DÜNYA MADENCİLER GÜNÜ
Bülent Alpagut
- 050622184134 ARALIK DÜNYA MADENCİLER GÜNÜ
4 Aralık günü geldiğinde Tavşanlı’da ayrı bir heyecan yaşanır. Çünkü bu gün Dünya Madenciler Günüdür ve dünyanın bir çok yerinde kutlanır. Tavşanlı bir anlamda maden işçisiyle anılan Kütahya’nın en önemli ilçesi olduğu için bu gün Tavşanlı’da müessesenin kuruluşundan bu yana da kutlanmaktadır.Aldığım bilgilere göre Madenciler Günü bu yıl da biraz gecikmeli olarak 7 aralık günü kutlanacakmış... Bu defaki kutlama Kütahya TÜTAV TESİSLERİ’ndeymiş. GLİ yetkililerinden edindiğim bilgilere göre Madenciler günü gecesi nde yine davetliler birbirleriyle hasret giderecek. Geceyi coşkuyla kutlayacak.. Diyeceksiniz eski görkemli kutlamalar gibi bir kutlama mümkün mü? Sanmıyorum. Tunçbilek Eğitim Sitesi’nin dev salonu 12OO davetliyi ağırlayabiliyordu.TÜTAV TESİSLERİ’nde bu mümkün olamadığı için daha az bir davetlinin kutlamalara katılacağını düşünüyorum. .Hani şairin dediği gibi .” Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik. Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik” misali o eski görkemli kutlamaları Tavşanlı bir daha artık istese de göremeyecektir.Ben ve eşim bu günleri yaşadık. Dev müdürler vardı. Orhan Çakır, Cafer Metin, Hilmi Dokuzoğlu,İzzet Özerdem,Dursun Akar, Fahri Ergun gibi Hazırlıklar bir hafta öncesinde başlardı..Gün geceleyin bir Balo ile taçlandırılırdı.Bu gecelere eşimle birlikte giderdik. Öyle dev sanatçılar gelirdi ki bugün bunu birilerine anlatsanız inanmaz.Safiye Soyman,Ayhan Aşan, Sezen Aksu,Muazzez Ersoy, Hüner Coşkuner,diğerleri gecenin renkli geçmesini sağlardı.Her yıldönümünde dansöz mutlaka olurdu.Nefis menüler tüketilir,oyunlar oynanır,dans edenler zevkle izlenirdi.Gecede açış konuşmaları genelde müessese müdürleri tarafından yapılırdı.Salon gelin odasını andırırdı.
Madenciler Gecesi’ne davet eldenler özellikle seçilir,kendilerine özel davetiyeler gönderilirdi. Baloya katılanların büyük bölümü GLİ camiasındandı.. Yani GLİ Müessesesi çalışanlarıydı. İlçenin protokola mensup zevatı başta sayın kaymakam,belediye başkanı,garnizon komutanı,ağırceza mahkemsi başkanı,hakim ve c.savcıları, özel bir masada bir arada olurlardı.Birim müdürleri,siyasi partilerin ilçe temsilcileri,odalardan,derneklerden,cemyetlerden,vakıflardan,sendikalardan,spor kuruluşlarından davetliler mutlaka davet edilirlerdi ve unutulmazdı.Komşu ilçelerden, Ankara’dan da üst düzey yetkililer eksik olmazdı. Bu konuda rahmetli arkadaşım İzzet Güre’nin elindeki defter önemliydi. Bu defter birkaç kez gözden geçirilirdi.Sayın müessese müdürlerine sunulur ve görüşleri alınırdı.Gecede kimlerin konuşma yapacakları,hangi toplulukların yer alacağı,gelenlerin ağırlanmaları,menüler,ulaşım sorunu başlıca detaylar tekrar tekrar gözden geçirilirdi.
4 Aralık Dünya Madenciler Günü gecelerinde Tunçbilek’teki Eğitim Sitesi toplantı salonu değerlendirilirdi. Müessesenin sayın müdürlerinden bugün hayatta olanlardan aklıma ilk gelenler Cafer Metin, Orhan Çakır, rahmetli Hilmi Dokuzoğlu,İzzet Özerdem,Dursun Akar,rahmetli Fahri Ergun’un müessese müdürlükleri dönemlerinde bu gün en görkemli şekilde kutlanmıştır.
Son birkaç yıldır ilçe dışına alınan kutlamalar davetlilere daha rahat hareket imkanı sağlıyormuş. Yerel baskı sıkıntısı yaşanmıyormuş.Artık GLİ müessese değil. İşletme.Bir anlamda Dünya Madenciler Günü de eskiye oranla daha küçük tutuluyor.Ben 7OOO Maden işçisinin bulunduğu müessese bilirim.Madenciler Günlerinin,gecelerinin vazgeçilmezi yine ben olurdum. Sunuculuk görevim bu gün ve gecesinde de beni vazgeçilmez kılardı. Yıllar boyu bu günlere ve gecelerine katılanlar birer ikişer aramızdan ayrılıp gittiler Eski fotoğraflara bakmak yeterli olacaktır.Bu günlerin geceleri ilçenin sosyal yaşamında köşe taşlarıydı.Tavşanlı’da, Tunçbilek’te maden işçisi olduğu sürece bu gün hep kutlanacaktır.Bir zamanlar Değirmisaz’da da kutlanan bu günler hafızalarda yer almıştır.Anılardadır.Dünya Madencilik Günü kutlu olsun. Allah madencilerimizi her türlü olumsuzluktan uzak kılsın.Birkaç kez İzmir’de eski müdürlerimizden Cafer Metin Bey ve Sıdıka Hanım ile beraber Karşıyaka’da mütevazi bir şekilde kutladığımız bu günleri bugün artık kutlayan da kalmadı.
TRAFİĞE KAYITLI ARAÇ SAYISI GİDEREK ARTIYOR
Türkiye’de neredeyse dört kişiye bir trafiğe kayıtlı araç düşüyor. . otobüs,kamyon,Tır,kamyonet, minibüs,traktör,motosiklet ve diğerlerinin 2O13 yılı Eylül ayı itibariyle sayısı 17 milyon 734 bin idi. 2O14 temmuz ayında bu 18 milyon 3OObine çıktı.2O17 yılı mart ayı itibariyle 21 milyon 362 bin aracımız vardı. 2O18 yılı şubat itibariyle bu rakam 22 milyon 218 bine yükseldi. .Son verilen rakama göre .Her yıl bir yığın araç trafikten düşmesine karşın rakam giderek artıyor Örneğin 2O18 yılının ekim ayı itibariyle trafiğe kayıtlı araç sayımız 22 milyon 818 bin 544’ tür..Bu kadar araca yollarımız ne kadar dayanabilecek?Etrafa yayılan egzoz gazları hangi boyutlara çıkacak?Hava kirliliği ne kadar artacak? Maşallah bir çok evde her bireyin ayrı bir aracı var.Olmayanda ise hiç biri yok.
“ sürüyü güden kurdu görür”Atasözü doğrudur. Trafikteki kayıtlı araç sayısı arttıkça trafik kazaları da buna paralel olarak artacaktır.Trafik cezaları da keza öyle.Bugün Türkiye’de savaştan çıkmış bir görüntü sergileniyor. Bunlar trafik kazalarında sağlığını kaybedenler.Araçlar yüzünden on binlerce insanımız daha sakatlanmaya ve ölmeye hazır olmalıdır.
Kimse trafik kazaları için:” Kader” sözcüğünü kullanmamalıdır.Allah herkese bir irade vermiştir. Kendimizi korumak ve kollamak görevimiz değil mi?Trafik kurallarına uymayan insanlarımız bugün de bir hayli.Bizler trafik kazalarında ölürken bir çok ülke insanı kazara ölüyor. Ölmemek için gerekeni yapıyor. Hiçbir şekilde trafik kazalarında ölmek ve yaralanmak bizim kaderimiz değildir.Ateş kimsenin eline değmedikçe yakmaz.Tetik çekmeyince silah ateş almaz.Ya kurallara uyacağız ya da hayatımızı bile bile riske atacağız.
LPG’li araç sayısında ve benzinli araçlarda azalma varmış.Dizelli de ise artış Denetlemelere rağmen,kesilen fahiş trafik cezalarına rağmen araç sürücüleri yine yapacağını yapıyor.Bugün ülkemizde duraklarda bekleyen insanlar bile güvende değil. Araç seni pastanede de,lokantada da,durakta da buluyor.Delisi var. Madde bağımlısı var. Tek gözlüsü var.Manyağı var, engellisi var,ehliyetsizi var. O kadar çeşitli sürücümüz var ki şaşırıyoruz.Ehliyet verenlerin de daha dikkatli olmaları gerekiyor. Bugün bir çok yerde yaşanan facialarda onların da vebali var.
Türkiye bir savaşa girseydi bu kadar çok kayıp vermezdi.Tavşanlı’da 2O bin emeklinin altında iyi-kötü bir araç var. Bu Kütahya’da 1O6 bini buluyor.Bunlar muhtelif cins araç kullanıyor.Elimde Kütahya il bazında bazı eski rakamlar var. Yıl 2O17. Aylardan nisan. Kütahya’da 2O3 bin 277 adet muhtelif trafiğe kayıtlı araç varmış. Bunların içinde otomobil 1O2 bin 843,minibüs 3 bin 961, otobüs 2 bin O21, kamyonet 25 bin 763,kamyon 7 bin 1O5,motosiklet 28 bin 439,özel amaçlı araç 457,traktör ise 32 bin 688 vardı. Bu rakamlar bugün itibariyle büyük bir olasılıkla biraz daha artmıştır.
Artışlar uzun vadede il bazında özellikle yol konusunda yeni sorunları da beraberinde getirecektir.
Her olumsuzluğa,her ekonomik sıkıntıya rağmen özellikle Tavşanlılı aracını sürekli yeniliyor. Bu il bazında da mutlaka vardır. Öyleyse Kütahyalı araç kullanmayı ve araca binmeyi seviyor.Bana kalırsa Kütahya’da büyük bir açık araç pazarı mutlaka kurulmalıdır.