30 Ocak 2022 - Pazar

HAKAN ŞAHİN’İ DE KAYBETTİK

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 19 dk.
902 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News

     GENÇ  BİR  MÜTEŞEBBİS İŞ İNSANIMIZ
        HAKAN  ŞAHİN’İ DE KAYBETTİK 
     Bir çok kişinin “ Bülent Hoca”sı,”Amcası” ve dedesiyim.Bazıları da”Abi” der. 6 Ocak günü  yitirdiğimiz genç bir müteşebbis,iş insanımız Hakan Şahin de bana” Bülent Amca”diyenlerdendi.Meslektaşım,babası emekli önce Yedek subay öğretmen,sonra benim gibi öğretmenlik mesleğinde kalan  Hakkı Şahin’e gözü gibi bakan ,güzel bir insandı.Birkaç yıldır özellikle hindi üreticiliği yapıyordu. Ada Köprüsü yakınında,eski Belediye Başkanlarımızdan M. Emin Cengizgil’in   leblebi üretim tesisini bu amaçla kullanıyordu. Bir ara sanırım bir yıldırım düşmesi sonucu çok sayıda hindisini kaybetmişti. Mutlaka üzülmüştür. Ama kendisine.” Hakan,yerdekiler ve göktekiler ne varsa sahibi Allah’tır. Üzülme alan Allah sana yeniden verir”diyerek teselli etmiştim.Hani derler ya.” Mal canın yongasıdır” Üzülmemek elden gelmiyor.Ama sevgili  “merhum”diyesim gelmiyor Hakan Şahin  yeniden kolları sıvamış,sıfırdan yeniden hindi üretimine başlamıştı. Sanırım ürettiği hindiler büyük oteller,tesislerde usta ellerde nefis bir menü olarak  taçlandırılıyordu.
    Ölümünden iki gün önce beni telefonla aramış” “ Bülent Amca,babamı telefonla arayan bir sen bir de Mehmet Özkök Hoca kaldı. Sizlere yeni telefon numarasını veriyorum” demiş,babasının yeni telefon numarasını  mesajlamıştı. 
    Ben merhum yeğenim Hakan Şahin’i çocukluğundan tanırım. Babası Hakkı Şahin  Kayseri’de Yedek Subay öğretmenken ben de  onunla beraberdim. Zaman zaman karşılaştığımızda  merhum oğlu Hakan’ın minik fotoğrafını  cüzdanından çıkarır,önce öper sonra bana gösterirdi. Bana kalırsa merhum Hakan babasına karşı gösterdiği saygı,sevgi ve ilgi nedeniyle  dahi olsa cennetini kazanmıştır.Her sabah namaz öncesi nasıl herkese dua ediyorsam ona da bundan sonra dua edeceğim. 
     Merhum Hakan,değişik bir dalda(hindi üretimi)  kendini kabul ettirmişti. Çevresi genişti. Bildiğim kadarıyla İzmir’de bile müşterileri vardı. Vefatından iki gün önce telefonda bana.”Bülent Amca,İzmir’e geldiğimde sana bir hindi getireceğim” dediğinde  gönlümü almıştı.Kendisine  teşekkür etmiş.” Hakancığım ben Tavşanlı’ya inşallah geldiğimde  tesisin yakınında beraber oturur,hindini tadarız” demiştim. Ünlü bir söz vardır.” Vermeyince Mabud,neylesin Sultan Mahmud” derler.”Nasipse Hint’ten Yemen’den gelir” derler. Ama bu şartlarda artık  bana göre bu bir hayaldir.Tatlı bir anı olarak kalacaktır.
      Merhum Hakan,merhum kayınpederi Terzi Halil Öğretmen’in de  her zaman övdüğü bir çocuğumuzdu. Merhum Halil Öğretmen’in iş yerine okul dönüşü her uğradığımda  hazurun  kendisinden sitayişle bahsederdi. Ben şahsen merhum Hakan’dan  yanlış bir hareket görmedim.Nihayet O,TCDD’nın efsane çavuşları’ndan Abdullah Çavuş’un torunu,dört dörtlük bir öğretmen Hakkı Şahin’in oğluydu. Allah kendisine bu kadar ömür biçmiş. Kısa hayatı boyunca  hep bir şeyler yapmanın çabasında oldu.Asla tembellik yapmadı. Geride gözü yaşlı insanlar,canı kadar sevdiği kanatlılar,çok sevdiği tesisi kaldı. Aslında  bu kanatlı tesisi, mutlaka onun ruhunu şadetmek için birilerince ayakta tutulmaldır. Çünkü inanıyorum ki merhum Hakan’ın ruhu  bu tesisten kesinlikle ayrılmayacaktır. Bu yiğit delikanlı,bir kalp krizine yenik düşmüş. Kalp krizi O’nu bu fani dünyadan koparmak için  vesile olmuş.  Sevgili Hakan,Bülent Amcan Allah ömür verdiği sürece seni her vakit rahmetle anacaktır. Sevgili arkadaşım Hakkı  Şahin’e sabır ve tahammül diliyorum.Tavşanlı Halkı’nın da  başı sağ olsun. 
             1885  YILINDA KURULAN 1886 YILINDA  HİZMET
                 VERMEYE BAŞLAYAN TAVŞANLI BELEDİYESİ’NİN
                  REVİZE  EDİLEN 2022 BÜTÇESİ 150 MİLYON TL   
             Tavşanlı Belediyesi 1885  yılında kuruldu.Tam randımanla faaliyete geçişi ise 1886 yılında  gerçekleşti. Merhum Hacı Ahmet Hamdi Efendi Tavşanlı Belediyesi’nin ilk başkanıdır. O’nun görev yaptığı sırada Tavşanlı Belediye Bütçesi’nin  kaç lira kaç kuruş olduğunu  sanırım hiç kimse bilemeyecektir. Çünkü bu konuda elde tek bir veri bulunmamaktadır.Ama yıllar sonra  Tavşanlı’da hayatta olanlar halen Tavşanlı Belediye Başkanı Mustafa Güler’in  2022 yılı revize edilmiş bütçesinin 150 milyon TL olduğunu  bileceklerdir. 
             Ben  Tavşanlı Belediyesi’nde ilk milyonla ifade edilen belediye  bütçesinin  eski milletvekilimiz sayın Hüsnü Ordu döneminde  olduğunu biliyorum. Diyeceksiniz;” Kaç liraydı?” Hatırladığım kadarıyla 10 milyonun üzerindeydi. Bu bütçe  belediyenin  46.Başkanı  Hüsnü Ordu’nun  görev yaptığı (1994-1999 ve 1999-2002) dönemlerinde görülmüştür. 
              İnşallah yukarıda ifade ettiğim  150 milyon TL  tutarındaki dev bütçe  açık vermez ve Tavşanlı’ya  olumlu olarak yansır.Aslında bu bütçe Tavşanlı’ya yakışmıştır. Son TÜİK verilerine göre bu bütçe,merkez nüfusu,artı-eksi  72  bin  723 olan  Tavşanlı merkez  nüfusunun  beklentilerini  karşılayacak büyüklüktedir. 
               Tavşanlı uzun vadede inşallah  merkezde 100 bin nüfusa doğru ilerlemektedir. Tavşanlı Merkezi’nin sınırları,19  mahallesiyle  dört yöne bir yelpaze gibi yayılmış durumdadır.Tavşanlı  100 bini aşmış ilçe genelindeki nüfusuyla  idari  olarak 1.sınıf ilçe olma yolunda önemli adımlar atmaktadır. Halen Kütahya’nın en büyük,hem de sosyal,ekonomik ve kültürel alanlarda gelişmiş ilçesi durumundadır. Mevcut Organize Sanayi Bölgesi  ile  gücüne güç katmıştır.Tavşanlı Merkezde bugün itibariyle çok sayıda banka şubesi,büyük alışveriş mağazaları   ilçenin ekonomik gücünün başlıca göstergesidir. Türkiye’nin İstanbul,Ankara ve İzmir gibi mega  kentlerine aynı uzaklıktadır. Karayolu ve demiryolu bağlantıları sağlıklıdır. 
                 Tavşanlı Belediyesi  1885 -1986 yıllarından bugüne  aradan geçen  137 yılda  bugün en güçlü dönemini yaşamaktadır. “ At binenin,kılıç kuşananındır”Atasözü doğrulanmıştır.2009 yılından bugüne görev başında olan  sayın Mustafa Güler,ekip çalışması yaparak  hayal edilemeyecek başarılara imzasını atmış durumdadır. Ben yıllar öncesinde merhum Belediye Başkanı Enver Girgin döneminde bugünkü İstasyon caddesi(Recep Peker Bulvarı) üzerinde  yapılan refüjü anımsıyorum. Cadde ikiye ayrılmıştı. Refüj gece yanan ateşböceği  aydınlatmalarıyla  herkesi adeta büyülüyordu. Ama ne oldu?  O zamanlar büyük sığır sürüleri merkezden   Karakova’ya, Karakova’dan   merkeze     gidip  gelirken  İstasyon Caddesi’den( ZB şubesi-İstiklal İlköğretim Okulu  boyunca) geçer,geçerken de  bu refüje büyük zarar verirdi.Bu verilen zarara  rağmen   bozulan yerler onarılır,dizayn edilen yeni İstasyon Caddesi bile  bizleri mutlu ederdi. Yine aynı başkan Ada Mesireliği’nde bugünkü düğün salonu karşısına ,akarsu kıyısına büyük bir duvar ördürmüş,duvarın içine renkli aplikler koydurmuştu.  Bu görüntü bile  bizleri mesireliğe çekerdi. Yani Tavşanlılı  tam anlamıyla  Polyanna’yı oynardı. Tavşanlı Belediyesi  bugün altın çağını yaşamaktadır. Tavşanlı Belediyesi bu  bütçeyi, mutlaka Tavşanlılılar için  yeni vizyon projelere  yansıtacaktır. Bir zamanlar çalışanlarına maaş ödeyemediği için taşınmazlarını satmak zorunda kalan bir belediye   yerine bugün  güçlü bir belediye vardır.
                 2022 Belediye Bütçesi’nin Tavşanlılılar’a  hayırlı olmasını diliyor,sayın başkanın şahsında değerli yardımcılarını,belediye meclisi üyelerini  ,belediye çalışanlarını saygıyla selamlıyorum.   
    DOMANİÇ  BELEDİYESİ’NDEN BİR VEFA ÖRNEĞİ 
   Vefa sözcüğü;sözünde durma,verilen sözü yerine getirmedir. Vefa etmek;sevgi ve dostluk  göstermektir.Komşumuz,Domaniç’in Belediye Meclisi geçtiğimiz yılın Kasım Ayında  yaptığı bir toplantıda belediye başkanı  Sahvet Ertürk’ün  teklifini  oybirliğiyle  kabul etmiş. Sayın belediye başkanının teklifi net ve açık.  ” Arkadaşlar,geçmiş dönemlerde  belediyemize başkan olarak  hizmet verenlerin, llçemize değer katanların  adlarını,caddelere,parklara veya uygun alanlara vermeye ne dersiniz?” Böyle güzel bir isteğe hangi belediye meclisi üyesi “hayır” der. Hem de öyle olmuş. Başkanın önerisi alkışlarla karşılanmış. İşte size bir ahde vefa örneği.
    Domaniç bir zamanların Tavşanlı’nın arka bahçesiydi.Tavşanlı’dan ayrıldıktan sonra genç bir ilçe oldu. En büyük talihsizliği ise Tavşanlı ve İnegöl gibi iki büyük ilçe arasında kalması. Ama tarihine bakarsanız dünyaya hükmeden bir imparatorluğun tohumunun ekildiği  topraklar üzerinde olması. 
    Sonra oturulmuş. Domaniç’in eski belediye başkanları,ilçeye katkı verenler tek tek  belirlenmiş. Ortaya birçok değer çıkmış. Bu değerlerin  adlarının nerelere verilmesinin uygun olacağına  karar verilmiş.Bir hukukçu çocuğu olarak beni mutlu eden isim,ilçeye açık cezaevi kazandırılmasında emeği olan  c. savcısı  Abdullah Çıtlak’ın  da adının  verilen yerler arasında yer  alması . Merhum Belediye Başkanı  Rasim Karakoç’un adı Kapalı ı Halı Sahaya verilmiş. Belediye Başkanları,Yahya Yiğit,İbrahim Alper,Necati Kılıçkardeşler, İbrahim Önder,Kadir Yaşar,Yakup Yardımcı’nın adları da  yerlerini almış.Yani bu isimler  ölümsüzleştrilmiş. Ama beni üzen bir hususu burada ifade etmek isterim. Her belediye yerine göre bazı isimleri ölümsüzleştriyor. Ama bakıyorsunuz  belediyeler el değiştiriyor. Bakıyorsunuz A Partisi başkan ve meclisi,B Partisi başkan ve meclisinin  kararlarını kaldırıyor. Asılan tabelalar indiriliyor yerlerine yenileri asılıyor. Bakın size bir örnek; Tavşanlı’ya 1946 yılında merhum  babam ,eski Simav Hakimiydi  Av. Hüsamettin Alpagut ,Tavşanlı’ya bizi getirdiği  günlerde bugünkü İstasyon caddesi tabelasının yerinde” Recep Peker Bulvarı” tabelası vardı.. Bu tabelanın ne günahı  vardı? Çünkü tabela CHP’liydi.. DP İktidar olduktan sonra  yerinden sökülüp çıkarıldı. Bir hurdacıya gitti.Yerine asılan” İstasyon Caddesi”artık Demokrat Partili olmuştu.  Hiçbir şekilde belediyeler  hangi iktidar döneminde bir yerleri   isimlendirmişse bu isimler değiştirilmemelidir. Bu etik olmuyor. Ben Domaniç’te  asılan yeni tabelaların  kesinlikle değiştirilmemesini istirham ediyorum.Böyle bir durum söz konusu olduğunda da  Domaniç Halkı buna tavrını koymalıdır. Yoksa böyle yapıldığında bu asla bir ahde vefa olmuyor. Sayın Domaniç Belediye Başkanı.2 Hizmetin sağı solu olmaz2 demiş. DOĞRUDUR. Bir beldede,bir köyde,bir şehirde bir yere bir kaldırım taşı döşeyen de değerlidir. Hizmetin büyüğü,küçüğü olmaz. Domaniç Domaniçlilerindir. Tavşanlı da Tavşanlılıların. Bu gerçeği herkes iyi bilmelidir. 
        Tavşanlı Adalet Sarayı’nın temelinden çatısına her karışında,adımında olmuş bir C. başsavcısı,halen İzmir’de Bölge İdare Mahkemesi’nde C. Savcısıdır, adını Tavşanlı’da bir caddeye veremedik.  Bu da beni  derecesiz üzüyor. Tavşanlılı da bir vefa örneği göstermeli ve bu değerli insanın adını bir yerlerde ölümsüzleştirmelidir diye düşünüyorum.           
  SOKAK  HAYVANLARINI  BARINAKLARA  TERKETMEK  GÜNAHTIR
         Allah hayvanları  yaratmadan   önce bitkileri yaratmıştır .Böylece yaratacağı hayvanların rızıklarını da hazırlamıştır.Hayvanlar,böylelikle yiyeceklerini karşılarında bulmuşlardır.Bitkilerden  ve hayvanlardan  sonra   insan  yaratılmıştır. İnsan da karşısında bitkileri ve hayvanları bulmuştur. Önemli olan yaratılan  gerek insanın gerekse hayvanın milyonlarca yılı içinde  özgür  biçimde yaşamış olmalarıdır. Ne zaman ki insanoğlu bazı hayvanları(köpek,kedi,büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar,tek tırnaklılar,bazı kanatlılar  ve  diğerlerini)ehlileştirmişler,işte bundan sonra birçok hayvan hürriyetini kaybetmiş,insanoğlunun  emrine girmiştir.Ehlileştirilen her hayvan  ne zamandır  insanın insafındadır. At bile uzun yıllar insanı üzerinden atmıştır. Köpek insanı ısırmış,kedi tırmalamıştır.Ay boynuzlu büyükbaşlar insanı yanına yaklaştırmamıştır.  
           Bugün insanoğlu birçok hayvandan bir şekilde  yararlanıyor. Uçan kazı evcilleştirdikten sonra bekçi olarak bile kullanıyor.Köpeğe emirler yağdırıyor ve istediğini yaptırıyor. Papağan’ı  konuşturuyor.Filler’e tomruk taşıtıyor. Maymunlar’a cambazlık yaptırıyor. Arılar’ı kovanlara koyup ürettiği balı tüketiyor.   En acınacak durumda olanlardan biri de  kafes tavukları. İdam mahkumları gibi daracık yerlere alınıyor,burada yumurtluyor  ve ekonomik olmadığı anda kesime veriliyor.İnsanoğlu köpekleri çeşitli alanlarda kullanıyor. Bekçi köpekleri,savaş köpekleri,süs köpekleri, söyleneni yapan  köpekler, çoban köpekleri,av köpekleri ,kurtarıcı köpekler, bunlardan.Ama doğada başıboş dolaşan,kaderine terk edilmiş o kadar çok sokak hayvanı var ki.
            Büyükbaşları,küçükbaşları yeri geldiğinde aşılayan,  kaliteli vitaminli yemlerle besleyen insan,yıllardır sokak köpeklerine aynı ihtimamı maalesef göstermemiştir ve hala da istisnalar dışında aynı tavrını sürdürmektedir.  Sokak hayvanlarına ,özellikle köpeklere ilgi son yıllarda  artmıştır.Nasılsa insanların vicdanları sızlamış olmalı.  Bugün ülkelerin gündeminde sokak hayvanları da var. Benim gençliğimde  sokak hayvanlarına zehirli et,ekmek ve yemek verilir,itlaf edilirlerdi. Gün geldi,bir garibe üç beş kuruş vererek  köpekleri av tüfeğiyle vurarak öldürttüleri. Ben bunlara tanığım.Ölmek üzere çırpınan bir köpeğe sarımsaklı yoğurt yedirdiğimi hiç unutmadım.  Köpekler ve kediler öldürülürken büyüklerimizin yapabilecekleri bir şey de olmazdı. Sadece .”Yapanların eller  kırılsın”derler ve  Allah’a havale ederlerdi. Gün geldi insanların bir kısmı  köpeklerini aşılatmaya,onları  beslemeye,çeşitli tehlikelerden korumayı başardılar.  Kulaklarına küpe taktırıp,kimlik bile çıkarttılar. Son yıllarda  ülkemizde bulunan 1389 Belediye’den sadece 10’nunun hayvan barınağı(kedi-köpek) olduğunu biliyoruz.  Son günlerde sayın Cumhurbaşkanımızın da bu konu üzerinde  ağırlığını koymasının ardından yakın bir gelecekte tüm belediyelerimizin hayvan barınakları olacak. Ama sayıları milyonla ifade edilen  sokak köpeği ve kedilerin tamamını barınaklara  kapatmak çözüm olmayacaktır. Kütahya’da merkezde ve Tavşanlı’da köpek ve kedi barınakları olduğunu biliyorum.  Bu barınaklara ne kadar sokak hayvanı alabilirsiniz? Öylece yapılacak tek şey bu sokak hayvanları köpek ve kedileri kısa sürede kısırlaştırmak, aşılarını periyodik şekilde yaptıktan,kulaklarına küpe takıp,kemliklerini hazırladıktan sonra doğaya, serbest ortama geri bırakmak olmalıdır. Köpeklerin,kedilerin doğal vatanı dağlar,tepeler,ovalar,vadiler,ormanlardır. Şunu demeye getiriyorum;  dediğim  gibi önce barınak ama bu yetersiz. Gerekeni yapıp onları doğaya bırakmak vazifemizdir.  Hayvanlara eziyet edenlere insana olduğu gibi en ağır cezalar verilmelidir. Onlar da can taşıyorlar.  Hayvanseverler tarafından kurulan derneklere devlet baba ilgi göstermelidir.Bir zamanlar TRT’ye kesilen sembolik katkı gibi bir şeylerden tüm ülke insanı bu sokak hayvanları için bir fon oluşturulmasına katkı verilmelidir.Son yıllarda bazı hayvanseverler yemekhanelerden,lokantalardan,tavuk tesislerinden,okul ve asker yemekhanelerinden  artan yemek artıklarını toplamaya başladı. Sayısını bilmediğim kadar hayvan dernekleri var. Bunların bazıları iyi niyetli. Bazıları da hayvanların sırtında kurban   kesiyor. Hayvan hakkını yiyenlerin dahi oldukları söyleniyor. Bu arada Allah rızası için sokak sokak,cadde cadde dolaşarak,hatta ev kapılarına giderek temin ettikleri ekmek artıklarını,dilimlerini  araziye götürerek,sokak hayvanlarına verenler var. Bunlardan ,Necdet Demirat ‘ı yakinen tanıyorum. 
Birçok hayvan derneklerinin kimliklerini taşıyor. Amacı sokak hayvanlarının sorunlarına  eğilmek. Zaman oluyor,cebinden harcıyor. Bir dostum var, Saatçı Nejdet Bandırma’ya yakınlarını ziyarete gittiğinde  yanına mutlaka çok sayıda bayat ekmek alır ve bunları Tavşanlı- Bandırma arasında gördüğü köpeklere dağıtır. Yine birini tanırım,gariban bir kardeşimiz, Veysel Efendi sabahın kör saatlerinde sokaklardaki çöp kaplarından,konteynerlerden topladığı ekmek artıklarını araziye çıkar sokak hayvanlarına  yedirir.
         Devlet Bütçesi’nden istenildiği taktirde Türkiye’deki sokak hayvanları için bir miktar pay ayrılabilir. Nelere ayrılmıyor ki?İnşallah Kütahya’nın merkez ve ilçelerinde hatta beldelerinde küçük te olsa hayvan barınaklarının  yapımına devam edilir. Ben bunun yakın takipçisi olacağım. Gerekirse gerekenlere duyururum.       Bu arada  Kütahya Barosu’nun bir çağrı yaptığını   Kütahya Ekspres’te sevgili Cansu Aydemir’in haberinden öğrendim. Baromuz,halkımızdan sokak hayvanlarının yaşadıkları yakın ve uzak çevrelere  mama ve su kapları koymalarını  istemiş. Çok güzel bir  çağrı. Kütahya Barosu’nun Hayvan Hakları Komisyonu  sokak hayvanları konusunda   üzerine düşeni yapıyor.Günlerdir aç kalmış,bir deri bir kemik bir köpek dahi  bu komisyonun gündemine girmiş. Ama sokak köpeğinin cansız bedenine ulaşılmış.Yapılacak bir şey kalmamış. Soğuk kış koşullarında  yapılacak tek şey  sokak hayvanları için ilk etapta  komisyonun   öngördüğü mama ve su kablarının  bu hayvanların yoğun bulunduğu alanlara bırakılmasıdır. Bazı olumsuzlukların bir daha yaşanmaması için Kütahya Barosu  Hayvan Hakları  Komisyonunun  konunun takipçisi olacağı anlaşılıyor. 
          Geçtiğimiz yılın son günlerinde  Kütahya Valiliği koordinesinde ,tüm ilçe belediyeleri ile il Özel İdaresi’nin  işbirliği içinde çalışacağı,birliğin amacı, faaliyet alanları,üyelere düşen sorumluluklar   ile yapılacak çalışmalar,sayın valimiz Ali Çelik Bey’in başkanlığında  düzenlenen bir toplantıda  istişare edilmişti. Birlik üyelerinin tüm belediyelerle İl Özel İdaresi’nden  oluşacağ ı ifade edilmişti .Sokak hayvanlarının  kontrolsüz bir şekilde üremelerinin  önüne geçilmesi amacıyla kısırlaştırma çalışmalarının  artırılacağı,ilçelerde bakımevlerinin   kurulmasına  yönelik çalışma başlatılacağı  söylenmişti. Bana göre de ilk etapta kısırlaştırma  ile işe başlanılmalıdır.Sayın valimizin de görüşü bu yöndedir. Bugüne kadar 11 ayda  İl Özel İdaresi mobil kısırlaştırma  aracında  619 sahipsiz sokak hayvanının kısırlaştırılması öyle sanıyorum  sevindiricidir. Bu da   4 mobil aracın daha hizmete sokulmasını hızlandıracaktır. Aslında sahipsiz bu sokak hayvanları da sayın valimizin ifadeleriyle  sahipli hayvanlar gibi mutlu bir yaşamı hak etmektedirler.  Bunlara doğal yaşam alanları  sağlamak görevimizdir. Nedir bunlar?  Barınaklar, rehabilitasyon  merkezleri, hayvan klinikleri, hastaneleridir. Bunlar da  peyderpey yapıldıkça öyle inanıyorum ki sokak hayvanları konusu   bir daha gündemde olmayacaktır. Kütahya Valiliği’nde  başlatılan çalışmalar bugün itibariyle bir ayını dolduruyor. Ama  bir yerden başlamak gerekiyordu. Bu yapılmıştır. Sayın valimize en kalbi teşekkürlerimi sunuyorum.  

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları