Basın ve gazeteciler konuları
Bülent Alpagut
- 05062218413Ç A L I Ş A N G A Z E T E C İ L E R G Ü N Ü
10 Ocak günü geldiğinde telefonum çalar. Bakarım,karşımdaki , değerli meslektaşım,dostum Türkiye’de Anap Dönemi’nde ilk atanan İlçe Gençlik ve Spor Müdürlerinden biri olan , aynı zamanda Türk Basın Birliği Üyesi ve eski Tavşanlı THA Muhabiri İhsan Tandoğan( Taktak Hoca)dır. “ Çalışan Gazeteciler Günün kutlu olsun” dediğinde,unuttuğum bu günü bana hatırlatır. Beni , mutlu eder. Bunu , sevgili dostum,berber Ergun Ekiz de yapar. Her ikisi de bu inceliği her yıl gösterirler.Ben de sevgili Kütahya Gazeteciler Cemiyeti’nin eski duayen başkanı İhsan Tunçoğlu’nu,sevgili halen Kütahya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Erkan Sağlam’ı,Kütahya Ekspresin değerli mensupları Semra Hanım’ı, Nadi’yi, Ramazan Aydemir’i, Fatoş’u,Sevde’yi, yılların gazetecisi Selma Kocabaş Aydın’ı,Tuna İşleyen’i, Taktak Hoca’yı Türk Basın Birliği Kütahya Şubesi Başkanı Servet Bilgin’i, değerli dostum Mustafa Ertaş’ı, polis emeklisi meslektaşım Polis Medya Haber Merkezi Müdürü Halis Korkmaz’ı .eski sevgili merhum arkadaşım Mehmet Emin Kavdır’ın değerli eşini veya kızını aradım kutladım. Ben gazeteci değilim. Çünkü bu işin okulunu okumadım. Çantadan yetişmeyim. Gazeteci geçiniyorum.Ama ne gariptir; 61 yıldır çalışmadığım ne ulusal Basın,ne Yerel gazete,ne ajans,dergi kalmamış.Benim ustam, Hocam, rahmetli Tavşanlı’nın ilk yerel gazetelerinden “Müstakil Tavşanlı Gazetesi” sahip ve Başyazarı Abdurrahman Börekoğlu’dur.Ben onun çömeziydim. Sonra çırağı daha sonra da ustası oldum. Rahmetli avukat babam,Hüsamettin Alpagut ta bu gazetenin fahri avukatı,başyazarıydı. Rahmetli Börekoğlu o zamanlar rahmetli babama rica etmiş; benim kendisine yardımcı olmamı istemiş. Babam da rahmetliyi kıramamış olmalı, benim okul bitiminde birkaç dakika da olsa rahmetli Börekoğlu’nun mütevazi işyerine gitmemi istemişti.Rahmetli Börekoğlu rahatsızdı. Organ rahatsızlıkları vardı. Elleri titrerdi. Ne yapıyordum? Rahmetlinin Boyacı Oteli yanındaki küçücük gazete işyeri vardı. Bu küçücük yere üç kişi sığamazdı. Her taraf karman curmandı. Her şey birbirine karışmıştı.İnsan kendini kaybetse bulamazdı. Önce bu küçücük işyerini derler toplar,sonra da ertesi günü dağıtılacak gazetelerin üzerine abonelerin adlarını yazardım Gazetecilik yaşamım, dağıtılacak gazetelere adres yazmakla başlamıştır .Kısa süre içinde, rahmetli Börekoğlu’nun çalışma masanın üzerini derler toplardım. Küçücük işyerinin tabanını çalı süpürgesiyle süpürür,haftalardır silinmeyen camlarını silerdim. Boş durmaz çıkan haberlere de bir göz atardım. Rahmetli babamın köşe yazıları ilgimi çekerdi. Bir gün ki 1959 yılı sonlarıydı yani bundan tam 61 yıl öncesi, “ bende yazsam ne olur?” diyerek küçük yerel haberler yazmaya başlamıştım Ne de olsa, efsane öğretmenlerden,Tavşanlı Ortaokulu’nda müdür yardımcısı rahmetli aynı zamanda Türkçe(edebiyat)öğretmeni Vehbi Kızılgün(Ediboğlu) ‘nun öğrencisiydim; Köşe yazısı(başyazı) yazmaya merak sarmıştım. Rahmetli köşe yazarı babama açtığımda.” Aman oğlum, ona buna çatarsın,benim başımı belaya sokarsın. Acele etme ileride yazarsın” demesine rağmen ilk köşe yazım,1960 Askeri Darbesi ardından “Beyaz İhtilal ve Cemiyetler” başlığı altında çıkmıştı. Suya sabuna dokunmamıştım.Sıkıysa dokunursun. Bazen yazdığım köşe yazılarımı rahmetli babama okur, iznini aldıktan sonra rahmetliye verirdim.Çünkü rahmetli babam her zaman rahmetli Börekoğlunu uyarır; “ Aman Börekoğlu benim haberim olmadan oğlumun yazısını yayımlama” dermiş.
Uzun süre Anadolu Ajansı Tavşanlı Muhabiri olarak görev yaptım. Bursa Bölge Müdürlüğü’ne tamı tamına gönderdiğim haberlerin içinde olduğu 20 klasör bugün Tavşanlı’da,TRT’nin Aktarıcı İstasyonu’ndaki çelik dolaplardan birindedir. Çünkü evde koyacak yer kalmadı da ondan” Ne alaka?”diyebilirsiniz. Ben Televizyon ile ilgili derneğin yıllarca yönetiminde bulunduğum için bu aktarıcı istasyonu evimin bir parçası olmuştu. En uygun burasını gördüğüm için birçok evrakımı bu TRT’ye ait binadaki çelik dolaba koyardım. Hala da ordadırlar..
Ulusal Basın Ajansı(UBA) Anadolu Haber Ajans(AHA)’da da çalıştım. Son Havadis, Bizim Anadolu Gazeteleri’ne, Eskişehir İstikbal’e, çeşitli dergilere( Türk Folklor Araştırmaları Dergisi) de yazdım .İlk gazetem “ Müstakil Tavşanlı” dır. Medya Kütahya, Kütahya Postası, Tavşanlı Haberci,Çığlık,Adım, Bizim Tavşanlı ,Tavşanlı İl Gazetesi de sayfalarına ben hep taşımıştır. Türk Basın Birliği’nin yıllardır üyesiyim. Kütahya Gazeteciler Cemiyeti’nin önce üyesiyken bugün onursal üyesiyim. Tavşanlı Haber, Haber Etimesgut, Kütahya Ekspres, Tavşanlı Ekspres’e yazmayı sürdürüyorum. Kütahya Ekspres’in konuk köşe yazarıyım.
Ama bakın benim Sarı Basın Kartım da yok ve hiç te olmadı. Garip değil mi? Ben öncelikle Tavşanlı’nın,sonra Kütahya’nın sesiyim. Allah kimseyi gazeteci yapmasın. Bunu damdan düşenin halini damdan düşenlerin anladığı gibi gazeteciler anlar.
Allah’a şükür 61 yıl içinde yazdığım yazılar nedeniyle hakim karşısına çıkmadım. Soruşturma da geçirmedim. Kimsenin haysiyetiyle onuruyla oynamadım..Kimseye iftira etmedim.Kimseyi utandırmadım. Bazen gördüklerimi içime attım.” Kol kırılsın yen içinde kalsın” Atasözünün gereğini yaptım.
Basın Konseyi, 10 Ocak gününü,”Çalışan Gazeteciler Günü” ilan etti. Basın mensuplarına iş güvencesi ,çalışma özgürlüğü getiren ve sendikalaşmanın önünü açan 212 Sayılı yasa’nın 60 yıl önce yürürlüğe girdiğini çoğu kişi bilmez. Bugünün dünyasında, hiçbir ülkede Medya, ekonomik ve siyasal kuşatmanın altında olmamalı, ifade ve basın özgürlüğü saldırıya uğramamalıdır diye düşünüyorum. Sayın Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun bu günün önemine binaen bir mesaj yayımlamış. Türkiye’deki Basın özgürlüğü ve ifade hürriyeti alanının 20 yıl öncesiyle kıyaslanamayacak ölçülerde genişletildiğini ve güvence altına alındığını savunmuş. Düşüncelerine,ifadelerine saygı duyarım.Yine açıklamalarında;” Bu gerçeğe rağmen ne yazık ki bu kavramlar içeride ve dışarıda Türkiye karşıtı çevrelerce çarpıtılmış değerlendirmelerle istismar edilmekte, aleyhe algı oluşturmak için mesnetsiz yorumlarla kullanılmaya çalışılmaktadır” şeklinde ifadeleri var. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin düşünceyi ifade özgürlüğünü düzenleyen 10,maddesi “ Herkes görüşlerini açıklama ve ifade etme özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kanaat özgürlüğü ile Kamu otoritelerinin mücadelesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir alma ve verme özgürlüğünü de içerir” der. Elimde bir Yargıtay kararı var. Ne diyor?Basın Özgürlüğü ,bilgi edinme ,yayma,eleştirme haklarını içerir… BASIN, Hükümetin kararlarını halk adına denetler.”Evet biz gazeteciler, alınan tüm kararları halk adına denetliyoruz. Basın yoksa her zaman yaptığınız mantıyı salçasız ve tereyağsız yemek zorundasınız. Bu günde benim yazıp çizeceğim başka bir şey yok. KÜTAHYA İli’nde yayımlanan tüm yerel gazetelerin üzerilerine düşeni büyük bir özveriyle yaptıklarına inanıyorum. Kütahya ‘da değerli gazeteciler var.Başta değerli ağabeyim,rahmetliler,Nuri Sarıışık,Abdurrahim Börekoğlu, Kamil Güvenç , eski A.A İl Muhabiri,Hasan Bilcan, Tavşanlı eski gazetecilerden Ferit Akyol, Türk Basın Birliği eski başkanı Mehmet Emin Kavdır olmak üzere ,Kütahya’ya hizmet vermiş bugün hayatta olmayan adlarını hatırlayamadığım gazeteci kardeşlerime Allah’tan rahmet,hayatta olan gazeteci kardeşlerime de sağlık ve afiyet dileklerimi sunuyorum. Günleri kutlu olsun. Nice Çalışan Gazeteciler Günlerin de buluşmak üzere …..
ORMAN GENEL MÜDÜRÜ SAYIN OSMAN
KARACABEY’DEN İSTİRHAMIM VAR
Sayın Orman Genel Müdürü Osman Karacabey’den Kütahyalılar adına bir ricam olacak.Kütahya 65,bazı kesimlerde 68 orman varlığıyla Ege Bölgesi’nin oksijen depolarından birisidir.Kütahya,bu orman varlığının kaymağını yiyememektedir. Nasıl? Ormanlarımızın doğru dürüst denetimli piknik alanlarının sayısı azdır.Orman Turizmi maalesef henüz doğmamıştır. Kütahya Ormanları nadide orman ağaçlarının kümelendiği bir ildir.Orman ürünlerini doğru dürüst işleyemiyoruz. Halbuki Kütahya7da kurulacak birkaç Orman Ürünleri Entegre Tesisiyle neler neler kazanılmaz ki? Örneğin göç veren Kütahya göç almaya başlar .İstihdam sağlanır.Binlerce işsiz Kütahyalı’ya iş kapıları açılır. İnşaat sektörünün vazgeçilmezleri arasında yer alan kontraplak,sunta ve diğerleri neden Kütahya’da üretilmesin?Domaniç Ormanları bakire ormanlarımızdandır. Bu ilçemizde kurulacak tesisler her yıl binlerce turisti ağırlayabilir. Domaniç’e bir Göğüs Hastalıkları Hastanesi yakışmaz mı? Domaniç’te sportif amaçlı kamplar kurulamaz mı?Bakın artık Tavşanlı ile Domaniç arasındaki devlet yolu da yeniden dizayn ediliyor. Ulaşımda bir sıkıntı kalmayacak. Domaniç ile Bursa arasında ,Kocadağ’da öyle cennet köşeleri var ki buraları henüz bilmeyen niceleri var. Rahmetli Ağaçsever,büyük botanikçi,TEMA Onursal Başkanı Hayrettin Karaca Domaniç Ormanları için” Allah’ın yeryüzündeki saklı bahçelerinden” ifadesini kullanırdı.Gerekirse bu ormanlar içine yapılacak mini pistlere helikopterlerle turist taşımacılığı dahi yapılabiir.Orman Dinlenme Tesisleri sayesinde binlerce insan bu cennet ormanların oluşturduğu oksijenden yararlanabilir. Astım hastaları bu ormanlardaki tesislerde istirahat edebilir. Domaniç ormanları ve diğer Kütahya İli’ndeki ormanların güvenlik birimleri tarafından kontrolünün sağlanması için Orman Güvenlik gücü adı altında bir birim kurulabilir. Bu bile bir istihdam için küçümsenmeyecek bir hizmettir. Domaniç Ormanları ve diğer Kütahya İli içindeki ormanlık alanlarda Orman Genel Müdürlüğü Alabalık tesisleri kurabilir. Bu kurulacak havuzlarda kaliteli alabalık üretimi sağlanabilir. Turistik tesislere dahi pazarlanabilir. Kütahya Ormanları’nın geleceği için yangın söndürme teşkiletinin genişletilmesi şarttır. Kütahya’ya bir tane de olsa bir yangın söndürme uçağı tahsis edilmelidir. Bir personel helikopteri acil durumlarda hemen müdahale için hazır bekletilmelidir. Domaniç Ormanları dahil il sınırları içindeki diğer ormanlık alanlarda Balıköy Beldesi’nde olduğu gibi karaca,geyik üretimine ağırlık verilmelidir. Kütahya Ormanları maden aramalarına kapatılmalıdır. Bu ormanlarda maden aranması facia olur. Lütfen bırakalım maden aramaları kırsal alanlarda olsun. Cennet orman varlığımız heba edilmesin. “ Yaş kesenin başını keserim”diyen bir cihan padişahının torunlarıyız Bu bir vasiyettir.Vasiyete ihanet etmemeliyiz. Kütahya İli’ndeki orman gözetleme kulelerine yenileri eklenmelidir. Orman köylülerine orman sevgisi aşılanmalı, bir anlamda:” Bu ormanlar önce Allah’a,sonra sizlere emanet” mesajı verilmelidir. Çünkü ormanları,orman köylerinde yaşayanlardan başka kimse özenle koruyamaz.Bu hep böyle olmuştur. Tarım ve Orman Bakanlığı araç ve gereç yönünden ilgili birimlerimizi ne kadar güçlendirirlerse , ormanlarımız da o derecede güvenli olacaktır. Ayrıca ormanlarımızdaki nadide,nesil azalmaya başlayan orman canlılarının belirli bir ücret karşılığında birilerinin sapık amaçlarını gidermek için izin vermemeliyiz.Tavşanlı’da dünyada bir eşi ve benzeri bulunmayan Vakıf Ormanları’ndaki nadide çok gövdeli piramidal karaçam ormanlarının korunması için alınan önlemler artırılmalıdır. Kütahya’da bir Orman Fakültesi mutlaka açılmalıdır. Ağaç işleri yapılmalı, cezaevlerinde orman ürünlerinin işlenmesi sağlanmalıdır. Her yıl ormanlarımızın büyümesi amacıyle kırsal alanlarda yeni ormanlık alanlar için çalışılmalıdır.Kömür üretimi yapan müessese ve kuruluşların tahrip ettiği alanların yeniden doğaya kazandırılması için bu işletme ve müesseseler teşvik edilmelidir.
DUAYEN GAZETECİ MERHUM NURİ SARIIŞIK
BU GÖREVLENDİRMEDEN MUTLAKA MUTLU OLMUŞTUR
Nuri Sarıışık Kütahya ‘nın unutulmazlarındandır. Ruhu şad,mekanı cennet olsun. Kütahya Ekspres 18 Mayıs 1956 tarihinde doğduğu günlerde ben Kütahya Lisesi’nde yatılı öğrenciydim.Yani 18-19 yaşındaydım.Kütahya’nın en büyük ihtiyacı o tarihlerde bir gazeteydi. Tirajı önemli değildi. Yeter ki böyle bir gazete mutlaka hayata geçirilsin isteniyordu. O Zamanın koşullarında bu,yani gazete çıkarmak her babayiğitin karı değildi.Yani gerçekleştireceği bir şey değildi. Rahmetli Nuri Sarıışık,zamanın yürekli insanı,Kütahyalı’nın bu konudaki hassasiyetini iyi biliyordu ve uygun bir ortam kolluyordu.Aslında rahmetli bu yola çıktığında tek başınaydı. Ne yaptı yaptı,Kütahya Ekspres’i Türk Basını’nın şerefli bir üyesi yaptı.Ülkemize soluklu,inançlı,kararlı,demokrat bir gazete kazandırdı. Bir yerel gazetenin ne denli zorluklar içinde hazırlanıp basıldığını ve dağıtıldığını,zorluklar içinde yaşatıldığını (17 Haziran 1949) tarihinde doğan Tavşanlı Postası Gazetesi’nin sahip ve başyazarı rahmetli Kamil Güvenç’ten,yine 1951 yılı ortalarında doğan Müstakil Tavşanlı Gazetesi’nin sahip ve başyazarı,rahmetli Abdurrahman Börekoğlu’ndan bilirim. Her iki gazete de ilk olarak ilçe dışında editörlerin süzgecinden geçtikten.enine boyuna yeniden dizayn edildikten sonra basılıp Tavşanlı’ya öyle gelmiştir. Yani helvanın malzemeleri Tavşanlı’da hazırlanmış,helva ilçe dışında yapılmıştır. Daha sonra rahmetli Kamil Güvenç kendi matbaasını kurmuş,gazetesini, Tavşanlı’da basmaya başlamıştır. Matbaanın adı da” Güvenç Matbaası”ydı. Rahmetli Abdurrahim Börekoğlu ise bu kadar şanslı değildi. Gazetesini Eskişehir’de,genelde İstikbal Gazetesi tesislerinde bastırmıştır.
Nuri Sarıışık’ın bilinmeyen bir yönüne değinmek istedim. Semra Hanımefendi’nin Kızılay Kütahya Şubesi’nde yeni bir göreve getirilmesi nedeniyle bundan bahsetmek bana farz olmuştur.Merhumun Türk Kızılayı’na yaptığı hizmetleri Kütahyalılar yeterince bilmezler. Araştırmacı olmasaydım ben de bilemeyecektim. .Artık sayın Semra Sarıışık Tozaraydın,.rahmetli babasının yaptığı hizmetleri yenileriyle taçlandıracaktır. Çok isabetli bir atamadır.Bildiğim kadarıyla, Kütahya Kızılay Şubesi, ihtiyaç sahibi hemşehrilerimize yardım götürmek için seferber olmuş bir şubemizdir. Bu şube yeni Kadın Kolları Başkanı Semra Sarıışık Tozaraydın Hanımefendi ile daha da güçlenecektir.Kütahya Kızılay Şubesi Talha Tekin ve Kızılay Kütahya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Eczacı Ummuhan Şapcı Hanımefendi ile bir araya gelen sayın Sarıışık Tozaraydın Hanımefendi üçlüsü şube açısından bir şanstır. Rahmetli Nuri Sarıışık, Kütahya’da Kızılay’ın en büyük sempatizanları,kurucuları arasındadır.Aile bireylerinden anne Sev im Sarıışık ta , Verem Savaş Dispanseri’nın unutulmazlarındandır Sarıışık Ailesi’nin bireyleri iyilikçi kurumlara karşı duyarlı bireyler olarak tanınıyor. Yaptıkları hizmetlerden hiçbir zaman öğünmemişlerdir,tevazu göstermişlerdir.
Kütahya Kızılay Şubesi Başkanı Talha Tetik Kızlay Şubesinin hizmetlerini çok güzel özetlemiş. Halkımızı bilgilendirmek amacıyle bunlardan bir nebze bahsetmek isterim.Şube, 2020 yılının Ocak Ayı içinde bağışçılarının zekatlarının tamamını , 325 ihtiyaç sahibi aileye dağıtmış. Pandemi süresi içinde, Kütahyalılar’ın hep yanında olmuş. Halkın bilinçlendirilmesine katkı vermiş. Medya çalışmaları çerçevesinde broşürler hazırlayıp dağıtmış. Sadece Kütahya İli’nde 30.000 adet maske,2.000 adet te el dezenfektanı , 9850 adet et konservesi, 1500 adet muhtelif gıda kolisi, 500 adet hijyen kolisi dağıtılmış. Ekmek talepleri karşılanmış. Geçtiğimiz Ramazan Ayı boyunca yine talep edilen yerlere taze pide gönderilmiş. (5000 adet ekmek ve pideden söz ediliyor),2.000 adet bayramlık ikramı yapılmış. Şehit mezarları ziyaret edilmiş.Polis merkezleri,sağlık birimleri ziyaret edilmiş. 30 Ağustos ‘ta Dumlupınar şehitliği’ni ziyaret edenlere kumanya ikramı yapılmış.
Sayın Tozaraydın,çok güzel ifade ediyor; “ Kızılay, savaş alanlarında yaralanan veya hastalanan askerlere hiçbir ayırım gözetilmeden yardım etmek arzusundan doğmuştur” diyor. Doğrudur. Kızılay,11 Haziran 1868’de”Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti” adıyle kurulmamış mıydı?. Asıl önemli olan da bu kuruluşa” KIZILAY” adının Ulu önder,Aziz Atatürk tarafından verilmiş olmasıdır.Bir diğer önemli husus ta, KIZILAY’ın , bir ihtiyaç halinde,dayanışmanın,ızdırap halinde eşitliğin,savaşın en kızgın, anında insancıllığın ,tarafsızlığın ve barışın simgesi olmasıdır. Kızılay,Uluslar arası Kızılay-Kızılhaç bütününün yarısıdır. Kızılay Şubesi Başkanı Tekin Beyefendi’nin açıklamalarından da anladığım kadarıyla; okuldan mahrum çocuklara eğitici-öğretici-eğlendirici projeler gerçekleştiriliyor. 16 adet masal seslendirildi. Bu arada hayvan dostları da unutulmadı. Empati Projesiyle Kütahya’daki sokak hayvanlarının beslenme ihtiyaçlarına da katkı sağlanacak.” Genç Kızılay Akademi İçersinde Gençlerimizin Hobi ve Hayallerine”yardımcı “Olunacak. Bu amaçla eğitimler düzenlenecek. İngilizce eğitimi için Speaking Club ve dersler düşünülüyor. DPÜ Bünyesinde TÖMER’den destek alınacak. 152 yaşındakİ çınar, KIZILAY üç farklı dalda eğitimi barındıran AKRAN EĞİTİMİ MODELİ üzerinde duruyor. Kütahya Kızılay’ı son yaşanan deprem faciası ardından İzmir- Bayraklı’ya da ulaştı. Kütahya Kızılay’ı ,” Halkımızı Başkalarının Hayatı Senin Damarlarında Akıyor” diyerek plazma ve kan bağışı bekliyor. 2020 Kurban Bayramı için kurban vekaleti bağışı da alınmış.. Kasım Ayı içinde 150 yardım kolisi ve 450 adet alışveriş kartı dağıtılmış. Tuba Duman kardeşimden bu yazımı hazırlamada yararlandım. Kütahya Ekspres sayfalarını çok güzel şekilde doldurmuş.Allah kendisinden razı olsun.
Tekrar sayın Semra Sarıışık Tozaraydın Hanımefendi’ye başarı dileklerimi yineliyor ve çabalarının Kütahya’ya hayırlara vesile olmasını diliyorum. Ardında güzel evlatlar bırakan rahmetli ağabeyim Nuri Sarıışık’a da Allah’tan rahmet diliyorum