KORONAVİRÜS EN ÇOK BENİ
Bülent Alpagut
- 05062218413KORONAVİRÜS EN ÇOK
BENİ SIKINTIYA SOKTU
Virüs,bulaşıcı hastalıklara yol açan çok küçük boyutlu bir mikrop türüdür. Önce Çin’de görülen ve can alan ,daha sonra birçok ülkeye sıçrayan Koronavirüs te bir virüs türüdür Bugünlerde bizde de görülmeye başladı. Allah hepimizi korusun. . Her hastalık genelde bir virüsün ürünüdür. Dünya,bu günlerde Koronavirüs’ün tehdidi altındadır. Bu virüsü etkisiz hale getirmek isteyen bilim adamları sabah akşam demeden çalışıyorlar. Mutlaka bu virüsün de hakkından gelinecektir ama ne zaman?Şimdilik sadece temizlik ön plana çıkarılmış bulunuyor.Virüsle temizlik arasında gidip geliniyor. Temizlik su ile olur. Sabunla,deterjanla,mikrop öldürücü eriyiklerle olur. Haydi diyelim bizim temiz suyumuz var. Bugün susuzluk çeken nice ülkeler var. Bana göre bu Koronavirüs Afrika Ülkeleri’ne sıçrarsa tüm kıtada lambayla adam arasanız bulamazsınız. Kıta tertemiz olur. Suyun temiz değilse zaten hiçbir şey yapamazsın.Ne içebilirsin,ne yemeklerinde ,ne de her türlü temizlikte kullanabilirsin. Peki bugün dünyamızda temiz,kaliteli,korkusuzca içilebilecek nitelikte ne kadar su vardır dersiniz?Üstelik sahip olduğumuz su kaynaklarını elimizle yokediyoruz. Bunun dışında temiz sularımızı bile arıtmadan içemiyoruz. Dünyanın birçok yerinde insanlar ağızlarını dayayarak bir musluktan su içecek kadar şanslı da değil.
Sayın Cumhurbaşkanımız birkaç gün evvel tüm millete tavsiyede bulundu.İnsanlarımızı uyardı. “ Bir s üre tokalaşma yok. Birbirimize sarılmayalım. Birbirimizi öpmeyelim.” dedi. Doğru söylüyor. Ama el ve yanaklardan,alından öpmek,büyük-küçük demeden el sıkışmak, birbirimizi görünce sarılmak bizim tabiatımızda var.Bunu becerebilecek miyiz?Dünyada , Bugün Türkiye dışında hiç sanmıyorum ki bizler kadar samimi bir davranış içinde olan insan da kalmadı.
Bu son görülen Koronavirüs olayından sonra özellikle kendimde bir eksiklik hissediyorum.. Çünkü en azından tüm Tavşanlılı beni iyi bilir. Ben sabah 1O’OO’da aldığım sütü eve götürürken en azından 1OO kişiye sarılan,tokalaşan, gençse yanaklarından ,yaşlıysa ellerinden öpen biriyim.Sokağın delisine bile sarılırım. Böyle olunca da satın aldığım süt eve öğleden sonra saat 16.OO civarında ulaşır.. . Netice itibariyle pişerken kesilir. Eşim kızar.Bana bayat süt aldığımı söyler. Bilmez ki bu süt 6 saattır sokaklarda,caddelerde hep elimdedir.
Yıllarca Protokol Amiri,Sunucu ve Tören Komutanı olarak mesleğim dışında fahri görevlerde bulundum. Sosyal olmanın da bir bedeli oluyor. Öpmediğim sayın vali,kaymakam,milletvekili, il ve ilçe müdürü,okul müdürü,öğretmen,memur,işçi,sendikacı,oda,dernek,cemiyet,kooperatif başkanı.köy ve mahalle muhtarı,imam ve müezzin,Bando ve Mehter Takımı elemanı,teknik direktör,antrenör,sporcu ve bayan dost,ahbap,öğrencim kalmadı.En büyük siyasetçi olarak , TBMM Başkanı ve bakan olarak hemşehrimiz sayın Kalemli’yi, bakan olarak ta arkadaşım Av. Cavit Erdemir’i kimbilir kaç kez öpmüşümdür. Sadece Cumhurbaşkanı öpmedim.En azından fırsat doğsaydı bir Cumhurbaşkanı elini öpebilirdim.
Bu arada saçı sakalına karışmış,çürük dişli, konuşurken ağzından tükürük saçılan, yüzü yaralı,elleri egzamalı,sedef hastalıklı insanları da öptüğüm olmuştur.
Hiç unutmam eski Adliye binası bir ara Tavşanlı’da,Cumhuriyet Meydanı’ndaki Kütahya İl Özel İdaresi’nin taşınmazı İş Hanı’nın içindeydi. Sayın hakim ve C. Savcılarının odaları da meydana bakıyordu. Nereden görmüşse görmüş halen İstanbul’da görevli eski C. Başsavcılarımızdan Selami Hatipoğlu bir rastgeldiğimizde bana.” Hocam,camdan bakarken seni gördüm. Saçı sakalına karışmış,piri fani birine öyle bir sarıldın ki bana altın versen senin yaptığını yapamam” demişti.
Yine bir milli bayram için eski yıktırılan Hükümet Konağı’nın arka kapısı önündeyiz. Protokol Merdivenlerde toplanmıştı. GLİ Bandosu,çelenk taşıyıcılar ,öğretmenler,polis ve bekçiler hep buradaydEn azından 2OO kişi. Protokol Amiriyim ya önce sayın Kaymakamdan başlayarak tüm protokola mensup zevatı öptükten sonra bando elemanlarını,çelenk taşıyıcıları, polis ve bekçileri, okul müdürlerini de teker teker öpmeye başlamıştım.Bu öpme faaliyeti 2O dakika kadar sürmüştü. Bir ara .” Öpülmeyen kaldı mı?” diye seslendiğimi anımsıyorum. Kalabalıktan biri.”Hocam Kız Meslek Lisesi Müdiresini öpmedin” demez mi? Ben de .” O kadarcık kusur Kadı kızında da bulunur” diyerek işi geçiştirmiştim.Gülmeyen yüzleri güldürmüştüm.
Arkadaşım, Tavşanlı,Moymullu halen emekli, Tümgeneral Mustafa Kalemli Tavşanlı’ya gelmişti. Resmi kıyafeti üzerindeydi. Hemen koşup yanaklarından öpmüş,koluna girmiştim. Yavaşcacık kulağıma eğilmiş.” Resmi kıyafetli subayların koluna girilmez” diye uyarmıştı. O gün bu gündür hiç bir asker dostumu bir yerde görsem resmi kıyafetliyse ne yanaklarından öperim,ne de koluna girerim.
Her zaman iddia ederim.Benim önümden ne kaçan ne de uçan kurtulmuştur. Rahmetli Hasan Celal Güzel’in bir tebrikat sırasında 2O bin kişiye sarıldığını,onları öptüğünü bir gazetede okumuştum. Demek ki benden daha kıdemli öpücüler de varmış ülkede. Allah rahmet eylesin.
Kayseri İli Erkilet Beldesi Emmiler Köyü İlkokulu’nda 196O-1962 yılları arasında Yedek Subay Öğretmenim. Son günlerimdi. Hava yağışlıydı. Yağmur kesildikten sonra öğrencilerimi köy girişinde,Un değirmeni yakınındaki köy yoluna götürmüştüm.Çünkü yağmur yağdığında toprak yol çamur olurdu. Biz de topladığımız taşları çamura atar,yoldan kamyon ve traktörlerin rahat geçmelerini sağlardık.Yukarıdan bir askeri araç geliyordu. Yakınımızda durmuş,.içinden biri albay biri sivil iki kişi inmişti. Ben de yarı asker yarı sivilim ya koşup esas duruşa geçip kendimi tanıtmıştım. Yaptığımız işi anlatmıştım. Hemen yanıma gelmiş.” Bize senin gibi aslanlar lazım. Gel bir öpeyim”diyerek kalın dudaklarını yüzüme yapıştırmıştı. Bazen düşündüğüm. Olmuştur. “Acaba öpmek mi yoksa öpülmek mi güzeldir” demişimdir.
İnşallah şu Koronavirüs elini eteğini çeker gider de ben yine aslıma döner,yine sevdiklerime,dostlarıma,arkadaşlarıma sarılır,onların alınlarından öpmeyi sürdürürüm.. Onlarla tokalaşırım. Büyüklerin ellerinden ,küçüklerin gözlerinden öpmek,dost,arkadaş ve meslektaşlara sarılmak bizim tabiatımızda var. Şimdilik uzaktan el sallayarak selamlaşalım.Amenna. Ama buna ne kadar dayanırız bilemem.