ARTIK ÖZ ELEŞTİRİ YAPMAYA NE DERSİNİZ
Bülent Alpagut
- 05062218413
ARTIK ÖZ ELEŞTİRİ YAPMAYA NE DERSİNİZ
İnsanlar eleştirilmekten hoşlanmazlar.Yıllar öncesinde de bugün de devleti yönetenler eleştirilmekten hoşlanmamaktadır.Bu her ülkede aynıdır.Bu nedenle gücü elinde bulunduranların yanlarında hep birileri vardır.Patlıcanın dalkavuğu varmış.Neden mi çünkü padişah patlıcanı çok severmiş.Örneğin “ Şu patlıcan musakkaya bir türlü doyamıyorum” dese dalkavuğu da:”Aman padişahım ,siz söyleyince ağzımın suyu akıyor,akşam olsa da yesek”,yine padişah imambayıldıdan söz edecek olsa:”Şu imambayıldıyı icat edenin mekanı Cennet olsun,nefis bir yemek,insan yemeye doyamıyor” dermiş.Padişah karnıyarıktan,patlıcan dolmasından,kızartmasından,patlıcan kebabından,patlıcan salatasından,patlıcan turşusundan,patlıcan közlemesinden,patlıcan reçelinden söz etmeye kalksın bizim dalkavuk hemen atlar aynı ifadeleri kullanırmış.
Gün gelmiş bizim padişah patlıcandan nefret eder olmuş.Sofraya değil yemeği,diğer patlıcanla uzaktan yakından ilgisi olan yemek,çorba,tatlı ne varsa hatta patlıcanın “P” harfinin bulunduğu başka yemeklerin,sebze ve meyvelerin de sarayına alınmasını yasaklamış.Padişah:” Şu patlıcan musakkasının neresini beğenirler de yerler,bir türlü anlayamıyorum” demeye başladığında bizim dalkavuk hemen :” Aman padişahım bu musakkanın kesinlikle yasaklanması lazım” demeye başlamış.Bir başka gün yine padişah o çok sevdiği patlıcandan üretilen yemek,salata ve diğerlerinden nefret ettiğini söyleyecek olsa bizim dalkavuk ta hemen:” Aman padişahım insanlarda damak zevki diye bir şey kalmadı.En iyisi patlıcanın yetiştirilmesini yasaklamak.Adını duydukça tüylerim diken diken oluyor” demeye başlamış.Bu konuşmaları işiten bir saray görevlisi dayanamamış dalkavuğa sormuş:”Yahu sen bir zamanlar patlıcanı metheder göklere çıkarırdın.Şimdi ise patlıcanı ve de yemeklerini yerden yere vuruyorsun.Kötülüyorsun.Nasıl oldu da bu kadar değişebilirsin hayret”.Dalkavukta yanıt hazır:”Bana bak düdük,ben patlıcanın değil padişahın dalkavuğuyum anladın mı?” demiş.
Birkaç gün önce bir TV Programında büyük bir olasılıkla haber saatiydi bir siyasetçi konuşuyordu:” Artık partideki beyaz saçlıları temizleme zamanı geldi” diyordu. Bak işte bu söze katılıyorum. Çünkü oğlumun,yeğenlerimin sünnet olduğu günlerden kalma siyasetçiler bugün hala var.Kardeşim çekilin artık.Siyaset bu kadar tatlı mıdır ki hala konuşuyorsunuz,koşmaya çalışıyorsunuz? Bakın bugün artık marketlerde gezen tavukların yumurtaları yerine koşan tavukların yumurtaları ilgi görüyor. Üreticilerin ifadelerine göre koşan tavuk yumurtası diğerine oranla daha kaliteliymiş.
Bence siyasi partiler kadrolarını artık gençleştirmelidirler.Neden mi? Açıklaması gayet basit: Karı koca akşam yatmadan önce yatakta sohbet etmektedir.Birisi roman diğeri de gazetesini okumaktadır.Bir ara adam karısına bir zamanlar yarışlarda gösterdiği başarılardan söz eder.Örneğin Maraton yarışından,5 bin ,10 bin metre koşularından.400 metre engelliden ve de diğerlerindeki rekorlarından.Kadın hiç ilgilenmez.Adam karısından yanıt alamayınca sorar.” Hanım,o kadar başarılar kazandığımdan söz ediyorum konuşmuyorsun,yorum yapmıyorsun” deyince kadın dayanamaz:” Adam sen bırak uzun mesafedeki başarılarını.Bak aramızda bir karışlık mesafe var.Sen kısa mesafede dahi başarılı olamıyorsun” der.
Nefes almada zorlanan,tuvalette en az 10-15 dakika eğlenen,yediğini hazmedemeyen,elini,kolunu kaldıramayan,attığı adımı göremeyen siyasetçiler,yani o konuşan siyasetçinin dediği beyaz saçlılar artık siyasetten elini eteğini çekmelidir.Bu yapılmadığı taktirde başarı da gelmeyecektir.Siyaset genç işidir.Siyah saçlı,dinamik,yabancı dilleri konuşan,kültürlü siyaset adamlarına ve liderlere ihtiyacımız var.Siyasette gençlere ağırlık verilmelidir. Bakmayın siz bugün orada burada siyaset yapan ve genç görünmeye çalışanlara onların saçları boyalıdır.Yüzlerini gerdirmişler ve onlarca vitaminle ayakta durmaya çalışmaktadırlar.
Türkiye Cumhuriyeti gençlerle atağa kalkacaktır.Bugün bazı seçmenler görüyorum.Ellerindeki parmakların yerlerini değiştirirken bazen yanlış bir görüntü sergiliyorlar.Örneğin başparmaklarını işaret parmağı ile yanındaki parmaklarının arasına sokuyorlar.Hiç te hoş olmayan bir görüntü çıkıyor.Bizim insanımız bazen ilginç davranışlar sergiler.Bir köy odasında köylü yurttaşlar sohbet halindeyken odaya biri girer.Bir kenara ilişir.İçerdekilerin sohbetini dinlemeye başlar.İçerdekilerin çoğu okul görmeyen yaşlı kişilerdir.Kocaman harflerle bir kağıt parçasına öküz yazıp içerdekilere teker teker gösterir.Bunun ne olduğunu sorar.Doğal olarak okumasını bilmeyenler bu sözcüğü okuyamazlar.Adam bakar olmuyor.Kağıda bir öküz resmi çizer yine içerdekilere gösterir.Hep bir ağızdan “ Amanın bizim öküze benziyor “ sesleri çıkar.Evet insanımıza kısa yoldan en güzelini sunacak siyasetçilere gerek var.Asla seçmenin bir inek olduğunu kimse aklının ucuna getirmesin.Çayırda otlayan ineğe bir tavuk yaklaşmış:” Sayın inek,size karlı bir işbirliği önersem kabul eder misiniz?” demiş.İnek karlı işbirliğini reddedecek kadar inek olmadığı için :” Buyurun söyleyin” demiş.Tavuk “Sucuklu yumurta yapıp satalım.Siz bana şu çayırda yer gösterin yeter.Ben orayı yumurtayla doldururum” diye eklemiş.İneğin aklı bu işe yatmış.Ortaklık kurulmuş,tavuk çayırı yumurtayla doldurmuş.Bir gün bakmışlar yanlarında eli bıçaklı irice bir adam.İneğe seslenmiş:” Sayın inek, yumurtalı sucuk zamanı değil.Lütfen kendinizi gönül ve vicdan rahatlığı içinde kasaba teslim ediniz” demez mi?İnek ayılmış,aklı başına gelmiş.Tavuğa:” Sayın tavuk,bu işbirliği,bu ortaklık bana pahalıya mal olacak gibi galiba “ diyerek boynunu kasabın önüne uzatıvermiş.Öyküdeki inek.Ama bizim insanımız inek değil. İnsanımız her şeyi görüyor,biliyor,anlıyor.Kimse oturup hala seçimden filan söz etmesin.Yorgan gitti,kavga bitti. Şimdi kavga siyasi partilerde. Birilerinin ipi kesilecek. Birileri siyasi mevta olacak. Yerlerine diri,enerjik,iyi koşan ve iyi konuşanlar gelecek.Her şeyi tadında bırakmada yarar var. Ey beyaz saçlılar artık lütfen sandalyelerinizden kalkın.Yerlerinize gençler otursun.Ülkemizin yeni yüzlere ihtiyacı var.Benim torunlarım büyüdü.Delikanlı ve genç kız oldular.Hala aynı yüzleri görüyorlar.Ben bile artık müzik yayını yapan radyoları,müzik ağırlıklı TV Programlarını takip eder oldum.Hani Mustafa Keser ve İbrahim Tatlıses zaman zaman söyler ya “ Haydi Abbas vakit tamam” diyorum.
