T A R H A N A
Bülent Alpagut
- 05062218413
T A R H A N A
Tarhana, içine domates, kırmızı yeşil biber, kuru soğan, kokulu otlar( tercihe göre),süt ,yoğurt bulgur( tercihe göre) mayalanmış ve kurutularak ufalanmış hamurdan yapılan çorba malzemesidir. Farsça’da adı Terhane’dir. Ülkemizde eskiler bu çorba malzemesine “ Darhane” der. Bu ifade ekonomik sıkıntı çeken, darboğazda bulunan, yoksul ailelerin bu çorbalığa koyduğu isimdir.
Tarhanalık yani tarhana malzemesi bayanlar tarafından özenle seçilir ve satın alınır. Tarhana hazırlığı ise bambaşkadır. O günde birkaç komşu veya daha kalabalık bir bayan topluluğu bir evde buluşup görev bölümü yaparlar. Eller bol suyla tertemiz yıkandıktan sonra bir dua yapılır. Bu çorba malzemesinin sağlık ve afiyetle yenilmesi yüce Yaradan’dan niyaz edilir. Besmeleyle işe girişilir. Çorbalık malzemesi tıpkı ekmek, pasta hamuru kıvamına geldik -ten sonra temiz bir bezin, genişçe bir tepsinin içine ceviz büyüklüğünde ,küçük lokmalar halinde bırakılır. Çorba malzemesi bir süre dinlendirilir. Kıvamı geldiğinde de pamuk eller harekete geçer. Kurumaya başlayan çorba malzeme-si ufalanır. Tercihe göre çorba malzemesi susam büyüklüğünde, toz şeker gibi, un haline getirilir. Acılı tarhana sevenler çorba malzemesine bol acı biber katar. Acı sevmeyenler ise acıdan kaçınır Bir de çorbalık malzemenin kurutulma aşaması vardır. Ya güneşte( Tepsilerin üzerine cam konularak) ya da normal oda sıcaklığında temiz bir çarşafın, bir temiz bez üzerine yayılarak kurumaya bırakılır. Bu sırada çevreye mis gibi bir koku yayılır. İnsana” Yeme de yanında yat” dedirtecek kadar bir keyif verir. Acı tarhana için.” Tarhana tartar, boğazımı yırtar, baklava kardeş gel beni kurtar” tekerlemesi bile yapılmıştır. Simav’da bir deli Ahmet vardı. Garibe acı bir tarhana içirmişler. Anlatılırdı. Deli Ahmet çorbayı içerken:” Dayan kara büzük yıldırım çorbasına” dermiş. Yani acının bir yerlerine sıkıntı vereceğini bu şekilde anlatırmış..
Ben tarhana çorbasıyla Tavşanlı’da tanıştım. 1946 yılında babam Tavşanlı’da Orman İşletmesi Avukatı olarak göreve başlamıştı. Annem rahmetli doğru dürüst tarhana çorbası pişiremezdi. Bu işin erbabı olmak gerekiyormuş Tavşanlı’da o yıllarda bir avuç esnaf vardı. İşyerine her öğle vaktinde evden birileri bir sefertası içinde tarhana çorbası, turşu ve ekmek getirirdi. Esnafın öğle yemeğinde menü bu olurdu. Kütahya İli tarhana çorbasının bol tüketildiği, sevilerek yenildiği bir ildir. Kulakları çınlasın 1983-1987 yılları arasında bir ilköğretim müfettişimiz vardı. Samsunlu. Kamil Gündüz. Halen Samsun’da emekli. Tarhananın Tavşanlı’da ünlü olduğunu duymuşlardan. Okulumuza teftişe geldiğinde kulağıma yavaşca eğilerek.” Bülentciğim yakınlarda iyi bir tarhana çorbası pişiren hanım var mı?” dediğinde hemen komşumuz Tokerim Ailesi’nin büyüğü ,öğrencim Nesrin Tokerim’in annesine haber salardık..Teyzemizden bir tencere dolusu tarhana çorbası gelirdi.Bugün ülkemizin muhtelif yörelerinde tarhana revaçtadır. Şimdi diyeceksiniz:” Peki tarhananın vatanı neresi olabilir?” Benim araştırmalarıma göre İran’dır.Hatta Simitin de vatanının İran olduğu söylenir. Dikkat edilirse gerek tarhana gerekse simit garibanların yiyeceğidir.İran da yıllar öncesinin az gelişmiş bir ülkesiydi.Sonra Osmanlı bu çorba malzemesine ilgi duymuş. Cumhuriyet ilan edildikten sonra da tarhana çorba malzemesi olma özelliğini koruyarak bugünlere gelinmiş. Şimdi dikkat ediyorum 1953 yılında sessiz sedasız Kütahya’nın bir parçasıyken il yapılan Uşak tarhana konusunda bir hayli ileri durumda. Tarhanadan ekmek yiyor.. Tarhanayı ev hanımları gelir kapısı yapmış.Reklam da iyi olunca Uşak Tarhana konusunda istediğini almış.Yani Kütahyalının yapamadığını yapmış.
Tarhana geleneği Uşaklılara Kütahya’dan gelmektedir.Tavşanlı da Kütahya’nın bir parçası olduğuna göre başta Kütahya merkez olmak üzere Kütahya’nın merkez dışında 12 ilçesi halkının tarhanaya bir şekilde ilgisi,yakınlığı vardır.Bugün de Kütahya’nın dört bir yanında esnafın yemeklerinden bir övünü tarhana çorbasıdır.Yanında turşu da varsa tadından yanına varılmaz.Şimdi Kütahyalı bayanlara bir görev düşüyor. Artık ülkemizin bir çok yöresinde :” Ünlü Kütahya Tarhanası” adını duyma zamanı gelmiştir.Kütahyalı tarhanada hak iddia etme durumundadır.Ben olsam Tavşanlılıların leblebinin patentini aldıkları gibi Kütahya’ya bağlı tüm ilçelerin tarhana konusunda harekete geçmelerinin tam zamanıdır.Yani TSE Belgesi almaları gerekmektedir. Bu bir savaştır. Hodri meydan. Neden ülkenin bir çok yerinde üzerinde Domaniç,Altıntaş, Hisarcık,Emet, Çavdarhisar,Simav, Gediz, Domaniç,Aslanapa, Pazarlar, Şaphane,Tavşanlı adları bulunan tarhana torbaları,paketleri satılmasın ki ? nereye baksanız bir kg tarhana 20 liradan satılıyorTaş atıp kolun mu yorulacak?.” At binenin,kılıç kuşananındır”Hakkını aramayan hiçbir konuda iddialı da olsa haklılığını ispat edemez. Bakın Tavşanlı” Leblebinin vatanı Tavşanlı’dır.Leblebinin piri Şeyh Murat Gazi’nin makamı Tavşanlı’dadır. Leblebinin patronu benim,” demeseydi leblebi için TSE Belgesi alabilir miydi? Bütün hemşehrilerime tarhanalı güzel günler diliyorum.