04 Eylül 2013 - Çarşamba

TAVŞANLI BELEDİYE BAŞKANLIĞINA TALİP OLANLAR

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 5 dk.
4660 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News

ÖNÜMÜZDEKİ  YEREL SEÇİMLERDE TAVŞANLI BELEDİYE BAŞKANLIĞINA TALİP OLANLARIN ÖNCELİKLE PROJELER SUNMALARI GEREKİYOR

Yerel seçimler genel seçimlere benzemez. Yerel seçimlerde seçmen hangi siyasi parti sempatizanı olursa olsun her gün yüz yüze olacağı , kapısı kendilerine ardına kadar açık, güler yüzlü, sempatik insanlar arar. Yerel seçimlerde kimin kazanacağına son 24 saatte karar verilir. Adaylardan her derde deva reçeteler istenir. Her derde deva projeler beklenir. Hiçbir adayın kara gözüne kalem kaşına , badem bıyığına bakılmaz. Koltuğa talip olanlar görevi bıraktıklarında tekrar halkın içine gireceklerinden tedbirli olurlar. Belediye Başkanlığı koltuğuna bugüne kadar kimler oturduysa hepsi de bir gün sade vatandaş  olacaklarının hesabını iyi yapmışlardır.

Gelmiş geçmiş bütün belediye başkanlarına oy verenler ve vermeyenler onlara hep “ Başkanım” demişlerdir. Belediye başkanlarının hepsinin herkes tarafından sevilmesi diye bir şey söz konusu değildir. Kimsenin de bir belediye başkanını sevecek diye bir lüksü de yoktur. Belediye başkanı önce kendisini sevdirmelidir. İnsanların duygu ve düşüncelerini okuyacak bir alet, cihaz veya aparat henüz icat edilmediği için insanın kafasının içi de okunamamaktadır.

Belediye başkanlarının herkesi memnun etmeleri mümkün değildir. Genelde başkanlar görev yaptıkları süre içinde dostlarını birer ikişer kaybederler.  Bazen öyle bir dargınlar ordusu doğar ki kendileri bile bunun farkına varamazlar. İnsanoğlu nankördür. Bir çok şey onu tatmin etmez. Belediye başkanlarına ağzına geleni söyleyenler olduğu gibi aşırı tezahüratlarda bulunanlar da olabilir. Ama iki yüzlüler daha tehlikelidir. Çünkü bunlar sayın başkanların ardından atıp tutarken sayın başkanı gördüklerinde ikiye katlanıp selam vermeyi ihmal etmezler. Belediye başkanlığı koltuğu dikenlidir. Bu koltukta huzurlu olmak kolay değildir. Bu koltukta oturanların geceleri doğru dürüst uyudukları da tartışılır. Bu nedenle belediye başkanlarının önce hizmeti düşünmelerinde yararlar vardır. Belediye başkanları yetim hakkı yememelidir. Haksızlıklara kapalı olmalıdır. Gönül almasını bilmelidirler. Sadece kendisine oy verenlerin değil oy vermeyenlerin de başkanı olduğunu hatırlatmaları gerekir.

Mehmet Serdaroğlu , Mehmet Boyacıoğlu, Ahmet Arıkan, Ahmet İğillioğlu, Halil Benli , Ethem Serdaroğlu, Tahsin Buruk, Mehmet Çakmak, Mustafa Baysal, Cemil Köylü , Hüseyin Kulluk, İbrahim Çırak, Saip Nalbantoğlu, İhsan Atakan, Sadık Penbe, Ömer Mutafoğlu, Enver Girgin, A. İrfan Bali, İhsan Şirin, Cemal Unsal, M. Gürsoy Subaşı, Fevzi Coşgun, M. Ali Cengizgil, Hüsnü Ordu, M. Zeki Akcan, A. İhsan Çakır Tavşanlılara hizmet veren başkanlardandır.   

Sayın Mustafa Güler de halen Tavşanlı Belediye başkanıdır. Tavşanlı’ya hizmet veren başkanların büyük bölümü hayatta değildir. Ama bugün bu başkanlar hakkında konuşulmaktadır. Kimisi hayırla anılırken kimi de eleştirilmektedir. Halen görev başındaki Güler gibi sadece altı başkan hayattadır.

                Her başkan Tavşanlı’ya bir çivi çakmış, bir taş döşemiş, bir ağaç dikmiş, yol yapmış, kanalizasyon döşemiş, istihdam yaratmış, projeler üretmiş , elini ve yüreğini taşın altına sokmuş, iyi günde , kötü günde insanımızla birlikte olmuştur.

Ben aziz Tavşanlı’ya hizmet verenlere şapka çıkarırım. Hayatta olmayan başkanlara Allah’tan rahmet diliyorum. Kimisinin önlerinde zeytin, ekmek , kimisinin peynir ekmek zeytin, kimisinin de zengin bir sofrası vardır. Bugünün güçlü belediyesi nerede? Hizmet verenler kendi yağlarıyla kavrulmuşlardır.  Ne kadar köfte o kadar ekmek misali çalışmışlardır. Bugünün ballı kaymaklı sofralarında kahvaltı yapanların daha çok hizmet verme mecburiyetleri vardır. Geleceğin başkanları ise daha çok çalımak zorunda kalacaklardır. Seçmen oy verip kazandırdıklarına karşı her zaman hassastır. Çalışmayana yeni bir şans vermez. Çalışanı ise korur ve gözetir. Desteğini esirgemez. Bu nedenle bu koltuğu işgal edenler kendi menfaatleri için değil, toplum menfaatleri için çalışmak zorundadırlar. En büyük toplum yargılayan, yargılanmasını bilen toplumdur. Hizmet verenlerin  her zaman böyle bir toplumdan tekdir veya takdir görmesi kadar doğal bir şey de düşünülemez.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları