09 Nisan 2022 - Cumartesi

SON KOMANÇİLERDEN

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 5 dk.
747 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News

 SON  KOMANÇİLERDEN 
ARKADAŞIM  
YÜCEL UĞURLU DA
   GÖÇ KERVANINA  KATILDI
                   
   Sevgili  meslektaşım, Öğretmen Yücel Uğurlu’nun vefatını derin bir teessürle öğrendim. Uzun bir süredir  rahatsızdı. Neler çektiğini  bir kendisi bir de ailesi biliyordu.Değerli eşi ,Tavşanlı’mızın  yakinen tanıdığı Aktakka Ailesi’nin bireylerinden öğretmen emeklisi Perihan Uğurlu ve üç çocuğu ellerinden geleni yaptılar. Sağlık durumunu  genelde  eniştesi emekli öğretmen Osman Aktakka’dan öğrenirdim. Son  bir-iki ay öncesinde eşi meslektaşım Perihan Uğurlu’dan  aldığım haberler  içi açıcı değildi. Sevgili Yücel  benim gibi Yedek Subay Öğretmendi.  Yedek Subay öğretmenlik Müessesesi  27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi  sonrasında MBK’nin   aldığı bir  kararla  kurulmuştu. 13 bin  500 lise ve muadili mezunu,askerliğini ertelemiş,üniversite ve yüksekokullarda okurken   yıllanmış öğrencilerin askerliğini öğretmen olarak yapmalarını  içeren bir  özel yasa   yurdun dört bir yanına  atanmalarına  olanak sağlıyordu. Bu öğretmenler iki yıl içinde kısa dönem eğitim görüyorlar,Harp Okulu Öğrencilerinin yediği yemekleri yiyor,derli-toplu koğuşlarda yatıyorlar,sadece er elbisesi giyiyorlardı. Yakalarında da birer numaraları  oluyordu.  Terhis olurken de  nüfus cüzdanlarına  “ bilmem şu sicil numaralı Yedek Piyade Teğmen” notu düşülüyordu. Örneğin benim nüfus cüzdanımda aynen:” Kayseri Milli Eğitim Müdürlüğü  Emmiler Köyü  Okulu – Kayseri,duhul tarihi.1. 11. 1960  tarihi ve  12038 sicil no’lu Yedek Piyade Teğmen 1.11. 1962 53. dönem Bülent Alpagut” yazılıdır. 
    Tavşanlılı  Yedek subay öğretmenlerden  ben dahil hayatta kalanların sayısı bir elin beş parmağı kadardır. Ömer Tekin,Mustafa Gürer, Mehmet Sever, Ahmet Yılmazer, Gültekin Kesin, Talip Fidan, Sabri Belli,  Hakkı Şahin, Şerafettin Yılmaz, Ahmet Sepet( Kasımoğlu), Ali Yörük, Mahir Yörük, Mehmet Kır, İbrahim Ödemiş   önce yedek subay öğretmendiler. Sonra sınıf öğretmeni ve bazıları da okul müdürü oldular. 
     Yedek subay öğretmenler gittikleri yerlerde  sağlıksız koşullarda yaşadılar. Sinemaya,tiyatroya,bir eğlence merkezine gidemediler. Az bir maaşla  yurdun dört bir yanında öğrenci yetiştirdiler. Yarı asker yarı sivil bir durumları vardı. Sivil yönden il milli eğitim müdürlüklerine,askeri yönden Askerlik şubelerine karşı sorumluydular. Sadece görev yaparlarken sivil giyinirlerdi. İki yıllık görevleri boyunca bir kez yaz ayı içinde Er Eğitim Tümen veya  Tugay Komutanlıkları’nda askeri eğitim gördüler. Eğitim yaparlarken  silah kullandılar,el bombası attılar. Her gün sabahleyin İstiklal Marşı söylediler. Gece yürüyüşlerine katıldılar. Bayramlarda geçit törenine katıldılar. Kısa ama  dört dörtlük bir eğitimden geçirildiler. Yedek subaylık müessesesi sayesinde   ülkemizin  en ihtiyaç duyduğu zamanda  en azından lise ve üzeri tahsil gören askerleri eğitim hizmetinde değerlendirme  fırsatı yaratmıştır. Meslekte kalmayı isteyenler  ile öğretmen ihtiyacının  bir bölümü karşılanmıştır.
     Merhum Yücel Uğurlu  Yedek Subay Öğretmenlere” Komançiler” derdi. Komançiler Amerika’da Kızılderililer’in en cesur,korkusuz ,savaşçı  kabilelerine denir. Gerçekten Yedek subay öğretmenler   elektriksiz ortamlarda,ulaşımın  yapılamadığı yerlerde,sobasız odalarda,üzeri toprak tavanlı  ilkel binalarda kalmışlardır. Kendi yemeklerini kendileri yapardı.  Robenson gibi tek başlarına yaşamayı öğrenmişlerdi.  Sevgili meslektaşım merhum Yücel Uğurlu çok güzel bir yakıştırmada bulunmuş. Mekanı cennet olsun.  Yücel Hoca geride gözü yaşlı bir öğretmen eş ve üç yüksek tahsilli çöcuk bıraktı.  Tavşanlı’da Arslanbey İlkokulu’nda müdürlük,İstiklal İlkokulu’nda sınıf öğretmenliği yapmıştı.  Yeşili çok severdi. Ağaçları gözü gibi korurdu. Bir gün okulunda  kendisini teftişe gelen bir ilköğretim müfettişine okul avlusundaki ağaçlardan o kadar çok söz etmiş ki  anlatılır; sayın müfettiş dayanamamış” Hocam sizin yeriniz  burası değil,Orman İşletmesi olmalıymış” demek zorunda kalmış. Benim gibi çok konuşanlardandı. Merhum iş insanı Ahmet Dağıstanlı, merhum şoför Şapcılı Hoca, merhum  Termik Santral ustabaşılarından  zeytinler’in Kemal, ünlü siyasetçi,eski TBMM  Başkanlarımızdan,bakanımız Doç. Dr Mustafa Kalemli, belediye zabıta  memurlarından merhum Nazım Çavuş,merhum gazeteci-yazar-eğitimci Ahmet Körhasan ve bendenizi  ilçenin en çok konuşanlarından  sayardı  Halbuki merhum benden daha çok konuşurdu. Bir gün hiç unutmam  sokakta bir yerde  sohbet ederken öğle ezanı okunmuştu. Sohbet bittiğinde ikindi ezanı okunuyordu.  Allah mekanını  cennet eylesin. öğretmen Camiası’nın başı sağ olsun. Artık Yücel Uğurlu da bir hoş sedadır.  

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları