TAVŞANLI ATATÜRK İLKOKULU BİR ÇINARINI DAHA KAYBETTİ
TAVŞANLI ATATÜRK İLKOKULU BİR ÇINARINI DAHA KAYBETTİ
Bülent Alpagut
- 05062218413
TAVŞANLI ATATÜRK İLKOKULU(İlköğretim Okulu) BİR
ÇINARINI DAHA KAYBETTİ
Eylül Ayı birçok dostumuzu,arkadaşımızı,evladımızı,birçok kişinin yakınlarını birer ikişer alıp götürüyor. Ünlü şairimiz Yahya Kemal Beyatlı.” Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde; Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter.Ve serin serviler altında kalan kabrinde,Her seher bir gül açar; her gece bir bülbül öter.” Demiş ya.ölümün yüzü soğuktur. Bugün ne kadar çile çekseniz de,ne kadar cefa çekseniz de,fakir de olsanız,yoksul da olsanız, bir tesbih ve bir hırkanız da olsa ölümü kimse istemez. Çünkü ölüm ayrılıktır. Herkresin iyi-kötü birçok akrabası,komşusu,dostu,arkadaşı,ahbabı ,yerine göre asker arkadaşı, cezaevi arkadaşı, okul arkadaşı,hastane arkadaşı,meslektaşı vardır. İşte bu yüzden ölüm acıdır. Çünkü her ölen arkasında birçok insanı bırakır gider. Bir gün olur anılmaz da olur. İşte o zaman ölen ikinci kez ölür.Ölüm halinde yüreklerde bir ateş vardır. Zaman içinde bu ateş sönmeye başlar. Küllenir. Merhum Kayseri’nin Taşan Köyü’nde ki ben o zaman bu köye komşu Emmiler Köyü’nde Yd.Sb Öğretmendim bir Ahmet Hoca vardı. “ Ölenlerin ardından kesinlikle ağlamayın “derdi. Bir gün Hoca’y,ı bir köşede ağlarken görenler kendisine:” Hocam bize hep ölenin ardından ağlamamamızı söylerdin bak sen de ağlıyorsun” dediklerinde torununu kaybettiğini söyleyip karşısındakilere aynen:” Arkadaşlar; ölüm halinde insanın içinde kırk mum yanar. Zaman içinde bu mumlardan 39’u söner. Biri asla sönmez. İşte insanın yüreğini bu tek sönmeyen mum yakmayı sürdürür” dediği anlatılırdı. Şimdi Tavşanlı’da onlarca hemşehrim mutlaka birkaç gün evvel ,16 Eylül günü kaybettiğimiz Hakkı Şahin( Kırmızı Hakkı) Öğretmeni uzun süre unutmayacaktır.Kırmızı Hakkı dememin nedeni,saçlarının kırmızıya yakın olması nedeniyledir. Ama herkes gibi o da bir gün anılmaz olacaktır. Bu yaşamın tabiatında vardır. Hakkı Şahin meslek hayatı boyunca yüzlerce öğrenci okuttu. Benim hem Atatürk İlkokulu’nda ,hem Kayseri’de yd. Sb öğretmen olarak ,hem de Manisa’da Batı Kışlası’nda asker arkadaşım,hem de dostumdu.Merhum babası DDY’da hat(yol) çavuşuydu,Haftanın bazen her günü derezine biner Tavşanlı- Emirler arasında demiryolu boyunca rayları kontrol ederdi. Birkaç kez beni soğuk kış günlerinde bisikletimle Derecik Köyü İlkokulu’na giderken demiryolu kıyısında alıp köy yakınlarına bırakmıştı.Hayatımda Derezin denilen demiryolu aracına ilk defa merhum Hakkı Hoca’nın babası sayesinde bindim. Ben Derecik Köyü ‘nde müdür yetkili öğretmen iken( 1962-1972) genelde okuluma iki güzergahım ulaşırdım. Birisi Moymul Ovası üzerinden Tavşanlı-Derecik-Ayvalı Köyü güzergahı, diğeri ise Moymul Ovası’nı su bastığında Eskişehir- Balıkesir Demiryolu’nun Tavşanlı- Emirler arasında demiryolunun her iki kıyısındaki kömür tozlu tek kişinin geçebileceği yoldu .Bu kömür tozla desteklenmiş koridordan,patika yoldan zaman içinde yüzlerce GLİ Müessesesi maden işçisi de yararlanmıştır. Derezine binişimin nedeni ilginçtir; Tepecik Beldesi sınırları içinde demiryoluna yakın yerlere kadar gelen Karamandalar(Dombeyler) vardı. Hatta bu iri cüsseli hayvanlar demiryoluna dahi çıkarlardı. Bir gün okuluma giderken bu karamandalardan birisi beni kovalayınca imdadıma merhum Hakkı Hoca’nın babası hat çavuşu Abdullah Çavuş yetişmişti. Beni bisikletimle Derezine alıp okuluma yakın bir mevkiye kadar götürüp bırakmıştı. Mekanı cennet olsun.Abdullah Çavuş ailesini helal ekmekle besleyen bir Hat çavuşuydu.Merhum Hakkı Şahin Öğretmen’in İki oğlu( Osman ve Hakkı,bir kız Zişan adlı ) evladı vardı. Oğlu Hakan’ı ve damadı Yücel Benli’yi kaybettiğinde çok üzüldüğünü biliyorum. Eşi Hesna Yenge de benim eşim tarafından hısımımızdı. Kocagözlerdendi. Vefatı, Hakkı Hoca’yı psikolojik olarak derinden etkilemişti. Merhum oğlu Hakan’ın hidi çiftliğindeki yangından da olumsuz etkilenmişti. Maddi ve manevi zarar söz konusuydu. Merhum Hakan babası Hakkı Hoca’nın sağlık sorunları için az mı çabalamıştı? Mütevazı bir otomobili vardı. Zaman zaman bizleri bindirir gezdirirdi. Okul bitiminde meslektaşlarıyla kahvehaneye gider vakit geçirirdi. Deneyimli,çalışkan,sevecen,can bir insandı. Ben Atatürk İlkokulu’ndan emekliye ayrılmadan önce kendisiyle iki yaşlı öğretmendik. O benden önce okuldan ayrılmıştı. Ben de 1992 yılı sonbaharında eğitim ve öğretim yılı başında emekli olmuştum. Uzun yıllar birbirimizden hiç ayrılmamıştık. Ama gel gör ki ölüm bizleri ayırdı. “ Oku” sözcüğü Allah’ın ilk ayetidir. Rabbim Cebrail Aleyhisselamı peygamber Efendi’mize gönderdiğinde Allah’ın meleği, okuma-yazma bilmeyen Allah’ın en sevgili peygamberine “ İkra ya Resulullah” demişti. İşte biz öğretmenler,merhum Hakkı Şahin de yıllarca dil bilmeyen çocukları okuttuk. Bu nedenle öğretmenin Allah katı’nda yeri ayrıdır. İnşallah Allah,merhum Hakkı Şahin’i de en güzel şekilde ağırlamıştır. O’na cennet bahçelerinden bir köşe bile vermiştir.
Ben kendisine hizmet eden sevgili kızı Zişan’a teşekkür ediyorum. Allah O’na da merhamet etsin .Yardımcısı olsun. Çünkü merhum babası son günlerini O’nun yanında geçirdi. Her evlat anne ve babasının kıymetlisi,bir tanesidir. Kokan gülüdür. Bu nedenle evlat ta anne ve babasına iyi günde,kötü günde mutlaka yardımcı olmalıdır. Atatürk İlkokulu efsane müdürleri Veli Korkmaz, Ahmet Benli, Kazım Girgin’den sonra Mehmet Özkök’ü ,Kadir Kurt ‘u,Hasan Kılıçarslan,Ali Çakıroğlu,H. İbrahm Sertel,Hakkı Aşkaroğlu,Müzeyyen Karaduman,Sema Akşar ardından Hakkı Şahin’i de kaybetti .Hepsinin de mekanı cennet olsun. Bu vesileyle,dostlarına,aile bireylerine ,öğretmen camiasına başsağlığı dileklerimi sunuyorum.