30 Ekim 2021 - Cumartesi

Düşman işgali zabıtalarımız ve daha neler neler

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 19 dk.
1237 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News

        
 TAVŞANLI’NIN  GELECEK YIL KUTLANACAK DÜŞMAN
        İŞGALİNDEN KURTULUŞUNUN 100.YILDÖNÜMÜ İÇİN
        GÖRKEMLİ BİR PROGRAMIN ANA HATLARI  ŞİMDİDEN  BELİRLENMELİDİR       

   Ege Bölgesi ile İç Anadolu Bölgesi’nın sınırında,İç Batı Anadolu Eşiğin’de yer alan güzel Tavşanlı 15 Temmuz 1921 ‘de , Bozüyük ile birlikte,aynı tarihte ,   Yunanlılar  tarafından işgal edilmişti. 17 Temmuz 1921 tarihinde ise  Yunan Bayrakları Kütahya’nın muhtelif kesimlerinde dalgalanmaya başlamıştı  bile. Kütahya’da Yunan Bayrakları’nın asıldıkları  yerlerden  indirildiği tarih ise 30 Ağustos 1922 tarihidir Çünkü Kahraman Ordumuz bu tarihte Kütahya’ya girmişti. . Tavşanlı, Kütahya’dan iki gün sonra , 3 Eylül 1922 tarihinde Kahraman Ordumuz  tarafından   kurtarılmıştır.Yani ORDUMUZ, Tavşanlı’ya ,Kütahya’yı kurtardıktan  iki gün sonra girmiştir.Girmemiş olsaydı, Yunan Güçleri’nin her tarafına yanıcı maddeler döktüğü Tavşanlı’ya, belki , Romalılar’ca, Kartaca’ya yapılanın aynısı yapılacaktı. Belki Tavşanlı Kartaca gibi bir tarlanın sürüldüğü gibi sürülmeyecekti ama   yakılıp yıkılacaktı.  Tavşanlı   diye bir yerleşim yeri  kalmayacaktı. Tavşanlı,bir kül  yığınına dönecekti. Tavşanlılı’nın işgal  günlerindeki en büyük talihsizliği, sıkıntısı,endişesi Yunan Güçleri’ne karşı elinde yeterli silah,cephane ve diğerlerinin olmamasıydı. Kendisini savunacak durumda değildi.  Çevresinde  güçlü Yunan Birlikleri’nin konuşlandırılmıştı..Tavşanlı’nın Yunan Birlikleri’nin ikmal noktası üzerinde olması da cabası. İşte Tavşanlı’da direniş hareketi bu nedenle yapılamamıştır. Ama komşu  Emet ve Havalisi’nde durum böyle değildi. Emet civarında,  Tavşanlı kadar bir  Yunan Askeri yığınağı yoktu. Bu nedenle Emetliler Yunanlılar’a vur-kaç taktiğiyle zarar vermişlerdi. Emetliler,yeri geldiğinde üzerlerine düşeni yapmışlar ve Yunan Güçleri’ni  bir anlamda hırpalamışlardır  Tavşanlılı, Yunan Güçleri’ne atılacak bir merminin faturasının ne denli   ağır olacağının farkındaydı. Aksi durum,bir anlamda intihar olurdu. İşte Tavşanlı akıllı duruşuyla bu işgali hafif atlatmasını bilmiştir. 
   15 Temmuz 1921  günü, Kütahya  yakınlarında  Türk   Ordusu ile Yunan Ordusu arasında şiddetli  çarpışmalar olmuştu.  O gün,Ordumuzun 4. Tümen Komutanı Yarbay Nazım Bey  ve bir çok askerimiz  Kütahya topraklarında  şehit düşmüşlerdir. Onlar artık o günden beri , ebediyen, bizim, Kütahyalılar’ın  misafirleri olarak kalacaklardır.  Bu kahramanlarımızı asla unutmadık. Unutturmayacağız da  
    Tavşanlı,düşman işgalinden kurtuluşunun 100.yıldönümünü 3 Eylül 2022 tarihinde  kutlayacak.Kütahya’yı ve Emet’i bilmem.  Ama işin içine 100 yıl ifadesi giriyorsa , Tavşanlı’da  yapılacak etkinliklerin  bugüne kadar yapılanlar  gibi değil, eşine rastlanmamış güzellikte kutlanması ve programlanması gerekiyor.  Diyeceksiniz; Şurada  daha aylar var. Olsun. Hemen bir Kutlama   Komitesi  kurulmalı ,bu komitenin başkanlığını sayın Belediye Başkanımız Mustafa Güler  yapmalı. Kutlama komitesi , sayın Belediye Başkanımız  tarafından belirlenmeli  ve  tüm imkanlar(olanaklar)  masaya yatırılmalı,nelerin  yapılabileceği şimdiden tespit edilmelidir. Ben böyle bir komitenin kurulmasını özellikle istiyorum.  Bu kutlu gün,yani 3 Eylül 1922 günü  gelecek kuşaklar tarafından da   hatırlanmalıdır.
     Ah keşke,vazifesiz,sorumsuz yetkililerin ani bir kararıyla kapatılan Garp Linyitleri  Müessesesi(Halen işletme) Bandosu  bugün de olsaydı.  Zaman  zaman  halkımıza konserler veren,milli duygularımızı ayağa kaldıran bu efsane  bando bu kutlu günümüzde bize güç verirdi. Şu efsane,merhum Belediye Başkanımız Eğitimci-Yazar  evladımız  Fevzi Coşgun’un  hayata geçirdiği  Mehter Takımı olsaydı fena mı olurdu? Tavşanlı’da görev yapmış sorumlular bu iki muhteşem  ekibin elimizden alınmasına ,kayıp gitmesine izin verdikleri  için vebal altındadırlar. Ki merhum zamanın güçlü isimlerinden,bir ara Cumhurbaşkanımızdı Turgut Özal, Kütahya’da Gümüş Tesisleri’nin  açılış töreninde  yanındakilere .” bu bando nerenin bandosu?”  demiş,Övgüler yağdırmıştı. Ben o sırada  tören komutanıydım  ve  bu konuşmaya  tanık olan birkaç kişiden biriyim. Gerek bando takımımızın  müzik aletleri,bando takımı elemanlarının giysileri,gerekse Mehter  Takımımızın araç-gereç ve kıyafetleri bugün yoktur.  Haydi bunu geçtik. Her iki güzide ekibi nasıl yok ettik?. Giysilerini , araç-gereç ve müzik alet ve edavatını bir yerlerde saklayamaz mıydık? Söylenecek çok şey var  ama,ne yazık ki söyleyemiyorum. Kortuğumdan mı ? Hayır. Çünkü söyleye söyleye dilimde tüy bittiği,tüyler konuşmamı engellediği  için. 
      3 Eylül 1922 gününü görmeyi arzulayanlar,  haklı olarak güzel bir organizasyon bekliyorlar.Bana göre , Tavşanlı güçlüdür. Bunu başarabllecektir. Dedim ya önce helva yapmak için yağ,şeker,un,güzel bir tencere veya tava  ve ateş  ve özellikle  ustaya ihtiyacımız var.  Eğer şimdiden bir çalışma başlatılmazsa  bu kutlu gün de diğer kutladığımız günler  gibi  kutlanacaktır . Yani ne kadar köfte o kadar ekmek misali.  
    
“”””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””
            ZABITALAR  HAFTASI  YILLAR  SONRA  
KUTLANMAYA    BAŞLADI


          Yıllardır nice haftalar kutlanır. Ben öğretmen olduğum için bu haftaların çoğunu kutlayanlardanım. En çok sevdiğim hafta “Yerli Mallar ve Tutum Haftası”ydı.Bu haftayı dört gözle beklerdik. Öğrenciler bu günde neler neler getirmezlerdi ki? Meyveler,çerezler yanında  en çok ev mantıları ilgimizi çekerdi.  Böyle mantıları özledik. Çünkü artık hazır mantı var. Damak tadımıza uymuyor.
         Yazımın başlığı “ ZABITALAR HAFTASI”. Zabıta; “ koruyan,tutan,yakalayan” anlamındadır. Bir şehirde,güvenliği sağlamakla  görevli teşkilat,zaptiyedir. Zabıta,zabıta teşkilatına mensup kişidir. Zaptiyedir,polistir,bekçidir,güvenlik görevlisidir.
          Ama zabıta dendiğinde  ilk akla gelen Belediye Zabıtasıdır. 1946 yılı ortalarından bugüne kadar nice zabıta memurlarıyla tanıştık.  Sevgili kardeşim berber Ergun ile sık konuşurum. Bilmediklerimi ona da sorarım. Sağ olsun  bu  konuda da bana yardımcı oldu.. O da Allah var, Tavşanlı’nın yaşayan hafızalarından.
          Bugün Tavşanlı’da çok az kişi  bahsedeceğim zabıta memurlarından birçoğunu bilmez. Çünkü Tavşanlı artık 4-5 bin  nüfuslu değil sadece merkezde 70 binin üzerinde nüfusu olan bir ilçedir. Genel nüfusu ise  101 bini aşmıştır. Benim bahsedeceğim  zabıta memurlarının tamamı   Tavşanlı Belediyesi’nde görev yapan,emekli olan,çoğu aramızda olmayan  zabıta memurlarıdır .Beldelerimizde de bazı zabıta memurlarımız vardır. Ama  Onlara giremedim. Bu hafta nedeniyle ben biraz geç te olsa tüm ilçe belediyelerinde görev yapan  zabıta memurlarımızı  Tavşanlı Belediyesi  Zabıta Amiri  Naci Balcıoğlu’nun şahsında yanaklarından öpüyorumMerhum zabıta memurlarımıza da Allah’tan rahmet diliyorum.. İşlerinin kolay olduğunu söyleyemem. Ama şu gerçek asla unutulmamalıdır, Tavşanlı Belediyeleri’nde  görev yapmış ve yapmakta olan tüm zabıta memurları tertemiz,sevecen,bizden biridirler. Zabıta Teşkilatı’nın  195.Yılını ben de gönülden  kutluyorum. 
           ETHEM ÇAVUŞ; Rahmetli babamın balık arkadaşıydı.Merhum Gagalar’ın Hüseyin,terzi Ahmet Ün( Karga Ahmet),terzi  Seyfettin, Abeş Mustafa, montör hüsnü, Hakim Ali Bey,Hakim Emin Bey Açkarınlar’ın Halil’in  içinde yer aldığı balıkçı grubunun vazgeçilmezlerindendi.
           MEHMET SÖNMEZ ÇAVUŞ; Yerli  sularımızın uzmanıydı. Yerli suların su taksimatı konusunda  bilgi sahibiydi. O’nun ilgilendiği bugün için artık ne yerli sulara ait su yolu ne de doğru dürüst bir eski çeşmemiz kalmadı. Herkes  hazır suyu bulunca yerli çeşmeler öksüz kaldı.
          HASAN ÇAVUŞ; Öğretmen Gültekin Kesin’in eniştesiydi.Nazik bir insandı”. İnsanın kalbini kıracağıma kendi kalbimi kırarım “derdi. 
         TALAT PEMBE ÇAVUŞ; Tavşanlı’da mesleğinin yanı sıra Arasta’daki  mütevazi   ayakkabı  tamir eder,terlik ve kundura üretirdi. işyeri dardı. İki kişilikti.   Bir üçüncü  kişi içeri giremeyince kapının önüne sandalye atıp oturmak zorunda kalırdı.  Üretim yapmadığı anlarda  sazıyla  “ Kütahya’nın Pınarları”ve “ Moymul’un altından gelir geçersin” türkülerini çalar söylerdi. Kim bilir bu türküleri kendisine kaç kez çaldırıp söyletmişimdir.   İlk kez ürettiği “ Gayınna duymaz”terlikleri  çok ünlenmişti.Ama O’nu asıl ünlü kılan ürettiği “ Işıklı Terlikler” dir. Bunlardan birini çok beğendiği türkü ustası ,Halk Türküleri Sanatçılarından Bedia Akartürk için yapmış ve göndermişti. 
           NAZIM ÇAVUŞ;  Benim özel  notlarım arasındadır; Tavşanlı’nın en çok konuşan   on kişisi arasındaydı.  Ama en çok konuşan ünlü  Şapçılı Hoca kadar değildi. Sohbet uzadığında bir numara yaparak yanından uzaklaşırdık. 
           İSMET ÇAVUŞ; Bir jipi vardı. Jipine az mı binmedik? Mesai bitiminde soluğu ,Ada Mesireliği’ndeki( Stad yanı)  Pompacı Halil Efendi’nin pompa İstasyonunda alırdı. Bizi de çok kez götürdüğü olmuştur. Çoluk-çocuk jipinin içinde oyun oynardık 
          AHMET ÇAVUŞ;  Bugüne kadar beyaz eldiven giyen tek zabıta memurudur. Onu “ Beyaz eldivenli zabıta “ olarak tanırlardı. 
          KADİR BALABAN ÇAVUŞ ; Tavşanlı’nın saygın din adamlarından idi. Keşkekçi Camii’nde  imam olarak görev yapmıştı. İyi bir hafızdı. Bir ara Tavşanlı Belediyesi’nde zabıta memuruydu. 
          ZEKİ  ZEYREK ÇAVUŞ; Zabıta memurluğu yanında uzun yıllar baharatçı olarak hizmet verdi. Baharatçı dükkanı   Kantarcı Mehmet Efendi’nin  evinin altında,Ekrem  Serdaroğlu’nun marketinin karşısında, Foto Cavit’in yanındaydı. Bilgili,konuşmasını bilen bir insandı. 
         CEMAL ÇAVUŞ; Boyu kısaydı. Bazıları O’ndan söz ederken” Bacak Cemal” derlerdi. İnsanlarla dialogu iyiydi. 
         SELAHATTİN SEZER ÇAVUŞ; ( Deve Nevzat’ın yeğeniydi) bir ara  berberdi.. 
         MEHMET ŞENYİĞİT ÇAVUŞ; O da berberlik mesleğiyle   özdeşleşenlerdendir. Zabta Amirliği’nden önce  berberlik  de yapmıştır. Halen Ayyıldız Pastanesi’nin bulunduğu alanda Tavşanlılılar için güllerle taçlandırılmış  ilk Aile bahçesini  Tavşanlı’ya sunan kişidir. 
         İSMET  ARSLANARAR ÇAVUŞ; ( Ünlü Arap Hüseyin’in küçük oğludur)  O da  zabıta memuru olarak belediyemize yararlı hizmetlerde bulunmuştur. 
         Bu zabıta memurlarından hayatta olanlar var mı ? İstisnalar dışında , hayatta değillerdir. Şenyiğit hayatta olabilir. Mekanları cennet olsun. Belediyeler, ekip çalışması yapan kuruluşlardır.  Zabıta memurları da bu ekibin bir parçasıdır. Belediyelerin başarısında  pay sahibidirler.  
“””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””
 
     YARI   OLİMPİK  YÜZME  HAVUZU  SAYESİNDE  YÜZMEYİ 
                               ÖĞRENEBİLİR  VE  ÖĞRETEBİLİRİZ 


              Çok sevindiğim bir haber.” Yüzme  Havuzu Yapılıyor” haberi beni neden bu kadar sevindirdi,mutlu etti  ki ? Tavşanlı’da deniz yok. Ama baraj gölü, göletler ve Kocaçay  ve Göbel Kaplıcaları var. Bugüne kadar bazılarını sırf yüzme bilmedikleri için bu sularda kaybettik. Yüzme bilselerdi  boğulurlar mıydı? İddia ediyorum bugün de Tavşanlı’da birçok kişi yüzmeyi bilmiyordur. Buna beni de dahil edebilirsiniz. Yıllarca tatillerde deniz kıyılarına gittik. Eşim,çocuklarım,torunlarım yüzmeyi bildikleri halde ben bilmediğim için hep sahillerde dolaşmakla yetinmişimdir.  Yıllar önce Balıkesir- Burhaniye- Ören’de  tatil yapardık. Merhum Avukat Hüsnü Davutoğlu’nun  Yazlığı’nda kalırdık.Deniz hemen yakınımızdaydı. Herkes yüzerken ben  denize  4-5 metre  uzaklığa kadar gidebilirdim. En gücüme giden nedir biliyor musunuz? Bir küçük kız çocuğunun bana söylediklerini unutmadım. .” Amca hamamböceği gibi buralarda  ne çırpınıp duruyorsun?Bnim gibi açılsana? ”demişti. O’na:” Yavrum ben yüzmeyi bilmiyorum” nasıl derdim?
           Kulakları çınlasın,efsane arkadaşım,Atatürk Lisesi eski öğretmenlerinden,bir ara Tavşanlı İlçe Gençlik ve Spor Müdürü’ydü  Taktak Hoca( İhsan Tandoğan) bana sattıkları,Yeni Hamam karşısındaki eski evlerinin bahçesinde asılı duran iki su kabağını  vermişti. Bu kabakları bir zamanlar yüzme öğrenirken beline takar,suya atlarmış. Bana da aynısını yapmamı,yüzme öğrenebileceğimi söylemişti. Ben O’nun verdiği  su kabaklarını süs eşyası olarak odama astım. Hala da yerinde duruyor. 
            Yaşım 84 oldu. Bu yaştan sonra yüzme öğrenebilir miyim?  Bilmiyorum. Belki bir gün ben de Tavşanlı’daki bu yarı olimpik yüzme havuzunda yüzmeyi öğrenebilirim.  Sevgili  Belediye Başkanımız Mustafa Güler’in bizzat projelendirdiği,Gençlik ve Spor Bakanı  Mehmet  Muharrem Kasapoğlu’nun onayıyla  yapılmasına karar verilen bu yarı olimpik yüzme havuzunun  inşaatına başlanıyormuş. İnşallah Cumhuriyetimizin 100. Yıldönümünde güzel bir armağan olur. Karakova ‘da yaptırılacakmış. Yeri de güzel. Zaten Karakova Tavşanlı’nın artık  sportif faaliyetlerine tahsis edildi gibi. Bu havuz sayesinde Tavşanlı’da gençlerin  modern ortamda  yüzme sporu  yapmaları mümkün olabilecektir. Belki de bu yarı olimpik yüzme havuzu Göbel Kaplıcaları’ndaki yüzme havuzlarının pabucunu  dama atacaktır. Bu havuzun ısıtılmasında doğalgazdan yararlanılacakmış.Yüzme hazunda su sıcaklığının 26-27 kadar olması sağlanacakmış. Bu sıcaklığın ideal olduğu söyleniyor.  Duyduğum kadarıyla projenin görselleri  Basın aracılığıyla  vatandaşlarla paylaşılmış. Başkan Güler ihalenin tamamlandığını belirtiyor. Yüklenici firmanın bu modern yarı olimpik havuzu 400 gün içinde teslim edeceği ifade ediliyor.Bilindiği gibi, Tavşanlı Belediyesi Karakova  Semt sahalarını  bir süre önce   Spor Toto Teşkilatı ile  birlikte  yenilemişti. Belediye Başkanı Güler’e göre bu eser sayesinde belki de Tavşanlı’da yüzme bilmeyen  kalmayacak. Aklıma gelmedi değil; Sayın başkan  inşallah yüzmeyi  biliyordur. Çünkü bildiğim kadarıyla yüzme bilmeyenler belediye başkanı olamıyorlarmış!Bu şekilde gençlerin  Tavşanlı’da,yaz-kış spor yapmaları artık gerçekleşmiş olacak.    
               Ben İzmir’den başkanımı  kucaklıyorum. Allah razı olsun.  Hizmet hizmettir. İnsan bu tür hizmetleri duyunca ister istemez mutlu oluyor. Benim bile yüreğim şu anda Emireller’in harman yeri gibi oldu. 


              EKİM  AYI İÇİNDE DOĞANLAR VE ÖLENLERDEN
                                      AKILLARDA KALANLAR

 
             Ajandamda DOĞANLAR   ve  ÖLENLER  sayfasına baktım.  Hemen birkaçından söz etmek isterim. 17 Ekim 1974 tarihinde merhum İlköğretim Müdürümüzdü,gazeteci-Eğitimci Ahmet Körhasan’ın tek oğlu Murat Körhasan doğmuş.  Murat halen Ankara’da annesi ve kızkardeşi Serpil ile birlikte aynı evde yaşıyor. Etimesgut Haber Gazetesi’ni çıkarıyor.  Babası merhum Ahmet Körhasan’a çok  yardımcı olmuştu. Ailenin çıkardığı  yerel gazetelerin basılmasında,dağıtımında emeği büyüktür.
                16 Ekm 2012’de merhum milletvekilimiz Ahmet Kavuncu’nun   torunu Dr. Melih Onat’ın oğlu Demir doğdu. Biz rahmetl Polat Onat,yani dedesiyle  altlı üstlü oturduk. Bir aile gibiydik. Dr. Melih Onat halen Çanakkale’de doktor.
            29 Ekim 1949 tarihinde  merhum milletvekilimiz Ahmet Kavuncunun  torunu , merhum Polat Onat’ın oğlu halen Tavşanlı Organize Sanayi Bölgesi görevlilerinden Mustafa Kemal  Onat doğdu. Kendisi  daha önce Tavşanlı Belediyesi çalışanlarındandı. 
             5 Ekim 2012 tarihinde merhum öğretmen Dedelerköylü(halen mahalle) Hasan Kılıçarslan’ın  oğlu Ali Kılıçarslan’ın  kızı  Ezgi Kılıçarslan doğdu. Ezgi İzmir’de yaşıyor ve okuyor. 
             29 Ekim 1994 tarihinde Kütahya’nın Tavşanlılı  Demokrat Parti  Milletvekili  Ahmet Kavuncu vefat etmişti. Cenazesi  nedeniyle  Tavşanlı’da kutlanmakta olan Cumhuriyet Bayramı törenleri kısa tutulmuştu. 
             26 Ekim 2003 tarihinde Tavşanlı  Belediyesi memurlarından,Tavşanlı TV Derneği’nin uzun yıllar başkanlığını yapan Mehmet  Madan vefat etmişti. 
             5 Ekim 2017 tarihinde Tavşanlı’nın tanınmış ailelerinden birinin evladı Şapşap Ahmet vefat etmişti. 
             13 Ekim 2017 tarihinde  Muzaffer Üftadeoğlunu kaybetmiştik.
             23 Ekim 2017 tarihinde Tunçbilek Termik Santralı vardiya amirlerinden Ahmet Kuruçay vefat etmişti. 
             27 Ekim 2020 tarihinde  Linyitspor sempatizanı,Tavşanlı7nın son ayakkabı üreticisi,sosyal yönü geniş evladı Fethi Demirat vefat etmişti. 
             16 Ekim 2018  tarihinde ilçemizin tanınmış evlatlarından Yüksel Gürpınar vefat etmişti.
             19 Ekim  2018 tarihinde  maden mühendislerimizden   Osman Türe’nin oğlu Dursun Türe  vefat etmişti.
             24 Ekim 2019 tarihinde ünlü çay ustası Mehmet Çavdar’ı kaybetmiştik.  
             19 Ekim 2020 tarihinde berber Kudret Tandoğan vefat etmişti. 
            Bu ayda doğan hemşehrilerimize sağlıklı ve huzurlu bir ömür,vefat edenlere de Allah’tan rahmet dilerim.                   

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları