03 Temmuz 2021 - Cumartesi

KÜTAHYA BAROSU GENEL KURULU ÖNCESİ

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 10 dk.
1022 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News
  KÜTAHYA   BAROSU  GENEL KURULU ÖNCESİ
         BENİM DE NAÇİZANE BAZI  DİLEKLERİM VAR  
      Ben aile bireylerinden 7’si hukukçu olan bir  büyük ailenin mensuplarındanım. Kütahya Lisesi’nden 1957/1958 Öğretim yılı  bitiminde mezun olduktan sonra  önce hakim,sonra ,Kütahya Barosu’nun duayen üyelerindendi  serbest avukat rahmetli babam Hüsamettin Alpagut’un  tavsiyelerine uyarak  Hukuk Fakültesi’ne  değil, İktisat Fakültesi’ne kaydoldum.O yıllarda bugün olduğu gibi üniversitelere sınavla girilmiyordu. İşler tam yolunda giderken,birkaç  dersim kalmışken  27 Mayıs 196o’da TSK’leri darbe yaptı.  Bilindiği gibi üniversitelerin kapısına kilit vuruldu. Demokrasi bir süreliğine askıya alındı.  Ben ve Türkiye genelinde 13 bin 500  Üniversitede okuyan  öğrenci  Milli Birlik Komitesi’nin tavsiyesi üzerine ,çıkarılan özel bir yasa ve yönetmelikler muvacehesinde  Yedek Subay Öğretmen  olarak ülkenin dört bir yanına   gönderildik Ben ve Kütahyalı arkadaşlarım şanslıydık. Bizleri Kayseri İli Milli Eğitim Müdürlüğü emrine verdiler Kısa süren bir kursu müteakip il merkezi,ilçeler ve beldelerle köylere dağıtıldık. Çakma birer öğretmen olmuştuk Hukuk Fakültesi’den,İktisat Fakültesi’nden Akedemiler’den,bazı yüksek okullardan, hatta Tıp ,Ziraat,Fen,Orman, Maden ve diğer fakültelerden  yıllanmış arkadaşlarımız da bizlerle beraberdi.Geçici iki yıllık öğretmenlik görevi ve bir anlamda askerliğim bittikten sonra  iş işten geçmişti. Okluma yeniden başlayamadım. Gerekli işlemler de yapılmadığı için okulumla ilişiğim kalmadı. Yarımız asker,yarımız sivildi. Bir  yanımız Askeri yasalara, bir yanımız sivil yasalara göre   işlem görüyordu. Terhis belgemde  her ne kadar  rütbem teğmen ise de ne üniforma giydim. ne de   kendimi bir subay olarak htim.  Harp Okulu öğrencilerinin yemeği kalitesinde yemeğimi ,   netice itibariyle ,eğitim gördüğüm Manisa Piyade  Er Eğitim Tugay Komutanlığı’nın asker masalarında  yedim.Nihayet,   benim yerime oğlum İşletme Fakültesi’ni,kızım da İktisat Fakültesi’ni bitirdiler de   beni bir anlamda teselli ettiler. 
      Keşke rahmetli babamın tavsiyelerine uymasaydım ve en azından  avukatlık yapardım.Belki de dedem,enişteml,halam,babam,dayım  gibi  hakim olurdum. Boş zamanlarımda rahmetli babamın yazıhanesindeki  yasaları karıştırdığım için birçok yasa maddesini ezbere bilirim. Bugün bile şaka yollu  genç hukukçulara:” Bir hakkın sırf gayrı izrar eden suistimalini kanun himaye etmez” diye takılır,ne anlama geldiğin sorarım. Onları tebessüm ettiririm. 
     Kütahya  Barosu ,ülkemizdeki  mevcut  76 Baro içinde ,eski,iyi bilinen, saygın bir Baro’dur.Özellikle  ülkenin en hassas  konularında  hassasiyet gösteren  bir Barodur. Halen 424 kayıtlı üyesi bulunan Kütahya Barosu 3-4 Temmuz 2021 tarihlerinde seçimli genel kurula hazırlanıyor Hayırlı ve uğurlu olsun…..  Rahmetli babam Simav ‘da hakimken  ,kendi isteğiyle mesleğinden ayrıldıktan sonra Tavşanlı’ya gelmiş,Kütahya  Baro’sunun üyesi olmuştu. Baro kimlik  belgesi ni  hala saklarım. Baro sicil no: 14,Bakanlık sicil no.3392/5274,ruhsatname tarihi ise.16 Kasım 1946.
     Rahmetli babam, Kütahya Barosu’nun her yıl yaptığı etkinliklere  nadiren de olsa katılırdı. Ya rahmetli Avukatlar; Hüsnü Davutoğlu,Yavuz Ökem, Ethem Sözen ya da halen hayattalar; Avukat Ali İhsan Bakır, Cemal Dosdoğru,Muammer Uslu ve bazı avukatlarla verilen yemeklerde olurdu. 
     Ama ilginçtir; Öyle zamanlar olmuştur ki,sevgili,merhum babam kazanamadığı  zamanlarda Baro Aidatını dahi  zamanında   ödeyememiştir. Çünkü benim babam,yazıhanesine ısınmak için aldığı bir merkep yükü kömürü,en küçük bir ödemeyi titizlikle  gider defterine işleyen  kendi nevi şahsına  münhasır bir avukattı. Mezarını bile ailece yaptıramamıştık. Rahmetli hakim eniştem Abdurrahman  Bey’in mekanı cennet olsun,  mezarını ,bizzat helal paralarıyla yaptırıp bizleri  kendine minnettar kılmıştı.Zaten vefat ettiği tarihte 3 Aralık 1981’de ceketinin cebinden  sadece 21 lira çıkmıştı.  Bazen günlerce para kazanamadığı zamanlar olmuştu.O zaman ne yapardı? Bugün hayatta olmayan dostları,rahmetli terzi Ahmet Ün, Ahmet Manisalı, Ahmet Kuruçay, İş insanıydı  Carsan Mustafa ve Ahmet Yumurtacı’nın imzaladığı banka senetleriyle aldığı üç ve altı aylık  paralar ile   bizlere bakmıştır.  Mekanı cennet olsun.  Bize miras olarak dürüstlük bırakıp,gitti. O da bize yeter de artar bile…O evi, tarlası,bahçesi,otomobili  olmayan bir  avukattı. 
     Bugün için Kütahya Barosu’nun sayın üyeleri,avukatlarımız bana göre, iyi-kötü varlıklı,en azından evi,arabası hatta bahçesi olan ,özgür ve bağımsız insanlardır. Hem mevzuatı iyi takip ediyorlar,hem de  çok okuyorlar.İçtihatları değerlendiriyorlar. Konferansları,panelleri takip ediyorlar.Yeni yasaları titizlikle inceliyorlar.  Çıkan yasaları elden geçiriyorlar.Kendi etik kurallarına  uyuyorlar. Yine de yalansız yaşadıklarına inanıyorum. Her birinin adalet duygusunun  gelişmiş olduğunu düşünüyorum. Her birinin  korkusuzca  inandıklarını savunduklarına da öyle. Çünkü avukatlık  bilindiği gibi güven mesleğidir. Her avukatın  müvekkiline önce güven vermesi gerekir. Her avukatımız ,   vekaletnamesini aldığı kişilere karşı müthiş bir sorumluluk alıyorlar. Bunu hissediyorum.  Netice itibariyle avukat, sorumluluk bilinci  en yüksek kişidir. Siyasetçilerin adalete değer verip vermemeleri avukatlar  açısından önem ifade etmez. Çünkü avukat iyi bilir ki; bunun  vebalini  her siyasetçi bir gün  mutlaka  yaşayacaktır.Her avukat iyi bilir ki; dünün nice kudretli insanları  bugün cezaevlerindedir,Bunların da  her biri,en azından birer avukat tarafından savunulmaktadır. .En önemlisi , Kütahya Barosu’nun değerli üyeleri arasında  şerefini kaybetmiş tek bir avukata bu güne kadar rastlamadık. .  Bunun için de Kütahyalı olarak gururlanabiliriz. Ne zaman  Adli bir olay işitsem,bir yazı okusam, aklıma hep       Montesquieu gelir. Adaletle ilgili sözleri bugün altın harflerle nakşolmuştur. Ne demişti:” Toplum çıkarlarının  en etkin güvencesi  adalettir. İnsanı insan yapan  niteliklerin  başında hak,onur,kişilik saygısıyla  adalete,hukuka bağlılık gelir.Erdem;toplum çıkarlarını ,kişisel çıkarların  üstünde tutmaktır” Bu sözleri,  1689-1755 yıllar arasında  söylemiştir. Nasıl doktorlarımız Hipokrat yemini yapıyorlarsa ,hukukçularımız da bu ünlü insanın sözlerini her vesileyle   anımsarlar.  
       Ben Kütahya Barosu’nun sayın üyeleri,avukatlarımızın  gerçek kanıt, sağlam belge,defosuz tanık,tarafsız bilirkişi,adalet amaçlı iddianame aradığını bildiklerine inanıyorum. Çünkü hukuk bunu emretmektedir. Yine Kütahya Barosu’nun sayın üyeleri avukatlarımızın  suçluyu aklamaya ve karşılığında avukatlık parası(vekaletname  ücreti) aldıklarını,ama asla adalet dağıtmadıklarını,sadece bir tarafın hakkını savunduklarını  da biliyorum. 
       Avukatlarımız,hukuksuz yere tutuklu  kalmanın bir bedeli olduğunu da düşünüyorlar. Yani” kusura bakmayın,özür dileriz,bir yanlışlık olmuş”gibi  sözlerin  kırılan onuru yerine getirmediğinin de farkındadır.  Çağımız,her alanda sayın avukatlarımızın bilgi ve tecrübelerinden    faydalanma  çağıdır.Öyle inanıyorum ki  insanımız  hangi konuda olursa olsun en azından sayın avukatlarımızın da görüşlerini almalıdır.Bu  menfaatları  açısından önemlidir. Nasıl sağlık konusunda insanımız ,en yakın  sağlık danışmanları olarak eczacılarımızı görüyorlarsa .bir müşküllerini halletme konusunda da kesinlikle  avukatlarımıza danışmayı  gelenek haline getirmelidir. Hiçbir şey kaybetmeyeceklerdir.
        Kütahya Barosu’nun 3-4 Temmuz günlerinde  genel kurulunu yapacağı kesinleşti.. Eğer oy kullanma hakkım  olsaydı, oyum,kesinlikle üç dönemdir Baro Başkanı olarak görev ifa eden sayın Avukat Ahmet Atam’ın olurduÇünkü sayın Atam,bugüne kadar kendisini ispatlamış bir hukukçudur Her insan yanlış yapabilir. Ama ben sayın Atam’ın ne yanlışını,ne falsosunu tespit etmedim.  Kendisinin  5 Nisan avukatlar Günü  etkinlikleri çerçevesinde  yaptıkları konuşma arşivimde bulunuyor. Birkaç kez okudum. Eline,yüreğine  sağlık.Neler söylemiş Avukatlar gününde?“ Bizim en önemli  görevlerimizden biri,hukukun üstün tutularak  keyfiliklerin  önlenmesi dir.Biz avukatlar,cesur ve bağımsız olmalıyız.” Sözleri değerlidir. Kendileri    önemli bir noktaya temas etmişler.; Avukatlık  mesleğinin  en kadim savunma mesleklerinden  biri olduğunu, insanın özgür ve eşit  yaşama arzusu, eşitsizliğe,haksızlığa,adaletsizliğe, baş kaldırışı ve isyanıyla ,hakkı olanı elde etmek için ihtiyaç duyduğu yardım  ve gereksinimi karşısında  doğduğunu  belirtmişler. Sayın Atam’a göre; avukatlar,  cesur ve bağımsız olmak zorundadır. Hiçbir kişinin  ,grubun ya da siyasi oluşumun etkisinde  kalmadan,adaletin tecellisi,hukukun üstünlüğü,adil yargılanma  hakkı ve her tür  hukuksuzluğa  karşı  dik bir duruş sergileyerek  doğrunun ve haklının yanında  olmalıdır.  Tamamiyle katılıyorum. Yerinde bir teşhistir. 
           Daha şimdiden Kütahya Barosu’nun  yeni yönetimine başarılar diliyorum. Tekrarlıyorum; Sayın Atam, en az bir dönem daha  başkanımız olarak bu  makamda  kalmalıdır. Aksini düşünmek bile istemiyorum. Sayın,tanımadığım,diğer kardeşimiz  başkan adayı, Avukat Yusuf Mers  te  genel kurulda  sayın Atam gibi değerli Baro üyelerinden oy isteyecektir.  Baro genel kurulu teveccüh gösterdiği kişiyi yeniden Baro Başkanı seçecek,Baro’nun diğer   organlarına da mutlaka layık gördüğü arkadaşlarını getirecektir. Ama her halükarda hukuk,adalet,Kütahya ve ülkemiz kazanacaktır.    
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları