P T T 180 YAŞINDA
Bülent Alpagut
- 05062218413 P T T 180 YAŞINDA
Posta N ezareti olarak 23 Ekim 1840 tarihinde kurulan PTT,yıllar sonra yanına eklenen A.Ş ile 180.nci yılını kutladı. Kütahya PTT Başmüdürü sayın Ramazan Özdoğru’nun şahsında tüm camianın yıldönümünü kutluyorum. Sayın başmüdürü yıldönümü münasebetiyle güzel bir konuşma da yapmış. PTT’yi geçmişle gelecek arasında bir köprü olarak lanse etmiş. Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş olarak yenilikçi bir bakış açısıyle, teknolojik yatırımlara ağırlık verdiklerini, kaliteli ve güvenli hizmet anlayışıyle getirilen ürün ve hizmet çeşitliğini , Türkiye’nin en köklü kurumları arasında olduklarını ,posta,kargo,lojistik,e-ticaret,bankacılık ve sigortacılık gibi sektörlerde hizmete devam ettiklerini , hedeflerinin,posta hizmetlerinin yanında,bilgiyi anında paylaşabilen ve küreselleşen bir dünya pazarında olmayı yeğlediklerini ,Tüketicinin her zaman yanında olduklarını, güçlerini tüketiciden aldıklarını , 45 bini aşkın bir çalışana sahip olduklarını,5 bini aşkın noktaya sahip bulunduklarını amaçlarının “gidilmeyen yere gitmek, olunmayan yerde olmak” sloganıyle özdeşleştiğini , teknolojik alt yapıya ağırlık verdiklerini, yurt içi pazarda rekabet oluşturduklarını, uluslararası faaliyetlerde büyük adımlar attıklarını ,bir dünya markası olma yolunda emin adımlarla ilerlediklerini,sektörel anlamda,yeniliklerin öncüsü,inovasyon,Ar-Ge ve dijitalleşmeyi ön planda tuttuklarını ,180 yıl evvel atılan tohumun bugün görkemli bir çınar ağacına dönüştüğünü ifade etmiş.
P T T Halkımızla özdeşleşmiş bir kurumdur. P T T denilince akla ilk gelen de mektuptur. Halkımız yıllarca mektup atmak için PTT’ye gitmiştir. Eskilerde bugünkü gibi cep telefonları yoktu. Haberleşme bu kurumun yardımıyle yapılabliyordu. Hemen hemen her ailenin olmasa bile bir dijital telefonu vardı. Rahmetli avukat babamın telefonu “64” tü. Benim de “6143065” ti. Bu telefonumu konuşmaya kapatırken çok düşünmüştüm. Yıllarca da Tavşanlı’da olmadığım halde bu telefonun aylık ücretini ödemişimdir. Bu telefon benim bir parçamdı.
Anadolu Ajansı Tavşanlı Muhabiri olarak görev yaptığım dönemlerde Basın mensubu olmam hasebiyle telefon ücretinin yarısını ödüyordum.Bunun için de Tavşanlı Kaymakamlığı’ndan her sene muhabir olduğumu belirten bir belge alır Tavşanlı PTT Müdürlüğü’ne verirdim. A.A’dan gelen sembolik primler,ücretler ise bazılarının gözüne batar:” Bülent Hoca Allah versin; Bakalım şu parayı ıslatalım” diye laf atardı.
Benim ajans muhabiri olduğum dönemlerde haberler P T T aracılığıyle giderdi. Zarfım kabarık olurdu. Zarfın içinde de fotoğraflar da bulunurdu. Yangın,trafik kazası,bürokratların ilçe faaliyetlerinde şehirlerarası telefon devreye girerdi.
Bu nedenle yıllar içinde en samimi dostlarım arasında PTT Müdürleri,çalışanları olmuştur desem yalan olmaz. Tavşanlı PTT Müdürlüğü bir kez o da 28 Mart 1970 depremi ardından çadıra çıkmıştır. Çadırlar bugün yerinde olmayan,bir zamanların Kaymakamlık binası olarak değerlendirilen ,sonra Vergi Dairesi Müdürlüğüne tahsis edilen ,PTT’nin tam karşısındaki eski Halkevi binasının ayakta kalan son parçasının bahçesine kurulmuştu. Sayın Ptt Müdürü sanırım hayatta değil,Cevdet Ekineken ile birlikte bu kurulu çadırlardan müdür çadırında bir araya gelirdik. Telefon konuşmaları,vatandaşın konuşmaları birbirine karışırdı. Bir çadırdan yükselen ses diğerinden kolaylıkla işitilebilirdi.
PTT neden çadırdaydı? Çünkü yaşanan,21 saniye süren,7.1 şiddetinde ölçülen deprem bugünkü adıyle İstasyon Caddesi,o zamanki adıyle Recep Peker Bulvarı’ndaki iki katlı hizmet binasını çatlatmış,bina boşaltılmıştı. PTT Hizmetlerinin aksamaması için böyle bir çözüm bulunmuştu.
Tavşanlı PTT’si bugüne kadar nice müdürler,görevliler görmüştür. Bugün bile unutulmayan PTT’ciler vardır.Kulakları çınlasın Selahattin Baştopçu ile sık sık bir araya gelirdim.Bir gün aramızda ilginç bir sohbet geçmişti. O zamanlar belediye sınırları içinde ankesörler ve bunları koruyan kabinler vardı. Bu kabinlerin içinde tıpkı bir zamanların genel tuvaletlerinde(helalarında) olduğu gibi çeşitli ayıp veya sıradan isimler,numaralar,şiircikler,diğerleri olurdu. Bir de kabinin orasında burasında delikler vardı. Sayın Baştopçu’ya özellikle bu delikleri sormuştum. Tebessüm etmiş;” Bülent Hocam,bu delikler stres delikleri” demişti Anlamamış,biraz amcasını istemiştim. İnsanların karşısındakiyle bu kabinlerde konuşurken bir eli boş durmaz, elinin parmakları kabinin orasına burasına gidermiş. İşte bu delikleri açan da bu parmaklar olurmuş. konuşmanın dozuna göre de bu delikler farklılık arzedermiş.İşte stres deliği buymuş.Gülüp geçmiştik.Sayın müdürü en üzen bir diğer konu da özellikle fiber kabloların bi linçsiz avcılar tarafından zarara uğratılmasıydı. Bunların asla avcı olamayacağını belirten PTT Müdürü bu kabloların üzerinde domine taşı gibi yan yana dizilen sığırcık,güvercin,serçe gibi kuşlara ateş edilmesiyle kabloların zarar gördüğünü,üstelik bu kabloların çok pahalı kablolar sınıfından olduğunu söylemişti. Bir diğer olumsuzluk ta içinde bakır tel olan kabloların adi hırsızlar tarafından kesilip çalınmasıydı.
Tavşanlı’da PTT Hizmetleri halen İstasyon Caddesi üzerinde bulunan hizmet binası inşa edilinceye kadar birkaç yerde devam etmiştir.PTT özveriyle bu görevi başarıyle sürdürmüştür. Tavşanlı Ptt Müdürlüğü halen kalabalık bir kadroyla hizmetini sürdürmektedir.Ama bu PTT Şubesi’nin ihtiyacı olmadığı anlamına da gelmez. Bugün Tavşanlı Belediye sınırları içinde üstelik 19 mahalle vardır.Merkeze bağlı da 88 köy bulunmaktadır. Yeni elemanlar müdürlüğü güçlendirecektir,Merkez nüfusu 70 bini aşan bir ilçeye hitabeden bir müdürlüğün ihtiyaçları mutlaka dikkate alınmalıdır. Ben de sayın şube müdürünün şahsında tüm çalışanların yeni yılını kutluyorum.
Artık mektup yazılmıyor. Tebrik atılmıyor. Herkeste bir cep telefonu var. Şimdi birisine bir mektup yazdırmaya kalksanız inanın ağzına yüzüne bulaştırır. Çünkü insanımız artık mektup yazmayı unutmuştur. Benim bile yıllar öncesinden mektuplarım var. Atmaya kıyamadığım için klasörler içinde saklıyorum. Okuduğumda bazen üzülüyor hatta ağladığım da oluyor.Tebessüm ettirenleri de var. Posta pulları koleksiyonlarında nice pullar var. Ama bunları muhafaza edenlerin sayısı da giderek azalıyor.
Eskiden ,ta yurtdışına ilk işçi gönderdiğimiz dönemlerde işçiler ailelerine mektup zarfları içine,iki fotoğrafın arasına Batı Alman Markları’nı yerleştirir gönderirlerdi. Sonra bu yasaklandı. Kulakları çınlasın baldızım Almanya’dan gönderdiği her mektubun içine en az 100 Batı Alman Markı koyardı. Bu da bizi ihya ederdi.
Bugünün PTT’si artık özelleşmiş bir kurumdur. Daha değişik alanlarda hizmetini sürdürüyor.Ama ben hep o eski ptt müvezzilerinin kıyafetlerini özlüyorum. Bir ciddiyet vardı. Bir disiplin söz konusuydu. o mektup,evrak ve diğerlerini taşıyan çantalar bazen bavul gibi olurdu. Zavalli müvezziler bunları dağıtmak için kilometrelerce yol katederlerdi. Yıllarca bugün türkülerde kalan kara trenler bu mektupları taşıdı. Biz eskiler için öyle anılar var ki yenilere anlatsanız anlatmak isteseniz anlatamazsınız. Kütahya Lisesi’nden okul arkadaşım Ali Öztürk Posta Dairesi Başkan Yardımcısıydı. Mekanı Cennet olsun. Tavşanlı Ptt Müdürlüğü bünyesinde hizmet vermiş hayatta olanlara sağlık ve afyet,aramızda olmayanlara Allah’tan rahmet diliyorum. Nice yıllara PTT…