10 Eylül 2023 - Pazar
Bu haftaki yazılar
Gündem
Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 15 dk.
263 okunma
Bülent Alpagut
- 05062218413 ÇOK PARTİLİ DÖNEMİN
EN ÇOK İKTİDARDA KALAN
PARTİSİ ADALET VE KALKINMA PARTİSİ 14.08.2001
TARİHİNDE KURULMUŞTU
YANİ 22 YAŞINDADIR
Daha birkaç gün önce , Adalet ve Kalkınma Partisi 22. kuruluş yıldönümünü sessiz sedasız kutladı. Tek partili dönemde en çok iktidarda olan siyasi parti nasıl Cumhuriyet Halk Partisi ise AKP de çok partili dönemin halen en çok ve en uzun iktidarda kalan siyasi partisidir. Ben AKP doğduğunda Tavşanlı’daydım.Tavşanlı ilginç bir yerdir; Cumhuriyet Kurulduktan sonra Tavşanlı ki bir avuç kadardı, büyüğünden küçüğüne,kadınından kızına,yaşlısından gencine CHP’liydi. Sadece Tavşanlı mı? Yurdun dört bir yanındakilerin hepsi de öyleydi.
Ne zaman ki 1946 yılı geldi, bu gömgök CHP’li olan insanlar arasından bazıları ortaya çıkıp bir muhalefet kanadı oluşturdular. Bu aslında yeni bir siyasi partinin ayak sesleriydi. Bu CHP’ye karşı çıkanlar Demokratlardı. Yani sizin anlayacağınız; 1946’dan itibaren yıllar içinde CHP’li olanların büyük bir bölümü yeni bir değişimin içine girdiler. Bu ülkenin aziz insanları bir araya gelerek Demokrat Parti’yi kurdular. DP 14 Mayıs 1950’de büyük bir zafer kazandı. CHP gömleğini çıkaranlar DP gömleği giydiler. DP tam 10 yıl iktidarda kaldı. 27 Mayıs 1960 tarihinde de bir askeri darbe ile iktidardan düştü. Ülkemizde daha Sonra ,zaman içinde Adalet Partisi, Doğru Yol Partisi kuruldu. Bu siyasi partiler de bir süre ülkeyi yönettiler. Bazen koalisyonlar kuruldu. Örneğin; Sağ ve sol görüşlü siyasi partiler bir araya gelerek ülkeyi yönettiler. SHP,FP(SP),GP,ANAP ,DSP,BBP,BTP,YTP,TKP,İP,EMEP,ÖDP,ATP,MP,LDP,HADEP,YP,DTP,BP,DOĞUŞ,SİP,DEPAR,DBP,İYİ PARTİ gibi siyasi partiler doğdu. Bugün ülkemizde bildiğim kadarıyle eksi artı 123 siyasi parti bulunuyor. Geçtiğimiz günlerde,kuruluş yıldönümünü kutlayan AKP ilk kez 2003 Genel Seçimlerinde sahneye çıktı. Aldığı oy ise 10 milyon 808 bin 229 ‘du. Yani % 34.28’lik bir yüzde yakalamıştı.Bu yeni kurulan bir siyasi parti için büyük bir başarıydı. Aynı AKP Bu defa 2004 Yerel seçimlerinde 13 milyon 367 bin 388 oy alarak daha da güçlendi. Birçok belediyeyi aldı.Oy yüzdesini 41.67’ye çıkardı. İşte o olmuştur,AKP bugünlere kadar gelmiştir.
İlginçtir; Tavşanlı çok partili döneme geçtikten sonra sürekli sağın kalesi olmuştur. Yani Tavşanlılı seçmen zamanla, DP,AP,DYP,ANAP,RP SP’li olmuştur.Tavşanlı Bugün de AKP’lidir. Ama AKP dışındaki siyasi parti sempatizanları bir şekilde bir araya gelebilirlerse bu AKP için beklenmedik bir durum yaratabilir. Nitekim artık bugün görüldüğü gibi ittifaklar bir siyasi partinin aleyhine sonuçları getirebiliyor. Tavşanlı siyaset tarihinde 2 CHP’li, 2 DP’li, 1 RP’li, son kazanan Mehmet Demir ile birlikte 3 AKP’li, 1 ANAP’lı,1 de AP-DYP’li olmak üzere toplamda 10 milletvekili çıkarmıştır.
Gelelim bundan 21 yıl önce iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi’nin nas ıl bugünlere geldiğine; Sadece Tavşanlı ‘yı mercek altına alıyorum. AKP’nin kurucu başkanı İsmail Usluer’dir. Sevgili arkadaşım,meslektaşımın Tavşanlı’da AKP’yi kolay mı kurduğunu zannediyorsunuz? Kurucu başkanlık ateşten gömlektir. Bunu herkes bilemez. Tıpkı damdan düşenin
halini bir başka damdan düşenin bildiği gibi.ANAP ta böyle kurulmadı mıydı? Sevgili Usluer,bana AKP’yi kurmak için yola düştüğü günlerde bunun kolay olmayacağını sık sık söylemişti. Sevgili Usluer Tavşanlı’nın tüm köylerini karış karış dolaşan tek ilçe başkanıdır. Çeşitli siyasi parti sempatizanlarıyle birebir konuşmaları olmuştur. Bir öğretmen olduğu için karşısındakileri ikna etmesini bilmiştir. Gün olmuş evine gidememiştir. Uykusuz kaldığı günleri olmuştur. Ayakkabısının tabanının ayrıldığını bilirim. Gün geldi evine gidemedi. Binlerce Tavşanlılı ile dialog kurmak kolay mı olmuştur sanıyorsunuz? Ama başardı. AKP’nin sevgili İsmail Usluer’e minnet borcu vardır.O’nun hakkını kolay kolay ödeyemezler. Kurucu başkanlık sadece bir siyasi parti için değil dernekte de,kooperatifte de,vakıfta da,sendikada da,birlikte de,cemiyette de ,kulüplerde de hep zordur. Sevgili İsmail Usluer’in ardından sırasıyle sevgili Mümtaz Serdaroğlu, sevgili Av. Mehmet Karaduman, sevgili Nejat Tülek(2008-2012) halen son genel seçimlerde milletvekili seçilen iş insanı Mehmet Demir,Av.Hilmi Gümüş ,yeniden 2.kez Nejat Tülek(2017-2018) ve birkaç gün evvel” Harç bitti yapı paydos “diyerek bayrağı sevgili Ali Özden’e bırakan Bilal Kıyak (iki kez) bu siyasi partimizin ilçe başkanlığı görevini başarıyle ifa etmişlerdir.Artık Tavşanlı’nın AKP İlçe Başkanı, bir ara Belediyemizde Başkan Yardımcısıydı, merhum Mehmet Emin Özden’in sevgili oğlu Ali Özden’dir. Partinin birkaç gün önce kendi bünyesinde yaptığı bir yoklamayla bu göreve getirilmiştir. Başkanların , hepsinin de ortak bir özelliği vardır; Hepsi de AKP’yi iktidarda gören ilçe başkanlarıdır. Mensup oldukları siyasi parti yı muhalefette görmediler….Tavşanlı’da,sayın başkanlar,birilerine göre iyi,birilerine göre eh,birilerine göre fena değil diyerek eleştiri almışlardır.Ama aldıkları görevi bence başarıyla yerine getirmişlerdir. AKP’nin başarıları için çaba göstermişlerdir.
AKP, bir kez, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde,Belediye seçimlerinde 19 bin 970 oy almıştır,Sevgili,halen belediye başkanıdır, Mustafa Güler ile rakibi SP’li ,halen Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut Efe arasında 200’ün biraz üzerinde bir oy farkı oluşmuştur.AKP’nin hedefi şu anda önümüzdeki yerel seçimlerde yeniden Tavşanlı’da ve dört beldede belediye başkanlıklarını kazanmaktır. Olur mu ? Hep birlikte göreceğiz. Ama Tavşanlı’da seçmen hangi siyasi parti mensubu,sempatizanı olursa olsun özellikle yerel seçimlerde başka bir arayış içinde olabiliyor. Zaman içinde Bunu gördük.Bir ara Moymullu öğretmen Mustafa Gürer az daha başkan seçiliyordu. Keza son olarak sevgili Davut Efe de kıl payı başkanlığı kaçıranlardandı. Bu nedenle yerel seçimlerle genel seçimleri aynı kefeye koyamazsınız. Nihayet yerleşim birimleri büyük bir ailedir. Herkes yerinde uzak-yakın birbiriyle akraba,hısımdır,dost ve arkadaştır. Ben merhum Ferit Akyol ki DYPden adaydı il genel mi yoksa belediye meclisi mi kendisine oy verdiğimi anımsıyorum.Nihayet can arkadaşımdı. Bakın artık ülkede ittifaklar da var. Yani bir siyasi partinin tek başına “ Hodri meydan!” diyecek hali de yok. Siyaset;Zorlu sorunları çözme sanatıdır.Sonuç alma sanatıdır. Aslında siyaset zor bir satranç oyunudur. Siyasi partiler Demokrasimizin çocuklarıdır.Hepsini seviyoruz. Siyasi partiler ne kadar çok ,muhalefet ne kadar güçlü olursa ülkemiz o derecede başarılara imza atan bir ülke olacaktır. Tavşanlı daha ne kadar süre sağa oy vermeyi sürdürecektir? Bu soru bugün de dillendiriliyor. Ama her iktidarın mutlaka bir sonu oluyor. Biz bu memlekette ne iktidarlar gördük.
Siz bakmayın merhum,bir zamanların ünlülerindendi, Şahmelekli Emin Çavuş’un zamanın Köy İşleri Bakanı Ali Topuz’a söylediklerine; Sayın Topuz kendisine ,ilçeye bağlı Göbel Köyü’nde,kalabalık bir ortamda:” Emina,sence siyaset nedir?”dediğinde merhum Emin Çavuş durur mu? Bakana.” Sayın bakanım siyaset bana göre iki gidip bir kıç atmaktır” demiş herkesi kahkahaya boğmuştu. Bu merhum Emin Çavuş’un kişisel görüşüydü.Bir zamanlar Derecik Köyü’nde dostum Koca Mehmet bir sohbet sırasında .” Bülent Hoca,önümüzdeki yerel seçimleri cır,cırcır ve hınzır seçmen beliryecektir2 dediğinde beni güldürmüştü. O’nun gözünde cır,cırcır,hınzır seçmen kim olabilirdi?Seçimlerde ; seçmenin ne yapacağı bazen belli olmaz. Geriye bir dönüp bakmak yeterlidir; Bakın Tavşanlı zaman içinde CHP’liydi. Sonra Demokrat oldu. AP’li, DYP’li oldu. SP’li,,RP’li , MSP’li,MNP’li,ANAP’lı oldu.Bir başka siyasi partiye gönül veremez mi?Olamaz mı? George Pompidou da ne demişti?” Hizmet adamı, ister bakan,ister milletvekili,ister belediye başkanı veya bir başka sorumlu olsun, kendisini halkın hizmetine veren,adayan politikacıdır. Öyleyse seçmen bunu mutlaka değerlendiriyor olmalı. Gerçek lider,ülkenin geleceğiyle ilgilenen,bu aziz milletin hislerine tercüman olan değil midir?Onları gerçekleştirmeye çalışan değil midir? “ Siyasetçilerin iktidar olduklarında değil iktidardan düştüklerinde ne halde oldukları önemlidir”Bunu söyleyen politikacı haklıdır. Çünkü iktidar gücünü kaybeden politikacı,çevresini de zamanla kaybediyor ve yalnızlaşıyor.Ben bunu Tavşanlı’da görenlerdenim. Bilen biliyor. Ünlü siyasetçi, Kaya Erdem’e göre ise bizde, lider yetiştirme geleneği yok. Öne çıkan lideri çünkü hemen bir şekilde infaz ediyoruz. Tavşanlı’dan zaman içinde gerçekten güzel siyasetçiler çıkmış. Kimi aramızda değil,kimi yalnızlaşmış,kimi unutulmuştur.Ama hala aramızda Hangi siyasi parti sempatizanı olursa olsun hala aramızda dolaşanları, saygı ve sevgi görenleri yok mu? Siyasetçilere her halükarda ihtiyacımız olduğunu unutmamalıyız. Bu nedenle Tavşanlılı olarak siyasetçilerimize sahip çıkalım derim.
İMAM BİN MEHMET’İN TORUNLARINDAN MEHMET
HARMANCIKLIOĞLU İLE KONUŞTUM
İmam Bin Mehmet’in torunlarından,hemşehrimiz Mehmet Harmancıklıoğlu benim aziz dostlarımdan birisidir. Ne zaman efkarlansam,kendisini arar,kısa da olsa sohbet ederim. Bu defa da öyle oldu. Bana.” Allah inandırsın,biraz önce aklımdaydın. Tam aramak üzeriydim sen aradın” demişti. Sevgili Mehmet ve sevgili aile bireyleri Tavşanlı’nın simgelerinden Tavşanlı Leblebisi’nin bugünlere ulaşmasında büyük emek sahibidirler. Örneğin Tavşanlı’nın trafik kodu esas alınarak leblebi çeşitini 43’e çıkaran Harmancıklıoğlu bir de buçuk leblebiden bahsettiğinde ben de merak etmiştim. Buçuk leblebi bizim şu meşhur kırık leblebiymiş. İlkokul günlerimde okul arkadaşlarımla Fevzipaşa İlkokulu’nun avlusunda şakalaşırken birbirimizin yüzüne toz leblebi üfürürdük. Merhum arkadaşlarım Nuri Demiroğlu, Hıfzı Girgin, Cemal Ödemiş, Güneylerin Niyazi , berber Sıtkı Çınar, Siyami, Leblebici Gümüş, Hayrettin Doruöz(hayatta), öğretmenlerimzden az mı azar işitmiştik?
Artıkbir zamanlar birbirimizin yüzüne şaka olsun diyerek üfürdüğümüz leblebi tozundan ünlü Tavşanlı Leblebi Kurabiyesi üretiliyor. Yani leblebi tozu kıymetli oldu.
Sevgili Harmancıklıoğlu bu kez zeytinli leblebi üretmiş. Bu da leblebimizin envanterinde yerini almış oluyor. Beğenilip beğenilmediği önemli değil; önemli olan üretmek.Tavşanlı Türkiye’de leblebi çeşitliliği açısından da bir numaradır.Çünkü birçok yerde leblebinin birkaç çeşitinden başkası üretilmiyor. İnşallah bir gün ki bu kulakları çınlasın TBMM Başkanı’ydı,duayen bakanımız,milletvekilimiz Doç. Dr. Mustafa Kalemli’nin de gündemindeydi Tavşanlı Leblebisi turistik mekanlarda(uçaklarda,yolcu gemilerinde,Kuruvaziyer gemilerde,hatta otobüslerdeki menülere dahi girecektir. İskender Kebap’ın vatanı Bursa’dır. Adana Kebap Adana’da, Gaziantep Baklavası Gaziantep’te efsane olmuştur. Tavşanlı Leblebisi de Tavşanlı’da ünlüdür. Merhum Şeyh Murat Gazi Leblebi’nin piridir . Makamı Tavşanlı’da,mezarı İstanbul’dadır. Tavşanlılı leblebi ustaları tıpkı Mevlana Hazretleri’nin, Hacı Bektaş Veli’nin semazenleri gibi nohutun etrafından yüzlerce kez dönerek,hareket ederek nohutu leblebiye dönüştürürler.
“ Bülent Hoca” Tavşanlı’ya aittir. Tavşanlı’nın ortak paydasıdır. Tavşanlı’nın parçasıdır. İzmir’de de” Bülent Hoca“diye beni çağıranlar var ama bu çağırma fotokopidir. Aslı Tavşanlı’ya aittir. TAVŞANLI’DA NOHUTA GİYSİLER GİYDİREN USTALARA,PATRONLARA,İŞ SAHİPLERİNE SELAM OLSUN….
Sevgili Mustafa Güler ve ekibinin Tavşanlı’ya kazandırdığı Bedesten’in ne denli önemli bir hizmet olduğunun şimdilik farkında değiliz. Bedesten bulunduğu alanı taçlandıracaktır. Ekonomik gelişmeleri beraberinde getirecektir. Bizde kapalı mekan yerler(pasaj ve benzerleri) maalesef ilgi görmedi. Halbuki bugün ülkemizde nice illerimizde,ilçelerimizde üzeri örtülü Pazar yerleri var. Çarşılar var. Hepsi de sosyal,ekonomik ve hatta kültürel birer mekan halini almış bulunuyor. Önemli olan arzedilen hizmete talebi özendirmektir. Bakın onlarca aracın içine girebileceği çok katlı garaj bile Bedesten sayesinde kazanıldı.
Sevgili dostum Tavşanlı Leblebiciler ve Kuruyemişçiler Odası Başkanı Mustafa Sarı’nın vefat haberini aradan uzun bir zaman geçtikten sonra aldım. Çok üzüldüm. Mekanı cennet olsun. Kendisinden bir isteğim vardı, Mustafa gel Çukurköy’deki ,içinde leblebici esnafının yerleri,işyerleri olan çarşıya:” Şeyh Murat Gazi “ adını verelim demiştim. Kabul etmişti. Demek ki ömrü vefa etmedi. Peki bu gerçekleştirilen çarşıya bu ismi vermek bu kadar zor mudur?
Tavşanlı’nın ünlü,Dereboyu Köyleri Halkı’nın ürettiği ince kabuklu domatesleri çıktı mı? Kulakları çınlasın meslektaşım Mehmet Özkök Hoca ne zaman arasam kendisinin Uzay Çatı yakınlarında olduğunu söylerdi. Oraya ince kabuklu Dereboyu Domatesi almaya gidermiş. Karapelit ve havalisinde üretilen sarı pırasalar düşüme giriyor. Bal gibi tatlı pırasalardı. Bu nimetten Tavşanlılı ne derecede yararlanıyor ki? Tepecik Köyü’nün(halen ilçenin beldelerinden) ünlü bal gibi karpuzu hala üretiliyor mu? Bunu sevgili kardeşim Hüseyin Yumurtacı’ya bir vesileyle soracağım. Ünlü Yörük Keçi peynirlerinin üretilip üretilmediğini,pazarlanıp pazarlanmadığını da bilmiyorum. Merhum komşum Polat Onat sonbaharda 15-20 bidon keçi peyniri siparişi yapar,akrabalarına,eşine dostuna verirdi. Mekanı cennet olsun. Cücem Eriği’ni Tavşanlı dışında bir başka yerde bulamadım. Alıç ta öyle. Şu kar gibi beyaz,kartopu gibi Dombey Tereyağlarını,sarı inek tereyağlarını gel de haydi bul? Bitli Helva’yı gel de bul. Merhum Halil Umutlu’nun sihirli ellerinde damak tadına ulaşan Tahin Helvası nerede? Gurbetin gözü kör olsun! boşuna söylenmemiş. Ben uzun zamandır Tavşanlı’yı sadece manevi gözleriyle gören bir görme engelliyim…. Bu defalık bu kadar.. Allah’a emanet olun.
Yorumlar (0)
Tüm Yazıları