22 Kasım 2020 - Pazar

P T T 180 YAŞINDA

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 8 dk.
1165 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News

    P   T    T     180     YAŞINDA          
     Posta   N ezareti olarak 23 Ekim 1840 tarihinde kurulan   PTT,yıllar sonra yanına eklenen A.Ş ile  180.nci  yılını kutladı. Kütahya PTT Başmüdürü sayın Ramazan Özdoğru’nun şahsında tüm camianın yıldönümünü kutluyorum. Sayın başmüdürü yıldönümü münasebetiyle güzel bir konuşma da yapmış. PTT’yi geçmişle gelecek arasında  bir köprü olarak lanse etmiş. Posta  ve Telgraf Teşkilatı A.Ş olarak yenilikçi bir bakış açısıyle, teknolojik yatırımlara  ağırlık verdiklerini, kaliteli ve güvenli  hizmet anlayışıyle getirilen  ürün ve hizmet çeşitliğini , Türkiye’nin en köklü  kurumları arasında olduklarını ,posta,kargo,lojistik,e-ticaret,bankacılık  ve sigortacılık  gibi sektörlerde  hizmete devam ettiklerini , hedeflerinin,posta hizmetlerinin yanında,bilgiyi anında  paylaşabilen ve küreselleşen bir dünya  pazarında olmayı yeğlediklerini ,Tüketicinin her zaman yanında olduklarını, güçlerini tüketiciden aldıklarını , 45 bini aşkın bir çalışana sahip olduklarını,5 bini aşkın  noktaya sahip bulunduklarını  amaçlarının “gidilmeyen yere gitmek, olunmayan yerde  olmak” sloganıyle özdeşleştiğini  , teknolojik alt yapıya ağırlık verdiklerini,  yurt içi pazarda  rekabet oluşturduklarını,  uluslararası faaliyetlerde büyük adımlar attıklarını ,bir dünya markası olma yolunda emin adımlarla ilerlediklerini,sektörel anlamda,yeniliklerin öncüsü,inovasyon,Ar-Ge ve  dijitalleşmeyi  ön planda tuttuklarını ,180 yıl evvel atılan tohumun bugün görkemli bir çınar ağacına dönüştüğünü ifade etmiş. 
     P  T  T   Halkımızla özdeşleşmiş bir  kurumdur. P T T  denilince akla ilk gelen de mektuptur. Halkımız yıllarca  mektup atmak için PTT’ye gitmiştir. Eskilerde bugünkü gibi  cep telefonları yoktu. Haberleşme  bu kurumun yardımıyle yapılabliyordu. Hemen hemen her ailenin olmasa bile bir dijital telefonu vardı. Rahmetli avukat babamın telefonu “64” tü. Benim de “6143065” ti. Bu telefonumu  konuşmaya kapatırken çok düşünmüştüm. Yıllarca da  Tavşanlı’da olmadığım halde bu telefonun aylık ücretini ödemişimdir. Bu telefon benim bir parçamdı. 
      Anadolu Ajansı Tavşanlı  Muhabiri olarak görev yaptığım dönemlerde Basın mensubu olmam hasebiyle telefon ücretinin yarısını ödüyordum.Bunun için de Tavşanlı Kaymakamlığı’ndan her sene muhabir olduğumu belirten bir belge alır  Tavşanlı PTT Müdürlüğü’ne verirdim. A.A’dan gelen sembolik primler,ücretler ise bazılarının gözüne batar:” Bülent Hoca Allah versin; Bakalım şu parayı ıslatalım” diye laf atardı.
     Benim ajans muhabiri olduğum dönemlerde   haberler P T T  aracılığıyle giderdi. Zarfım kabarık olurdu. Zarfın içinde  de fotoğraflar da  bulunurdu. Yangın,trafik kazası,bürokratların  ilçe faaliyetlerinde  şehirlerarası telefon devreye girerdi. 
     Bu nedenle yıllar içinde en samimi dostlarım arasında PTT Müdürleri,çalışanları olmuştur desem yalan olmaz. Tavşanlı PTT Müdürlüğü  bir kez o da 28 Mart 1970 depremi ardından çadıra çıkmıştır. Çadırlar bugün yerinde olmayan,bir zamanların Kaymakamlık binası olarak değerlendirilen ,sonra Vergi Dairesi Müdürlüğüne tahsis edilen ,PTT’nin tam karşısındaki  eski Halkevi binasının ayakta kalan son parçasının bahçesine kurulmuştu. Sayın Ptt Müdürü  sanırım hayatta değil,Cevdet Ekineken ile  birlikte  bu kurulu çadırlardan müdür çadırında bir araya gelirdik. Telefon konuşmaları,vatandaşın konuşmaları birbirine karışırdı. Bir çadırdan yükselen ses diğerinden kolaylıkla işitilebilirdi. 
   PTT neden çadırdaydı? Çünkü yaşanan,21 saniye süren,7.1 şiddetinde ölçülen deprem  bugünkü adıyle İstasyon Caddesi,o zamanki adıyle Recep Peker Bulvarı’ndaki iki katlı hizmet binasını çatlatmış,bina boşaltılmıştı.  PTT Hizmetlerinin aksamaması için böyle bir çözüm bulunmuştu. 
   Tavşanlı PTT’si  bugüne kadar nice müdürler,görevliler görmüştür. Bugün bile unutulmayan PTT’ciler vardır.Kulakları çınlasın Selahattin Baştopçu ile sık sık bir araya gelirdim.Bir gün aramızda ilginç bir sohbet geçmişti. O zamanlar belediye sınırları içinde ankesörler ve bunları koruyan kabinler vardı. Bu kabinlerin içinde tıpkı bir zamanların genel tuvaletlerinde(helalarında) olduğu gibi çeşitli ayıp veya  sıradan   isimler,numaralar,şiircikler,diğerleri olurdu. Bir de kabinin orasında burasında delikler vardı. Sayın Baştopçu’ya  özellikle bu delikleri sormuştum. Tebessüm etmiş;” Bülent Hocam,bu delikler stres delikleri” demişti Anlamamış,biraz amcasını istemiştim. İnsanların  karşısındakiyle bu kabinlerde konuşurken bir eli boş durmaz, elinin parmakları kabinin orasına  burasına gidermiş. İşte bu delikleri açan da bu parmaklar olurmuş. konuşmanın dozuna göre  de bu delikler farklılık arzedermiş.İşte stres deliği  buymuş.Gülüp geçmiştik.Sayın müdürü en üzen bir diğer konu da  özellikle fiber kabloların bi linçsiz avcılar tarafından zarara uğratılmasıydı. Bunların asla avcı olamayacağını belirten PTT Müdürü  bu kabloların  üzerinde domine taşı  gibi yan yana dizilen sığırcık,güvercin,serçe gibi kuşlara  ateş edilmesiyle kabloların zarar gördüğünü,üstelik bu kabloların çok pahalı kablolar sınıfından olduğunu söylemişti.  Bir diğer olumsuzluk ta  içinde bakır tel olan kabloların adi hırsızlar tarafından kesilip çalınmasıydı.
          Tavşanlı’da PTT Hizmetleri   halen İstasyon Caddesi üzerinde  bulunan hizmet binası  inşa edilinceye kadar birkaç yerde   devam etmiştir.PTT özveriyle bu görevi  başarıyle sürdürmüştür.  Tavşanlı Ptt Müdürlüğü  halen kalabalık bir kadroyla hizmetini sürdürmektedir.Ama bu  PTT Şubesi’nin  ihtiyacı olmadığı anlamına da gelmez.  Bugün Tavşanlı Belediye sınırları içinde üstelik  19 mahalle vardır.Merkeze bağlı da 88 köy bulunmaktadır.   Yeni elemanlar müdürlüğü güçlendirecektir,Merkez nüfusu 70 bini aşan bir ilçeye  hitabeden bir müdürlüğün ihtiyaçları mutlaka dikkate alınmalıdır.  Ben de sayın şube müdürünün şahsında tüm çalışanların yeni yılını kutluyorum.
          Artık mektup yazılmıyor. Tebrik atılmıyor. Herkeste bir cep  telefonu var. Şimdi birisine bir mektup yazdırmaya kalksanız inanın ağzına yüzüne bulaştırır. Çünkü insanımız artık  mektup yazmayı  unutmuştur. Benim bile yıllar öncesinden  mektuplarım var. Atmaya kıyamadığım için klasörler içinde saklıyorum. Okuduğumda bazen üzülüyor hatta ağladığım da oluyor.Tebessüm ettirenleri de var. Posta pulları koleksiyonlarında nice pullar var. Ama bunları  muhafaza edenlerin  sayısı da giderek azalıyor. 
          Eskiden ,ta  yurtdışına ilk işçi gönderdiğimiz  dönemlerde  işçiler ailelerine  mektup zarfları içine,iki fotoğrafın arasına Batı   Alman Markları’nı  yerleştirir  gönderirlerdi. Sonra bu yasaklandı. Kulakları çınlasın baldızım Almanya’dan gönderdiği her mektubun içine en az 100 Batı  Alman Markı koyardı. Bu da bizi ihya ederdi. 
          Bugünün PTT’si artık özelleşmiş bir kurumdur. Daha değişik alanlarda hizmetini sürdürüyor.Ama ben hep o eski  ptt  müvezzilerinin kıyafetlerini özlüyorum. Bir ciddiyet vardı. Bir disiplin söz konusuydu. o  mektup,evrak ve diğerlerini  taşıyan çantalar bazen  bavul gibi olurdu. Zavalli müvezziler bunları dağıtmak için kilometrelerce yol katederlerdi. Yıllarca  bugün türkülerde kalan kara trenler bu mektupları taşıdı. Biz eskiler için öyle anılar var ki yenilere  anlatsanız  anlatmak isteseniz anlatamazsınız. Kütahya Lisesi’nden okul arkadaşım  Ali  Öztürk Posta Dairesi Başkan Yardımcısıydı. Mekanı Cennet olsun. Tavşanlı Ptt Müdürlüğü bünyesinde hizmet vermiş hayatta olanlara sağlık ve afyet,aramızda olmayanlara Allah’tan rahmet diliyorum. Nice yıllara PTT…

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları