06 Temmuz 2024 - Cumartesi

MUM DİBİNE IŞIK VERMEZMİŞ

MUM DİBİNE IŞIK VERMEZMİŞ

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 6 dk.
92 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News

 

    Tavşanlılı  kendi öz evlatlarından gereğince yararlanmış mıdır? Yararlanmakta mıdır? Yoksa yararlanmayı düşünmemekte midir? Bu sorulara ilginç yanıtlar alabiliriz.  Öyleyse ise  ilk  soruyu kendime sorayım ve yanıtını da kendim vereym;Bana göre  Tavşanlılı öz evlatlarından gereğince  yararlanamamıştır. Buna birçok örnek verebilirim. 
     Bakın; 19 Mahalleye sahip Tavşanlı Belediyesi’nin  okuma-yazma oranı bir hayli yüksek  Moymul Mahallesi var.  Her ne kadar Tavşanlı Belediye Sınırları içinde bir mahalleyse de  kendine özgü gelenek ve görenekleriyle,yaşam tarzıyle, hatta şivesiyle  sanırsınız Tavşanlı’ya komşu bir başka yerleşim birimidir.  Bugün bile Tavşanlı ‘da işyeri bulunan,çeşitli birimlerde,kurum ve kuruluşlarda görev yapmış olanlar,halen de yapanlar  mesai bitiminde  Moymul Mahallesi’ndeki evlerine dönerlerken,hele bir kendilerine sorun  ve nereye  gittiklerini sorun bakalım, size ne diyecektir? :” Moymul’a gidiyorum” yanıtını verecektir. Sanırsınız bir başka yerleşim birimine gitmektedir.
      Bu mahalle ne yiğitler,ne kocaman yürekliler,ne yeri kolay kolay doldurulamaz evlatlar yetiştirmiştir.  Bazen düşünürüm de  Moymul Mahallesi’nde doğan,büyüyen,başarılara imza atmış niceleri acaba  manda kaymağından ve  tereyağından mı,yoksa leziz büyükbaş hayvan sütünden mi,tadına doyum olmayan yoğurttan  mıdır bilinmez böyle  akıllı ve çalışkandırlar.
      Çünkü bu mahalle sakinlerinin büyük bölümünün  uzun yıllar  evlerinde,bahçelerinde,tarlalarında en azından birkaç büyükbaş yetiştirdiklerini herkes bilir. Öyle ki Tavşanlı-Tunçbilek eski yolunda  bazen  bu mahallenin  bini mütecaviz büyükbaş hayvanları  yolun bir tarafından  diğer  tarafına geçtiği sıralarda trafik  8-10  aksardı.  Gün geldi  bu büyükbaşların bu yolun altından açılan bir yer altı geçiti sayesinde  doğal Mera Moymul  Ovası’na gitmelerine olanak sağlanmıştı.Diyeceksiniz o Moymul nerede? O Moymul yok ama  Moymullu hala var. 
     Ben  merhum Cemal ile İzmir’e yerleştikten sonra daha çok beraber olanlardanım. Bornova Merkez’de Büyükpark’ta   ikamet ettiği dairenin alt katında ofisi vardı.  Burada   çeşit çeşit ziraat ilaçları bulunurdu.Merhum Cemal Sarıcan uzun yıllar Türkiye ile Almanya arasında köprü olmuştur. Çeşitli uluslar arası toplantıları kaçırmazdı.  Mesleğinin gereğini yapardı. Fikirlerini sunar,tartışmaya açardı.  O kadar çok tespitleri,teşhisleri vardı ki bunları kitaplaştırmasını istediğimde bir gün geldiğinde bunu yapacağını söylerdi. O gün gelmedi ve ömrü de vefa etmedi. Kendisiyle İzmir yakın ve uzak çevresinde besi tesislerini,fabrikaları,çeşitli tesisleri sık sık ziyarete giderdik.  Birçok büyük besi tesisi sahibi  kendisinden çok istifade etmiş,kazanmış,kazandırmıştır.  Ülke ekonomisine katkıda bulunmuştur.  Bir dişi büyükbaşın hangi besinlerle,takviye ürünlerle  yetiştirileceğini bilirdi. Süt veriminin artması için  değişik formüller hazırlar ve bunları besi tesisi sahiplerine verir ve  takip ederdi.  En son olarak” ET” Başlıklı mükemmel bir kitabı çıkmıştı.  İnanın ilgi alanım olmamasına karşın bu eseri birkaç kez okumak fırsatı bulmuşumdur.  Bir okulda ders kitabı olarak ta okutulabilecek nitelikte bir eserdi.Bir ara  ‘büyük sitelerde,apartmanlarda haşaratla ilgili olumlu çalışmaları olmuştu.  Kimyasal ilaçlamanın bilincindeydi. Gerekeni en iyi şekilde yapanlardandı.   Prof. Dr. Cemal Sarıcan’dan çok uzağa gitmeye gerek yok; Kütahya bile yararlanamamıştır.  Hani ünlü bir Atasözü vardır.” Mum dibine ışık vermez” derler,öyle olmuştur,mum dibine ışık vermemiştir. Keşke verebilseydi. Eğer sevgili kardeşim,merhum Sarıcan’dan gerekli yardımı alabilseydik Tavşanlı bugün büyükbaş tesisleriyle taçlanabilirdi. Sevgili dostum Süleyman Yılmaz gibi nice Süleymanlar Tavşanlı’nın ekonomik yapısının değişmez köşe taşlarını oluşturabilirlerdi.  “ Bilmiyorsan,bir bilene sor” diyen Atalarımız doğru söylemişlerdir.  Ama biz ne yapmışız?  Hem bilmemişiz hem de  sormamışız.   Bırakın Kütahya’yı sadece Tavşanlı bu evladının elinden tutabilseydi bugün manzara bir başka olabilirdi.  Vefatından önce  okul arkadaşlarıyle birlikte Bornova’da toplandığımızda bir gün Tavşanlı için en idealinin , bol süt veren yabancı ırk keçi üretiminde yattığını ifade etmişti.  Ama bizim insanımız yıllar içinde keçiyi düşman olarak görmüş,keçi insanlarımıza düşman olarak gösterilmiştir.  Kılkeçisinden söz ediyorum.  Ama sadece keçi ırkı kılkeçisinden mi ibarettir? Bugün komşu Emet’te Kaymakamlık- Belediye –üretici işbirliğiyle keçi sütü üretiminde rekorlar  kırılıyor. Bu keçi sütlerinden ünlü Emet Keçi peyniri üretimi gerçekleştiriliyor. Biz hali hazırda kocaman bir ova,Moymul Ovası ki doğal bir meramızdır,bir türlü ekonomimize katkısını  sağlayamadık.  İşte merhum Prof. Dr. Cemal Sarıcan gibi bir bilim adamımızdan,bir danışmandan  yararlanabilseydik böyle mi olurdu?  Bakın yeni bir Belediye Başkanı görevde.  Yeniden Refah Partili,vefalı insan,güzel insan merhum milletvekilimiz Ahmet Derin’in oğlu Ali Kemal Derin’in halen bir danışmanı yok.   Danışmanlık müessesesi gereklidir. Bunu yapmak zorundayız. Belediye başkanı her şeyi göremez,düşünemez,yapamaz. Projeleri hazırlayamaz,  Proje hazırlasa bile icraata geçiremez.   Keşke merhum arkadaşım Prof. Dr. Cemal Sarıcan sağ olsaydı da en azından Tavşanlı Belediye Başkanı sevgili Derin’in başdanışmanı bari olabilseydi.   Tren kaçmıştır.  Yeni trenleri  kaçırmamak zorundayız. Yoksa  kendimizi dımdızlak bir yerde  bulabiliriz.  Sevgili arkadaşımın  mekanı cennet olsun.  Kendisinden yararlanmayan,yararlanamayan, yararlanmayı aklının ucuna getirmeyenleri de burada  kınıyorum.        

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları