02 Nisan 2023 - Pazar

BEN ŞAHSEN SEVİNENLERDENİM

BEN ŞAHSEN SEVİNENLERDENİM

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 8 dk.
445 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News


    İnsan yaşlanmaya başladığında,yaşlılığında bir anlamda  Polyanna gibi oluyor. Hani şu  öykü kahramanı  Polyanna’dan söz ediyorum.Öykülerinden anladığımız kadarıyla; en küçük bir  güzellik,iyilik,ikram ,olay karşısında  O hep  mutlu olmuştur.Bu nedenle diyorum ki  zaman zaman  tıpkı Polyanna gibi olmak güzel şey… 
   “ Bunu da nereden çıkardın? “diyenler mutlaka  olacaktır. Olmuştur da.  14 Mayıs günü,Allah nasip ederse,işler yolunda giderse,bir sıkıntı olmazsa ,hem Cumhurbaşkanını, hem de milletvekillerini   seçeceğiz ya  o nedenle böyle bir yazı kaleme almayı düşündüm. Bakıyorum,birçok sayın aday adayı şimdiden kolları sıvamış bile.  Hepsi de umutlu olmalı. Ne zamana kadar” Takke düşüp kel görününceye”kadar. Zaten umut  olmazsa yaşanmaz.  Ama  hiç biri  kusuruma bakmasın, benim bir “ Koca Mehmet” im vardı. Görev yaptığım Tavşanlı’nın Derecik Köyü’ndeki ‘dostlarımdandı.  “ Cirkler’dendi” Mekanı Cennet olsun. Bana her vesileyle bir konu açılsa :” Bak bi  Bülent Hoca, İslamın şartını herkes 5 bilir ya,bana kalırsa 6’dır Altıncısı da haddini bilmektir” derdi. Yani diyeceğim;  birçok yerde   bu yola düşenler( Milletvekili aday adayları için söylüyorum)  bana kalırsa  hayal alemindedirler. Renkli rüyalar görmektedirler.  Netice itibariyle birer komisyonun masasında(teamül yoklamasından geçecekler)  A’dan Z’ye  İncelenecekler,tartılacaklar, enine-boyuna ölçülecekler ve   mensup oldukları siyasi partinin daha üst  yetkililerinin de görüşleri alındıktan sonra   aday olabileceklerdir. Hatta belki  genel  başkanların bile   onayı gerekebilecektir. Aday olabilirlerse bu sefer ,yaşadıkları yerleşim birimlerindeki  “ Zır, Zırzır ve hınzır seçmenler” tarafından  bir kez daha değerlendirileceklerdir.  Kim fazla oy alırsa o da milletvekili olacaktır.Yani Karıncanın Hac  yolculuğuna hazırlanması gibi bir şey.  Karıncaya da çok demişler.”Bak önünde şu kadar engeller var,bunları nasıl aşacaksın?”dediklerinde karınca.” Olsun ben bir kere niyet ettim “ demiş  ya onun gibi.  Bana kalırsa  işin başında her aday adayı  seçmene   kendisini iyi tanıtmalıdır. Seçmene güven aşılamalıdır.  Yanlış yapmamalıdır. Çünkü yanlışlar  yeri geldiğinde fotoğraflarla,ses kayıtlarıyla,beyanatlarla  ortaya çıkabiliyor. Aday adayları  şimdiden aday olmasalar bile, mal varlığını  açıklamalıdır. Neler yapabileceğini anlatmalıdır.  Birçok yerde nice adaylar var; Öyle adaylar ki, bana göre  doğup büyüdükleri topraklara yıllar sonra gelmişlerdir.  Bugüne kadar bir hemşehrisinin cenaze namazına katılmamıştır.  Bir yardımı söz konusu değildir. Doğup büyüdükleri yerlerin insanlarına,hemşehrilerine tek bir hizmetleri olmamıştır. Selam bile verip almamışlardır. Hemşehrilerine bir telefon dahi açmamış ve bir mesaj dahi atmamıştır.  Doğup büyüdükleri yerlerdeki   mülahazat hanelerinde dişe dokunur bir şey bulunmamaktadır.  Böyle muhteremler seçmenden oy talep edecekler öyle mi? Bir de madalyonun öteki yüzü var;  doğup büyüdükleri ilçelere,bu ilçelerin bağlı olduğu ile  iyi-kötü hizmeti olmuştur. Lobi faaliyetleri yürütmüştür. Reklamını yapmıştır.Sosyal,ekonomik ve kültürel başarılarda  emekleri,izleri,faaliyetleri olmuştur. Böyleleri gelsinler ciğerimi yesinler. Bana göre  eskiler yenilerden  bir  metre öndedirler.  Çünkü ne yaptıklarını  neyi yapamadıklarını  herkes  iyi –kötü  bilmektedir.   Allah gönüllerine göre versin.  Benim bu yaşa kadar böyle bir  niyetim ve de hevesim  olmadığından  gerek genel gerekse yerel seçimler pek ilgimi çekmiyor. Sadece vatandaşlık  görevim gereği oyumu kullanıyorum.     2009  yılından bu yana,yani sevgili Belediye Başkanımız Ali İhsan Çakır’ın görevini sonlandırdığı tarihten bu  güne halkımızın hür iradeleriyle seçtiği  ve bugün  itibariyle 3.dönemini yaşayan   Belediye Başkanımız, Şehir Planlamacısı  sevgili Mustafa Güler   ile birkaç gün  önce  bir  telefon konuşması yaptım   yazmazsam olmazdı.Anladığım kadarıyla sayın Cumhurbaşkanımız, sayın Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan  birçok  belediye başkanımıza  dediklerini kendisine de ifade etmişler.  Yani ” Yola devam “ demişler. İşte  sayın belediye başkanımız da  bunu saygıyla karşılayıp  “ göreve devam” demiş.  Milletvekili Aday Adayı olmamış.Şimdi   düşündüğüm gibi; “ Nerede kalmıştık?” diyerek  vizyon  projelerini  bir bir hayata geçirmeye  devam   edecektir. Ama diyeceksiniz;  Milletvekili olsaydı fena mı olurdu? İyi olurdu.    
          Ben ve Tavşanlılı arkadaşlarım  1960 Askeri Darbesi ardından gözümüzü Kayseri’de  açmıştık.  Örneğin  merhum arkadaşım Yüksel Kavuncu Hukuk Fakültesi’ndeydi, Ben, merhum arkadaşım Moymullu Mehmet Ali Özel İktisat Fakültesi’ndeydik. Kuruçaylı Şerafettin Yılmaz,Ahmet Kasımoğlu( Sepet),Hakkı Şahin,Esmerler’in Tekin  Özdoğan  da keza bizimle beraberdi.  Kayseri’de Osman kavuncu  adında   bir Belediye  başkanından  söz ediliyordu. Merhum Menderes 1950’de  DP İktidar olduğunda   bu belediye başkanını  Kayserililer’in tüm itirazlarına rağmen alıp milletvekili seçtirmiş.   Ama ne olmuş? Kayseri  bir adım geriye gitmiş. Hizmet  yarışı yara almış. Olan Kayseri’ye. Kayserililere olmuş.  Mükemmel bir belediye başkanından yoksun kalınmış.  Sevgili Mustafa Güler  işte bu nedenle   yazımın konusudur.  Mustafa Güler de mesleğinin  en verimli çağındadır. 56 yaşındadır. Önünde daha nice güzel yıllar var. Kafasında birçok  Vizyon projeler var. Tavşanlı O’nun sayesinde  çağ atladı desem yanlış   olmaz.  Bugün Tavşanlı’yı görüp te birçok ille kıyaslayanlar haklıdır. Özellikle Balıkesir yönünden gecenin bir vakti Tavşanlı’ya gelen  yolcu treninin   kompartımanında yanımda oturanların Eskişehir’e geldiklerini sanarak hazırlık yaptıklarını bilirim. Ki Tavşanlı o zaman bugünkü Tavşanlı değildi.    Bunu Tavşanlı’nın içindekiler,belediye sınırları içinde ,köylerde yaşayanlar fark edemez.  Tavşanlı’ya dışarıdan gelenler söylüyor. Yiğidi öldüreceksen hakkın vereceksin.   Evet,herkes gibi belki  sevgili Mustafa Güler de  bazılarına göre  sempatik olmayabilir Demokrasiyle idare edilen ülkelerin insanlarının ağzını bantlayamazsınız. Atasözleri  doğru söyler:” Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır”. Mustafa Güler de öyledir.  O,Tavşanlılıların helal oylarıyle kazanmıştır Öyle,Belediye Başkanı olmuştur.   Kendisine sağlıklı nice yıllar diliyorum.  Mülk Allah’ındır. Kimse sırtına bir şeyler sarıp ta götürmüyor.”  At ölür meydan kalır,yiğit ölür şan kalır”.  Mustafa Güler de bir gün elbette “ Harç bitti yapı  paydos ” diyecektir. Ama  bırakalım bunu kendisi söylesin…. Hazreti Mevlana bile ne güzel söylemiştir”  Eğer yüce dağlara kar yağıyorsa her yer ,bembeyaz  oluyorsa, bunu dağ ile kara bırakınız” Herkes sevgili Güler’i eleştirebilir. Ama eleştirirken bile elimizi vicdanımıza koyarak öyle eleştirelim.
         Bağdat  fethedildiğinde  Osmanlı Ordusu ‘nun  başındaki  paşa” Sinan Paşa”şehit düşmüştü. İstanbul’a fetih haberi ulaştığında  başta padişah ve saray  ve halk derecesiz  memnundu. Yalnız  bir sıkıntı vardı. Padişaha nasıl söyleyeceklerdi? “ Sinan Paşa şehit oldu” nasıl diyeceklerdi. Padişahın Sinan Paşa’nın şehadet haberi üzerine.” Ben Sinan’ımı bin Bağdat’a  değişmem” dediği dillendirilir. Ben de  söylüyorum.” Ben de sevgili Mustafa Güler’i  onlarca milletvekiline değişmem. 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları