29 Haziran 2016 - Çarşamba

KEŞFE GİDERKEN KUMANYALARINI YANLARINDA GÖTÜRÜRLERDİ

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 7 dk.
3441 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News

  KEŞFE GİDERKEN KUMANYALARINI YANLARINDA GÖTÜRÜRLERDİ
  NE SUNULAN TEREYAĞLI YUFKAYA SARILMIŞ TAVUĞU NE DE  KENDİLERİNE  UZATILAN SİGARAYI KABUL EDERLERDİ
                                          Aklıma yıllarca suyunu içtiğim ekmeğini yediğim aziz Tavşanlı’da rahmetli babam dahil tanımak mutluluğuna eriştiğim kimisi hayatta kimisi rahmetli hakim ve c. Savcılarını anımsadım.Hepsi de Hz. Ömer Postu’nda oturduklarının idraki içindeydiler.Hukuk,gerçek kanıt,sağlam belge,defosuz tanık,tarafsız bilirkişi,adalet amaçlı iddianame arar.Tanıdığım o yüce insanlar iyi birer hukukçuydular.Rahmetli babam meslek yaşamının bir bölümünde hakimdi. Bir bölümünde de Hazine, Orman, Belediye, Sendika avukatı oldu. Bir süre de serbest avukat olarak hizmet verdi.Rahmetli babamın Simav Adliyesi Hukuk Hakimi iken( 28 aralık I945-I9 temmuz I 946) arasında  oturduğumuz kira evine gelen hediyeleri sokağa attığını anımsarım.En unutmadığım ise 5-6 kg lık bir petek bal tenekesiydi.Bizlere de tembih ederdi:” Sakın ola eve birileri bir şey getirirlerse almayın” derdi.
                Ben avukatın ne olduğunu sözlüklerdeki tanımlarla anladım. Babam rahmetlinin dediği gibi avukat suçluyu aklamaya ve karşılığında avukatlık parası( vekalet ücreti) almayı meslek edinenmiş.Yani avukat adalet dağıtmazmış.Sadece bir tarafın hakkını savunurmuş.İşin özü bu.Ama adalet değince aklıma hep I689-I755 yılları arasında yaşamış Montesquieu’nin anlamlı sözlerini anımsarım.Ne demiş?”Toplum çıkarlarının en etkin güvencesi adalettir.İnsanı insan yapan niteliklerin başında hak,onur,kişilik saygısıyla adalete,hukuka bağlılık gelir. Erdem,toplum çıkarlarını kişisel çıkarın üstünde tutmaktır”
                Bir hukukçu çocuğu olarak değerli hakim ve c.savcısı dostlarımız değerli insanlardan,rahmetli babamdan çok şeyler öğrendim.Rahmetli hakim dedem( annemin babası eski  Besni Hakimi) M. Reşit Tugay,rahmetli hakim eniştem( kızkardeşimin eşi) Abdurrahman Serel,rahmetli c. Savcısı ve hakim  dayım Orhan Tugay, rahmetli avukat halam Nimet Buyurur’un  bildiğim kadarıyla evleri,araçları,bağları,bahçeleri olmadı.Babam hakim ve avukat babamın da keza.Demek ki bu bir hastalık olmalı ki devletime 36 yıl hizmet veren bir garip öğretmen olarak benim de hiçbir şeyim olmadı.Şimdi öte dünyada bir şeyler kapabilmenin telaşı içindeyim.
               Tavşanlı atla keşfe çıkan bayan hakim rahmetli  Mefharet Hanım’ın keşfe giderken yanında kumanyasını da götürdüğünü bilir mi? Ben bilirim. Rahmetli babamla keşfe çıkardı.Babam da keza yanında annemin hazırladığı küçük bir çıkında ne varsa keşifte onları yerdi.Rahmetli Hakim Ali Bey, rahmetli Hakim Emin Bey, rahmetli hakim Ahmet Ateş Bey de keşfe  kumanyalarıyla giderlerdi.Rahmetli hakim eniştem bir ara Bursa’da hakimdi. Ağırceza Mahkemesi üyeliği da vardı.Orhaneli’de bir keşifteyken  açmış çıkısını çıkarmış birkaç atıştırmalığı yerken bir ağacın gölgesindeymiş.Keşif yapılıyor. Bir fötr şapkalı vatandaş kendisine bir yabancı sigara sunmuş. Hep anlatırdı:” Keşke o sigarayı almasaydım” derdi.Ne olmuş? Bir yıl sonra aynı adam Bursa Adliyesi’nde bir işi nedeniyle adliyedeymiş. Bakmış kapı aralığından bizim enişte beyi görmüş. Eh keşifte bir sigara vermişti ya çalmış kapıyı girmiş içeriye. Enişte bey:” Buyrun bir şey mi istiyorsunuz? Deyince hemen atlamış:” Hakim bey hani geçen yıl filanca yerde keşifteydiniz. Ben size bir sigara verdiydim .İşte o kişi benim” demez mi? Rahmetli hakim enişte bu olayı anlatırken yüzü kızarırdı.
          Şimdi diyeceksiniz kardeşim sayın hakim,c.savcısı birkaç lokma yemiş ne olmuş yani? Çok şey olur.Hukuk dağıtanların çok dikkatli olmaları gerekir.Bazen insanın yediği bir lokma insana zehir olur.Bir litre sütün,birkaç topak tereyağının,birkaç taze peynirin,bir yufkaya sarılmış tavuğun,birkaç yumurtanın faturasını ödeyemezsiniz.
          Kulakları çınlasın adliye ile hiç ilişkisi olmamış,değerli iş adamı Ahmet Baş bugün başka alanlarda da hizmet veriyor Tavşanlı’da rahmetli Ahmet Çamçar’dan sonra ilk kafes tavukçuluğuna soyunmuştu.Bir gün bana IOO viyol yumurta getirerek eşe dosta vermemi istemişti.Bir viyolde 3O yumurta var. Aklıma sık sık gittiğim,muhterem hakim ve c.savcılarımız gelmişti. O zaman da adliye Cumhuriyet Meydanı’nda Huzur Oteli’ndeydi. Ağırceza Mahkemesi ve Adli Yargı ve Adalet Komisyonu Başkanı Nevzat Aygün,eşi ceza hakimi Yüksel Aygün’dü.Başka hakim ve c.savcıları da vardı.Aldım elime Io-I5 viyol yumurta adliyeye girmiştim. İlk girdiğim oda sayın reis beyin odasıydı. Elimde iki viyol yumurta vardı. Birisi reis beyin diğeri eşi Yüksel Hanımefendi’nin.Ama önemli olan bu yumurtaları vermekti.Aklıma ilk gelen bir Fransız Atasözü olmuştu:” Vermekten ziyade verme tarzı önemlidir” diyorduReis bey yumurtaları elimde görünce :” Hayrola Bülent Hoca bu da neyin nesi?” deyince ürkmüştüm..” Bugün yumurta bayramı başkanım” deyince gülüşmüştük.Bu yumurtaları müdürlüğünü yaptığım Ahmet Baş’ın tesislerinden geldiğini sayın Ahmet Baş’ın zaman zaman bana çok miktarda yumurta getirerek eşe dosta vermemi istediğini belirtmiştim.Yumurtaları almadan önce söylediği sözleri bugün de anımsarım:” Bülent Hoca bu arkadaşın adliyede devam eden,intikal eden bir davası var mı? Adliyeyle ilgili sorunları bulunuyor mu? “ olmuştu.Böyle bir durumun söz konusu olmadığını anlattığımda yumurtaları öyle kabul etmişti.Ama tövbe etmiştim. Bir kez daha böyle bir işin altına elimi sokmayacaktım. Ya sayın hakim sinirli olsaydı,yumurtaları  fırlatıp yere atabilirdi.Adalet dağıtanların hassasiyetlerine bütün kalbimle katılıyorum.Kimse “bir hediyeden ne çıkar ki? “Dememelidir.Çok şeyler çıkar.Rahmetli Hakim Ali Bey birkaç kişiden oluşan bir ekiple mesai bitiminde balığa çıkardı.( Açkarınların Halil, Gagaların Hüseyin, Karga Ahmet, Abeş Mustafa, montör Hüsnü,Ethem Çavuş,babam ve ben) Ama oltasına solucanı hep ben takardım. Kimseye gelsin de oltasına solucan taksın istemezdi.Diyeceksiniz oltaya solucan taksan ne yazar takmasan ne yazar?Bu bile bir hassasiyettir.Hukukçularla dostlukta kırmızı çizgiler asla geçilmemelidir.Onların yanlarında kurallar asla zornlanmamalıdır.Sayın hakim ve c.savcılarıyla dostluk hem kolay hem de zordur.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları