23 Mayıs 2022 - Pazartesi

V A S I F

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 15 dk.
526 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News
                   V  A   S  I  F 
   Ünlü yazar-Eleştirmen yönetmen ,tiyatromuzun vazgeçilmezlerinden, sanatçı  sevgili  arkadaşım, Vasıf Öngören ,15 Şubat 1938  tarihinde Tavşanlı’da doğdu.Babası merhum Bedri Öngören(Tavşanlı Halkı kendisine Kürt Bedri derdi) GLİ  Müessesesi’nde   merhum Nadir Hakkı Bey ,  müessese  müdürüyken işe başlamıştı. Tavşanlı’nın simgelerinden Linyitspor da   bu müdürün zamanında kurulmuştu.. (Linyitspor’un kuruluşu 1940 yılı içinde gerçekleşmiştir).Vasıf’ın merhum babası Bedri Öngören de  Linyitspor kurulduğu günlerde Satış memuruydu. Müessesede 1 Temmuz 1940 tarihinde göreve başlamıştı. Silvan/ Diyarbakır  1314/tashih  1324(1908 ) doğumluydu.  Eşi Cemile Hanım yani Vasıf’ın annesinin üç çocuğu olmuştu. Veysel,Ferit ve  Vasıf’ı çok iyi tanırım. Merhum Ferit ile İstanbul’da da beraber olmuştuk. Ben o sıralarda İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğrencisiydim.   Ferit, Hukuk Fakültesi’nde okuyordu.Sonra avukat oldu.Bu  arada karikatür de çiziyordu. O da Vasıf gibi Kütahya Lisesi mezunuydu. Veysel’in 4,Ferit’in 2 çocukları olurken Vasıf’ın sadece Aslı  adında bir kız çocuğu oldu. O da  bugün ,İstanbul’da babası gibi  ünlü bir sanatçıdır.Merhum Vasıf, İlkokulu  ve ortaokulu  Tavşanlı’da okudu. Tavşanlı’da  o zamanlar lise olmadığı için benim gibi öğrenimini  Kütahya Lisesi’nde  yatılı olarak sürdürdü.   VASIF ÖNGÖREN  14 Mayıs 1994 tarihinde yurt dışında vefat etmiş,cenazesi Türkiye’ye getirilmiş ve  19 Mayıs 1994 tarihinde ,bir 19 Mayıs Bayramı’nda  İstanbul’da toprağa verilmişti. Vasıf Kütahya Lisesi’nin en çalışkan öğrencilerindendi. Biz uyduruk hikayeler okurken O  ünlü yabancı  yazarların ,romancıların,öykü yazarlarının kitaplarını okurdu.. Edebiyat öğretmenlerimiz( Merhum Davut Bey  ve diğerleri) O’nun  kompozisyonlarına 10 numara verirlerdi. Hani “ Adam olacak çocuk…’dan . belli olur “ denilir ya,Onun gibi Vasıf  gelecekte nasıl bir değer olacağını daha lise yaşlarında  belli etmiştir. Lisenin tiyatro kolundaydı. Birçok piyeste beraber oynamıştık. Hatta Kütahya Lisesi Tiyatro Kolu Emet,Gediz ve Simav’da  birçok eseri sahnelerken Vasıf’ın  engin bilgisinden,deneyiminden yararlanılmıştır. 
       Merhum Vasıf’ın okul arkadaşlarından  çoğu bugün hayatta değil.Arkadaşları;  Ben dahil iki elin 10 parmağı kadarız.   Mutlu Mutlu,Murat Or,Şener Sarıcı,Yılmaz Sezek, Safter Özbek, sanatçı  Yavuz Özkan,Moymullu M. Ali Özel,  Şaphaneli Hulusi Gündüz,Gedizli Akif Akkuş,M.Ali Er, Simavlı Akın Simav,Ertan Bingöl, Emetli Hakkı Akın, Ali Öztürk, Batı Trakya Türkleri’nden Niyazi Ali, Erkan Akbaytugan, Erdoğan İçten, Çetin Bilensoy, Bülent Torun, Celal Akpınar, Doğan Karaağaoğlu, Ferhan Tunçbilek, Sabahattin Okdelen( Sabuş),Şimşek Alöç,Cemal Sarıcan, Lütfü Torun, Hayrettin Beydemir   merhum Vasıf’ın arkadaşlarıdır.. 
       Kız arkadaşlarımız da vardı.  Sevgili Türkan,İlhan, Ercan, İlkin, Güler  aklıma ilk geliverenlerdir. 
       Vasıf,bildiğim kadarıyla her yıl vefatının  yıldönümlerinde bazı şehirlerimizde çeşitli etkinliklerle hatırlanmakta,anılmaktadır.  Kızı Aslı ve  amca oğlu Nusret ile telefonlaşıyoruz. Ben merhum Bedri Öngören’i Linyitspor’a  verdiği  katkılardan ötürü  her zaman rahmetle anarım. Çünkü zamanın müessese  müdürleri Linyitspor’u bu  merhum satış memuruna teslim etmişlerdir.  O,Linyitspor’un  babası gibiydi. Futbolcuları evladı kadar severdi.  Deplasman maçlarına giderken takımla beraber gider,takımın kaldığı otelin kapısında nöbet tutardı. Linyitspor’un birçok başarısında  O’nun  katkısı büyük olmuştur. VASIF ta  Kütahya Lisesi Futbol Takımında da   top koşturmuştur.   Kütahya  Lisesi Futbol Takımının  Kütahya’da yenilmez bir armada  olmasında  emeği vardır. Birçok  mevkide oynardı . 
       Merhum Vasıf lisede gizli gizli sigara içen öğrencilerdendi.   Zaman zaman yapılan kontrollarda ceketinin cebinden tütün kırıntıları çıkmış,bu nedenle zor durumlarda kaldığı olmuştur. O da birçoğumuz gibi  merhum Fransızca öğretmenimiz Kasım Tarım Hoca tarafından  cezalandırılmış,yanaklarında güller açanlardan olmuştur. O zamanlar Kütahya ile Tavşanlı arasında  şose bir yol vardı. Birkaç otobüs çalışırdı.Bu otobüslerle hafta sonunda Tavşanlı’ya giderken ve dönerken   un fabrikasından çıkmışa dönerdik. Çoğu kez DDY Garına gidip,marşandizlere(yük trenlerine) gizlice bindiğimiz olmuştur. Bu tehlikeli,riskli bir durumdu. Ama para vermediğimiz için değerdi.  Yük vagonlarının içinde  yolculuk ederdik. Merhum Vasıf’ın öğrencilik yıllarımızda tatilde Diyarbakır/Silvan’daki köylerinden  bana gönderdiği  boyu bir metreyi aşkın mektupları olmuştur. Bu mektuplardan ikisini kızı Aslı’ya fotokopi olarak göndermiştim. Çok mutlu olmuştu. Merhum Vasıf’ın merhum babası Bedri Bey ve annesi Cemile Hanım GLİ Merkez  Sitesi’nde bir mütevazı lojmanda otururdu. Bedri Bey’in yani Vasıf’ın babasının cenazesi bu lojmanın önünden  omuzlara alındığı    1966 yılının  Haziran ayının 29.ncu günü  ben de oradaydım. Hatta aynı saatlerde kalp krizi sonucu vefat eden müessese  doktoru Muzaffer Akyel’in de tabutu eller üzerinde aynı siteden,kaldığı lojmandan  alınarak eller üzerinde  Tavşanlı Asri Mezarlığı’na götürülmüştü. 
      Her zaman derim; Tavşanlılı  evlatları Vasıf Öngören  için , her yıl bir yerde  bir  etkinliği mutlaka yapmalıdır. Çünkü O  her Tavşanlılı gibi Tavşanlı’da doğmuştur.Benim gibi bir Tavşanlı sevdalısıydı.  Tavşanlı sevdalısı olarak yaşadı.Yurt dışından gönderdiği mektuplardan  Tavşanlı’yı ne kadar çok sevdiğini anlardık.  Mekanı cennet olsun.Işıklar içinde uyusun.
 
    EKONOMİ  AĞIRLIKLI HABERLERİN GÖLGESİNDE KALAN  23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK 
BAYRAMI’NDAN BİR NEBZE  BAHSETMEK İSTEDİM 
 
             Her gün onlarca gazetede  Kadın cinayetleri, Trafik kazaları,çeşitli taşınmaz-taşınır eşya,sebze ve meyvenin   fiyatları,dünyanın muhtelif kesimlerinde yapılan savaşlar,sabotajlar,market soygunları , siyasi içerikli   haberleri okumaktan bıktık usandık. Bu arada birkaç gün sonra kutlayacağımız Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile ilgili tek satır göremedim.Ben ,sadece üniversitede öğrenciyken  birkaç aylık zamanını öğretmen vekili ,yine birkaç ayını GLİ Müessesesi Tunçbilek Bölgesi’nde  Tahakkuk Servisinde  fikir işçisi  olarak  geçiren ,birleştirilmiş  sınıf(beş sınıfı bir derslikte okutan)   bir köy öğretmeni , meslek yaşamının büyük kısmını Tavşanlı’da Atatürk İlkokulu’nda sınıf öğretmeni,hasbelkader Tavşanlı Atatürk Lisesi’nde Fransızca,İş ve Teknik ,Sosyal Bilgiler, İmam-Hatip Lisesi’nde Türkçe öğretmeni,Üniversiteye hazırlık kursu açan biri,birçok  iyilikçi kurumda görev almış bir öğretmen değilim. Ben,Tavşanlı’nın sosyal,ekonomik ve kültürel ve başka alanlarda sesini hasbelkader duyurmuş, halen de duyurmaya çalışan,yıllarının büyük bölümünü Anadolu Ajansı(A.A),AHA,UBA Muhabiri, Son Havadis ve Bizim Anadolu Gazeteleri muhabiri,birçok yerel Basın organı,gazetelerimizin haber muhabiri ve köşe yazarı(halen yazıyorum) ,Kütahya Gazeteciler Cemiyeti’nin  onursal üyesi, Türk Basın Birliği  üyesi  değilim. Memur olduğum süre içinde 20 yılı aşkın Tavşanlı Kaymakamlığı Protokol Amiri olarak görev yapmış BÜLENT Alpagut’um, bir garip Orhan Veli’yim. 
            Hayatımın en mutlu günleri kutladığımız  Milli Bayramlar  olmuştur.  Cumhuriyetimizin kurucusu,devrimleriyle bizlere yol gösteren,aziz ATATÜRK’ün  büst  ve  anıtlarına  çelenk koyma,önünde saygı duruşuna davet etme, İstiklal Marşı’mızın komutunu  vererek   “dikkat” anonsu vermiş bir Protokol Amiriyim. Hemen hemen her etkinlikte(Temel atma,açılış,karşılama ve uğurlama,hoş geldin ve güle güle yemeklerini organizede ,balolarda,konserlerde,sergi ve stand açılışlarında,plaket,şilt,taktirname ve teşekkür verme törenlerinde, sayın konuşmacılara söz vermiş,sanatçılarımızı sunmuş,mitinglerde  ,şehit törenlerinde,konferans,açık oturum, panellerde  görev almış,bazen ceketinin cebinde iki mikrofon çıkan, bu görevleri yaparken tek kuruş maaş ve ücret almayan,çeşitli hizmetlerin kazanılması için  kapı kapı ,dükkan dükkan dolaşmış  biriyim.
            İlk sunuculuk görevimi merhum meslektaşım Öğretmen Kamil Çil’den 21 Nisan 1978 tarihinde  almıştım.Yani  44 yıl önce.Merhum,ilçenin o sıralarda sunucusu,öğretmen Kamil  Çil’in  bir özel işi için Karamürsel’e gitmesi gerekmiş.  Gidecek ama birkaç gün sonra milli bayram var.  Birçok görevli,bu işi yapabilecek kişi aranmış ama bulunamamış. Bana gelmiş,istirham etmişti . Ricasını  kırmam mümkün değildi. “ Ama bir kez hocam,inan ki bir daha yapmam”dediğimi hatırlıyorum.İstemesem de bu görevi n bana  bir defalığına  verilmesi için  zamanın merhum kaymakamı Nail Taşdelen Bey’den  rica etmiş. O da uygun görmüş.İşte benim sunuculuk öyküm böyle başlamıştır.Merhum meslektaşım Kamil Çil  Tavşanlı7dan ayrıldıktan sonra özel aracıyla bir kaza yapıyor ve vefat ediyor.  Ebe eşi ise ağır yaralanıyor. Bu beklenmedik trafik kazası  bu görevin benim omuzlarımda yıllarca kalmasına neden olmuştur. Herkes  çeşitli etkinliklerde  rahat,huzurlu,mutlu olurken ben ise  hep stresi yaşamışımdır. Bir hata yapmamaya itina göstermişimdir. Çünkü nihayet benim görevim canlı yayın  sayılırdı. Bir hatanın,yanlış bir sunumun Telafisi mümkün  değildi. Netice itibariyle her defasında  törenler ,açılışlar,karşılamalar,uğurlamalar ve karşılamalar  öncesinde hep uykularım kaçardı.Ama her etkinliğin  sonrasında önce sayın kaymakamların,birim müdürlerinin,kurum ve kuruluş yetkililerinin sonra da  halkımızın teveccühleri,tebrikleri  bana bütün yorgunluğumu unutturmuştur. Sunucuyum ya, hiç unutmam Refah Partili merhum İbrahim Halil Çelik Bey Tavşanlı’ya gelmişti. Birine.” Bülent Bey bezi de anons eder mi?” diye sormuş. O kişi de.”Neden olmasın efendim,Bülent Bey Tavşanlı’nın tek sunucusu,takdimcisi,tüm etkinliklerin yöneticisi mutlaka sunar”yanıtı vermiş.Ben Anavatan Dönemi’nde nice siyasileri  karşılayan ve uğurlayanım. Öncelikle sevgili kardeşim,TBMM eski başkanlarından,bakanlıklar yapmış Doç. Dr Mustafa Kalemli’yi her vesileyle sunmuş biriyim. Öyle ki gün gelmiş,benim için bazıları:” Kalemli’nin  sunucusu” demiştir. Sayın Kalemli’yi karşılayan,uğurlayan,her etkinliğinde görev alan GLİ Müessesesi Bandosu için de “ Kalemli’nin Bandosu”dedikleri  misali. 
            Hemen hemen her siyasetçiyi Tavşanlı ve Tavşanlı dışındaki etkinliklerde sunmuş bir öğretmenim. 657’ye tabi bir memur olarak. Sanki dokunulmazlığım vardı. Temininde güçlük çekilen bir elemandım .  Ama her zaman söylerim; Protokol Amirliğim süresince en üst  bürokrattan en sade vatandaşa kadar  hizmet verdim.  Cumhurbaşkanları, Başbakanlar,bakanlar,milletvekilleri,genel müdürler,daire başkanları,generaller,kurum ve kuruluşların yetkililerini anons ettim.1980 Askeri Darbesi  sonrasında   zamanın generallerinden adını unuttum biri Çukurköy’de bir salonda konuşuyordu. Konuşmasını not aldığım sırada:” Delikanlı,şu andan  itibaren not defterini kapat” diye uyarmasıyla  not defterimi kapattığımı ,hiç unutmadım.  Yine sayın Kaymakam,Garnizon Komutanı ve Belediye Başkanı’nın protokla mensup zevatın bayram tebriklerini kabul ettikleri sırada  sunduğum,zamanın Ağırceza Mahkemesi Başkanı’nın  anons ettiğim halde tebrikat için  kabul kapısından girmediğini,bir kez daha anons ettikten sonra yanıma gelerek” Bülent Bey lütfen  Adli Yargı ve Adalet  Komisyonu Başkanı  ifadelerini de ekleyerek yeniden anons edin”dediğini de asla unutmadım.  
              Birkaç gün sonra Atatürk’ün önderliğinde  Türk Milleti’nin iradesini temsil eden Birinci Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı ve TÜRK  HALKI’nın egemenliğini ilan ettiği tarihin yıldönümünü kutlayacağız. Bayramımızın,eşi benzeri bulunmayan bir özelliğini de burada ifade etmek isterim;Tarih boyunca çocuklarına resmi bir bayram hediye eden ilk ülke TÜRKİYE’dir.Dünyada sayıları 195’e ulaşan veya biraz daha fazla  ülke,sayısız kültür  var. Bunların çoğu kendilerini diğerlerinden üstün,önde görür. Ama  düşünür  müsünüz ki  bunların hangisi,tek bir örnek verin,bizim gibi  çocuklarına armağan  edilmiş bir bayrama sahiptir?Çocuk Bayramı,ülkemizin en ayrıcalıklı ,belki en imrenilen değerleri arasındadır. Belki en önemlisidir.Cumhuriyetimizi kuranlar k(i eğer hayatta iseler )bir elin beş parmağı kadardırlar. Birer çınardırlar. Ama hayatta olmayanların mekanları cennet olsun derim. Cumhuriyetimizi kuranlar  sadece bu günü  yani TBMM’nin açıldığı 23 Nisan 1920 tarihini  çocuklarımıza bir bayram olsun diye  hediye etmemişlerdir.Bununla yetinmemişlerdir. Bu cıvıl cıvıl bayramı TÜRK MİLLETİ’nin  özgür iradesiyle kurulan meclisiyle  birlikte kutlamayı düşünmüşlerdir. Ulusal Egemenlik ,her tür  karamsarlığın,geleceğe dönük umutsuzluğun ilacıdır,merhemidir,aşısıdır.Tıpkı çocuklarımızın bize  hep iyimserlik ve umut aşılamaları gibi…… Ulusal Egemenlik ve çocuk Bayramımız kutlu olsun.Bugün eğitim ve öğrenim gören özellikle 18 milyon öğrencimize   moral,başarı,mutluluk,huzur olarak   geri dönsün.  
                Aslında bu bayramın dünyada her ülkede çocuklar  tarafından   çeşitli etkinliklerle  kutlanması doğru olur kanısındayım. Bütün dünya  ülkeleri çocuklarına  bizim gibi bir bayramı mutlaka  hediye etmelidirler. Ama şu veya bu şekilde. Bu bayram kardeşliğin tesisinde mutlaka  gereklidir. 
                Protokol Amirliğim süresi içinde  yıllarca Atatürk’ün büst ve anıtlarına çelenk koyma sırasındaki komutlarımı   hep anımsarım. “Kaymakamlık Çelengi’nin sayın kaymakamımız tarafından Atatürk büstüne-anıtına konulmasını arz ederim” dediğimde  çelenk iki kişi tarafından getirilir,sayın kaymakamca büstün-anıtın ününe konurdu.  Bu yüzdendir ki birçok dostum,yaptığım” arz ederim” anonsu  nedeniyle bana:”Bay arz ederim “ lakabı takmışlardır.Değerli iş insanımız,Kütahya’mızın gururu Nafi Güral Bey kardeşim bir defasında  Tavşanlı’da bir etkinliğe, sırf bir çelenk törenini izlemek için geldiğini söylemiş,memnuniyetlerini ifade etmişlerdi. Çünkü çelenk koyma törenleri yerine göre 20-25 dakikayı alıyordu. 
                Bu vesileyle  yıllar öncesinde Tavşanlı’da   23 Nisan etkinliklerinde ekmek arası helva ve şeker dağıtan GLİ Müessesesi (bugün işletme) ‘ne,yine çocuklarımıza çikolota alarak bize dağıtmak için veren iş çevrelerimize,hayırsever halkımıza burada teşekkürü borç biliyorum. Maalesef bu gelenek artık yaşamıyor. Keşke yaşasaydı. Nihayet bir atla deve de değildi. Ama gönlüm arzu eder ki,bu görevi belediyelerimiz, Özel İdaremiz, Köylere Hizmet Götürme Birlikleri, Kurum ve Kuruluşlarımız da yapabilir. Belki yazımı okuyanlar  belki  harekete geçer, böyle güzel bir uygulama için bu bayramı bir Milat yapar.
              
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları