03 Nisan 2020 - Cuma

KORONAVİRÜS SELAMI

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 10 dk.
1691 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News

 SELAM  VE KORONAVİRÜS SELAMI 
                    Selam,bir kimseye veya bir topluluğa yakınlık,sevgi ve nezaket göstermek,sağlık ,esenlik ve başarı dilemek için”Selamün aleyküm, esselamün aleyküm rahmetullahi ve berakatühü,merhaba,hayırlı işler,günaydın,sabah akşam,öğle,Cuma,kandil şerifleriniz  hayrolsun,babay, huhu,ne var ne yok? Ya eyyühellezine amenu,keyifler nasıl?” gibi sözlerden birini söylemesi , yahut aynı dileği taşıyan bir işaret veya harekette bulunma(araçların korna,bisikletlerin zil,itfaiye arazözlerinin çan çalması,insanların  baş eğmesi, el ve kollarını sallaması, mimik hareketleri  yapması) şeklinde yapılıyor. Ama en güzeli sevgili peygamberimizin yaptıkları gibi  sağ elimizi, karşımızdakinin sağ eliyle buluşturma durumudur. Hatta bir Hadis-i Şerif te vardır:” Selamlaşınız sözcüğüyle ifadesini bulur. “Mevlitte.” Hem dedi ashaba ol hayrü’l  -enam/Ümmetime kılasız benden selam”diye geçer. Orhan Veli Kanık  bir dostuna takılmış.” Oktaycığım, bu gece sana bütün sarhoşların selamı var”demiştir. Selam,huzur güven,sağlık, selamet anlamındadır. Leskofçalı Galip te bir şiirinde selam sözcüğünü :”Tenim,pür-dağdır yekser dil-i agah na-peyda”dizesinde kullanmıştır. Bir askerin  üstlerine ve törenlerde bayrak,sancak,askeri birlik vb.ne saygısını göstermek üzere, şekli yönetmeliklerce  belirlenmiş olduğu üzere belli bir biçimdeki  duruş ve hareketidir. Dört devirden meydana gelen  Mevlevi ayininin  bir selamlaşma ile başlayan devrelerinden her biridir.Görülür ki,ikinci selam bitince selam verilerek evvelkiler gibi üçüncü defa semaya başlanır. Dini açıdan bakacak olursak, Süleyman Çelebi’nin dillendirdiği şekilde “ Her türlü ayıp ve noksandan uzak bulunan,kullarını huzur ve selamete eriştiren( anlamlarında esma-i hüsnadan’Allah’ın en güzel isimlerindendir)”Ol-durur Allahü kuddusü’s –selam”  ifadesinde  bulur.
                        Osmanlı’da selam ağaları vardı. Bunlar,padişah,sadrazam,bazı vezirlerin  maiyetinde bulunan ,teşrifatçılıkla  ve onlar adına selam alıp vermekle  görevli kimselerdi.Selam almak, selam veren birine selamla karşılık vermektir. Selam çakmak, selam vermenin bir başka ifadesidir. Bu teklifsiz yapılan bir  davranış biçimidir. Eskiden Alaylarda Padişah,Sadrazam, ve vezirleri  atlarına binerken veya inerken alkışlamakla görevli  çavuşlar vardı. Bunlara Selam Çavuşu denirdi. Ben de yıllarca önce okulumu teftişe gelen bir ilköğretim müfettişini karşılamıştım. Belirttiğim çavuş gibi.Ama çavuşun yaptığını yapmamıştım. Sadece öğrencilerimden bir koridor oluşturup,atla gelen müfettişi bu koridorda karşılamıştım. Her şey güzel gitmişti ama,öğrencilerim topladıkları papatyaları müfettiş beye atarlarken bu davranışlarıyla   ,müfettiş beyin atını  ürkütmüş, ,müfettiş beyin yere düşmesine sebep olmuşlardı. 
                        Törenlerde bir rütbeli başka bir rütbeliyi karşılarken askerlerine.” Selam dur!” diyerek  askerini selam durumuna geçirir Ben de yıllarca protokol amirliği ,tören komutanlığı ve sunuculuk yaptığım için bir gün Tavşanlı’ya gelen Kütahya Hava Er  Eğitim  Tugay Komutanlığı bandosu’na ,aynı anda tören alanında hazır bulunan GLİ Bandosu’na   komut vermiştim. Hatta törende hazır bulunan tugay komutanı  rahmetli garnizon komutanımız Hv. Plt. Kd. AlbRemzi Diren’e beni kastederek.” Bu genç  asker mi?” demiş. .Bu durum,yani selam durumuna geçirme olayı, sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan,TBMM Başkanı ,vali ve kaymakamlar  vb için de  söz konusudur. Saygı belirtmek için selama durulur . Ben yıllarca  nice etkinliklerde “ Esas duruş, selam dur” sözcüklerini telaffuz etmişimdir. Arzettiğim için birçok kişi bana” Bay arzederim” demiştir. Bir Tavşanlılı yaşlı bayanın bir diğerine beni göstererek. ” Bak bi Hatce, enki adam herkesi hazırda durduruyo” dediğini  hiç unutmam.  Birine, bir kimse ile veya mektupla, mesajla, telefonla hatta uzaktaysa seslenerek   selam etmek,selam eylemek vardır.” Her şey paraya bağlı,parasız hiçbir şey yapılmıyor “ifadesi eskilerde.” Selam para, kelam para” olarak ifadesini bulurdu. Hal hatır sorma da selam sabahtır. Selam sarkıtmak, Argoda, selam vermek, selam göndermektir .Yıllar öncesinde Tavşanlılı bir askerin kendisini ziyarete gelen bir arkadaşına  aynen.” Tavşanlı’nın  birkaçına, Moymul’un üst başına, Dedelerin kaffesine selam” dediği  dillendirilir.  Dedeler dediği ( Dedeler Köyü,bugünkü Dedeler Mahallesi’dir) Bir şehir, kale veya kumandanı selamlamak için atılan topa selam topu denir. Cumhuriyet’in yıldönümlerinde,devlet büyüklerinin karşılanmalarında  atılan toplar bunlardandır.Halkımızın zaman zaman söylediği .” Selam verdik, borçlu çıktık” ifadesi, biraz ilgi,biraz yakınlık gösterdik, üzerimize ağır bir yük üstlendik  anlamındadır. Selamı sabahı kesmek tabiri de, biriyle her türlü  ilişiği kesmek ,alakayı koparmaktır. 
                          Müslüman, karşılaştığına,yanından geçene, kendisine uzakta da olsa bakana,”Selamünaleyküm” yani  “Allah’ın Selamı üzerinize olsun “ der. Karşısındaki de aynı şekilde yanıt verir. Bazen selam verdiğimiz kişilerin selamımızı  almadığını görüyoruz. Bazılarının da selam verdiğimizde ”Tanışıyor muyuz?” şeklindeki yanıtı içimizi acıtıyor. O zaman da verdiğimiz selamı içimizden alıp kabul etmemiz öneriliyor. Ama bu tür olumsuzluklar insanları birbirlerine selam vermekten uzaklaştırıyor. 
                           Yıllar öncesiydi. Tavşanlı’da   bir sağlık ocağı  için kolları sıvamıştık. Birkaç pratisyen doktorla esnaftan para topluyoruz.  Allah bereket versin herkes karınca kararınca bir şeyler veriyordu. Bugün hayatta olmayan bir esnaf hemşehrimizin iş yerine girdiğimizde selam vermiştik. Ama rahmetli masasının önünde bir şeylerle  meşguldü. Bir kez daha selam vermiştik. Selamlarımız karşılıksız kalınca  yanımdaki doktor arkadaşlara gidelim anlamında bir kaş-göz  işaret  yaptığı anımsıyorum. Bu iş yerinden süratle uzaklaşmıştık.  Moralimiz bozulmuştu. Soluğu zamanın Tavşanlı Müftüsü  rahmetli Ramazan Arslanbaba’nın Ulucami karşısındaki hizmet binasındaki  makam odasında  almıştık.  Rahmetli ,  bizi  ağırlamıştı. Laf dönüp  dolaşıp  selama gelmişti. Yaşadığımız olayı anlattığımızda  bize dediklerini hiç unutmam.” Arkadaşlar, karşınızdakine birkaç kez selam vermişsiniz. Almamış. Yavaşça orayı terk etmeniz en hayırlısıdır. Ki öyle yapmışsınız.  Ayrılırken de içinizden”Allahu ekber demeniz gerekirdi” demişti. Anlamamıştık. İzah etmişlerdi..” Onlar ölüdürler,hiçbir şey veremezler” anlamındaymış. Ben Tavşanlı’da ve Tavşanlı dışında en çok selam verenlerdenim İnşallah Cennete Selam kapısından  girerim. Birçok yere vardığımda karşımdakine veya  karşımdakilere “ Ya eyyühellezine amenu” dediğim de olur. İzmir’de Sıvaslı bir apartman kapıcısı Mehmet Çam adında bir dostum var.Yanında birkaç kişiyle sohbet ediyordu.  Yaklaşık 8-1O metreden “ Esselamün  aleyküm Rahmetullahi ve Berakatühü” dediğimde çil yavrusu gibi dağılmışlardı. Ne olduğunu anlamamıştım.Daha sonra  Mehmet ile  bir karşılaştığımızda  neden kaçtıklarını sorduğumda ,” Hocam bize  böyle   laf atanlar olmadı Korktuk!” demesin mi? Güler misin,ağlar mısını?
       Fuzuli’nin padişaha yazdığı bir “ Şikayetnamesi” vardır. Zamanın koşullarında iyi gitmeyen bazı hususları padişaha veciz bir şekilde yazmış. Ne diyor?” Selam verdim. Rüşvet değildir deyu almadılar. Hüküm gösterdim. Asılsızdır deyu  mültefit olmadılar”.
        Gelelim bugünlere. Farkındaysanız bir KORONAVİRÜS belası kapımıza dayandı. Sadece bizim mi? Tüm dünyayı sardı. Zaten doğru dürüst selam vermeyen insanımıza da gün doğdu. Herkes uzaktan el ve kol hareketleriyle, ayaklarını birbirine tokuşturarak selamlaşıyor. İtirazım yok. Belli ki şu günlerde yakın temas olmamalı. Ama korkarım bu hastalık geçtiğinde bu garip selamlaşma   alışkanlık haline gelmez Ama diyeceksiniz”, Bülent Hoca, zaten millet araba kornalarıyla, el kol işaretleriyle bundan önce de selamlaşmıyor muydu?” Haklı olablirsiniz. Ama istisnalar hiçbir zaman kaideyi bozmaz ve bozmamıştır da.    Aklıma Köroğlu geldi.” Benden selam olsun Bolu Beyi’ne” diye seslenen Köroğlu’na. Keşke hep selamlaşabilsek değil mi? Sevgili dostum, eski Tavşanlı Kaymakamlığı Koruma polisi Behçet  ile  birçok dostumla mesajlaştığım gibi mesajlaşırız. ”Yengeme selam” der. Ayakkabıcı Fethi  her konuşmamızın ardından”  Yengeme selam “ der . İçimi ısıtırlar. Selamın , fiyatı, uzunluğu genişliği, hacmi, alanı ,  tadı tuzu yoktur Ama bir ağırlığı  olduğu muhakkak. Bu vesileyle tüm Kütahyalı hemşehrilerime en samimi selam ve sevgilerimi sunuyorum. Ekmeksiz susuz kalabilirler. Ama kesinlikle selamsız kalmasınlar.  

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları