24 Ocak 2021 - Pazar

Basın ve gazeteciler konuları

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 19 dk.
1603 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News

Ç A L I Ş A N       G A Z E T E C İ L E R      G Ü N Ü
 
   10 Ocak  günü geldiğinde  telefonum çalar. Bakarım,karşımdaki , değerli meslektaşım,dostum Türkiye’de Anap Dönemi’nde ilk atanan İlçe Gençlik ve Spor Müdürlerinden biri olan ,  aynı zamanda  Türk Basın Birliği Üyesi ve eski Tavşanlı THA Muhabiri   İhsan Tandoğan( Taktak Hoca)dır.  “ Çalışan Gazeteciler Günün kutlu olsun” dediğinde,unuttuğum bu günü  bana hatırlatır. Beni , mutlu eder. Bunu , sevgili dostum,berber Ergun Ekiz de yapar. Her ikisi de bu inceliği her yıl  gösterirler.Ben de  sevgili Kütahya Gazeteciler Cemiyeti’nin eski duayen başkanı İhsan Tunçoğlu’nu,sevgili halen Kütahya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Erkan Sağlam’ı,Kütahya Ekspresin  değerli  mensupları Semra Hanım’ı, Nadi’yi, Ramazan  Aydemir’i, Fatoş’u,Sevde’yi, yılların gazetecisi Selma Kocabaş Aydın’ı,Tuna İşleyen’i,  Taktak Hoca’yı Türk Basın Birliği Kütahya Şubesi Başkanı  Servet Bilgin’i, değerli dostum  Mustafa  Ertaş’ı, polis emeklisi  meslektaşım Polis Medya Haber Merkezi Müdürü Halis Korkmaz’ı .eski  sevgili merhum arkadaşım Mehmet Emin Kavdır’ın değerli eşini veya kızını aradım  kutladım.     Ben gazeteci  değilim. Çünkü bu işin okulunu okumadım. Çantadan yetişmeyim. Gazeteci geçiniyorum.Ama ne gariptir; 61 yıldır çalışmadığım ne ulusal Basın,ne Yerel gazete,ne ajans,dergi kalmamış.Benim ustam,  Hocam,  rahmetli Tavşanlı’nın ilk yerel gazetelerinden “Müstakil Tavşanlı Gazetesi” sahip ve Başyazarı Abdurrahman Börekoğlu’dur.Ben onun çömeziydim. Sonra  çırağı daha sonra da ustası oldum.  Rahmetli avukat babam,Hüsamettin Alpagut ta bu gazetenin fahri avukatı,başyazarıydı. Rahmetli Börekoğlu o zamanlar  rahmetli babama  rica etmiş; benim kendisine yardımcı olmamı istemiş. Babam da rahmetliyi  kıramamış olmalı, benim  okul bitiminde birkaç dakika da olsa rahmetli Börekoğlu’nun mütevazi işyerine gitmemi istemişti.Rahmetli Börekoğlu rahatsızdı. Organ rahatsızlıkları  vardı. Elleri titrerdi.  Ne yapıyordum? Rahmetlinin  Boyacı Oteli yanındaki küçücük gazete  işyeri vardı. Bu küçücük yere üç kişi sığamazdı. Her taraf  karman curmandı. Her şey birbirine karışmıştı.İnsan kendini kaybetse bulamazdı. Önce bu küçücük işyerini derler toplar,sonra da ertesi günü   dağıtılacak gazetelerin üzerine abonelerin adlarını yazardım Gazetecilik yaşamım, dağıtılacak gazetelere adres yazmakla başlamıştır .Kısa süre içinde, rahmetli Börekoğlu’nun çalışma masanın üzerini derler toplardım. Küçücük işyerinin tabanını çalı süpürgesiyle süpürür,haftalardır silinmeyen camlarını silerdim. Boş durmaz çıkan haberlere de bir göz atardım.  Rahmetli babamın köşe yazıları ilgimi çekerdi. Bir gün ki 1959 yılı sonlarıydı yani bundan tam 61 yıl öncesi, “ bende yazsam ne olur?” diyerek küçük yerel haberler yazmaya başlamıştım Ne de olsa, efsane öğretmenlerden,Tavşanlı Ortaokulu’nda müdür yardımcısı rahmetli aynı zamanda Türkçe(edebiyat)öğretmeni  Vehbi Kızılgün(Ediboğlu) ‘nun öğrencisiydim; Köşe yazısı(başyazı) yazmaya merak sarmıştım. Rahmetli köşe yazarı babama  açtığımda.” Aman oğlum, ona buna çatarsın,benim başımı belaya sokarsın. Acele etme ileride yazarsın” demesine rağmen ilk köşe yazım,1960 Askeri Darbesi ardından “Beyaz İhtilal ve Cemiyetler” başlığı altında   çıkmıştı. Suya sabuna dokunmamıştım.Sıkıysa dokunursun. Bazen yazdığım köşe yazılarımı rahmetli babama okur, iznini aldıktan sonra rahmetliye  verirdim.Çünkü rahmetli babam  her zaman rahmetli Börekoğlunu uyarır; “ Aman Börekoğlu benim haberim olmadan oğlumun yazısını yayımlama” dermiş. 
      Uzun süre Anadolu Ajansı Tavşanlı Muhabiri olarak görev yaptım. Bursa Bölge Müdürlüğü’ne tamı tamına gönderdiğim haberlerin  içinde olduğu 20 klasör bugün Tavşanlı’da,TRT’nin Aktarıcı İstasyonu’ndaki çelik dolaplardan birindedir. Çünkü evde koyacak yer kalmadı da ondan” Ne alaka?”diyebilirsiniz. Ben Televizyon ile ilgili derneğin yıllarca yönetiminde bulunduğum için  bu aktarıcı istasyonu evimin bir parçası olmuştu. En uygun burasını gördüğüm için birçok  evrakımı bu TRT’ye ait binadaki çelik dolaba koyardım. Hala da ordadırlar.. 
      Ulusal Basın Ajansı(UBA)  Anadolu Haber Ajans(AHA)’da da  çalıştım. Son Havadis, Bizim Anadolu Gazeteleri’ne, Eskişehir İstikbal’e, çeşitli dergilere( Türk Folklor Araştırmaları Dergisi) de yazdım .İlk gazetem “ Müstakil Tavşanlı” dır. Medya Kütahya, Kütahya Postası, Tavşanlı Haberci,Çığlık,Adım, Bizim Tavşanlı ,Tavşanlı İl Gazetesi de  sayfalarına ben hep taşımıştır.  Türk Basın Birliği’nin  yıllardır üyesiyim. Kütahya Gazeteciler Cemiyeti’nin önce üyesiyken bugün  onursal üyesiyim. Tavşanlı Haber, Haber Etimesgut, Kütahya Ekspres, Tavşanlı Ekspres’e yazmayı sürdürüyorum. Kütahya Ekspres’in konuk  köşe yazarıyım. 
      Ama bakın benim Sarı Basın Kartım da yok ve hiç te olmadı.   Garip değil mi? Ben  öncelikle Tavşanlı’nın,sonra Kütahya’nın sesiyim. Allah kimseyi gazeteci yapmasın. Bunu damdan düşenin halini damdan düşenlerin anladığı gibi gazeteciler anlar.
 Allah’a şükür 61 yıl içinde  yazdığım yazılar nedeniyle  hakim  karşısına çıkmadım. Soruşturma da geçirmedim. Kimsenin haysiyetiyle onuruyla oynamadım..Kimseye iftira etmedim.Kimseyi utandırmadım. Bazen gördüklerimi içime attım.” Kol kırılsın yen içinde kalsın” Atasözünün gereğini yaptım. 
     Basın Konseyi, 10 Ocak gününü,”Çalışan Gazeteciler Günü”  ilan etti. Basın mensuplarına iş güvencesi ,çalışma özgürlüğü getiren  ve sendikalaşmanın  önünü açan 212 Sayılı yasa’nın  60 yıl önce yürürlüğe girdiğini çoğu kişi  bilmez. Bugünün dünyasında,  hiçbir ülkede  Medya, ekonomik ve  siyasal  kuşatmanın  altında olmamalı, ifade ve basın özgürlüğü  saldırıya uğramamalıdır diye düşünüyorum. Sayın Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı  Fahrettin Altun bu günün önemine binaen bir mesaj yayımlamış. Türkiye’deki Basın özgürlüğü  ve ifade hürriyeti alanının 20 yıl öncesiyle kıyaslanamayacak ölçülerde  genişletildiğini  ve güvence altına alındığını  savunmuş.  Düşüncelerine,ifadelerine saygı duyarım.Yine açıklamalarında;” Bu gerçeğe rağmen ne yazık ki bu kavramlar içeride ve dışarıda  Türkiye karşıtı   çevrelerce  çarpıtılmış değerlendirmelerle istismar edilmekte, aleyhe algı  oluşturmak için mesnetsiz yorumlarla kullanılmaya çalışılmaktadır” şeklinde ifadeleri var. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin  düşünceyi ifade özgürlüğünü  düzenleyen 10,maddesi “ Herkes  görüşlerini açıklama ve ifade etme  özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kanaat özgürlüğü ile  Kamu otoritelerinin mücadelesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir alma ve verme özgürlüğünü de içerir” der. Elimde bir Yargıtay kararı var. Ne diyor?Basın Özgürlüğü ,bilgi edinme ,yayma,eleştirme haklarını içerir… BASIN, Hükümetin kararlarını halk adına denetler.”Evet biz gazeteciler, alınan tüm kararları halk adına denetliyoruz. Basın  yoksa  her zaman yaptığınız  mantıyı salçasız ve tereyağsız yemek zorundasınız.       Bu günde benim yazıp çizeceğim başka bir şey yok.  KÜTAHYA İli’nde yayımlanan tüm yerel gazetelerin  üzerilerine düşeni büyük bir özveriyle yaptıklarına inanıyorum.  Kütahya ‘da değerli gazeteciler var.Başta değerli ağabeyim,rahmetliler,Nuri Sarıışık,Abdurrahim Börekoğlu, Kamil Güvenç , eski A.A İl Muhabiri,Hasan Bilcan, Tavşanlı  eski  gazetecilerden  Ferit Akyol,  Türk Basın Birliği eski başkanı Mehmet Emin Kavdır  olmak üzere ,Kütahya’ya hizmet vermiş bugün hayatta olmayan adlarını hatırlayamadığım gazeteci kardeşlerime Allah’tan rahmet,hayatta olan gazeteci kardeşlerime de sağlık ve afiyet dileklerimi sunuyorum. Günleri kutlu olsun. Nice  Çalışan Gazeteciler Günlerin de buluşmak üzere …..  
                 ORMAN GENEL MÜDÜRÜ SAYIN OSMAN
                                                 KARACABEY’DEN İSTİRHAMIM VAR  
    Sayın Orman Genel Müdürü Osman Karacabey’den Kütahyalılar adına bir ricam olacak.Kütahya 65,bazı kesimlerde 68 orman varlığıyla Ege Bölgesi’nin  oksijen depolarından birisidir.Kütahya,bu orman varlığının kaymağını yiyememektedir. Nasıl? Ormanlarımızın doğru dürüst  denetimli piknik alanlarının sayısı azdır.Orman Turizmi  maalesef henüz doğmamıştır. Kütahya Ormanları nadide orman ağaçlarının kümelendiği bir ildir.Orman ürünlerini doğru dürüst işleyemiyoruz. Halbuki Kütahya7da kurulacak birkaç Orman Ürünleri Entegre Tesisiyle  neler neler  kazanılmaz ki? Örneğin göç veren Kütahya göç almaya başlar .İstihdam sağlanır.Binlerce işsiz Kütahyalı’ya  iş kapıları açılır.  İnşaat sektörünün vazgeçilmezleri arasında yer alan kontraplak,sunta ve diğerleri neden Kütahya’da üretilmesin?Domaniç Ormanları bakire ormanlarımızdandır. Bu ilçemizde  kurulacak tesisler her yıl binlerce turisti ağırlayabilir. Domaniç’e bir Göğüs Hastalıkları Hastanesi yakışmaz mı? Domaniç’te  sportif amaçlı kamplar  kurulamaz mı?Bakın artık Tavşanlı ile Domaniç arasındaki devlet yolu da  yeniden dizayn ediliyor.  Ulaşımda bir sıkıntı kalmayacak.  Domaniç ile Bursa arasında ,Kocadağ’da  öyle cennet köşeleri var ki  buraları henüz bilmeyen niceleri var. Rahmetli Ağaçsever,büyük botanikçi,TEMA Onursal Başkanı Hayrettin Karaca  Domaniç Ormanları için” Allah’ın yeryüzündeki saklı bahçelerinden” ifadesini kullanırdı.Gerekirse  bu ormanlar içine yapılacak mini pistlere helikopterlerle turist  taşımacılığı dahi yapılabiir.Orman Dinlenme Tesisleri sayesinde binlerce insan bu cennet ormanların oluşturduğu oksijenden yararlanabilir. Astım hastaları bu ormanlardaki tesislerde istirahat edebilir.  Domaniç ormanları ve diğer Kütahya İli’ndeki ormanların güvenlik birimleri tarafından kontrolünün sağlanması için Orman Güvenlik gücü adı altında bir birim kurulabilir. Bu bile bir istihdam için  küçümsenmeyecek bir hizmettir. Domaniç Ormanları ve diğer Kütahya İli içindeki ormanlık alanlarda Orman Genel Müdürlüğü Alabalık tesisleri  kurabilir. Bu kurulacak havuzlarda kaliteli alabalık üretimi sağlanabilir. Turistik tesislere dahi pazarlanabilir. Kütahya Ormanları’nın geleceği için  yangın söndürme teşkiletinin genişletilmesi şarttır.  Kütahya’ya bir tane de olsa bir yangın söndürme uçağı tahsis edilmelidir. Bir personel helikopteri acil durumlarda hemen müdahale için hazır bekletilmelidir. Domaniç Ormanları dahil il  sınırları içindeki  diğer ormanlık alanlarda  Balıköy Beldesi’nde olduğu gibi karaca,geyik üretimine ağırlık verilmelidir. Kütahya Ormanları maden aramalarına kapatılmalıdır. Bu ormanlarda maden aranması  facia olur. Lütfen bırakalım  maden aramaları  kırsal alanlarda olsun. Cennet orman varlığımız  heba edilmesin. “ Yaş kesenin başını keserim”diyen bir cihan padişahının torunlarıyız Bu bir vasiyettir.Vasiyete ihanet etmemeliyiz. Kütahya İli’ndeki orman gözetleme kulelerine yenileri eklenmelidir. Orman köylülerine orman sevgisi aşılanmalı, bir anlamda:” Bu ormanlar önce Allah’a,sonra sizlere emanet” mesajı verilmelidir. Çünkü ormanları,orman köylerinde yaşayanlardan başka kimse  özenle koruyamaz.Bu hep böyle olmuştur. Tarım ve Orman Bakanlığı  araç ve gereç yönünden ilgili birimlerimizi  ne kadar güçlendirirlerse ,   ormanlarımız da o  derecede güvenli olacaktır. Ayrıca ormanlarımızdaki nadide,nesil azalmaya başlayan orman canlılarının belirli bir ücret karşılığında  birilerinin  sapık amaçlarını gidermek için   izin vermemeliyiz.Tavşanlı’da dünyada bir eşi ve benzeri bulunmayan Vakıf Ormanları’ndaki nadide çok gövdeli piramidal karaçam ormanlarının  korunması için alınan önlemler artırılmalıdır.  Kütahya’da bir Orman Fakültesi mutlaka  açılmalıdır. Ağaç işleri  yapılmalı, cezaevlerinde orman ürünlerinin işlenmesi sağlanmalıdır. Her yıl ormanlarımızın büyümesi amacıyle kırsal alanlarda yeni ormanlık alanlar  için çalışılmalıdır.Kömür üretimi yapan müessese  ve kuruluşların tahrip ettiği alanların yeniden doğaya kazandırılması için bu işletme ve müesseseler  teşvik edilmelidir.  

 

                            
 DUAYEN GAZETECİ  MERHUM NURİ SARIIŞIK 
BU GÖREVLENDİRMEDEN   MUTLAKA MUTLU OLMUŞTUR
      Nuri Sarıışık  Kütahya ‘nın unutulmazlarındandır. Ruhu şad,mekanı cennet olsun. Kütahya Ekspres 18 Mayıs 1956 tarihinde doğduğu günlerde  ben Kütahya Lisesi’nde yatılı öğrenciydim.Yani  18-19 yaşındaydım.Kütahya’nın  en büyük ihtiyacı o tarihlerde bir gazeteydi. Tirajı önemli değildi. Yeter ki böyle bir gazete mutlaka   hayata geçirilsin isteniyordu.  O Zamanın koşullarında bu,yani gazete çıkarmak  her babayiğitin karı değildi.Yani  gerçekleştireceği bir şey değildi. Rahmetli  Nuri Sarıışık,zamanın yürekli insanı,Kütahyalı’nın  bu konudaki hassasiyetini iyi biliyordu ve uygun bir ortam kolluyordu.Aslında rahmetli bu yola çıktığında tek başınaydı.  Ne yaptı yaptı,Kütahya Ekspres’i  Türk Basını’nın  şerefli bir üyesi yaptı.Ülkemize soluklu,inançlı,kararlı,demokrat  bir gazete  kazandırdı.                 Bir yerel gazetenin  ne denli zorluklar içinde hazırlanıp basıldığını ve dağıtıldığını,zorluklar içinde yaşatıldığını (17 Haziran 1949) tarihinde doğan Tavşanlı Postası Gazetesi’nin sahip ve başyazarı  rahmetli Kamil Güvenç’ten,yine 1951 yılı ortalarında doğan   Müstakil Tavşanlı Gazetesi’nin sahip ve başyazarı,rahmetli Abdurrahman Börekoğlu’ndan bilirim.  Her iki gazete de ilk olarak ilçe dışında  editörlerin süzgecinden geçtikten.enine boyuna yeniden dizayn edildikten sonra basılıp Tavşanlı’ya öyle gelmiştir. Yani helvanın malzemeleri Tavşanlı’da hazırlanmış,helva ilçe dışında yapılmıştır. Daha sonra rahmetli Kamil Güvenç  kendi matbaasını  kurmuş,gazetesini,  Tavşanlı’da basmaya başlamıştır. Matbaanın adı da” Güvenç Matbaası”ydı. Rahmetli Abdurrahim Börekoğlu ise bu kadar şanslı değildi. Gazetesini Eskişehir’de,genelde  İstikbal Gazetesi tesislerinde bastırmıştır.
       Nuri  Sarıışık’ın bilinmeyen bir yönüne değinmek istedim.  Semra Hanımefendi’nin Kızılay Kütahya Şubesi’nde yeni bir göreve getirilmesi nedeniyle  bundan bahsetmek bana farz olmuştur.Merhumun Türk Kızılayı’na yaptığı hizmetleri Kütahyalılar yeterince  bilmezler. Araştırmacı olmasaydım ben de bilemeyecektim. .Artık  sayın Semra Sarıışık Tozaraydın,.rahmetli babasının yaptığı hizmetleri yenileriyle taçlandıracaktır. Çok isabetli bir atamadır.Bildiğim kadarıyla,   Kütahya Kızılay Şubesi, ihtiyaç sahibi hemşehrilerimize  yardım götürmek için  seferber olmuş bir  şubemizdir. Bu şube yeni Kadın Kolları Başkanı  Semra  Sarıışık Tozaraydın Hanımefendi ile  daha da güçlenecektir.Kütahya Kızılay Şubesi   Talha  Tekin ve  Kızılay Kütahya Şubesi  Yönetim Kurulu Üyesi  Eczacı Ummuhan Şapcı Hanımefendi  ile bir araya gelen sayın Sarıışık Tozaraydın Hanımefendi  üçlüsü şube açısından bir şanstır.   Rahmetli Nuri Sarıışık,  Kütahya’da Kızılay’ın en büyük sempatizanları,kurucuları arasındadır.Aile bireylerinden  anne   Sev im  Sarıışık ta , Verem Savaş Dispanseri’nın  unutulmazlarındandır Sarıışık Ailesi’nin  bireyleri  iyilikçi kurumlara karşı duyarlı bireyler olarak tanınıyor. Yaptıkları hizmetlerden hiçbir zaman öğünmemişlerdir,tevazu göstermişlerdir.        
         Kütahya Kızılay Şubesi Başkanı  Talha Tetik Kızlay Şubesinin hizmetlerini çok güzel özetlemiş. Halkımızı bilgilendirmek amacıyle bunlardan bir nebze bahsetmek isterim.Şube, 2020 yılının Ocak  Ayı  içinde   bağışçılarının  zekatlarının tamamını , 325  ihtiyaç sahibi aileye  dağıtmış. Pandemi süresi içinde, Kütahyalılar’ın  hep yanında olmuş. Halkın bilinçlendirilmesine katkı vermiş.  Medya çalışmaları çerçevesinde broşürler hazırlayıp dağıtmış. Sadece Kütahya İli’nde  30.000 adet maske,2.000 adet te  el dezenfektanı ,  9850 adet et konservesi, 1500 adet muhtelif gıda kolisi, 500 adet hijyen kolisi  dağıtılmış. Ekmek  talepleri karşılanmış. Geçtiğimiz  Ramazan Ayı boyunca yine talep edilen yerlere  taze pide  gönderilmiş. (5000 adet ekmek ve pideden söz ediliyor),2.000  adet bayramlık ikramı  yapılmış. Şehit mezarları ziyaret edilmiş.Polis merkezleri,sağlık birimleri ziyaret edilmiş. 30 Ağustos ‘ta Dumlupınar şehitliği’ni ziyaret edenlere kumanya ikramı yapılmış. 
          Sayın Tozaraydın,çok güzel ifade ediyor; “ Kızılay, savaş alanlarında yaralanan veya hastalanan  askerlere hiçbir ayırım  gözetilmeden yardım etmek arzusundan doğmuştur” diyor. Doğrudur. Kızılay,11 Haziran 1868’de”Osmanlı Yaralı ve  Hasta  Askerlere  Yardım Cemiyeti” adıyle kurulmamış mıydı?. Asıl önemli olan da bu kuruluşa” KIZILAY” adının Ulu önder,Aziz Atatürk tarafından verilmiş olmasıdır.Bir diğer önemli husus ta, KIZILAY’ın , bir ihtiyaç  halinde,dayanışmanın,ızdırap halinde eşitliğin,savaşın en kızgın, anında  insancıllığın ,tarafsızlığın ve barışın simgesi olmasıdır. Kızılay,Uluslar arası Kızılay-Kızılhaç  bütününün yarısıdır. Kızılay Şubesi Başkanı  Tekin Beyefendi’nin açıklamalarından da anladığım kadarıyla;  okuldan mahrum çocuklara  eğitici-öğretici-eğlendirici   projeler gerçekleştiriliyor. 16 adet masal seslendirildi. Bu arada hayvan dostları da unutulmadı. Empati Projesiyle Kütahya’daki sokak hayvanlarının   beslenme ihtiyaçlarına da katkı sağlanacak.” Genç Kızılay Akademi İçersinde Gençlerimizin Hobi ve Hayallerine”yardımcı “Olunacak.  Bu amaçla eğitimler düzenlenecek. İngilizce  eğitimi için  Speaking Club ve  dersler düşünülüyor. DPÜ Bünyesinde TÖMER’den  destek alınacak. 152 yaşındakİ  çınar, KIZILAY  üç farklı  dalda  eğitimi barındıran  AKRAN EĞİTİMİ   MODELİ  üzerinde duruyor. Kütahya Kızılay’ı son yaşanan deprem faciası ardından İzmir- Bayraklı’ya da ulaştı. Kütahya Kızılay’ı ,” Halkımızı Başkalarının  Hayatı Senin Damarlarında Akıyor” diyerek  plazma ve kan bağışı bekliyor. 2020 Kurban Bayramı için  kurban vekaleti  bağışı da alınmış.. Kasım Ayı içinde 150 yardım kolisi  ve 450 adet alışveriş kartı  dağıtılmış. Tuba Duman kardeşimden bu yazımı hazırlamada yararlandım. Kütahya  Ekspres  sayfalarını  çok güzel şekilde doldurmuş.Allah kendisinden razı olsun. 
       Tekrar sayın Semra Sarıışık Tozaraydın Hanımefendi’ye başarı dileklerimi  yineliyor ve çabalarının Kütahya’ya hayırlara vesile olmasını diliyorum. Ardında güzel evlatlar bırakan rahmetli ağabeyim Nuri Sarıışık’a da Allah’tan rahmet diliyorum

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları