SAYIN KAVUNCU ‘NUN ÇABALARINI BİZ BİLMESEK TE ALLAH BİLİYOR
Bülent Alpagut
- 05062218413 SAYIN KAVUNCU ‘NUN ÇABALARINI
BİZ BİLMESEK TE ALLAH BİLİYOR
Böyle bir yazı yazmayı düşünmüyordum . sevgili eski milletvekilimiz Cep telefonumu karıştırırken sayın Vural Kavuncu’nun bir mesajını okudum..Mesaj aynen şöyle:”Sayın hocam, mesajlarınızı alıyorum.Teşekkür ediyor sağlık ,huzur diliyorum.Hocam bakanlık yapmadım ama,7 sene içinde GLİ’ye dönemimde,1OOO Kamu İşçisi sağladım.Önceki 15 yılda alınan toplam sayı 15O’yi geçmemiş.Şu anda da bir hareket yok.Allah selamet versin büyüğümüz Kalemli’nin döneminde alınan 2OOO kişi hep söylenir.Biz ise literatüre giremedik bir türlü.” Sevgili Kavuncu’nun sadece işçi konusunda değil onlarca konuda nasıl hizmetler verdiğinin en canlı tanıklarından birisiyim. Ki ifade ettiği husus verdiği hizmetlerin içinde sadece bir damladır.
Bende sayın Kavuncu’nun Kütahya adına verdiği hizmetleri içeren iki klasör bilgi var.. Hepsi de TBMM’den kulakları çınlasın değerli kardeşim Hasip Bey tarafından tarafıma gönderilen bilgiler. Ya normal postayla ya da kargoyla gönderilmiş. Yıllar içinde hep bu belgelerden yararlandım.. Onların her biri hep benim yazılarımın yazılı kaynaklarıdır
Gün gelmiş deniz kenarında dahi sayın Kavuncu ile telefonlaşmışızdır.Kilometrelerce uzakta da olsam habersiz kalmadım Birbirimize . bir telefon kadar yakın olmuşuzdur. Dertleşmişizdir. Bilgi alış verişi yapmışızdır.
Sayın Vural Kavuncu bugün rektördür. Kütahya’ya bu kez bir üniversitemizin rektörü olarak hizmet veriyor. Bana da bir bardak çay borcu var. Bu bir bardak çayı ne zaman içerim bilemem.
Ama sayın Kavuncu hasbelkader milletvekili olmamış,gökten zembille de inmemiştir. Aranmış,bulunmuş ve milletvekilliğiyle taçlandırılmıştır. Halkımızın teveccühüne mazhar olmuş bir hemşehrimizdir.. O’nun,.bugüne kadar Kütahya’ya yaptığı hizmetleri görememek yanlış olur. Bu , Allah’ın da gücüne gider.Hani hep derler ya.” Yap bir iyilik at denize. Kul bilmez ise Halık bilir”Sayın Kavuncu’nun yaptıklarını bir çok kişi görmemezlikten,bilmemezlikten gelebilir. Ama benim görememem ayıp olur. Bu yaştan sonra da gözlerime at gözlüğü takamam.Sayın Kavuncu için herkes istediğini söyleyebilir. Ama Kavuncu pırıl pırıl bir evladımız, milletvekilimiz olarak hep anılacaktır. Sevgili Kavuncu’ya,değerli hemşehrime asla söz ettirmem. Kendisinden her zaman saygı ve sevgi gördüm. Bir çok etkinliklerde beraber olduk. Aleyhinde tek satırım olmamıştır..Her kul gibi mutlaka sevgili Kavuncu’nun da kusurları olmuştur.Hatasız kul olmaz. .Sayın Kavuncu halkımızın helal oylarıyla seçilmiş,milletvekilimiz olmuştur.Koşturmuştur,yorulmuştur,terlemiştir.Yediği içtiği helal olsun.Bizler otururken o ayaktaydı ve sürekli hareket halindeydi. Hz İsa’ya gelen birkaç kişi bir kadının yanlış hareketlerini anlatmışlar ve bu kadını taşlamak istediklerini söylemişlerdi. Hz. İsa da onları dinledikten sonra aynen .” Herkes eline yeterince taş alsın. Ama önce kendini hesaba çeksin ve neler yaptığını düşünsün ilk taşı kendisine atsın.” dediğinde yanına gelenler ellerindeki taşları yavaşcacık yere bırakıp gitmişlerdi. Sayın Kavuncu’nun karnesi hep iyi notlarla doludur. Ulaşabildiği yere kadar ulaşmış,koparabildiği kadar koparmıştır. Tavşanlılı olduğu için hep Tavşanlı’ya da koşmamıştır. Tüm Kütahya’nın Milletvekili olduğunun bilincinde olarak tüm Kütahya’ya koşturmuştur. Kütahya için mesai vermiştir. Bugün bir çok dostu var. Ama düşmanı yoktur. Biz gazetecilerin biri hakkında bazen övgü dolu sözler sarfetmemiz her zaman yadırganır ve yadırganmıştır. . Padişahlar bile zaman zaman hak etmeseler de övgü dolu sözlere muhatap olmuşlardır.Hatta daha ileri giderek kendisine övgü yağdıranları ödüllendirmişlerdir..Ama sayın Kavuncu’nun övgüye ihtiyacı da yoktur.Bugüne kadar Tevazu göstermiş , konuşmamış ise O’nun adına konuşmak ve birkaç söz söylemek te bu durumda bize düşer..” Taş yerinde ağırdır” Atasözü misali Kavuncu yeri geldiğinde her halükarda hayırla anılacaktır.
Sayın Kavuncu literatüre girmiştir. Girmeyi de hak edenlerdendir.
İNSANIMIZ SEÇECEĞİ İNSANLARDA NELER ARIYOR
Bugüne kadar bir çok seçmenle çeşitli vesilelerle sohbet ettiğim doğrudur. Her arının binlerce çiçeği gezdiği ve topladıklarından bal yaptığı gibi , ben de sohbet ettiklerimden derlediklerimle bir menü hazırladım. ..Sakın ola seçilecek olanlar kusura bakmasınlar. Bu tespitler, benim değil seçmenlerindir..
Seçmenler ,seçilenin bir şekilde nasıl seçildiğini iyi tahlil etmesini istiyor Ama seçildiğine göre artık .yerinde susmasını ve yerinde konuşmasını bilecektir.. Seçmen kötü ahlaklı güzel yüze pirim vermiyor Seçmene göre seçilen artık , merhametsizlik kılıcını çekerken daha dikkatli olmak zorundadır...Çünkü,dikkat etmezse , bir gün merhametsizlerin kılıcıyla geldiği yere döneceğini düşünmelidir. Seçmene göre,.seçilen,her daim barışın yanında olmalıdır. Savaştan uzak kalmalıdır.Nice seçmenler vardır bakarsınız üzerlerinde doğru dürüst elbiseleri yoktur ama seçeceklerinin giyimlerine takılırlar. Yani içinde insan olmayan elbiselerle meşguldürler. .Seçilen yerinde öğüt dinlemesini bilen olmalıdır.Uzağı görebilmelidir.Hiç bir kalbe kin tohumu ekmemelidir.Seçilende önce Allah korkusu olmalıdır.Çünkü Allah korkusu olmayanda Allah sevgisi de olmaz.Her seçilen ayıbının hamalıdır.Başkalarının kusurlarını görmemelidir.Bir çok seçilmeyi düşünen, ne gariptir ki , pınar kuru,destisi kırık olsa da suya gider.Seçilen aklıyla maddeyi,kalbiyle manayı keşfedebilmelidir.Seçilenin iman sahibi olması da esastır.. Yoksa imansız paslı yürekler insanlar için yüktür.Seçilenler tatlı meyve olmak zorundadırlar.Eskimiş fikirlerini arındırmalıdırlar. Yoksa paslanmış çivilere dönerler.Seçilen , anasını,babasını,Atasını saydığı kadar karşısındakini de sevmek O’na saygılı olmakla mükelleftir. Böyle yaptığında bereketin büyüklerle beraber olduğunu idrak eder..Gül ile dikenin beraber olduğunu görmeyen seçilen hep dikenle uğraşırsa gülü demetlemeyi aklına getiremez.Yüksek fikirler yüksek dağlara benzer. Makam sahiplerinin de yüksek fikir sahibi olmaları arzulanır..Seçilenlerin büyük bölümü görevlerinden hoşnut olmasalar da bir türlü koltuklarından kalkmayı bilmelidirler..Seçilen zamanın kendisine seçmen tarafından verilen bir kılıç olduğunu bilirse o kılıcın bir gün gelip kendisini kesebileceğini de anlamış olur..Seçilen sabırlı olmalıdır.Çünkü sabır hayra alamettir.Seçmen seçtiğinde ne aradığına bakar.Ona göre değerini biçer.Seçilen her zaman kendisine karıncayı örnek almalıdır. Seçmen,.seçtiğinde güzel ahlak,geniş yüreklilik ve derya gönüllülük arar.Seçilen asla eğri büğrü yürüyen ayak gibi olmamalıdır.Elif gibi dümdüz,dosdoğru olmalıdır.Hesabı tertemiz olmalıdır. Hesaplaşmaktan korkmamalıdır Seçilmeden önce dürüst olmalı,bir yerde mevcut varlığını açıklamalı,mal varlığını herkes bilmelidir..Seçilen yanlış bilinenleri atabilmelidir.Seçilen güzel bir iş yapmak istediğinde ise aceleci olmalıdır Çünkü göreve birkaç yıllığına geldiğini bilmek zorundadır.. Seçilen, gözleriyle bakmalı, iç gözüyle görmelidir.Seçilenlerin oturup dil dökmeleri yerine çalışıp ter dökmeleri beklenir..Seçilenlerin dostlarına kendisine düşmanlık edebilecek kadar kuvvet vermemeleri esastır.Seçilen, M. Akif Ersoy’un ,” Kenar-ı Dicle’de bir kurt aşırsa koyunu/Gelir de adl-i ilahi sorar Ömer’den onu” sözlerinden gereken anlamı çıkarması gerekir..Bilinmelidir ki cahil halk yani avam, yalanla avutanı değil, hakikat ile korkutanı tercih eder.Her seçilen bir an gelir kızabilir. Bu sırada kendisinden sevgi göstermesi beklenmemelidir.Ama kızgınlığını frenleyebilirse bu ne kadar güzeldir.Seçilenin kendisini seçene hakaret etme, horlama, yanlış davranışlarda bulunma hakkı yoktur.Seçilen için seçen aslında bir velinimettir.Seçilenler yürüyerek çok ses çıkarmak zorundadır.Ama maalesef oturanların daha çok ses çıkardığı bir dünyada yaşıyoruz. Seçilen yeri geldiğinde kırk parça olabilmelidir. Her etkinlikte hazır bulunmaya çalışmalıdır. Bir seçilenin bir günde bir cenazeye,bir düğüne,bir askere uğurlamaya,bir Mevlide,bir açılışa,bir karşılamaya ve uğurlamaya katılması mümkündür. Bu seçenleri bir nebze olsun mutlu kılar.. Seçilen için en büyük tehlike kibiri ve inkarıdır.Bir seçilenin iyi ün bırakıp gitmesi,altın yaldızlı saraylar bırakmasından daha hayırlıdır.Her seçilen, zihnin arı, kitabın çiçek,dünyanın kovan olduğunu bilmelidir.. Seçilen için tek yol, bal yapmak,üretmek,hizmet vermektir..Seçilen tatlı dille başarıya ulaşılacağını,hırçınlığın kendisine sıkıntı vereceğini aklından hiç çıkarmamalıdır.Seçilen mütevazı olmalıdır. Yeri geldiğinde bir delinin koluna girebilmeli,bir hastanın başucunda oturabilmeli,bir başarıyı kutlayabilmeli, hizmet verdiği belde,şehir,Büyükşehir,köy ve mahallede gönüller alabilmelidir.
Son açıklanan verilere göre önümüzdeki yerel seçimlerde ülkemizde 57 milyon 93 bin 985 seçmen oy kullanarak belli düzeyde yerel yöneticileri seçecektir.. Seçmen oyunu kullandıktan sonra seçilenler belli olacaktır.. Seçmenin görevi de bundan sonra artık yeni bir seçime kadar beklemek ve görmek olacaktır. Bundan sonra artık top hep seçilenlerdedir. ..
Ben bu aziz millete,bu yüce devlete yıllarca öğretmen olarak hizmet verdim. Seçenler ve seçilenler beni bağışlasın. Bazen karşımdakileri öğrencilerim zannediyorum.. Yazdıklarımı naçizane bir öğüt olarak ta kabul etsinler. Ben hep Halife ,Hz. Ali gibi yaşadım. Yaşıyorum.. Tevazuda yer kadar alçak olmayı yeğlemişimdir.Bu yerel seçimlerde de kardeş olduğumuzu unutmayalım ,terbiyeli bir mücadelenin içinde kalalım..Kütahyalı olarak nereye bakarsak bakalım 4O kişiyiz. Birbirimizi üç aşağı beş yukarı biliyoruz.Yukarı tükürsek bıyığımız,aşağı tükürsek sakalımız Birbirimizi kırmadan,kalpleri yaralamadan şu badireyi de hayırlısıyla bir atlatalım. Sonra Allah kerim.
NİHAYET TAVŞANLI’YA BİR FAKÜLTE
Fakülte özlemi Tavşanlı’da yıllardır vardır. Bir zamanlar GLİ Müessesesi dev bir kuruluşken” Maden Fakültesi” gündemdeydi.Tam da Tavşanlı’ya yakışacaktı.Ama olmadı. Kayaboğazı Barajı’nın bitirildiği ve barajda su toplanmaya başladığı günlerdeydi “ Su Ürünleri Yüksek Okulu” diye bir Yüksekokul gündeme gelmişti..Ama o da gerçekleşemedi.. Dediler ki.” Tavşanlı 65’i ormanlarla kaplı bir ilçe. Kütahya’nın da en büyük ilçesi. Kütahya’nın çok sayıda köyü de orman köyü. Öyleyse bir” Orman Fakültesi Tavşanlı’ya yakışır” denildi. O da lafta kaldı.
Resmi Gazete’nin 11 Ocak 2O19 tarihli nüshasında ‘ Bazı Enstitü,Fakülte ve Yüksekokulların kapatılması hakkındaki 576 sayılı karar’ çerçevesinde Kütahya Dumlupınar Üniversitesi bünyesinde “Tavşanlı Uygulamalı Bilimler Fakültesi”kurulmasının hükme bağlandığı haberi çıktı. Uygulamalı Bilimler Fakültesi’nin Tavşanlı’nın ekonomisine ,eğitim kalitesine kültür ve sanat hayatına büyük katkılarının olacağı şüphesiz.Sayın DPÜ Rektörü Prof. Dr.Remzi Gören de aynı görüşte.Sayın Gören bu konuda bir açıklama da yapmış.Aynen.”Bu karardan dolayı,öncelikle sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan’a,Yükseköğretim Kurulu başkanı sayın Prof. Dr. Yekta Saraç’a teşekkür ediyorum Tavşanlı Uygulamalı Bilimler Fakültesi’nin kurulmasında emeği geçen üniversitemiz senato üyelerine, Tavşanlı Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu yönetimine,Tavşanlı Kaymakamlığına Tavşanlı Belediye Başkanlığına,Tavşanlı Ticaret ve Sanayi Odası ‘na da ayrıca teşekkürlerimi sunuyor,alınan bu kararın üniversitemize ,Tavşanlı’ya Kütahya’ya hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuşmuş. Ben de aziz Tavşanlı halkı adına sayın rektörümüz Prof. Dr. Remzi Gören Beyefendi’ye hassaten en samimi teşekkürlerimi sunmak isterim.
Bu karar, 2O19 yılı başında alınan bence en büyük ve en güzel haberdir.Sevgili Tavşanlılıların bundan haberleri var mıdır bilmiyorum. Ama ben de bu vesileyle Tavşanlılıların çok sevdiklerine inandığım kaymakamımız sayın Yüksel Kara’ya, belediye başkanımız sayın Mustafa Güler’e, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanımız sayın Davut Efe’ye teşekkür ediyorum. İnanıyorum ki Tavşanlı’da sayın kaymakam,sayın belediye başkanı ve sayın Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı kafa kafaya verdiklerinde,bir araya geldiklerinde daha nice güzel şeylere tanık olacağız. Tavşanlı ile Kütahya’nın tam ortasında yer alan( her iki yerleşim birimine eşit uzaklıktaki) Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nin ne denli önemli olduğuna bir kez daha tanık oluyorum.