Nadir Hakkı Önen,Cemal Kıpçak, Cemal Rüştü Uysal,Nevzat Yerdel, Abdurrahman Aydın, Faik Gencer, Fahri Ergun, Hilmi Dokuzoğlu, İzzet Özerdem, Dursun Akar, Atıf Köktürk, Orhan Çakır, Cafer Metin, Cemal Kocabey, Kemal Penbe, Paşa Kaya, Recep Çetiner, Mustafa Çokuslu, Ercan İpek zamanında da bu alışkanlığını sürdürmüş.
Bu arada Değirmisaz Linyitleri İşletmesi Bölgesi’nde( Balıköy Beldesi’ne komşuydu, halen böyle bir işletme yok) de benzer çalışmalar yıllar içinde yapılmış. Son bilgiler Keramika Genel Müdürü Emin Yüce’den.Sayın Yüce bu konuda yaptığı açıklamada.” 1992 yılında terk edilen alanlarda peyderpey yapılan ağaçlandırma çalışmalarında karşılaştığımız tablo bizleri derinden yaralıyordu. Çalışmaları bizler başlattık. Doğa nasıl eski haline getirilebilir diye bayağı endişeliydik. Önce en hızlı gelişen,büyüyen,iklim koşullarına cevap veren Fıstık çamı temin ettik. Kütahya’da ilk kez dikilen Fıstık Çamı ,Değirmisaz yöresi’nde gelişmiştir. Diktiğimizde 5-6 cm boyundaki fidanlar bugün kocaman ağaçcıklar halini almıştır. 300 hektar alanda ayrıca Kızılçam da gelişti. Tapulu arazilere Mahlep fidanı diktik. Vişne ve Kiraz yörede gelir kapısı oldu. Mahlep ağacı suyu pek sevmez. Daha sonra ne yaptık? Mahlep gövdesine kiraz aşıladık. Yaklaşık bir ay sonra mahlep gövdeli kirazları tatmak mümkün olacak. Bizim için en avantajlı olan husus Değirmisaz’da terk edilen işletme alanlarının altında hala bir miktar da olsa linyit bulunmasıdır. Dekapaj çalışmalarıyla toprak bir anlamda hallaç pamuğu gibi atıldığından verimli bir ham toprak ortaya çıkıyor. Linyit parçaları eriyerek gübreye dönüşüyor. Çalışmalarımız tüm Türkiye’ye örnek çalışmalardır. Aslında özel firmalar arasında ağaçlandırma yapan ilk firma biziz diyebilirim. Bu çalışmalarımız çevre köyler için de örnek teşkil ediyor. Köylü yurttaşlar biz ne yapıyorsak aynısını yapıyorlar.” diyor.
Hiç unutmam,Tavşanlı’nın tanınmış iş insanlarından birisidir; ,Necati Ünal, Değirmisaz Linyit İşletmesi faaliyetini durduktan sonra işletmece ekonomik olmadığı ifade edilen Değirmisaz Linyiti’ni çıkarmaya devam etmişti. Bir yer altı galerisinin suyla dolması sonucu bu galeride oluşan su yolunda yüzlerce sazan balığı yetiştirilmişti. Zamanın bakanlarından Doç. Dr. Mustafa Kalemli zaman zaman değerli iş insanı Necati Ünal’ı Değirmisaz’a ziyarete giderdi. Bizler de Basın mensubu olarak kendisine katılırdık. Bu sazanları görenlerden birisi benim.Küçük bir bebek büyüklüğünde 8-10 kg ağırlığında olanları bile vardı. Şimdi duruyor mudur bilmiyorum. Bu vesileyle sevgili dostum Emin Yüce’ye en kalbi selamlarımı gönderiyorum.
SAYIN ORMAN BÖLGE MÜDÜRÜMÜZ
HASAN KESKİN BEY
ORMANLARIMIZ ÖNCE ALLAH’A
SONRA SİZE EMANET
Sayın Orman Bölge Müdürümüz Hasan Keskin:” Orman kahramanlarımız yangın sezonu ile birlikte iş başında” demiş.Gerçekten doğrudur. Orman teşkilatında tüm bireyler gerçekten birer kahramandır. Allah göstermesin bir yangın vukuunda her biri üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor.Bunu herkes bilmez. Kaç kişi bir orman yangını görmüş veya bu yangını yaşamıştır?Ben eski bir orman Avukatı’nın oğluyum. Babam rahmetli Simav ‘da hakimken kendi isteğiyle mesleğinden ayrılmış 1946 yılı ortalarında, zamanın Tavşanlı Orman İşletme Müdürü soyadını unuttum Orhan Bey’in teklifini kırmayarak Tavşanlı’ya gelmiş,bizi de getirmiş, orman avukatı olarak göreve başlamıştı.
Ben o zamanlar çocuktum. Babam sayesinde Tavşanlı’nın cennet ormanlarının en ücra köşelerini görmek fırsatı yakaladığım için şanslıyım. Ne zaman bir orman köşesine gitsek, ormanın derinliklerinde kurulan sofralarda karnımızı doyurur,nefis çayları yudumlardık. Bizim en kadim dostlarımız arasında ormancılar vardır. Yıllar içinde rahmetli babam serbest avukat olarak yaşamını sürdürme kararı alınca ormandaki görevinden ayrılmak zorunda kalmıştı. Ama yıllar içinde ormancılarla dostluğumuz hep devam etmiştir.
Bugün ne zaman orman hakkında bir açıklama ,bir toplantı yapılsa,bir haber çıksa haliyle ilgi duyarım. Sayın Kütahya Orman Bölge Müdürü Hasan Keskin Bey’le tanışma fırsatı bulamadım. Çünkü Kütahya’dan uzaktayım.Ama ,Kütahya’da teşkilatın abisi olarak başımızın üzerinde yeri var. Sayın Keskin’in teşhislerine katılıyorum. Gerçekten orman yangınlarının 94’ü insan kaynaklıdır. Bize küçükken,ormanlara en büyük zarar verenlerin keçiler olduğu anlatılmıştır. Şimdi düşünüyorum da zavallı keçiler ne kadar masummuş. Efendim çamların pürçüklerini yerlermiş. Yesinler be kardeşim. Bakın sırf yanlış anlaşılmalar yüzünden bugün başta kılkeçisi ,keçi neslin kökünü kazıdık. Adeta,yok ettik.Bu yüzden değil midir ki , Kütahyalı bile yıllardır yediği,nefis keçi peynirlerini bugün hala yiyemez durumdadır.İnşallah sayın valimiz Ali Çelik Bey’in gayretleriyle Emet’te faaliyete geçeceği ifade edilen keçi sütünden peynir üretme tesisi sayesinde bu hasret son bulacaktır.
Orman yangınları konusunda halkımız bilinçli değil. Okullarımızda öğretmenlerimize,camilerde imam efendilere görevler düşüyor.Kışlalarda subaylarımız görevini yapıyor,Çünkü bugün ülkemizde nerede çöldeki vaha misali bir orman parçası görsek burasının bir askeri birlik olduğunu herkes anlıyor. TV programlarında halkımız ,beş vakit namaz misali, sık sık orman yangınları hususunda bilgilendirilmelidir. Gerektiği şekilde uyarılmalıdır. Eğitim amaçlı programlara geniş yer verilmelidir.Saatlerce süren uyduruk programlar kadar yayın yapılsa en azından yeterlidir.
Türkiye,Allah’ın gizli bahçelerinden birisidir. Bunun idraki içinde miyiz?Bu nimete gereken önemi veriyor muyuz?. Dağ ve orman turizmi gelecek açısından ülkemiz adına,büyük yararlar sağlayabilecek potansiyele sahip.Bildiğim kadarıyla ,belli bir program çerçevesinde her yıl periyodik olarak gençleştirme çalışmaları devam ediyor.Kağıt konusunda, önce atık maddeler değerlendirilmeli,kağıt için ağaç kesimi en son gündeme gelmelidir. Türkiye’de çok gövdeli piramidal karaçam ormanlarından birisi,Kütahya’nın Tavşanlı İlçesi’nde, Vakıf Ormanlarındadır. Bu cennet parça özenle korunmalıdır.Ormanlarımızın bu cennet parçasına insan ayağı dahi girmemelidir,
Orman yangınları için ilimizdeki baraj ve göletler aslında bulunmaz bir nimettir. Kütahya Orman Bölge Müdürlüğü envanterine en azından bir yangın söndürme uçağı ve bir yangın söndürme helikopteri girebilir. Bu uçak ve helikopter, Hava Er Eğitim Tugay Komutanlığı,hizmet alanında uygun bir yerde konuşlandırılabilir. Devletimiz artık kendi kurumumuz THK’nun atıl durumdaki yangın söndürme uçaklarını kullanmaya başlamalıdır. Bunu engelleyenler kimlerdir bayağı merak ederim. .THK’nun yangın söndürme uçakları bölge müdürlüklerimize emrine tahsis edilebilir
Ormanlar bizlere bırakılmış en değerli mirastır. Elimizden kayıp gitmesine asla gönlümüz razı olamaz. Kütahya’da tüm orman işletme birimlerindeki personelin her zaman beklenmedik bir yangına müdahale edebilecek hale gelmesi en büyük dileğimizdir.Hatta daha ileriye gidiyorum; Bugün Türkiye’de Orman Teşkilatı en modern araç ve gereçlere sahip olmalıdır. Bu imkan da vardır. Orman Teşkilatı hiçbir yerden yardım talep etmeden bütün olumsuzluklara müdahale edebilir durulma getirilmelidir. Allah ,evlatlarımıza,torunlarımıza ağaçsız,yanıp kül olmuş topraklar göstermesin Hele hele Kütahya’yı Allah korusun. Ben sayın orman bölge müdürüm Hasan Keskin Bey’in,mesai arkadaşlarının bizler gibi kaygısız, rahat uyuyabildiklerini düşünmüyorum. Uykularının tilki uykusu kadar hafif olduğuna inanıyorum. Orman yangınlarında doğal afet 6 lık bir paya sahipmiş. O da Allah’tan. Ne denir? Dikkat ve duyarlılık şart. İhmal ve dikkatsizlik ise ormanlarımızın başlıca düşmanıdır. Orman Yangınları ile mücadele şube müdürü A. Yavuz Helvacı, OYM Şube mühendisleri A. Başar Kavcin ve Sinem Aşçı, Makine ve ikmal şube müdürlüğü mühendisleri Gökhan Sezgin ve Tuğrul Çiçek kardeşlerime de başarılar diliyorum. Orman yangınları temel bilgileri,yangınlara müdahale teknikleri,kullanılan ekipman,el aletleri,iş makineleri ,pompa kullanımı ,genel iş güvenliği,haberleşme,yangın organizasyonu konularında verilen teorik eğitimler ormanlarımız açısından değerlidir. Malzeme kontrolleri de önemlidir. Kütahya’da sayın bölge müdürünün ifade ettiği gibi 248 orman kahramanını ben de selamlıyorum. Keşke onlara verilen bilgiler halkımıza da bir şekilde verilebilse. Bu arada bugüne kadar orman yangınlarında şehit düşen teşkilat mensuplarını da rahmetle anıyorum.
Sayın bölge müdürüm; belediyelerimiz, park ve bahçelerinde,cami görev lileri cami avluluarında,öğretmenler okul bahçelerinde en azından oturma grupları görmek istiyorlar. İsterler ki Orman Teşkilatımızın tesislerinde ağaçtan oturma grupları üretilsin ve dağıtılsın. Bu da orman teşkilatının bir armağanı olsun. Ben elçiyim. Elçiye zeval olmaz. Naçizane sembolik te olsa piknik masaları,oturakları hepimizi sevindirecektir. Çok ta güzel olur diye düşünüyorum. Ayrıca bir arzum daha var. Göğüs hastalıkları için birebir olarak tavsiye edilen kozalak reçelini Kütahya’da kurulacak bir mini tesiste üretebilir miyiz? yapabilir miyiz?Bölge müdürlüğünün bu konuda bir katkısı söz konusu olabilir mi? Veya bir kuruluş bu işe soyunsa bölge müdürlüğümüz kendilerine yardımcı olabilir mi?
ÜLKEMİZDE BÖYLE GÜZEL İNSANLAR DA VAR
Erzincanlı bir mütevazi ailenin bireylerinden,bir hanım kızımız;beni telefonla arayarak bir konuda yardımı istedi. Yanlış anlaşılmasın; yeni çıkardığı bir kitabı hakkında bir haber yazmamı istedi. Memnuniyetle kabul ettim. Kendisini tanımıyorum. Tavşanlı’da,Kütahya’nın en yetkili,resmi kimlik sahibi,hayvansever çocuğu Necdet Demirat’ı aramış. O da beni işaret etmiş.
Konu şu; Bu hanım kızımızın bir kitabı çıkmış.Kitabının adı”Devrimin Mavi Yıldızı”. konusunu bilmiyorum. Beni asıl ilgilendiren husus, bu kitabın gelirinin SMA Hastalarına, İşsiz güçsüz kalmış sanatseverlere,ilgi bekleyen sokak hayvanlarına dağıtılacak olması.
İnsani açıdan önem arzediyor. Kitap 1000 adet bastırılmış. Us Yayınlarından. 16 Haziran 2021 tarihinde kitapseverlere sunulmuş . Ankara Kitap Fuarı’nda ARMADA AVM’de hayırseverleri bekliyor. Kızımızın adı Candan Turan İstanbul doğumlu,Erzincan kökenli bir ailenin iyiliksever kızı.
Yüksek öğrenimini tamamlama fırsatı bulamamış. Bu da herhalde dünyanın sonu olmamalı. Lise mezunu kızımız, kendisini tamamiyle iyiliğe adamış. Boş durmamış, bu kadar yoğun işin arasında bir de kitap yazmış.Bu ilk kitabıymış. Arkası mutlaka gelecektir diye düşünüyorum. Kitabın fiyatı 30 TL. olarak belirlenmiş. Yani diyelim ki kitapların hepsi satıldı. 30 bin liralık, insanların ve hayvanların sorunları için bir katkı söz konusu.
Bu kızımız,bu gelirden tek kuruş almayacak. Memleketimizin böyle insanlara gerçekten ihtiyacı var. Böyle bir hizmet herkese nasip olmaz. Ben ,tanımadığım, yüzünü görmediğim bu kızımızı gönülden kutluyorum. Böyle insanların çoğalmasını dilerim. Dünyamızın renk,ırk,dil,din,ülke ayırımı yapmadan çalışan ,koşturan,didinen insanlara ihtiyacı var .Ülkemizde bugün kaçımızın,işsiz-güçsüz,evine ekmek götüremeyen,arkadaşından,komşusundan para isteyip ayakta kalmaya çalışan(istisnalar dışında) sanat camiasından,SMA hastası olan ailelerden,Allah’ın bizlere emaneti olan çaresiz sokak hayvanlarından haberi var?
Bana göre böyle insanlar Allah tarafından topluma altın tepsiyle sunulan değerlerdir. Manevi yönden kazançlı bu insanların en azından elinden tutmak zorundayız. Kitabı okumayacakmışsın. Okuma. Ama bu kitap için ödediğin cüzi bir miktar paranın nerelere gideceğini bir düşün. Gönlüm ister ki bir Cuma Hutbesi’nde din adamlarımız bu insanlardan da bir nebze söz etsinler. Artık,din adamlarımız; hutbelerinde, bu insanların faaliyet alanlarına da bir nebze değinmelidir. İlgilenenleri Ankara,Eskişehir Yolu üzerinde Söğütözü’nü adres veriyorum.