SAYIN MİLLETVEKİLİMİZ AHMET ERBAŞ’TAN GÜZEL AÇIKLAMALAR
SAYIN MİLLETVEKİLİMİZ AHMET ERBAŞ’TAN GÜZEL AÇIKLAMALAR
Bülent Alpagut
- 05062218413 SAYIN MİLLETVEKİLİMİZ
AHMET ERBAŞ’TAN
GÜZEL AÇIKLAMALAR
Hangi siyasi partiden olurlarsa olsunlar netice itibariyle milletvekillerimiz hepimizin vekilleridir. Üstelik biz asil onlar vekildir. Binlerce insanımızın teveccühüyle TBMM Çatısı altına gönderdiklerimizdir. Büyük sorumlulukları var. Aldıkları görev kutsaldır. “ Birimiz hepimiz için hepimiz birimiz için” değil mi? Kütahyalı olsun olmasın nihayet sayın 5 milletvekilimiz tüm mesailerini önce Kütahya için harcamak zorundadırlar.Çünkü önce can,sonra canandır. Kütahya İli sınırları içindeki tüm ilçe,belde ve köyle mahallenin sorunları onların da sorunlarıdır. Genel bir ifadeyle Kütahya’nın en ücra köşesinde bir sorun varsa sayın milletvekilinin bu sorunun üzerine eğilmesi kadar doğal bir şey olamaz. Sadece iktidar partisi milletvekilleri değil muhalefet ve bağımsız milletvekillerinin de seçildikleri yerlere borçları ,teveccühün karşılığını ödeme mecburiyetleri vardır.
Sayın milletvekillerimiz halkımız nazarında Kütahya Milletvekilidir. Kütahya’nın AK Partili, Milliyetçi Hareket Partili, CHP’li milletvekilleri kağıt üzerinde seçildiği yerlerin milletvekilleridir. Her gönülde mensup oldukları siyasi partiler dikkate alınmadan yer alırlar. Herbiri Kütahya adıyla taçlandırılmış, Kütahya Milletvekili’dir.
Sayın Ahmet Erbaş’ın çalışmalarını uzaktan da olsa takip ediyorum. Gazetem Ekspres bana ulaşıyor. Her şeyden haberim var. Sayın milletvekilimiz Ahmet Erbaş’ın Türkiye’de ilk Adalet ve Demokrasi Müzeleri’nden birinin Kütahya’da olmasını istemesi kadar doğal bir şey olamaz.Çok güzel bir öneridir. Aslında ifade ettikleri gibi müze binası da hazırdır. Bu bina 1953-1957 yılları arasında öğrenim gördüğüm Kütahya Lisesi tarihi binasının tam karşısındadır. Milli Eğitim’e ve Adliye’ye ev sahipliği yapmıştır. Bir bilinmeyen özelliği de bu binanın merdivenlerinin en üst basamağının Uludağ’ın yüksek zirvelerinden birisinin yüksekliği ile aynı seviyede olmasıdır.
Sevgili kardeşim merhum gazeteci ,zamanın A.A İl muhabiriydi Hasan Bilcan’la 1980 Askeri Darbesi ardından yüksek rütbelilerin bu binaya bir ziyareti sırasında beraberdik. Sayın Hv. Er Eğitim ve Tugay Komutanı çinili binanın merdivenlerinin solundan çıkıyordu. Merhum korkusuzdu ve sayın generale bir espri yapmıştı ;”Paşam merdivenlerin solundan çıkıyorsunuz yoksa solcu musunuz?” dediğinde sayın general tebessüm etmiş.”Siz gazeteciler yok musunuz vallahi pes!”demişti. Hepimizi güldüren böyle bir espriyi bugün yapacak birini bulup bana da getirin de göreyim.
Sevgili Erbaş:”1907 yılında yapılan bu çinili binamız tıpkı Yassıada’da olduğu gibi Adalet ve Demokrasi Müzesi olsun” demiş. Böyle bir önerinin tadından yanına varılmaz.Sanırım “hayır” denilmeyecek kadar güzel bir öneri.Bunu da yetkililerin direktifleri doğrultusunda gerçekleştirebiliriz.
Sayın milletvekili kangren olmuş bir soruna değinmiş. Bu Tavşanlı’da TKİ Genel Müdürlüğü, Garp Linyitleri İşletmesi’nin kömür havzasındaki Beke, Yörgüç ve Ömerli Köyleriyle ilgili bir mesele. Bugüne kadar birçok kez ısıtılıp ısıtılıp masaya konulmuş,her defasında maalesef soğutulmuş bir meseledir. Sayın milletvekili mutlaka birçok mağdur Tavşanlılı hemşehrimle konuşmuş olmalı. Bilindiği gibi Tavşanlı bir Linyit merkezi. Tunçbilek, Değirmisaz dahil birçok yerinde zengin Linyit damarlarına sahip. İşte yıllar önce sayın milletvekilinin ifade ettiği gibi köylerinin altında Linyit yatakları olduğu ifadeyle bu köylerin verimli toprakları kamulaştırılarak ellerinden alınmıştı.Zengin bitki örtüsü yok olmuş. Hayvancılık ölmüş. Köylü işsiz kalmış, tarım yapılamaz olmuştu. Neticede köy halkı peyderpey köyünü terk edip başka yerlere göç etmek zorunda kalmıştı. Ha diyeceksiniz Devlet bu insanlara kamulaştırdığı alanlar için,tarlalar,bahçeler vb için ödeme yapmadı mı? Evet yaptı. Ama yıllar yılı bu köylerde doğup büyüyen, köylü yurttaşlarımızın bir anlamda elleri kolları kesilmişti. Topraklarını terk etmek zorunda kalmışlar ve çil yavrusu gibi dağılmışlardı.Karnını balıkla doyuran balıkçının oltasını elinden almıştık. Linyit çıkarmışız ama öte yandan bir bölgede hayvancılığı,tarımı,bitki zenginliğini yok etmişiz. Yerleşim birimlerini ortadan kaldırmışız. Öyleyse bu insanlara bir vefa borcumuz olmamalı mı? Yeni yeni iş sahalarına eleman alırken önce bu köylerin insanlarını işe alamaz mıyız? Sayın milletvekili de zaten buna işaret ediyor. Hem de yerden göğe kadar da haklıdır. Bu vesileyle Sayın Enerji Bakanımızın da kulaklarını çınlatmış olalım. Bu Bor mağdurları için de geçerlidir.
Sayın milletvekili bazı güzergahlar için de konuşmuş. Tavşanlı’yı Bursa’ya bağlayan yol üzerinde Domaniç İlçesi ve İnegöl ilçesi bulunuyor. Domaniç- İnegöl arası 40 km. Eğer Domaniç ile İnegöl arasında Kocayayla altından bir tünel ki bu 7 km kadar bir uzunluk ifade ediyor mesafe daha da kısalabilecek. Yine sayın milletvekiline göre Tavşanlı Organize Sanayi Bölgesi için seviyeli kavşak projesi hayata geçirilmelidir. Dursunbay- Harmancık- Tavşanlı , Tavşanlı- Domaniç,Tavşanlı- Dodurga –Seyitömer, Tavşanlı-Emet, Abide- Simav, Simav- Dağardı yolları Cumhuriyetimizin 100.yılında kesinlikle tüm eksiklikleri giderilerek ulaşıma açılmalıdır. Yine sayın milletvekiline göre dünya Bor rezervinin %64’ünün Türkiye’de olduğu biliniyor. Bu miktar üzerinden % 78’lik bir Bor rezervi Kütahya’da, dolayısıyle Emet ve Hisarcık İlçeleri arasındadır. Bu yıl Etibor İşletmeleri’nin bir milyar dolarlık bir hammadde satışı söz konusuymuş.Öyleyse Etibor Genel Müdürlüğü, Enerji Bakanlığı’nın direktifleriyle bu iki ilçeye iki gözle bakmak zorundadır. Kaz gelen yerden tavuk esirgenmemelidir. Bu arada Cevizdere Şehitliği’nin suyu yokmuş Yolu da asfalt değilmiş. Çevre düzenlemesi gerekiyormuş. Bunları sayın milletvekili ifade ediyor. Öyleyse Etibor Genel Müdürlüğ de lutfedip bir zahmet bu şehitliğe bir el atsın. Üzerine düşeni fazlasıyle yapsın. Her iki ilçeye maddi ve manevi borç söz konusudur. Domaniç İlçesi’nin su sorunu kesinlikle çözülmeli , Pazaralanı Göleti bitirilmeli, tamamlanması beklenen Emet/Günlüce, Hisarcık/Pullar,Güldüren/ Dereköy,Beyköy/ Karapınar Göletleri Gediz’deki Murat Dağı Göleti, Simav’daki Simav ve Örenler Barajları Cumhuriyetimizin 100.yılında sorunsuz olarak göreve hazır hale getirilmelidir. Dünya Gıda krizine giderken bu konu daha da önem arzetmektedir. Köylerde refahı artırdığımız taktirde şehirlerin de yükü buna paralel olarak azalacaktır.
Ben Kütahyalılar adına sayın milletvekilimiz Ahmet Erbaş’ın gösterdiği hassasiyete teşekkür ediyorum. Konunun da yılmadan usanmadan yakın takipçisi olacağım.