22 Haziran 2024 - Cumartesi

TAVŞANLI’DA AVCILAR

OSMANLI ŞEHZADELERİ’NİN AV ALANLARINDAN BİRİSİ TAVŞANLI’DA AVCILAR

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 6 dk.
263 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News

OSMANLI ŞEHZADELERİ’NİN 
 AV ALANLARINDAN BİRİSİ 
TAVŞANLI’DA  AVCILAR         
 
    Tarihi iyi bilenler,tarih okuyanlar iyi bilirler; Kütahya bir zamanlar Osmanlı Padişahları’nın evlatları şehzadelerin av alanlarındandı. Çünkü o zamanlar Kütahya  büyük bir orman varlığına sahipti. Zaman içinde  bu canım ormanlarımızdan kala kala işte gördüğünüz kadarı kaldı. Buna da şükür. Ya hiç kalmasaydı ne olurdu?
     Tarih boyunca Tavşanlı ilçe olalıberi  birçok  avcı görmüştür. Bunların bir kısmı  av tüfeği kullanan, bir kısmı da olta ve ağ kullanan avcılardır. Ben ömrünün büyük bölümünü canım kadar sevdiğim Tavşanlı’da geçirenlerdenim.Merhum önce hakim sonra avukat babam Hüsamettin Alpagut  aile bireylerimizi av etiyle beslemiştir.  Berim yediğim keklik etini  kimse yememiştir. Hiç unutmam Balıköy yöresinde avlanan merhum babam ve merhum av arkadaşlarının vurup getirdikleri keklikleri  Hasmillere komşu,Ömer ve Ferit Us’a ait ahşap evin salonuna  asker gibi dizer,içinden  8-10 kadarını aldıktan sonra ilçenin bürokratlarına  kapı kapı dolaşıp  dağıtırdık.  Bir defasında 179 adet kınalı kekliği saydığımı bilirim. Sakın kimse beni  Evliya Çelebi ile karışmasın. Çünkü merhum seyyah Çelebi biraz abartırdı. 
        Bugün Tavşanlı’da belediye sınırları içinde yaşayan 72 bini aşkın Tavşanlılıya sorun bu adlarını yazdığım avcıların bir çoğunu tanımayacaklardır. Bülent Hoca’nın arşivi  doğru söyler. Balık meraklıları,yani amatör balıkçılarımız arasında  : Sahil Muhafaza zeki dışında (çünkü merhum Zeki tuttuğu balığı satar,para kazanırdı) Palez Ahmet,Palez Hüseyin, Başköylü Abdullah Gülseren, Mustafa Acar, Zeki Koçyiğit, Çıftır, Karagülle,Patates Hasan Hüseyin, Ecz-milletvekili Ahmet Haşim Benli, Müftünün Ahmet Eren, Mehmet Bayır, berber Ergun Ekiz, Moymullu Hasan Hüseyin, Sağır Ethem, Trenci Ruhi, Postacı Necdet,  Abeş Mustafa, Gagaların Hüseyin, Karga  Ahmet, Kaleci Eda, Çolak Yavuz, Baba Ali, Bahar Ali,Nazım Çavuş, Av. Hüsamettin Alpagut, Hakim Emin Bey, Hakim Ali Bey, Hakim Davut Bey, öğretmen İhsan Tandoğan, öğretmen Recep Dönmez, öğretmen M.Ali Özel, Öğretmen Ali Çakıroğlu,öğretmen  Şevket Süreyya Sayın, Mehmet Madan, Tellal Hicabi, Gazozcu-kabzımal Veli, Plakçı İbrahim, Montör Hüsnü, Terzi Seyfettin,Bülent Hoca’yı söyleyebilirim. 
      12 ve 16 numaralı av tüfeği kullananlar( Yarı otomatik av tüfeği Sabahattin Serdaroğlu’nda vardı) Av. Hüsamittin Alpagut(yıllarca av tüfeği avukat olarak anıldı) Nihat Tırpan, Dr. Sami Nizamoğlu, Mustafa Dursun( Çete) Çete’nin oğlu Abidin, H. İbrahim Ovacıklı ,Bekir Zeytinoğlu, Ünal Şirin, Nihat Şirin, Alim Güngör, Ahmet Argun, İbrahim Bayır, Salih Kaplan, Kabasakal, Abdullah Şahin,  Fethi Demirat, Ahmet Güder, Sabri Korkmaz, Ömer Akan, Sarıalilerin Seyit Ahmet, Akif Dolma, Huma, Çolak H. İbrahim,  Kadıköylü Halil Kamil,Mustafa Özbay, H. İbrahim Dolmacı, Kara Ali Şen,  Nasuh Dinç, Fikret Kaynar, Zeki Dinç,  Çakıcı Yüksel, İsmail Akkuş, Tevfik Yurtlu,  Ali Uçar, Mehmet Uçar, Mehmet Çağlar,  Kuruçaylı Hakkı, Tepecikli Alet,  Karaköylü Bakkal Mehmet, Karaköylü Orhan, Karaköylü Zekeriya, GLİ eski müdürlerinden  Abdurrahman Aydın, Madenci Cemal Erkartal, Kürt Bedri,  Akkaş Çakır,  Dönme Talat,  Mısırlı Mehmet Çağatay,  Aga Mehmet,  Kürt Kemal,  İbrahim Ünal, Ahmet Taktak,  Gümüş İbrahim,  İbrahim Eser, Örenli İbrahim, Terzi Halit Atak,  H. İbrahim Burukoğlu, Darendeli Mustafa Sağlam, Ahmet Cahaktomur(Tarha Ahmet),Tataroğlu İsmail,  Halil Dolmacı, Elagöz Ahmet, İbrahim Şirin, Mehmet Şirin, Çukurköylü H. İbrahim, Sait Arıkan, Trenci  Ahmet Kenar, Halil Şahin, Enver Nail Altın, Yüksel Dağdelen’i sayabilirim. 
      Merhum Sabahattin Serdaroğlu’nun yarı otomatik silahını iki kez Derecik Köyü’ne giderken  kullanmıştım.  6 fişek alıyordu.   Bu güzel av tüfeğini hiç unutmam.  Merhum babamla üveyik,çulluk,bıldırcın  avlardık. Bana da tüfeğini verirdi.  Merhum babamın tüfeği yabancıydı.  İyi markaydı. Hiç untmam bir gün Tepecikli Çolak  babamın tüfeğini alıp Balıköy dağlarında bir buz tabakasını dipçiğiyle kırmıştı. Çok  üzülmüştü.  Sonra bu tüfek elden ele dolaştı. Adı da “Avukat”olarak kaldı. Zamanında merhum babamla saçmanın zor bulunduğu zamanlarda  kurşun ile saçma yapardık. Fişekleri evimizde beraber doldururduk.  Bende ne av hikayeleri var anlatsam sayfalara sığmaz. Merhum babam av malzemelerini merhum Gümüş İbrahim’den alırdı. 
      Üzülüyorum; neden? Gerçek Tavşanlılı şurada kaç kişi kaldık ki?  Hafızamızı Allah hep sağlıklı kılsın da böyle kişileri hep anımsayalım.  Unutulmak acı. Unutturmayalım. Kimse benim kadar Tavşanlılı olamaz. Tavşanlı benim,ben Tav şanlıyım. Tahir Zühre’yi, Mecnun  Leyla’yı nasıl sevmişse ben Tavşanlıyı ve Tavşanlılıyı öyle sevmişim. 

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları