14 Nisan 2020 - Salı

KORONAVİRÜS EN ÇOK BENİ

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 8 dk.
1569 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News

KORONAVİRÜS   EN ÇOK
  BENİ  SIKINTIYA  SOKTU   
   Virüs,bulaşıcı hastalıklara yol açan çok küçük boyutlu bir mikrop türüdür. Önce Çin’de  görülen ve can alan ,daha sonra birçok ülkeye sıçrayan  Koronavirüs te bir virüs türüdür Bugünlerde bizde de görülmeye başladı.  Allah hepimizi korusun. . Her hastalık genelde  bir virüsün  ürünüdür. Dünya,bu günlerde Koronavirüs’ün  tehdidi altındadır. Bu  virüsü etkisiz hale getirmek isteyen bilim adamları  sabah akşam demeden çalışıyorlar. Mutlaka  bu virüsün de hakkından gelinecektir ama ne zaman?Şimdilik  sadece temizlik ön plana çıkarılmış bulunuyor.Virüsle temizlik arasında  gidip geliniyor.   Temizlik su ile  olur. Sabunla,deterjanla,mikrop öldürücü eriyiklerle olur. Haydi diyelim bizim temiz suyumuz var. Bugün susuzluk çeken nice ülkeler var.  Bana göre bu Koronavirüs Afrika Ülkeleri’ne sıçrarsa tüm kıtada  lambayla adam arasanız bulamazsınız. Kıta tertemiz olur.  Suyun temiz değilse zaten  hiçbir şey yapamazsın.Ne içebilirsin,ne yemeklerinde ,ne de her türlü temizlikte kullanabilirsin.  Peki bugün dünyamızda temiz,kaliteli,korkusuzca içilebilecek nitelikte ne kadar su vardır dersiniz?Üstelik sahip olduğumuz su kaynaklarını  elimizle yokediyoruz. Bunun dışında  temiz sularımızı bile  arıtmadan  içemiyoruz. Dünyanın birçok yerinde insanlar ağızlarını dayayarak bir musluktan su içecek kadar şanslı da değil.  
                  Sayın Cumhurbaşkanımız birkaç gün evvel  tüm millete tavsiyede bulundu.İnsanlarımızı uyardı. “ Bir s üre tokalaşma yok. Birbirimize sarılmayalım. Birbirimizi öpmeyelim.” dedi. Doğru söylüyor. Ama el  ve yanaklardan,alından öpmek,büyük-küçük demeden el sıkışmak, birbirimizi görünce sarılmak bizim tabiatımızda var.Bunu becerebilecek miyiz?Dünyada , Bugün Türkiye dışında hiç sanmıyorum ki bizler kadar samimi bir davranış içinde olan  insan da kalmadı.
                   Bu son görülen Koronavirüs  olayından sonra özellikle kendimde bir eksiklik hissediyorum.. Çünkü en azından tüm Tavşanlılı beni iyi bilir. Ben  sabah 1O’OO’da   aldığım sütü eve  götürürken en azından 1OO kişiye sarılan,tokalaşan, gençse yanaklarından ,yaşlıysa ellerinden öpen biriyim.Sokağın delisine bile sarılırım.  Böyle olunca da  satın aldığım süt eve  öğleden sonra saat 16.OO civarında  ulaşır.. . Netice itibariyle pişerken kesilir.  Eşim kızar.Bana bayat süt aldığımı söyler. Bilmez ki bu süt 6 saattır sokaklarda,caddelerde  hep elimdedir. 
                    Yıllarca Protokol Amiri,Sunucu ve Tören Komutanı olarak mesleğim dışında fahri görevlerde bulundum. Sosyal olmanın da bir bedeli oluyor. Öpmediğim  sayın vali,kaymakam,milletvekili, il ve ilçe müdürü,okul müdürü,öğretmen,memur,işçi,sendikacı,oda,dernek,cemiyet,kooperatif  başkanı.köy ve mahalle muhtarı,imam ve müezzin,Bando  ve Mehter Takımı   elemanı,teknik direktör,antrenör,sporcu  ve bayan dost,ahbap,öğrencim  kalmadı.En büyük siyasetçi olarak , TBMM Başkanı ve bakan olarak  hemşehrimiz sayın  Kalemli’yi, bakan olarak ta  arkadaşım Av. Cavit Erdemir’i kimbilir kaç kez öpmüşümdür. Sadece Cumhurbaşkanı öpmedim.En azından fırsat doğsaydı bir Cumhurbaşkanı elini öpebilirdim.  
           Bu arada  saçı sakalına karışmış,çürük dişli,  konuşurken ağzından tükürük  saçılan, yüzü yaralı,elleri egzamalı,sedef hastalıklı  insanları da öptüğüm olmuştur.  
      Hiç unutmam eski Adliye binası bir ara  Tavşanlı’da,Cumhuriyet Meydanı’ndaki Kütahya İl Özel İdaresi’nin  taşınmazı  İş Hanı’nın içindeydi.  Sayın hakim ve C. Savcılarının odaları da meydana bakıyordu. Nereden görmüşse görmüş halen İstanbul’da  görevli  eski C. Başsavcılarımızdan  Selami Hatipoğlu bir rastgeldiğimizde bana.” Hocam,camdan bakarken seni gördüm. Saçı sakalına karışmış,piri fani birine öyle bir sarıldın ki bana altın versen senin yaptığını yapamam” demişti.
        Yine bir milli bayram için  eski yıktırılan Hükümet Konağı’nın arka kapısı önündeyiz. Protokol Merdivenlerde  toplanmıştı. GLİ Bandosu,çelenk taşıyıcılar ,öğretmenler,polis ve bekçiler  hep buradaydEn azından 2OO kişi. Protokol Amiriyim ya  önce sayın Kaymakamdan başlayarak tüm protokola mensup zevatı öptükten sonra bando elemanlarını,çelenk  taşıyıcıları, polis ve bekçileri, okul müdürlerini de teker teker öpmeye başlamıştım.Bu öpme  faaliyeti 2O dakika kadar sürmüştü. Bir ara .” Öpülmeyen kaldı mı?” diye  seslendiğimi anımsıyorum. Kalabalıktan biri.”Hocam Kız Meslek  Lisesi Müdiresini öpmedin” demez mi? Ben de .” O kadarcık  kusur Kadı kızında da bulunur” diyerek işi geçiştirmiştim.Gülmeyen yüzleri güldürmüştüm. 
                     Arkadaşım, Tavşanlı,Moymullu halen emekli, Tümgeneral Mustafa Kalemli Tavşanlı’ya gelmişti. Resmi kıyafeti üzerindeydi.  Hemen koşup yanaklarından öpmüş,koluna girmiştim. Yavaşcacık kulağıma eğilmiş.” Resmi kıyafetli subayların koluna girilmez” diye  uyarmıştı. O gün bu gündür hiç  bir asker dostumu bir yerde görsem  resmi kıyafetliyse  ne  yanaklarından öperim,ne de koluna girerim. 
                      Her zaman iddia ederim.Benim önümden ne kaçan ne de  uçan kurtulmuştur. Rahmetli Hasan Celal Güzel’in bir tebrikat sırasında 2O bin kişiye sarıldığını,onları öptüğünü  bir gazetede okumuştum. Demek ki benden daha kıdemli öpücüler de varmış  ülkede. Allah rahmet eylesin.
     Kayseri İli Erkilet Beldesi Emmiler Köyü İlkokulu’nda 196O-1962 yılları arasında Yedek Subay Öğretmenim. Son günlerimdi. Hava yağışlıydı. Yağmur kesildikten sonra öğrencilerimi köy girişinde,Un  değirmeni yakınındaki köy yoluna götürmüştüm.Çünkü yağmur yağdığında toprak yol çamur olurdu. Biz de topladığımız taşları çamura atar,yoldan kamyon ve traktörlerin rahat geçmelerini sağlardık.Yukarıdan bir askeri araç geliyordu. Yakınımızda durmuş,.içinden biri albay biri sivil iki kişi inmişti.  Ben de  yarı asker yarı sivilim ya koşup esas duruşa geçip  kendimi tanıtmıştım. Yaptığımız işi anlatmıştım. Hemen yanıma gelmiş.” Bize senin gibi aslanlar lazım. Gel bir öpeyim”diyerek kalın dudaklarını yüzüme yapıştırmıştı. Bazen düşündüğüm. Olmuştur. “Acaba öpmek mi  yoksa öpülmek mi güzeldir”  demişimdir. 
              İnşallah şu Koronavirüs elini eteğini çeker gider de ben yine aslıma döner,yine  sevdiklerime,dostlarıma,arkadaşlarıma sarılır,onların alınlarından öpmeyi sürdürürüm..  Onlarla tokalaşırım. Büyüklerin ellerinden ,küçüklerin gözlerinden öpmek,dost,arkadaş ve meslektaşlara sarılmak bizim tabiatımızda var. Şimdilik uzaktan el sallayarak selamlaşalım.Amenna.  Ama buna ne kadar dayanırız bilemem. 

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları