29 Ağustos 2016 - Pazartesi

S E B İ L

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 6 dk.
3481 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News

    

 

 

 

 

                                                       S  E  B  İ  L

                          

                                                                                                                             

                Tavşanlı’da canlı kaynakların sayısı birer birer eksiliyor.Benim canlı kaynaklarımdan en önde geleni berber Ergun Ekiz’dir. Berber Ergun rahmetli babamın da uzun yıllar dağılan,gürleşen saçlarına şekil veren,sakalını  traş eden  değer verdiğim,aziz dostlarımdandır.

               Bugün Tavşanlı’da doğmuş,büyümüş,yıllarını Tavşanlı’da geçirmiş veya geçirmekte olan  hem –şehrilerimin çok azı bir çok şeyden haberdar değildir.Tavşanlılı olabilmenin kuralları vardır. Tavşanlı ile yatıp Tav şanlı ile kalkacaksın.Ben bile vakit namazlarımı kılarken zaman zaman gözlerimi kapatır kendimi örneğin Arifağa Camii’nin,Keşkekçi Camii’nin, Ulucami’nin  içinde var sayarım.Kulakları çınlasın halen Ankara’da Arifağa Camii’nin duayen imamı İsmail Hoca ile namaza dururum.Şekerlik Camii’nde Ramazan Hoca ile Cuma namazında beraber olurum. Rahmetli Keşkekçi Camii İmamı Kadir Hoca’nın hemen arkasında olurum.Gözümü kapatır rahmetli Çakmak Mehmet’in elini öperim. Karga Ahmet ile kucaklaşır,Ellez Halil ile selamlaşırım.Rahmetli tornacı,sanayici İbrahim Gültekin ile kol kola girer onu işyerine kadar götürürüm.Enver Girgin Başkanı  evinin önünde görür yanına çöker çay içerim.Sami Akarsu meslektaşımla kahkaha atar,eski günleri anımsarım.Veli Korkmaz müdürümle Atatürk İlkokulu’nun bahçesinde beton atarım.Ali Çakır ile toplanan kağıtları İzmit Seka Fabrikası’na gönderir,Hacı Balı’dan cumartesi için harçlık alır,Dönme Talat ile selamlaşır,helvacı Halil Umutlu’ya uğrar kibrit kutusu kadar bir helvayı ağzıma atar,sohbet ederim.Tavşanlılı olanların mutlaka bir DNA Testi yaptırması gerekir.Çünkü herkes Tavşanlılı değildir.

               Yazımın başlaığı bu kez Sebil.Bu sözcük Arapça’dan dilimize girmiştir.Aslında Araplar bu sözcüğü yol anlamında kullanıyor. Ama ne olmuşsa  sebil dilimizde farklı bir anlamdadır.Hayır,hasenat yaparak Rabbimizi  razı etmeyi en birinci görev bilen ecdadımız Allah’ın rızasını kazanmak için yol kıyılarında,ücra yerlerde insanlar musluklarından akan suyu,hayvanlar akarlarında biriken suyu içsinler diye  çeşmeler yaptırmışlardır.Sebil ile çeşme aynı paydadır,aynı şeydir.Küçük çeşmelerin halk arasındaki genel adı sebildir.Kur’an-ı Kerim’de  geçen’Allah’ın rızasını  kazanma yolunu’ anlatan “ Fisebilillah” ifadesi de sebil sözcüğünün Arapça orijinal manasından farklı bir şekilde  kullanımında etkilidir.

              Kütahyalı merkez ilçe ve diğer I2 ilçesiyle yıllar boyu sebilleriyle Allah’ın rızasını almaya çalı-şan hayırseverlerle doludur.Kütahyalı kadınlar kollarındaki bilezikleri,boyunlarındaki  altınları,kulak-larındaki  küpeleri  çekinmeden vermişlerdir. Hac görevini bir başka tarihe bırakan Kütahyalılar sebiller yaptırmışlardır. Su hayrının hayırların en büyüğü olduğuna inanmışlardır.Bugün Kütahya’da kalan,yaşayan,görev yapan ve ziyaret edenlere sorun size önce musluklarından şırıl şırıl sular akan sebillerden bahsedeceklerdir.

            Tavşanlı’da da durum  aynıdır.Bugün Tavşanlılı olup ta bir anda Horhor Çeşme,Zeytinoğlu Çeşme,Karaca Çeşme,Ayşe Hanım Çeşme,Arifağa Çeşme,Barutçular Çeşme,Bıçakcı Çeşme,Osmanpaşa Çeşme,Emireller Çeşme, Bostancılar Çeşme, Pazaryeri Çeşme, Dibekbaşı Çeşme, Tamis Çeşme, Kahvaltı Çeşmesi, Kandilaltı Çeşme,Ulucami karşısında Zeytinler Çeşme, Takalak Çeşme, Çavuş Çeşme, Yukarı Çimen Çeşme, Zeyrekler Çeşme, Sığırönü Çeşme,Çırçırçeşme, Hanımçeşme Çeşme, Mülayim Çeşme, Gürcüler Çeşme,Hacıbalılar Çeşme,Körhüseyinlerin Çeşme,Teslimler Çeşme,Dede çeşme,Danacılar Çeşme,Sabirler Çeşme,Dağçeşme,İncemehmetlerin Çeşme,Odaönü Çeşme,Esifler Çeşme,Çarşı Çeşme,Aşağı Cami Çeşme,İmamların Sokaktaki Çeşme(son on üç çeşme Moymul Mahallesi’ndedir) adını ardı ardına sıralayabilecek bir tek insan bulamazsınız.

           Yukarıda adlarını sıraladığım çeşmelerin büyük bölümünün musluklarından su akmamaktadır. Bazıları ise yıkılıp yok olmuşlardır.Tavşanlı Belediyesi sınırları içindeki I9 Mahallede unututtuğum çeşmeler olabilir.Bir zamanlar halkımızın ‘Yerli çeşmeler’ olarak ifade ettiği sebillerin her türlü sorunuyla “ Eski Suları İhya Derneği” adlı bir dernek ilgilenirdi. Başkanı da rahmetli Halim Dönmez’di. Ben küçük yaşlarda Tavşanlı’ya geldiğimde ( I946 yılı içinde) çok sayıda çeşme-sebil vardı.Nüfus 5-6 bin civarındaydı. Bugün merkez nüfus 7O Bini zorluyor. Tam aksine yerli çeşme sayısı giderek azalıyor.

        Mülkün Allah’a ait olduğunda şüphemiz yoktur. Biz bu mülkleri izin verildiği sürece kullanıyoruz.İnsanımız sebilleri gelecek kuşaklara sunarken  aslında  gerçekten güzel şeyler yapıyor.Bu sebillerin musluklarından akan suları içenlerin duası  sebilleri bizlere armağan edenlere yeter de artar bile.Yeter ki sebillerin muslukları,çeşme alınlarındaki taslar çalınmasın.Su yolları zarar görmesin.Akar-ları zarar görmesin.Belediyemiz eski çeşmeleri,sebilleri  gözü gibi korumak zorundadır. Hayırsever hemşehrilerimizin ruhları   şad olsun.” Temizlik İmandandır” Hadis-i Şerifini gözardı etmemeliyiz.Temizlik su ile olur. Su gibi aziz olmak isteyenlere önerim sebiller yaptırmalarıdır. Allah’ın katında  bu çok değerlidir. Tavşanlılı sebillerine sahip çıkmak zorundadır. Bunu yapmaz sa vebal altındadır.Mezarlıklarımızda da sebiller çoğalmalıdır. Sebiller estetik açıdan da ayrı bir güzellik veriyor.Sebillerden su içenler,sebillerin sularını başka amaçlarla değerlendirenlerden ricam bir Fatiha’dır. Sebiller okunan Fatihalar ile taçlanır.

 

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları