25 Ocak 2019 - Cuma

Muhtarlık

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 15 dk.
2926 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News

            MUHTARLIK VE MUHTARLARIMIZ 

 
              Her köyün ve her mahallenin bir muhtarı vardır. Nerede bir muhtarlık tabelası asılıysa orada bir muhtarın  mutlaka görev yaptığı  düşünülür. Muhtarlık ,muhtarın görev yaptığı yerdir. Ülkemizde derme çatma binalarda,barakalarda,konteynırlarda,güvenliği sağlanmamış  köşelerde muhtarlıklar vardır. Ama hiç kimse düşünmez ki bu muhtarlıklarda çok önemli bilgiler vardır. Muhtarlıklar bir banka ATM’si kadar  bile korunmamıştır ve de korunmaz.Çoğunda çelik dolap bırakın ahşap dolap ta bulamazsınız. Ama  bir muhtarlıkta,muhtarın odasında en azından bir Atatürk fotoğrafı vardır.Dolaplarında imece ve seçmen listelerini bulabilirsiniz. İşin garibi  muhtarlıklar bürokratların,birim müdürlerinin,şeflerin,müfettişlerin,görevli memurların  önem verdikleri yerlerdir. Bir gün inşallah her il,ilçe,belde merkezinde  ve köyler ve mahallelerde  muhtarlarımız için örnek oda ve salonları göreceğiz. Bugüne kadar bu konuya değinmeyenler utansın.Neden muhtarlıklar için bir bina düşünülmemiş ki? Her muhtarlığın önünde bir gönder. Gönderde bir Türk Bayrağı vardır.Muhtarlıklar bir anlamda resmi daire konumundadır.Yarın bir gün yine binlerce kişi muhtarlıkları ziyaret edecek ve seçmen listelerini karıştıracaklardır.Muhtarlar tıpkı imamlar,doktorlar gibi fıkralara konu olmuşlardır.Ben de bile en azından 5O muhtar fıkrası var. Her aklıma geldiğinde tebessüm ederim..Muhtar sözcüğü ,ağır bir sözcüktür. Beğenilmiş,seçilmiş,seçkin,mümtaz sözcükleriyle taçlandırılmıştır.  Bir zamanlar köylerde en ünlü bayanlar muhtar eşleri ve yakınlarıydı. Şimdi de öyledir.  Muhtarın merkebi bile şanslıdır. Dokunulmazlığı vardır..Muhtarın mührü ise her zaman  deri bir kılıfın,mühür torbasının içindedir. Bu mühür bir muhtar için altından, pırlantadan da değerlidir.Mühürü alma canını al. Ben mührünü geri vermesi için kaymakamlığa davet edilen bir muhtarın mührünü vermemek için yuttuğunu bilirim. Eskilerde köylerimizde üçlü olarak nitelendirilen bir yönetim vardı. İmam,muhtar ve bekçi   önemli kararların alınmasında etkili isimlerdi. Sonraları bekçinin yerini köy öğretmeni aldı. Ben Kayseri’nin Erkilet Bucağı’na bağlı Emmiler Köyü’nde iki öğretim yılı boyunca muhtar ve imamla birlikte  mevlitlere,askere uğurlamalara,düğünlere, sünnet törenlerine,ad koymalara, Arap aşı günlerine,kandil kutlamalarına ,Teravih Namazı’na , özel konukların ağırlandığı yemeklere  , çeşmeye su akıtılmasına,bağ bozumu etkinliklerine ,nişanlı kızların çeyizlerinin erkek tarafına satıldığı  toplantılara, bağ bozumuna,pekmez kaynatma günlerine,koyun kırkımına,ağaç dikimine,yağmur duasına,cenazelere, birlikte giderdik.Bu üçlü saygı gören bir üçlüydü.
             Her ne kadar muhtarlar :”Zor,baskı ve emir altında bulunmayan,dilediği gibi hareket edebilen,istediğini yapabilen” insanlar olarak  tarif edilebilirlerse  de aslında bu hiç te böyle değildir.Ben bir zamanlar, Kütahya valilerince kapıdan kovulan,yılmayıp bu kez  bu makama  bacadan giren  Tavşanlı’nın “ Vali” lakaplı Merkezyeniköy Muhtarını,bir zamanların bir siyasi parti başkanını köyünden kovan Derecik Köyü Muhtarını,bir zamanlar  herkesin korkusundan önünden geçmeyip arkasından dolandığı Çukurköy Muhtarı’nı, siyaseten  sempati duymadığı bir siyasi parti  iktidarının kazandırdığı  yoldan  gitmeyip eski taşlı tozlu köy yolunu tercih edip Kuruçay Köyü’ne gidip dönen  köy muhtarını,Jandarma Karakolunda  yere yatırılıp  dövülen Ovacık Köyü Muhtarı’nı , köyüne sıkça gelen  görevlileri krallar gibi ağırlayan,konuklarına”cuk” deyince süt,”cak” deyince et ikram eden  Ayvalı Köyü  M uhtarı’nı, THK’na gösterdiği hassasiyetten ötürü plaket almış Kızılçukur Köyü Muhtarı’nı, altı eşli,çok torunlu  Kadıköy Muhtarı’nı, köyünü ziyaret eden üst rütbeli bir komutanı  124 yaşındaki köyün en yaşlısını ziyarete götüren  Soluganlar Köyü Muhtarı’nı,Kocaçay taştığında  Beyköy Köprüsü altında balık avlarken zor durumda kalan zamanın hakimlerinden Emin Bey’i kurtaran Beyköy Muhtarı’nı,     Balıköy’den geçen trenlerde  özel kompartımanı bulunan Balıköy Muhtarı’nı ,.Siyaset sözcüğünün iki gidip bir kıç atmak olduğunu ifade eden  Şahmelek Köyü Muhtarı’nı,  Aliköy’ün ünlü’ Kel Berber’ ünvanlı Muhtarını,her gün bir aynanın karşısından ayrılmayan,kendini saatlerce  seyreden kazın yaşadığı  Çakıllı Köyü’nün Muhtarı’nı, Köyde kadastro çalışmaları yapılırken görevlilere  imece olarak yemek dağıtıldığı günlerde  konuklara layık bulmadığı komşularca gönderilen  yemekleri yavaşcacık muhtarlık yanındaki bahçeye döken Çardaklı  köyü  muhtarını, bir yemek sırasında  tabancasını çekip yanındaki misafiri kalçasından vuran Sekbandemirli Köyü Muhtarı’nı, 198O Askeri Darbesi günlerinde  köyünde  silah araması yapılırken büyük   sıkıntılar  yaşayan  Tepecik Köyü Muhtarı’nı, Göbel Köyü’nün zaman zaman uyuyakalan muhtarını,Kayıköy’ün Koca Ahmet lakaplı muhtarını,Dedeler Köyü’nün.” Ya Muhammet Ya Ali” dediğimde:” Eyvallah” diyen muhtarını, zamanın RP döneminde , bakan H. İbrahim Çelik’ten köydeki yarım kalan camisine önemli miktarda para koparan Çobanköy Muhtarı’nı, Köyünde ilk kez turşuluk hıyar üretimini gerçekleştiren Karapelit Köyü Muhtarı’nı,TV yayınlarını, köylülerine ilk kez izlettiren Bozbelen Köyü Muhtarı’nı,Köylü yurttaşlara  köy yakınlarında GLİ Bandosu’na konser verdirten Dümrekhüseyinpaşa Köyü Muhtarı’nı, Tavşanlı’ya köyünden traktörle gelip giden Vakıf Köyü Muhtarı’nı, GLİ’nin ünlü misafirhane görevlilerinden .köyüne şehitler anıtı diktiren Derbent Köyü Muhtarı’nı, Dudaş Köyü’nün Kel Muhtarı’nı, birkaç hane kalan  Alpagut Köyü’nün muhtarını iyi tanırım……
          Bir köy veya mahalle halkı tarafından  o köy yahut  mahallenin kanunla  belirlenmiş  idari işlerini  yürütmek için  seçeceğimiz   Tavşanlı İlçesi’ndeki 127 Köy ve mahalle muhtarından büyük bir bölümünün 31 Mart günü yapılacak yerel seçimlerde  yeniden görev almayacağını biliyorum. Muhtarlık kolay bir meslek değildir. Bakmayın siz muhtarlar için :”  muhtarlardaki  sorumluluk,yetkiler Cumhurbaşkanında bile yok” diye cila çekenlere.Muhtarlık zor bir görevdir. Paralı da olsa ,maaşı da olsa zordur.” Damdan düşenin halinden ancak damdan düşenler anlar” sözü doğrudur.Muhtarlık yapmayan muhtarlığı bilmez.
           Muhtarlık müessesesinin yüksek tahsilli,dil bilen,bilinçli,çalışkan insanlarla değer kazanacağına inanıyorum. Muhtarların  yerine göre sayın valilerin ve kaymakamların eli,kulağı olduğuna da  inanıyorum.Ama bir şeye dikkat etmek zorundayız. Muhtarların rozeti sadece Türk Bayrağı  olmalıdır. Muhtarlar kesinlikle taraf tutmamalıdır.Muhtarlar bizim ortak paydamız,asgari müşterekimiz,olmaz ise olmazlarımızdır.Bugüne kadar hizmet verenlerine teşekkürler. Ebediyete göçenlere de rahmet diliyorum. Yeni seçilecek olanlara da  Allah Hz. Ali kuvveti  versin……

MANTAR  VE   TAVŞANLI  

               Mantar,Yunanca’da (Manitari)  Pek çok çeşiti olan,yapraksız ve çiçeksiz bir bitkidir,” Ak mantar”,”Kızıl mantar”,”Çayır mantarı”,” Melki” ,” Kültür mantarı” gibi türleri iyi bilinir, Ama zehirli olanlarından uzak durulmalıdır.Rahmetli Tema Tavşanlı Gönüllü Temsilcisi  arkadaşım,eski belediye başkanlarından,eğitimci-yazar Fevzi Coşgun ne zaman bir araya gelsek sözü döner dolaştırır mantara getirirdi. Mantarı en iyi bilenlerin koyun ve keçi olduğunu söylediğinde gülüşürdük.Tavşanlı’da özellikle “Kültür mantarı” konusunda insanımızın neden bir şeyler yapmadığını anlayamadığını söylerdi.O’na göre  özellikle “ Kültür mantarı”Tavşanlı için bir gelir kapısı olabilirdi.
                Yıllar öncesiydi. Tavşanlı’da Ayper Toper adlı çevreci bir İlçe Tarım Müdürü vardı. Ailecek görüşürdük.Mesai bitiminde beni de yanına alır yakın köylere götürürdü.O’nun döneminde de  kulakları çınlasın Cevdet Ekmekçi Tavşanlı Kaymakamıydı. 
                Bir gün beraberce ilçeye bağlı Göbel Köyü’ne gitmiştik, Rahmetli Hasan Hüseyin Erköse’nin evinin kapısı  önünde indiğimizi,  geniş bir kapıdan içeri girdiğimizi anımsıyorum. Burnumuza kesif bir gübre kokusu gelmişti.Avlunun bir köşesinde at,merkep gübresi yığılıydı.Anlayamamıştım. Meğerse rahmetli Erköse  kültür mantarı üreticiliğine soyunmuş Hatta bir yerlere kadar gidip bu konuda bilgiler de almış.. Rahmetli Ayper Bey’le de randevulaşmışlar.Gidişimizin nedeni de bu.     
                 Evin karanlık bir salonuna girdiğimizde  sıra sıra raflar üzerinde onlarca kültür mantarı  ile karşılaşmıştık.Ben kültür mantarının nasıl üretildiğini  ilk kez bu köyde,rahmetli Erköse’nin evinde gördüm ayrılırken rahmetli  birer torba içine  hem rahmetli Toper’e hem de bana kültür mantarı  sunmuştu. Mantarlar çok sağlıklıydı, Demek ki Tavşanlı’da kültür mantarı üretilebilecekmiş,
                 Sonra duydum ki sevgili H.Hüseyin Erköse bu işi bırakmış, Proje  doğduğu gibi ölmüş  başarısız olunmuş başarısızlığın tek nedeni  üretilen  kültür mantarının piyasada gereken ilgiyi görememesi. Eğer sponsor bulunabilseydi, rahmetli Erköse’nin elinden tutulabilseydi  bu mantar ilçe dışına pazarlanabilirdi . Halbuki bugünün Tavşanlılısı mantarı  çok seviyor, Doğadan da zamanı geldiğinde bizzat  topluyor, getirileni satın alıyor ve tüketiyor. Her markette ve sebze ve meyva pazarlarındaki sergilerde kültür mantarı da var,
                 Eğer rahmetli “harç bitti, Yapı paydos” demeyip ısrarla üretim yapabilseydi, ürettiğini  piyasaya sürebilseydi, kültür mantarını pazarlayabilseydi bugün Göbel Köyü kültür mantarı üretiminde söz sahibi olabilirdi. Tavuk ve yumurta üretiminin başarıyla yapıldığı bu köyümüzde kültür mantarı olayı da rahmetli ile birlikte kapandı gitti.
                  Rahmetli Ayper Toper Balıköy’de susam ekimini de teşvik edendir. Bir zamanlar Balıköy ve havalisinde çok miktarda alana susam ekimi yapılırdı. Rahmetli babam ve rahmetli av arkadaşları bu susam tarlalarında az mı keklik avlamıştı.
                   Tavşanlı’da yarım kalan projeler olmuştur. Örneğin kafes tavşancılığında başlatılan çalışmalar fiyaskoyla sonuçlanmıştır. Moymul Mahallesi’nde Pekin ördeği üretimi ümit vericiydi.Ama sonu gelmedi. Karapelit Köyü’nde turşuluk hıyar üretimi yapılmış ama  üretilen turşuluk hıyarlar elde kalmıştı. Bu da üreticiyi üzmüş ve  ümitler suya düşmüştü.
                    Tavşanlı   çalışkan,cesur,yetenekli  ziraat mühendislerini bekliyor. Her ziraat mühendisi bir proje anlamına gelir. Her ziraat mühendisinin kafasında nice projeler yatmaktadır. Önemli olan bu mühendisleri bulmak,kafalarındaki projeleri hayata geçirmek olmalıdır. 

    HÜSNÜ ORDU  BARIŞ MANÇO ADINI BİR ÜST GEÇİTE 
           VERİRKEN TAVŞANLI HALKI’NIN HASSASİYETİNE
                 TERCÜMAN OLMUŞ TEK BELEDİYE BAŞKANIDIR
 
                   Birkaç günlük zorunlu bir Tavşanlı ziyaretim esnasında  oğlumla “ Barış Manço Üst geçiti”nin altından geçiyoruz. Aklıma bir an ,   Ocak ayının 2. günü   yaşasaydı doğumunun 76.  yıldönümünü kutlayacaktık yitirdiğimiz  şarkıcı,sanatçı,besteci,söz yazarı,Tv programcısı ve sözcüsü, köşe  yazarı,devlet sanatçısı,ve kültür elçilerimizden  Barış Manço geliverdi.
                   Hey gidi Koca Barış  ne güzel insandın sen. Barış Manço’yu Tavşanlılılar severdi. Birkaç kez Tavşanlı’da konser vermişti. O  zamanlar Tavşanlı’da sinemalar vardı. Bu sinemaların  çok güzel sahneleri olurdu, Perdeyi açtığında bu sahneler ortaya çıkardı. Kapattığında da sinema perdesine dönüşürdü . Ben İstasyon Caddesi’nde rahmetli sanayici iş adamlarımızdandı İbrahim Gültekin’in sinemasında bir konserini izleyenlerdenim. Ünlü sarkık bıyıklarıyla,uzun saçlarıyla,ellerindeki parmaklarında yüzükleriyle kendi şahsına münhasır bir sanatçıydı. Kabri Cennet olsun. Sanırım  Önümüzdeki 2O19 yılının Şubat ayının ilk günü vefatının  2O.Yıldönümüdür.
                    Barış’ın Tavşanlı’da ne denli sevildiğini iyi bilenlerden birisi de zamanın Belediye Başkanı Hüsnü Ordu’dur, 1994-2OO2 yılları arasında iki dönem başkanlık koltuğunda oturan sonra da Kütahya Milletvekili olarak TBMM’ne giden evladımız Hüsnü Ordu  Tavşanlı Halkı’nın Barış Manço hassasiyetine  tercüman olarak anlamlı bir jest yapmıştı. Çevre yolu üzerinde bugün de mevcut olan” Barış Manço Üst Geçiti”      bir anlamda  sayın Ordu’nun teklifi  Belediye Meclisinin oy birliğiyle alınmış bir karar sonucu  inşa edilmiştir ve   bu değerli sanatçının adı bu şekilde ölümsüzleştirilmiştir.
                   Dünya üzerinde her kıtada ,her ülkede az çok bir Barış Manço sevdalısı bugün de vardır. Ama özellikle Japonlar Barış Manço’yu çok severdi. Bilmiyorum ülke bazında başka  yerlerde de Barış Manço adını taşıyan bir şeyler var mıdır? Ama Tavşanlı’da vardır. Mevcut geçit bir semboldür. Üzerinden geçen var mıdır bilemem ama  önemli olan geçitin üzerinden geçip geçmemek değildir. Önemli olan bu ismin Tavşanlı’da bir şekilde  bir yere konulmasıdır.  Bu vesileyle değerli kardeşim,belediye başkanımız,milletvekilimiz  ve sporseverlerimizin gönlünde taht  kuran Hüsnü Ordu’ya en samimi selam ve sevgilerimi sunuyorum.  Türkiye’de Rock Müziği’nin öncülerinden Anadolu Rock  Türünün kurucularından  çocuklarımızın gönlünde  taht kurmuş Barış Manço’nun  ilelebet yaşayacağına  ve yaşatılacağına olan  inancımı koruyorum. İnsanlar unutulunca ölürler. Önemli olan unutmamak ve unutturmamaktır.Türk Halkı’na tercüman olmuş bu aziz insana Allah’tan rahmet diliyorum.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları