15 Eylül 2023 - Cuma

ABRAHAM LİNCOLN ‘UN YAZDIĞI MEŞHUR MEKTUP

ABRAHAM LİNCOLN ‘UN YAZDIĞI MEŞHUR MEKTUP

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 11 dk.
1381 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News

     YENİ ÖĞRETİM YILI BAŞLAMADAN  ABRAHAM  LİNCOLN ‘UN
      OĞLU’NUN  ÖĞRETMENİNE  YAZDIĞI  MEŞHUR MEKTUP
        
         Tarih kitapları,ekonomik,politik ve kültürel alanlarda yaptığı reformlarla  ülkelerinin  kalkınmasına büyük katkılar sağlayan devlet adamlarından söz ettiği gibi,  insanlara  kan kusturan,milyonlarca kişinin ölümüne sebep olan zorbalardan , Odysseus’dan Sezar’a ,Büyük İskender’den Cengiz Han’a, Napolyon’dan  Churchill’e,  Mussolini’den Hitler’e,Alparslan’dan  Fatih’ten Mustafa Kemal ATATÜRK’e, kadar uzanan,tarihin akışına yön vermiş  isimlerden de  söz eder. 
          Yapılan araştırmalar göstermiştir ki;  kişilik ile liderlik arasında  anlamlı ilişkiler vardır. Bir Liderin itaat duygusu oluşturmasında en kritik özelliğinin ,dürüstlüğü, ve saygınlığı olduğunda  ortak bir kanaat oluşmuştur Bu da; İş azmi, yönetme arzusu,kendine güven,zihinsel yetenek ve çaba, bilgiyi  ve bileni  dikkate alma ,hedefleri açısından büyük önem arzetmektedir. Bu görüşlere değerli gazeteci-yazar Ayşe Sucu  kardeşim kadar  katılıyorum. 
           Abraham Lincoln’un  oğlunun öğretmenine  yazdığı meşhur mektubu her öğretmen arkadaşımın, en az   bir kez okumasını ,öğrencilerine  okutmasını  gönülden isterim.  Ben  yaşlı bir öğretmen olarak bu mektubu  saklamışım. 
           Abraham Lincoln, oğlunun öğretmenine  aynen şunları yazmış;”Sayın öğretmen,oğluma izlemeyecek gücü vermeye çalış. Tüm insanları  dinlemesini ve sadece  iyi olanları almasını da öğret. Eğer yapabilirsen üzüldüğünde bile nasıl gülümseyebileceğini öğret ona. Gözyaşlarında hiçbir utanç olmadığını öğret. Herkesin sadece kendi iyiliği için çalıştığına inananlara  dudak bükmesini  öğret ona ve aşırı  ilgiye dikkat etmesini.Ona,kuvvetini ve beynini en yüksek fiyata satmasını,fakat hiçbir zaman kalbine ve ruhuna fiyat etiketi koymamasını öğret. Uluyan bir insan kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğret.Ona nazik davran ama onu kucaklama. Çünkü ancak ateş çeliği saflaştırır.  Bırak sabırsız olacak kadar cesaretine sahip olsun,bırak cesur olacak kadar sabrı olsun. Ona her zaman kendisine karşı derin inanç taşımasını öğret. Böylece insanlığa  karşı da derin bir inanç taşıyacaktır. Bu, aslında  büyük bir taleptir,ne kadarını  yapabilirsen bir bakalım… O ne kadar iyi,küçük bir insan,oğlum…Öğrenmesi gerekli biliyorum;tüm insanların dürüst ve adil olmadığını,fakat şunu da öğret ona:Her alçağa karşı bir kahraman,her bencil politikacıya karşı kendini adamış bir lider vardır. Her düşmana karşı  bir dost olduğunu da öğret ona. Zaman alacak biliyorum,fakat eğer öğretebilirsen,kazanılan bir doların,bulunan beş dolardan daha değerli olduğunu öğret.Kaybetmeyi öğrenmesini öğret ona ve kazanmaktan neşe duymayı.Eğer yapabilirsen,sessiz kahkahaların  gizemini öğret ona. Bırak erken öğrensin,zorbaların görünüşte galip olduklarını… Kıskançlıktan uzaklara yönelt onu. Eğer yapabilirsen; ona kitapların mucizelerini öğret. Fakat ona; gökyüzündeki kuşların,güneşin yüzü  önündeki arıların ve yemyeşil yamaçtaki çiçeklerin ebedi gizemini düşünebileceği zamanlar da tanı. Okulda hata yapmanın,hile yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğret ona. Ona kendi fikirlerine inanmasını  öğret,herkes ona yanlış olduğunu söylediğinde dahi… Nazik insanlara  karşı nazik,sert insanlara karşı sert olmasını öğret ona. Herkes birbirine takılmış bir yönde giderken,kitleleri”
             Ben, İktisat Fakültesi’ni  1960 Askeri  Darbesi   ardından yarım  bırakan, daha sonra  askerliğini Yedek Subay Öğretmen olarak  yapan,zamanında çıkarılan özel bir yasayla öğretmen yapılanlardanım. Bir Öğretmen Okulu mezunu,veya bir Eğitim Fakültesi veya  bir Eğitim Enstitüsü  mezunu olmadığım halde  kendisini yetiştirmiş,Türk Milli Eğitimi’ne bir nebze branş ve sınıf öğretmeni  olarak 32 yılı aşkın bir  hizmet vermiş   bir öğretmenim.Çok çalıştım.Teftişlerimde hep  güzel notlar aldım.   Güzel öğrenciler yetiştirdim. Taktirnameler,teşekkür belgeleri aldım. Bir kez yılın öğretmeni  seçildim.Hatta   yıllar sonra  Eğitim Önlisans mezunu  bile oldum. 
              Keşke   Abraham Lincoln’un  çocuğunun öğretmenine yazdığı  bu mektubu daha önceleri bulabilmiş olsaydım .Keşke  yıllar önce Okumuş olsaydım. Öğrencilerime okuyabilseydim.  Bu mektup keşke, Milli Eğitim Bakanlığı’nca tüm ilk ve orta dereceli  okullarımızda   öğretmen ve öğrencilerimize  özel bir köşede sunulabilseydi. 
                Bakın aynı şey değildir;  Allah’ın sevgilisi,Yüce Peygamberimiz Hz. Muhammet(s.a.v)’in  VEDA Hutbesi  aklıma geldi. Bu hutbeyi İzmir’de Bornova’da Cuma namazlarını eda ettiğim Yeni Cami’nin giriş kapısının yanında çini üzerine yazılmış olarak gördüğümde duygulanmıştım. Veda Hutbesi  9 Zilhicce( 10 Mart 632) tarihinde  sevgili Peygamberimizin devenin üzerinde irat buyurdukları son hutbedir.  Bu hutbe bile bugün  eğer değerlendirilecek olsa ,ibret alınabilse insanlık için  mükemmel  bir   ibret vesikasıdır.  Keşke  Diyanet İşleri Başkanlığı bu hutbeyi ülkemizdeki 90 bini aşkın camimizin giriş kapısının bir yanında  ölümsüzleştirebilseydi. …
                 2023/2024 Öğretim Yılının milletimize hayırlara vesile olmasını diliyorum……. 
 
   BALIKTA  YASAK   BİTTİ 
 
    31 Ağustosu 01 Eylül’e bağlayan gece yarısından itibaren   üç taraftan denizlerle çevrili ülkemizde Balık tutma yasağı son buldu. Bu ne demek? Balıkçılarımız  artık ağlarını denizlere yayarak binlerce ton balık avlayabilecekler. Alınan haberlere göre bu yıl Palamut Balığı azmış. Hamsi ve sardalya  yüz güldürecekmiş.
     Beyaz et  fakir fukaranın,az gelirlinin hatta orta gelirlinin  imdadına koşacak. Kırmızı et birçok aile için artık hayal oldu.  Balık en azından halkımızın öğünü olacak.  Ama hiç kimse eski günlerde olduğu  gibi ucuz balık yiyeceğini aklının ucuna dahi getirmesin. Ağ,mazot,tekne bakım ve onarımı, pazarlama,olumsuz hava koşulları ve daha bir sürü  sorun onları  olumsuz etkiliyor.   Hiçbir balıkçı halkına pahalı balık yedirmeyi aklının ucundan geçirmez.  Onlar da hesabını yapıp  yakaladığı balığı öyle pazarlıyorlar.  Bir balıkçı motorunun balık avına çıkmasının ne denli zor bir şey olduğunu ancak balıkçılık yapanlar bilir.  Balık pazarlarında,sebze ve meyve pazarlarının birer köşesindeki balık tezgahlarındaki balıkların ne denli bir  mücadele,çaba,fedakarlık sonucu   tutulduğunu  tüketicinin çoğu bilmez. 
     En sevindiğim; Tavşanlı Balık Pazarı’nın bundan böyle yeni bir yasağa kadar  dolup dolup taşacağıdır.  Kulakları çınlasın Tavşanlı’ya deniz ve göl balığını sevdiren Ajan Hüseyin’in artık birçok çömezi bugün tezgah açıyor.Yıllarca   ne bir deniz ve ne de bir göle yakın olmayan Tavşanlı, halkının balık ihtiyacını  bu işi amatörce üstlenen kişiler sayesinde   karşılamıştır. İşin en ilginç yanı,her üç mega kente hemen hemen aynı uzaklıktaki Tavşanlı Halkı’nın denizlerimizde ve göllerimizde hatta akarsularda avlanan balıkları günlük olarak tüketmesidir.Yani Tavşanlı Halkı taze balık yemektedir.     Belediye hoparlörlerinden”Taze balık geldi”anonslarını  takibeden  Tavşanlılı adeta koşarak Balık pazarına gitmekte,  başta hamsi,sardalya,lüfer,çupura,kızıl kanat, mercan,palamut,uskumru,mezgit,kefal   gibi balıkları,yayın, sazan gibi baraj gölü,gölet,akarsu balıklarını  satın alma şansına sahip bulunmaktadır.  Hamsi balığının nasıl temizleneceğini bilemeyen Tavşanlılı bayanlar bugün hamsinin   omletini,buğulamasını,tavada kızarmasını,fırında pişirilmesini öğrenmiş durumda.  Hiç unutmam Hamsi balığı Tavşanlı’ya ilk gelmişti. Anlatılır ki; Bir işçi kardeşimiz Hamsi balığını alıp eve götürmüş. Evin hanımı onlarca küçük Hamsi balığının pratik olarak temizlenmesini bilmediğinden saatlerce her birini eline alıp karnını yarmakla  bitkin düşmüş.Akşam eve gelen  kocasına;” Adam bi daha enki balıktan getirme  saçını başını yolarım” diye bağırmış..Sırası gelmişken bir daha söyleyeyim; Tavşanlı Balık Pazarı’nın üzeri belediyemizce  güzel bir şekilde kapatılırsa Tavşanlı modern,gece-gündüz güzel bir  görüntüye kavuşacaktır.  Balığı güzelleştiren balık tezgahlarındaki,sehpaları aydınlatan elektrik ampulleridir.  Kapalı bir  Balık pazarını hangi hemşehrimiz istemez ki? Hem iki katlı  bir  balık pazarının üstü   yeni iş yerleriyle taçlandırılabilir.  belediyemize yeni bir gelir kapısı aralanabilir…
      Balık derken aklıma Tavşanlılı balıkçılar geldi. Merhum Bahar Ali,  Baba Ali, Postacı Necdet, Trenci Ruhi,  olta avcıları Gagaların Hüseyin, Abeş Mustafa,Tellal Hicabi,Tavşanlılı Kocaçay( Adranos)  sayesinde onlarca ağ atan,od kullanan,dinamit atan,olta kullanan  amatör balıkçılara ev sahipliği yapmıştır. Kimisi hayatta değildir. Olanları da ya bir köşededir,ya  hastadır.  Montör Hüsnü, Av. Hüsamettin, Karga Ahmet,Sahil muhafaza Zeki, ve diğerleri…. Ben pıhtılaşmış kanla sazan avlayan balıkçı olarak merhum Gagaların Hüseyin’i, Abeş Mustafa’yı tanırım.  Sahil muhafaza Zeki danaburnu,sülük kullanırdı.  Gerek ağ atan,gerek olta kullanan,gerek  od atan,gerekse hiç hoş olmadığı halde dinamit kullanan balıkçılar bilirim.  Merhum milletvekilimiz,eczacı Haşim Benli,yanında berber Ergun iyi birer oltacıydı. Kaleci Eda, Çolak Yavuz, Palez Hüseyin, Palez Ahmet,Başköylü Abdullah Gülseren, Macar Mustafa, Kalemiş Hüseyin, Zeki Koçyiğit, Müftünün Ahmet Eren,  berber Zeki Bayır, Moymullu Hasan Hüseyin, Moymullu Zeki, Öğretmen  Süreyya Sayın, Öğretmen Enver Nail Altın,  Sağır Ethem, Dereboyu’ndan  Cıftır, Karagülle,Patates Hasan Hüseyin  Yemenici Sağır Ali  Kocaçay’ın, Emet Çayı’nın, Domaniç Dereleri’nin,çok iyi tanıdığı balıkçılardı.  Aslında Tavşanlı’da ben dahil yüzlerce amatör balıkçı vardır.  Yayın balıklarının inlerine cesaretle giren balıkçılar bugün hep anılardadır.  Tavşanlı’da merhum Sahil Muhafaza Zeki dahil bazı balıkçılar ekmek kapısı olarak amatör balıkçılık yapmışlardır. 
         Bu vesileyle sevgili Ajan Hüseyin’e(Şen) en samimi selam ve sevgilerimi iletiyorum. Çünkü benim gözümde Ajan Hüseyin Tavşanlı’da balıkçı esnafının piridir. Balığı bize O sevdirmiştir. ….

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları