19 Kasım 2021 - Cuma

KAFA MEHMET

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 4 dk.
1007 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News
KAFA  MEHMET VE  KAYBETTİĞİMİZ    İBRAHİM     KAFAOĞLU      
     Benim  birkaç gün önce kaybettiğimiz,efendi,çalışkan çocuğumuz,bir zamanlar bankacıydı,İbrahim Kafaoğlu  ile bir merhabam olmadı. Ama merhum babası Başpuvantör Kafa Mehmet,1960’lı yılarda  kısa sürede olsa benim amirimdi. Tunçbilek’te 1 Numara’daki GLİ  Müesesesi,Bölge Müdürlüğü binasında Tahakkuk Servisinde “Hesap Kalkilatörü” ünvanlı  işçi statüsünde bir çalışandım. Kütük numaram bile var. Ekonoma’dan erzak alır,Tavşanlı’daki evimize sırtımda taşırdım. Çuvalın boyu benim boyumdan büyüktü. İçinde de kuş sütü dahil her şey olurdu. Allah devletimizden,milletimizden  ve bu arada GLİ Müessesesinden razı olsun.Bölge Müdürü Hakim Fikret Eriş’ti. Ben binanın zemin katında merhum Emetli  Ömer Keşkekçi,yanı sıra Bandocu Emin Bey,veznedar Canip Bey,Tavşanlı Tekel Müdürü’nün oğlu Gündüz  ile aynı yerde  çalışırdık. Yıllar önce  eğer bizi  kameraya çekselerdi,bugünün  çalışanları kahkahadan yerlere düşerlerdi. Ben  binanın zemin katında daracık koridorlarda bisikletle  komşu odalara evrak götürürdüm. Olur mu? Oluyordu. Merhum Kafa Mehmet  ben ve diğer arkadaşım Gündüz’e gıcık olurdu. Birimiz Avukat- Hakim Hüsamettin Alpagut’un üniversiteler kapanınca ortada kalan oğlu,diğeri ilçenin Tekel Müdürü’nün oğluydu. Ne yapsın. Bizi çekerdi. 
        Müessese  otobüsüyle gelir,aynı otobüsle Tavşanlı’ya dönerdik. Otobüste bambaşka bir hava olurdu. Her şey geride kalırdı. Merhum Ömer Keşkekçi daha o zamanlarda iyi bir bal üreticisiydi. Ürettiği ballar Kars ve Bitlis Balı mesabesindeydi.  Kafa Mehmet   etrafında sohbet edenleri dinler,tebessüm ederdi. Çaycı Hasan Efendi, Bandocu Emin Bey, Veznedar Canip Bey  ayrı birer  deryaydı. Canip Bey merhumu  kızdırmak için, merhum Bandocu Emin Bey salçalı,tereyağlı tas kebabı tarifi yapardı. Merhum veznedar  Canip Bey’i papa sayarken  yanlış saymasına neden olurdu. Merhum veznedar Canip Bey,merhum Ömer Keşkekçi’nin bizim de bulunduğumuz odasının kapısına gelir,ağzına geleni söyler(küfürü de cabası),kapıyı çarpar giderdi. Ben o günleri hayatımın en güzel kareleri olarak görürüm. Bazen  hesaplar tutmaz,birkaç kuruşu defalarca arardık. Mesai yapmak zorunda kalınırdı.  180 lira kadar bir maaşım  vardı. Allah bereket versin,çoğunu merhum annem benden habersiz  pantalonumun cebinden alırdı. Yine de kalan  bana yeterdi. Bizim dönemimiz kuruş dönemiydi.  5-8 kuruş taze  tavuk yumurtası ,5-6 liraya oğlak-kuzu,  2-3 liraya peynir,15-20 lira kiralık ev dönemiydi. Buna şimdi kimse inanmaz. Çünkü biz bir elin beş parmağı kadar kaldık.
        Keşke merhum İbrahim  Kafaoğlu ile ilgili anılarım da olsaydı. Kendisine merhum babasıyle anılarımızı anlatabilseydim. İnsanlar fanidir. Dünyaya kazık çakacaklarını sanırlar. Bu nedenle  birileri bir şeyler biliyorsa bunları karnında taşımasınlar,anlatsınlar. Anlatılmadığı için insanların yanı sıra anıları da  kaybediyoruz. Telafisi mümkün olmayan kayıplar. Şurada özellikle Tavşanlı’da size göre kaç yaşayan hafıza kaldı dersiniz? Birkaç kişi kaldı. Bunların için de ben de varım. Benim kasette 84  yıllık  kayıt var. Eğer dostlarım dua ederse bu kasete yeni kayıtlar düşebilir.  Sevgili İbrahim Kafaoğlu mekanın  cennet olsun.
        
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları