TOZLU RAFLARDAN ANILAR
Bülent Alpagut
- 05062218413
TOZLU RAFLARDAN ANILAR
Her şey gibi anılar da tozlanır.Zaman içinde solar,paslanır,küf tutar.Onları acımadan kafamızın çatı katlarına,bodrumlarına,tahta sandıklar içine yerleştirir bırakırız.Gün gelir hepsini bir kez daha konuldukları yerlerden çıkarıp tozlarını üfürür,bir bezle siler,parlatır yeniden bir yerlere koyarız.Ama çoğu çöp kutularına,çöp konteynırlarına,çöplüklere çoktan atılmışlardır. Kurtulanlar da olur..Bazen bir başkasının konuğu olurlar ve yaşatılırlar...İnsanların büyük bölümü bir anıya aynı hassasiyetle yaklaşamamıştır.Ama herkeste bir atımlık ta olsa bir anı vardır.Bir şekilde o kişiyle beraber yaşamaya çalışırlar. Öldüklerinde anıları da ölür.
Halen Tavşanlı Belediyesi’nin iki mahallesidir ,bir zamanların beldesi Çukurköy Beldesi’nin efsane Belediye Başkanı Nazmi Sarı vefat ettikten bugüne telefonum hiç susmadı desem yeridir Neden mi susmadı? Ben sevgili başkanın gerçekten dostlarındandım da onun için.. Bugün rahmetlinin sadece gerçek dostları kaldı. Bir çoğu belki kısa bir zaman diliminde sevgili başkanı unutacaklardır Hatta isminin üzerine bir çarpı çekenlerin de olduğuna inanıyorum.. Geçen hafta , rahmetli Nazmi Başkan ağırlıklı başmakalemde kendisini evladı gibi seven çalışanlarından sadece Bülent Akkoç ve Ayşe Ceyhan Düzgün’den söz etmiştim. Bu defa diğer sevgili çalışanlarından söz etmek istiyorum.Geçen haftaki . köşe yazımı okuyanlar rahmetlinin sadece bu iki dostunun olduğunu düşünmüş olabilir. “Biz de başkanın evlatlarıyız” diyerek sitem edenlere hak veriyorum Keşke bunları da ilk yazımda söyleyebilseydim.. Koca Başkana büyük bir çoğunluğun “ Baba” gözüyle baktığı doğrudur Şahsen babamın arkadaşı olması hasbiyle benim de babam sayılır.. Aslında O, tüm Çukurköylülerin “ Baba Başkanı” değil miydi?.... Bu vesileyle rahmetli başkanımın gözü,kulağı,can dostları çalışanlarını bir kez daha anmak isterim. .” Şeyhi şeyh yapan müritleridir” anlamlı sözünü iyi bilenlerdenim.Çünkü,. başarılarda hep ekip çalışması vardır.. Nazmi Başkanı, 17 yıllık başkanlığı süresince ,Çukurköy sevdalısı bu çalışkan ekip sırtlamıştır..Vefatına kadar da rahmetli başkanı , can dostu,. nazı geçen,sevgili komşusu ,iyi gününde,kötü gününde yanından ayrılmayan çalışanı Süleyman Yılmaz Yaman’ın . bir dakika yalnız bırakmadığını biliyorum. Mehmet Aydın,Mehmet Palancı,Cengiz Kocakurt,Mesut Kocakurt,Mehmet Taşkın ve Mehmet Demirkol dışında,işçileri Ömer Arslanboğa,A. Ali Şahin,M. Ali Mutlu,Hakkı Akkoç, Ahmet Bakır, Mustafa Coşkun, Mehmet Kaynak,A. Osman Kaçmaz, Mustafa Tunç,Süleyman Şeker,Ahmet Gül ve İsmail Korkmaz ve adlarını anımsayamadığım bir çok çalışanı da zorluklara göğüs germişler ve başkanlarını ezdirmemişlerdir.Hiç birinin kendisini asla unutmayacaklarını biliyorum. “ Efsaneler ölmez fakat şekil değiştirirler” sözü doğrudur. Rahmetli Nazmi Sarı, tesbihin imamesiyse çalışanları da bu tesbihin taneleriydi. Bir yetkili,sorumlu,erk sahibinin neden başarılı olduğunu öğrenmek isterseniz çevresine bir bakmanız yeterlidir..Rahmetli Nazmi Abi” Bir elin nesi var? İki elin sesi var” Atasözüne değer verirdi,Keşke Nazmi Ağabeyin yüreğini açıp içine bakabilseydik.Nelere kahrettiğini,nelere üzüldüğünü görebilseydik... O sırlarıyla beraber gitmiştir. Ama bu sırların bir kısmının bugün bazı dostlarında olduğuna inanıyorum.
…... .
Söylemeden edemeyeceğim. Söyleyemezsem çatlarım..Eski TBMM Başkanımız,çeşitli bakanlıklarda bulunmuş bir diğer efsanemiz Doç. Dr., Mustafa Kalemli’yi sevgili başkan Nazmi Sarı’nın cenaze töreninde göremeyenler büyük şok yaşamışlar.” İki eli kanda olsa gelirdi”diyenler bir hayliymiş.Şok olmalarında da haklıdırlar. Çünkü Nazmi Sarı Başkan ile Doç. Dr. Mustafa Kalemli bir elmenin iki yarısıdır..Birlikte mücadele ettiler,çabaladılar,yoruldular,yerinde aç kaldılar,,uyumadılar. Onlar ANAP Cephesi’nin iki güçlü komutanıydı. .Dava ve yol arkadaşıydılar.İki elleri kanda olsa birbirlerine koşarlardı...
. TBMM Eski Başkanımız, en çok bakanlık yapmış gururumuz Doç. Dr. Mustafa Kalemli’nin en yakın zamanda . Çukurköy’e geleceğini adım gibi biliyorum. Mazeretini de biliyorum.. Çukurköylüler de zaten kendisini özlemişler.... Sarı Ailesi de benim gibi sayın Kalemli’nin eşinin rahatsızlığıni biliyordu.. Kalemli’yi Kalemli yapanlardan birisinin de rahmetli Nazmi Sarı olduğu unutulmamalıdır. Çünkü Kalmli’nin iki koca başkanından birisiydi..Rahmetli Nazmi Başkan ve ekibi , . Sayın Kalemli’yi efsane yapan ekiplerden birisidir. . Biz sayın Kalemli’yi her zaman Tavşanlı’da 1OO yılda bir kere açan nadide bir çiçek olarak kabul ederiz. Kendisine de en küçük bir sitemi uygun bulmayız...Aramızdan ayrılıncaya kadar da O bizim Kalemlimizdir ve Kalemlimiz olarak kalacaktır...Bir Lütfü Diler,bir İsmail Pınar, bir rahmetli Hasan Hüseyin Dönmez ,bir Ömer Davutoğlu ,bir İsmail Yaman sırf O’nun sevgisiyle yollara düşmüşlerdir ve Onun Tavşanlılı başkanlarıdır.
Gün gelmiş,,ANAP’lı Belediye Başkanlarımız, Kadın Kolları üyelerimiz, Gençlik kolları üyelerimiz, ANAP’a gönül vermiş köy ve mahalle muhtarlarımız ,İş adamlarımız( rahmetli Remzi Özerdem gibi,Necati Ünal gibi, rahmetliler Avukat Ethem Sözen ,İsmail Şirinoğlu gibi niceleri) hep sayın Kalemli için koşturmuşlardır. 657’ye tabi bir memur olmama rağmen ben bile sayın Kalemli’nin tüm etkinliklerinde görev almış tören komutanıydım.. Verilen her görevi kabul etmişim ve kendisine Protokol Amiri olarak hizmet vermişim.. . “ Gönül ne çay ister ne kahvehane/Gönül sohbet ister kahve bahane” demişler. Herkes sayın Kalemli’yle zaman zaman bir yerlerde bir bahaneyle buluşmak istemiştir Onun fotoğraf karelerinde olmak istemiştir... Bu bazen bir cenaze,bir düğün,bir sohbet,bir açılış olmuştur. Zaman içinde kendisini bir günde birkaç kez en çok arayan,kendisiyle mesajlaşanlardan birisi oldum. Sayın Kalemli bir hamlede,bir anda,bir bahaneyle öyle gönüllerden silinebilecek bir isim de değildir Nazmi Sarı da öyledir. Sayın Kalemli, fırsatını bulduğunda ne yapacağını bilecek kadar engin bir kültüre,geleneğe,adetlere bağlı bir insandır. Bir hemşehrimizdir.O ne yapacağını iyi bilir.
Şu 442 sayılı Köy Kanunu’nun bir maddesi vardı. Hatırlayabildiğim kadarıyla Yasanın 13.maddesiydi Bu madde, belirtilen köy işlerinin önemli bir bölümünü yapan,köyleri tertipli ,düzenli ve temiz köy muhtarlarının ödüllendirilmesiyle ilgili bir maddedir....Bu madde çerçevesinde .Sayın valilerimiz görev yaptıkları ilin köylerindeki başarılı muhtarlarını hep ödüllendirmişler, muhtarlarımızın çalışma şevkini tetiklemişlerdir. Zaman zaman bu madde sayesinde muhtarlarımızın ödüllendirilmesiyle muhtarlarımızın da başarıları da artmıştır..Bir köy veya mahalle muhtarının bir sayın validen plaket, taktirname,teşekkür belgesi veya bir para ödülü aldığını hiç gözlediniz mi? Nasıl mutlu olduklarını bizzat görmüşsünüzdür. . Bir de 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 2O.Maddesi var. Bu da taktirle ilgili bir madde.Bu madde de gönülleri almada yönetim görevlilerimizce zaman içinde ilgililere güç ve cesaret vermiştir..Benim de naçizane 5O’ye yakın plaket,taktirname ve teşekkür belgem var.Hiç biri karın doyurmuyor.Ama , manevi değeri var.İllerde ve ilçelerde en büyük yönetim görevlileri sayın valilerimizin ve kaymakamlarımızın zaman zaman gerek 442 sayılı Kanunun ilgili maddesini,gerekse 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 2O.Maddelerini gözardı etmeyeceklerine inanıyorum.
Tavşanlı SSK Hastanesi ( Bugün bu hastane yok ve binası da boş olarak yeni bir hizmete ev sahipliğine hazırlanıyor.) nin yeni bir hizmete tahsisinin biraz zor olduğu şeklinde duyumlar alıyorum. Bu yorgun binanın gençleştirilmesi,hizmete hazır duruma getirilmesi için en azından 1O Milyon TL’lık bir ödemeye ihtiyaç varmış. Aslında bu kadar para zamanımızda sembolik bir miktardır.. Sayın milletvekilimizin bu hastane binası hakkında güzel düşünceleri olduğunu biliyorum.Kendileri ne zaman bir açıklama yaparlar ben de okuyucularıma açıklyarım. .Henüz kesinleşmediği için açıklama yapmak istemiyorum.Milletvekilimizin çabaları sonuç verdiğinde benim de söyleyeceklerim olabilir.Halen kaderine terkedilmiş gibi görünen Tavşanlı’nın eski SSK Hastanesi’nde görev yapmış efsane doktorlarımızdan bazılarını da rahmetle,saygıyla özlemle anmak isterim... Uzman Tabip Hasan Andaçoğlu, Op. Dr. Fevzi Akın, Op. Dr. Adem Yücel, Dr. Öner Taştekin, Op. Dr. A. Şadi Karaman, Op. Dr. Ünal Ünalan,Op. Dr A. Özsoy Özün, Dr. Abdülkadir Kiraz, Dr.İ. yavuz Ayan, Dr. Osman Güneş, Dr. M. Ali Özatik, Dr. Hülya Özatik, Dr. Aysel Çalışkan, DT. İsmail Sezer . Şimdi nerededirler? Ne yapar ederler bilmiyorum
O4 Eylül 2OO1 . Zamanın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı sayın Yaşar Okuyan Tunçbilek Beldesi’nde. Ben de etkinlikleri sunmak üzere oradayım. Sanırsınız tüm belde halkı (Tunçbilek ve Havalisinde yaşayanlar)adeta .bir yumruk gibi olmuşlar, Belediye önünde toplanmışlar.Çünkü kulakları çınlasın zamanın güçlü bakanlarından birini karşılayacaklar. Sayın bakan , beraberindekilerle Saat 11.OO ‘de Tunçbilek Belediyesi’ne geldiklerinde kıyamet kopmuştu.Bu tezahürata sayın bakan ve beraberindekiler bile şaşmıştı. Tunçbileklileri selamlayan bakan ve beraberindekiler doğruca ,belediye başkanı rahmetli Mutahhar Temel’in makam odasına geçmişlerdi.Bu bir nezaket ziyaretiydi...Belediye Başkanı rahmetli Mutahhar Temel .bakan için hazırlattığı “ hemşehrilik belgesi” ni bu ziyaret sırasında sayın bakana bizzat sunmuştu. . Sayın Okuyan’ın da bundan haberi yok olmalı ki bu sürpriz kendilerini duygulandırmıştı. Derecesiz mütehassis olmuşlardı. Meğer .Bu ilk sürprizmiş. .. Artık sayın Yaşar Okuyan Tunçbilek’in fahri hemşehrisiydi. Sayın Okuyan ve beraberindekilerle buradan doğruca yeniden dizayn edilen Tunçbilek’teki hastaneye geçmiştik..( Bu hastane bir ara Meslek Hastalıkları Kliniğiydi)Hastanenin Baştabibi Dr. Ali Akarslan ve beraberindekiler bizleri hastane girişinde karşılamışlardı..Hastane güçlendirilmiş ,zenginleştirilmişti.Adeta sıfırdan yeniden hizmete açılıyordu. Saat 11.3O.’da açılışı müteakip hastane gezilmişti..Saat 12.OO’de Yaşar Okuyan Parkı’nın açılışı vardi. Bu sayın bakana ikinci sürprizmiş.. Bu sürpriz. de Sayın Bakan’a ikinci kez duygulu anlar yaşatmıştı.. Çünkü adı bundan böyle Kütahya’nın ,Tavşanlı İlçesi’nin Tunçbilek Beldesi’nde bir parkta yaşatılacaktı.( Bu adın bu parkta yaşatılıp yaşatılmadığını bilmiyorum). . Saat 13.3O bakan ve beraberindekilerle Tavşanlı’ya hareket etmiştik Bu kez, Tavşanlı SSK Hastanesi’ndeydik. Baştabip Op. Dr. Kemal Asan hastane girişinde sayın bakanı ve beraberindekileri kalabalık bir çalışanla karşılamış,akabinde de hastane girişinde bir brifing vermişti.. Sevgili Mutahhar’ı rahmetle.sayın Okuyan’ı ve sevgili Kemal Asan’ı sevgiyle anıyorum Rahmetli Mutahhar inşallah yaptığı hizmetlerin karşılığı olarak Cennet köşelerinden bir yerdedir..Sevgili bakanımız Okuyan’a da geri kalan ömründe sağlık ve afiyet dileklerimi sunuyorum. Canımız,ciğerimiz hemşehrimiz Op. Dr. Kemal Asan’a da geri kalan ömründe sıhhat ve afiyet dileklerimi iletiyorum.. Değerli belediye başkanlarımıza da bu vesileyle seslenmek istiyorum.” Sayın başkanlarım bir yere birinin adını veriyorsak bırakalım bunlar orada sonsuza dek kalsınlar.Nihayet adlarını verdiklerimiz de bizim insanlarımız değiller mi?.” İşte “İstasyon Caddesi.” Eski adı “ Recep Peker Bulvarı”ydı. İşte “PTT Caddesi”şimdi ” Tahsin Buruk Caddesi”. Peki tamam da gönüllerdeki yazıları nasıl sileceğiz?Kanımca verilen adları değiştirmek o kişilerin onurlarıyla oynamakla eş değerde. Örneğin Tavşanlı’daki” Emet” ve” Domaniç” Caddelerini değiştirsek bu iki komşumuzu üzmez miyiz?.. .
.