30 AĞUSTOS ve 3 EYLÜL
30 AĞUSTOS 3 EYLÜL
Bülent Alpagut
- 05062218413 30 AĞUSTOS KÜTAHYA’NIN 3 EYLÜL TAVŞANLI
VE EMET’İN DÜŞMAN İŞGALİNDEN KURTULDUĞU
GÜNLERDİR
Kurtuluş Savaşı’nın en çetin çarpışmalarına sahne olan Kütahya maalesef güçlü bir Yunan Tümeni tarafından işgal edilmişti. Yani Kütahya ve havalisinde güçlü bir Yunan kuvveti vardı.Eskişehir- Afyonkarahisar hattındaki Yunan Ordusu’nun 225 .000 askeri olduğunu,top sayısının 420 ve hava gücünün 50 uçakla sınırlı olduğunu biliyoruz. Buna karşın Türk Ordusu’nun 208.000 askeri,320 topu ve 10 uçağı söz konusuydu. Asıl savaş alanı, Afyonkarahisar-Altıntaş-Dumlupınar üçgeninde olmuştur. Yani Büyük Zafer’i anlamak için Kütahya ve havalisini iyi incelemek gerekir. Kütahya merkez dahil yakın çevresi 17 Temmuz 1921 tarihinde işgal edilmiştir.13 Temmuz 1921 tarihinde Afyonkarahisar merkez ve yakın çevresiyle Bilecik merkez ve yakın çevresi Yunanlılar tarafından işgal edilmişti. İki gün sonra , başlayan işgal hareketi giderek genişlemiş, 15 Temmuz 1921 bu defa , Kütahya merkez ve yakın çevresiyle ,Bozüyük merkezi,Tavşanlı merkezi ve Emet işgali yaşamıştı. Tarihi belgelere göre ; O gün yani Kütahya’nın,Bozüyük’ün , Tavşanlı’nın ,Emet’in işgal edildiği anlarda Türk Ordusu’na ait birlikler ,özellikle 4. Tümen kendisini,Yarbay Nazım Bey yönetiminde büyük bir mücadele buluvermişti. Öyle şiddetli bir direniş olmuştu ki bu esnada yarbay Nazım Bey ve silah arkadaşlarından bazılarıyla bazı askerlerimiz şehit düşmüşlerdi. Tavşanlı tam 413 gün işgali yaşamıştır. 19 Temmuz 1921 tarihinde Türk Ordusu’na bağlı birlikler Eskişehir’i boşaltmışlar ve aynı gün Eskişehir ve yakın çevreyle Seyitgazi’ye Yunan Birlikleri girmişti. Aynı günün akşamına doğru ise bu kez Yunan Birlikleri’nin girdiği yer Uşak olmuştu.
Bu beklenmedik ani işgal hareketlerine karşı maalesef direnilememiştir. Sadece Kütahya’nın ilçelerinden Emet ve yakınlarında çete faaliyetlerinin yapıldığını öğreniyoruz. Yunan Birlikleri’nin Emet ve yakınlarında büyük bir direnişle karşılandığı da anlatılır. Dereli Kaplıcaları, Sülye ve civarında vur-kaç yoluyla Yunan Birlikleri’ne ilk darbeyi Emetli çeteler vurmuştur. İşte bu çarpışmalardan kaçan bir Yunan askeri yaralı olarak Tavşanlı’ya gelir,ilçedeki yerleşik Yunan güçlerinin komutanına durumu izah eder . Bundan sonra Emet İlçesi’nin Yunan Güçleri’nce yakıldığını da biliyoruz. Emet maalesef birkaç kez Yunan Güçleri tarafından yakılarak cezalandırılmıştır. Aynı direniş Tavşanlı’da yaşanmamıştır. Çünkü Yunan güçleri ağırlıklı olarak Tavşanlı’daydı. Ama Tavşanlı’nın bir kez yakılma riskiyle karşı karşıya kaldığı da unutulmamalıdır.
Kısacası Kütahya’nın, Bilecik’in, Bozüyük’ün, Eskişehir’in, Seyitgazi’nin ve daha birçok yerleşim biriminin kısa sürede işgali zaman içinde kahraman ordumuzun yeniden bir araya gelip,iyice örgütlenmesi,savaşa hazır duruma getirilmesi sonucunda sonlandırılmıştır. Kütahya 30 Ağustos gününü Yerel bayram olarak kutluyor. Kütahya’nın Tavşanlı ve Emet İlçeleri de 3 Eylül gününü yerel bayram olarak kutlamayı sürdürüyor.
Bildiğim bir husus; Bu yerel bayramların en anlamlısının,en güzelinin Emet ilçesi’nde kutlandığıdır. Ben de yıllar içinde Tavşanlı’da Üç Eylül günü yapılan etkinlikleri bizzat yönettim. Yerel bayramların ayrı bir havası oluyor. Bu bayramlar o yerleşim birimini A’dan Z’ye bir araya getiriyor. Bir yerleşim birimi kocaman bir aile gibi oluveriyor.İlk kutlandığı yıllarda büyük bir heyecanla karşılanan Üç Eylül Tavşanlı’nın kurtuluş bayramı zaman içinde daha az etkinliklerle kutlanmaya başladı.Yerel bayramların bütün yükü belediyelerin omuzlarında kaldı. Güçlü belediyeler bu bayramları daha güzel,güçsüz belediyeler ne kadar ekmek o kadar köfte misali kutlamak zorunda kaldılar.Kurtuluş bayramları,yerel bazda, toplu sünnet törenleri, konserler, konferans ve açık oturumlar,panellerle,sergilerle kutlanmaya başladı. Hatta bir ara bazı ilçelerde kutlansın mı kutlanmasın mı şeklinde düşünceler bile oluştu.Biri çıktı:” İşgal altında kalan yerlerin kurtuluş bayramı olmaz”da deyiverdi. Ben bu yerel öyle veya böyle kutlanmasından yanayım. Çünkü işgalden kurtulmak çok önemli bir şey.Bunu ancak işgal altında kalanlar iyi bilir. Allah bir daha Kütahya’mıza, Tavşanlı’mıza ve Emet’imize ve diğer işgalden kurtulmuş yerleşim birimlerine bir daha böyle bir acı yaşatmasın. Ama Kurtuluş Savaşı’nın en hareketli anlarına ev sahipliği yapan Kütahya’mız her yıl artan bir ilgi ve programlarla bu yerel kutlamaları daha güzel etkinliklerle taçlandırmayı sürdürüyor.
Kütahya,Kurtuluş kırmızı çizgisidir. Kurtuluş Savaşı’nda Kütahya’yı eskaza görmeden geçerseniz bu büyük bir duyarsızlık ve gaf olarak kalır. Kütahya Türk Milleti’nin yeniden hür ve müreffeh bir ülke olmasında etkili olmuştur. Kütahya Toprakları şehit kanlarıyla sulandığı için ünlü kirazının,vişnesinin,çileğinin hep kan kırmızıdır.Kütahya Toprakları üzerinde dolaşanları uyarırım; Çünkü Kütahya Toprakları kan ile yoğrulmuş topraklardır. Her karışında bir şehitin ayak izi,akan teri,barut kokusu vardır. Şair ne güzel söylemiş: ” Dur yolcu ,basıp geçtiğin bu toprak bir devrin battığı yerdir. Eğil de kulak ver,bu sessiz yığın, bir vatan kalbinin attığı yerdir”. Bayramın kutlu olsun Kütahyalı, Tavşanlılı, Emetli kardeşlerim…