27 Kasım 2019 - Çarşamba

KİMSENİN ALDIĞI MAAŞ VE ÜCRETLE İLGİLENMEMELİDİR

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 13 dk.
2224 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News
 KİMSE KİMSENİN ALDIĞI MAAŞ VE ÜCRETLE   İLGİLENMEMELİDİR 
                     196O   Askeri  Darbes  ardından  Kayseri’nin  Erkilet Bucağı ,Emmiler Köyü İlkokulu’na Yedek Subay öğretmen olarak atanmıştım. Cuma günleri okul müdürü ve Eğitmenle birlikte Cuma Namazını eda etmek için köyün en ortalık  yerindeki Köy Camii7ne giderdik. Namaza biraz vakit olduğu zamanlarda   diğer köylü yurttaşlarla beraber  birer duvar dibine çöker muhabbet ederdik. Bazen bir Emmilerli ayağa kalkar Cumhurbaşkanlarının,Başbakanların,bakanların,milletvekillerinin,valilerin,kaymakamların  hatta Nahiye(belde) müdürlerinin  ayda kaç lira aldıklarını kuruşu kuruşuna söylerdi.Bir gün yine böyle kimin kaç lira aldığı konusu gündemdeydi. Namaza birkaç dakika kalmıştı. Bizim vazifesiz kardeşim nahiye müdürünün maaşını söylüyordu ki  bir jeep hızla gelip cami önünde durmuş içinden de zamanın nahiye müdürü ve  şoförü inip cami önüne gelmişlerdi.. Hemen ayağa kalkıp kendisini tanıdığım için “Hoş geldiniz sayın müdürüm” demiştim. O da  .” Öğretmen,ne yapıyorsunuz?” diye sormuş kendisine  latife olsun diye  bürokratların ve diğerlerinin aldıkları maaş ve ücretleri konuşuyoruz” demiştim.  Bayağı kızmış ve  İçerlemiş olmalı  .” Hepiniz vazifesiz insanlar gibisiniz. Siz  sırtınızdaki esvaplara bakın. Hep yolunmuş,eskimiş. “ deyip hızla camiye girmişti. 
                  Benim meslek hayatımın 22 yılı köylerde geçti. Zaman zaman köy odalarındaki sohbetlerde bu maaş ve ücret işi hep konuşulmuştur.Bir dostum.2 Aman hoca,aldığın maaşı söyleme zarara uğrarsın”dediğini hiç unutmam.
                  Daha birkaç gün evvel yine bir dostum:” Hoca,2O2O yılı başından itibaren  milletvekillerinin ne kadar maaş alacaklarını biliyor musun?” dediğinde  ister istemez vereceği bilgiyi merak etmiştim.O da muhakkak bu bilgiyi bir başka yerden almıştı.2O2O Y ılının başından itibaren milletvekili  emeklilerinin ek ödemeleri hariç 13 bin 41O lira olan aylıkları 14 bin 625 liraya yükselecekmiş. Ayrıca  4 de ek ödeme ile birlikte emekli vekil aylığı 15 bin 21O lira olacakmış. Allah çok versin.Aktif olan milletvekillerimizi,bakanlarımızı,bakan yardımcılarımızı,TBMM Başkanı ve Cumhurbaşkanımızın ne kadar aylık alacaklarını bilmiyorum.Bir de üst bürokratlar var. Aman canım bunlara kafa yormaya gerek var mı? Bezirgan züğürtleyince eski hesapları karıştırırmış. Bize ne kimin ne kadar maaş ve ücret aldığı. Bir zamanlar rahmetli avukat babamın rahmetli bir müvekkili vardı. Mehmet Efendi  Ağa Köylü’ydü. Bir gün babamın yazıhanesinde  rahmetli babama.”H üsamettin Bey ille param cebimdeki param”demişti. . Şimdi ne demek istediğini anlayabiliyorum.
                     Başkalarının aldığı paralar bizim konumuz olmamalı. Gündemimize girmemelidir. Allah herkese aldığı paraları yedirmek nasip etsin.Eskiler doğru söylemişler. Paranın en güzeli  boğazdan geçeni,ilaca ve doktora gitmeyeni,hayırlı işlerde kullanılanıdır. Bereketli olanıdır. Helal olanıdır.Hacı Bektaş-ı Veli’nin söylediği gibi :” Helal kaynamayan aş,aştan değildir”Hüda” Erzurumlu  İbrahim Hakkı’nın dediği gibi  Rezzak-ı alemdir.O rızıksız kul yaratmaz. Hepimiz  O’nun verdiklerine şükrederiz  ve de şükretmeliyiz.
 
    SAYIN MİLLİ EĞİTİM BAKANIMIZA AÇIK MEKTUP 
 
                           Sayın  Bakanım
                 Ben Türk Milli Eğitimi’ne  sınıf ve branş öğretmeni olarak hizmet eden  32 yılı mütecaviz bir süre hizmet ettikten sonra 1992 yılı Eylül ayı başında görevinden emekli olarak ayrılan bir öğretmenim. Ben sadece öğretmen değildim.Anadolu Ajansı’nın yıllarca Tavşanlı Muhabirliğini,Tavşanlı’nın yıllarca protokol amirliğini,sunuculuğunu ve tören komutanlığını yaptım. Bu arada 1959 yılından itibaren  yerel gazetelerde ve ulusal basında da yazdım ve yazmayı sürdürüyorum. Halen Kütahya Gazeteciler Cemiyeti’nin onursal(fahri) üyesiyim.Bu arada Türk Basın Birliği Kütahya Şubesi’nin de  bir üyesiyim.  Tavşanlı’ya 1946 yılı Nisan Ayı içinde  7 yaşımda geldim. Yıllar içinde  sosyal,kültürel ve ekonomik alanlarda  aktif görevler aldımTavşanlı’da bir kez “ Yılın öğretmeni” seçildim.Devletime ve milletime saygılı oldum Yüzlerce öğrencim var.  yazı tahtalarını kurum ile yumurta akını karıştırıp yaptığım boya ile boyadım. Sınıflarımın pencerelerinin camlarını sildim.Öğrencilerimin kalemlerini çakımla bizzat açtım.  Sınıflarımı süpürdüm. Okulumu ısıtmak için köy yakınlarındaki koruluklardan,ormanlardan kurumuş dallar ve kozalaklar topladım.Öğrencilerime yıllarca süttozundan süt üretip içirdim. Yurt dışından gelen yardım yağları ekmeklerine sürdüm.Maaşım az olduğu için öğrencilerimin getirdiği birer patetesten bir kısmını ayırıp yemek yaptım. Tahta boyamak için getirdikleri yumurtalardan bir kısmını sahana kırıp karnımı doyurdum. Elektrik yoktu. Lamba ile aydınlandım.Çamurlu köy yollarında bisikletimle 15O bin km pedal salladım.
                    Tavşanlı benim sevdamdır. Bir ara Öğretmen Evi için küçük bir bina yaptırdık. Öğretmen kardeşlerimin alın teri paralarıyla mütevazı bir öğretmen evimiz oldu. Burası Askeri darbe sonucu devlete intikal etti. Sonra Tavşanlılı öğretmene GLİ Müessesesi’nde çalışan işçilerin alın teri kazançlarıyla yaptırdıkları Tavşanlı’daki bir eğitim tesisi tahsis edildi. Bu bina da Kütahya Özel İdaresi tarafından  satın alındıktan sonra öğretmenlerden alındı. Tavşanlılı öğretmen ki binin üzerinde öğretmenden söz ediyorum bugün kahve köşelerinde,kıraathanelerde,özel tutulmuş sohbet evlerinde,köşede bucakta bir araya gelebilmektedir. Tavşanlı değerli bir kaymakam Yüksel Kara ve değerli bir İlçe Milli Eğitim Müdürü Salim Karaboğa sayesinde   Kanal Caddesi’nde   öğretmene tahsis edilen bir binanın  noksanlarını gidermek için çabalıyor.Bu bina için geçtiğimiz yıl  vaat edilen bir milyon liranın yarısı 5OO bin lira gönderildiği halde beklenen 5OO bin liranın henüz Tavşanlı’ya intikal etmediğini öğrendim. Eğer  zatı aliniz bu konuyla ilgilenirseniz  önümüzdeki 24 Kasım   Öğretmenler Günü’nde bu öğretmen evi açılabilecektir. Tavşanlılı yıllar öncesinde devletimiz tarafından elinden alınan öğretmen Evi’ni  geri istemektedir.Bu konuda bu güne kadar   bu konuyu birkaç kez köşe yazılarımda dile getirdim. Yine de getiriyorum. Getirmeye de devam edeceğim. Tavşanlı,Kütahya’nın en gelişmiş ,en büyük ilçesidir. Tavşanlı il merkezi dışında en çok öğretmene sahip ilçedir. Tavşanlı bir Öğretmen Evi’ni  hak etmektedir. 
                   Sayın bakanım Ziya Selçuk Bey   bu konuda gereken hassasiyeti göstereceğinize inanıyorum. Haddim olmayarak bu satırları yazdım. Beni bağışlayacağınıza inanıyorum. Sizi çok seviyoruz. İyi ki varsınız. Konunun yakın takipçisiyim. Bir öğretmen olarak sevgili arkadaşlarımın hislerine tercüman oldum.Saygılarımla……                                                                                                                                               
 
     KÜTAHYA’DA YOK OLMA  TEHLİKESİ  ALTINDA OLAN 
 SU ÜRÜNLERİ   MEYVA VE SEBZELER AĞAÇLAR  
KORUMA  ALTINA ALINMALIDIR 
 
      Aklıma geliverdi. Acaba Kütahya’da il bazında  ilçeler,beldeler,köyler,mahalleler  dahil acaba  yok olma tehlikesiyle karış karşıya olan meyva ve sebzeler koruma altında mıdır?Bu benim şahsi fikrim. Ama eğer böyle bir durum söz konusu ise acilen Üniversitelerimiz,Dumlupınar ve Sağlık Bilimleri Üniversiteleri, İl Tarım ve Orman   Başmüdürlüğü  üçlüsünün acilen harekete geçmeleri gerekiyor.
       Benim çocukluğumda Kütahya İli’nde ahlat vardı. Alıç alır,ipe dizer boynumuza kolye gibi asardık.Kocakarı Yemişi vardı. Cücem Eriği  vardı. Beyzbol topuna benzetirdik. Karadut yerken ellerimiz boyanırdı. Tavşanlı’da bugün beldedir Kuruçay’da öyle bir kavun yetişirdi ki ufak tefekti ama bal gibi ve kokuluydu. Tavşanlı’nın  Balıköy Beldesi’nde  susam tarlaları kınalı kekliklerin   eğleştiği yerlerdendi. Çeltik  bile vardı.  Simav Fasülyesi  bugün ülkemizin her yerinde aranılan kuru fasülye türlerinden.  Domaniçte  alabalık var.Mehmetçik Çamı Dünyanın sadece  bir yerinde var. Piramidal Karaçamlar Tavşanlı’nın Vakıf Köyü yakınlarındaki ormanlık alanın incileri. Tavşanlı’da Ağaköy’de,Başköy’de  öyle bir patates var ki  anlatılamaz. Dereboyu köylerinin ürettiği ince kabuklu pembe domateslerin  lezzetini başka bir yerde bulamazsınız. Kütahya’nın akarsularında yayın balığı vardır. Nesli giderek azalmaktadır. Emet’in Günlüce beldesi’nde  yetiştirilen dutların tadından yanına varamazsınız. Dereboylarının özellikle Karapelit Köyü’nün  turşuluk hıyarı,kadife gibi yeşil biberi,dolmalık biberi yok satar,Su kabağı artık yetişmez oldu. Nesli tükenmek üzere. Erkeç nesli tehlikede. Erkeç etinden güveç tehlikede. Erkeç etinden  keçi peyniri tehlikede.Leblebinin patentini elinde tutan Tavşanlılı Leblebici artık istediği kalitede nohutu Kütahya’da  bulamadığı için yabancı ülke nohutlarını değerlendiriyor.                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                               
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları