12 Ekim 2015 - Pazartesi

EĞRİ OTURUP DOĞRU KONUŞMAYA VE ÖZELEŞTİRİ YAPMAYA NE DERSİNİZ?

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 6 dk.
3473 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News

EĞRİ OTURUP DOĞRU KONUŞMAYA VE ÖZELEŞTİRİ  YAPMAYA   NE DERSİNİZ?                                     

Spor elçimiz Linyitspor’un iki maçını izleme fırsatı buldum. İlkinde berabere kaldı, diğerinde yenildi. Yeniden dizayn edilerek AKP Hükümetleri tarafından ilçeye kazandırılan Ada Stadı tribünleri büyük ölçüde boştu. Sporseverler 5-10 lirayı dahi çok görmüş olmalılar ki bu böyle olmuştu. Bir futbol kulübü için önce para sonra tezahürat gelir. Anladığım kadarıyla kulüp büyük sıkıntı yaşıyor. TKİ Genel Müdürlüğü’nden gönderilenlerle kendi yağında kavruluyor. Nasrettin Hoca’nın tabiriyle “Parayı veren düdüğü çalıyor” düdüğü çalanlar ortada. Biz çalamıyoruz. Bugüne kadar yapılan yanlış uygulamalar, transfer politikaları ve parasızlık bize bu acıları yaşatıyor. Sayın milletvekilimiz Kavuncu’nun bana gönderdiği bir çok mesaj var. Linyitspor ile ilgili olanlarıda saklıyorum. Hep bir gelirden söz ediyor. Zaman zaman sağlanan paraların zaman içinde bir anlamı olmayacağını söylüyor, haklı. Çünkü Linyitspor’un sürekli gelire ihtiyacı var. Tavşanlı’lı olarak bugüne kadar pamuk ellerimizi ceplerimize sokamadık. İş çevreleri hep uzakta kaldılar. Sadece Linyitspor’u alkışlamak için yollara düştük. Hele hele profesyonel olduktan sonra paranın ne kadar önemli olduğunu anlayamadık. Hiçbir futbolcu bir kulüpte Allah rızası için oynamaz. Bir noktada dinleri imanları paradır. Futbolcunun cebi para görürse oynar. Vatan Millet Sakarya aklına bile gelmez. Hepimiz bir gerçeği unutmamalıyız. Linyitspor ne bir Kütahya spor, ne bir Fethiye spor, ne bir Bandırma spordur. Bir müessese takımıdır. TKİ Genel Müdürlüğü S.S.GLİ Müessesesi’nin futbol takımıdır. Bugün bile 11 futbolcu arasında birkaç Tavşanlı’lı bulamazsınız. 1940’lı yıllardan beri resmi bir müessese kulübü olan Linyitspor’da önceki yıllarda Tavşanlı’lı sporcu ağırlığı vardı. Bugün yok. Bu kulübün bir dahili talimatnamesi var. Bu talimatname en son 28 Ağustos 1980 tarih ve 17089 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. Bu talimatnameyi okursanız statüsünün bugün çeşitli liglerde mücadele veren ekiplerin statülerinden farklı olduğunu görürsünüz. En basitinden kulübün yönetim kurumları her yılın belirli bir gününde genel kurulda belirleniyor ama kulüp başkanını bizzat müessese müdürü belirliyor. Yönetimide yönlendiriyor. Kısacası müessese müdürünün bilgisi dışında hareket edilemiyor. Bugüne kadar yıllardır kulübün başkanları ya müessese müdürleri ya da birim müdürleridir. Asıl önemlisi kulüp başkanları bünyedeki görevlerini aksatmadan bu ek görevi sürdürüyorlar. Bunu yaparken de hiçbir maddi ve manevi karşılık beklemiyorlar. Yıllar öncesinde Linyitspor’da mücadele eden futbolcuların tamamı işçi statüsündeydi. Yürürlükteki toplu iş sözleşmesi ve iş yasası hükümleri kapsamındaydı. Amatör ve profesyonel futbolcu olarak camiada görev almış olmak, başkaca bir menfaat teminine zaten olanak tanımamaktadır. Kısacası statünün bu kadar kısıtlı bir çalışmaya imkan vermesine rağmen GLİ Müessesesi sırf Tavşanlı’ya, Tavşanlılılara spor alanında hizmet verebilmek, sporseverlere hoş bir zaman geçirtmek ve heyecan yaratmak için eski tabiriyle Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü’nce 1984-1985 futbol sezonunda Türkiye TFF 3.Profesyonel Lig’ine katılma davetine evet demiştir. Hatırladığım kadarıyla bu sezonda amatör lig kadrosu yani iskelet muhafaza edilmişti. Bu şartlarda daha ilk sınavda ligi 4.sırada bitirmiştik. Sonra 1985-1986 futbol sezonu geldi. Takım amatörlük ruhunun yanında genç yeteneklerle güçlendirildi. O zaman müessese müdürü ve kulüp başkanı sayın Orhan Çakır’dı. Kişisel girişimleriyle 10 kişilik muvakkat işçi kadrosu temin etmişti. Bununla yetinmemiş ilçemizin güzide spor kulüplerinden oyuncular alınarak alt yapı oluşturulmuştu. Eski oyuncular yeni gelenlerle kaynaştırılmıştı. Tekrar söylüyorum Linyitspor bu tüzüğüyle ve anlayışla gerçek bir profesyonel takım oluşturamaz. Çünkü ekonomik gücü yetersiz. Dahası var, Linyitspor’da Tavşanlı’nın kendi evlatları yer almıyor. O zaman ne yapılacak? Ya tüzüğü değiştireceğiz, kulüp halka açılacak ya da en azından belediyemizin sorumluluğuna bırakılacak. Bu haliyle Linyitspor bir yere varamaz. Halkın desteği, kuruluşların desteği gerekiyor. Hiç kimse sayın milletvekiline, sayın kaymakama, sayın müessese müdürüne yapamayacağı bir teklifte bulunmasın. Hepsinin de kırmızı çizgileri var. Zaten bugüne kadar yapabileceklerinin en iyisini yaptılar. Halen kulübün teknik direktörü bile maaşını Eskişehir Spor’dan alıyormuş. Bu bile ilginç. Bu durumda teknik direktörle karşı karşıya gelmek bile yanlış. O zaman ne kadar ekmek o kadar köfte. Linyitspor Tavşanlı’ya Allah’ın bir lütfu ve ikramıdır. Bugüne kadar bu kadar reklamımızı yapan olmadı. Bizde şükretmek zorundayız ama bir hadisi şerif var “Şükrü eda edilmeyen nimeti Allah geri alır.” İşte bizi korkutan budur. Linyitspor’un amatör lige dönmesi bizim en büyük utancımız olacaktır. Yol yakınken bu utancı yaşamamak için ne yapılacaksa yapmak zorundayız. Kimse yazımdan alınmasın. Bir çok kişiden daha çok Tavşanlılıyım. Böyle olmasaydı bunları yazmazdım.

 

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları