ADAYLAR GÖRÜCÜYE ÇIKTI
ADAYLAR GÖRÜCÜYE ÇIKTI

Bülent Alpagut
- 05062218413
2023 YILI ÇIKARKEN İÇİMİ ACITANLAR
Askerlik Şubesi’nde, yılların Askerlik Şube Başkanları( Garnizon komutanları)’nın fotoğraflarıyla süslenmiş bir makam odası vardı.Bu odaya sıkça girenlerdendim. 30 Ağustos Zafer Bayramı etkinliklerinin son durağı Tavşanlı Askerlik Şubesi binası olurdu. Törenler sonrasında, Protokola mensup zevat, Şube başkanları,personeli,mevcut şubedeki askerlerin bayramlarını bu şube binasında kutlarlardı. Konuklara en büyük konukseverli k gösterilirdi. Şube binasında , Sohbetler edilir,geçmişe dönük anılar dile getirilirdi. Merhum Şube Başkanı( aynı zamanda garnizon komutanıydı) Hv. Plt. Kd. Alb Remzi Diren( büyük Tavşanlı sevdalısı) bu şube binasının girişine 500 kg ağırlığında havacıları temsil eden bir bronz heykel bile diktirmişti, Hem de kendi elleriyle çalışmalara katkı vermişti. Bu bina şehrin en güzel bir köşesini süslüyordu. Gelecek kuşaklara bırakılacak en güzel miraslardandı. Sayısız genç bu binadan askere uğurlanmıştı. Yoklama günleri izdiham yaşanırdı. Hele hele şube başkanlık odasının duvarlarını süsleyen gelmiş geçmiş komutanların fotoğrafları nı huşu içinde izlerdik. Merhum Diren,bir ara şubenin önüne hizmet dışı kalmış bir top ta getirmeyi planlamıştı. Ama olmadı. Yani anlayacağınız Tavşanlı Askerlik Şubesi binası şehrimizin simgelerindendi. Aaaaa! Ne oldu? Bizim Askerlik Şubesi binamız önce boşaltıldı. Personel Yeni Hükümet Konağı’na alındı. Ardından bir ara Milli Eğitime tahsis edildi. Daha sonra da bir hayırsever olarak sunulan bir hamşehrimize bir okul yaptırması şartıyle satılıverdi. Okul mokul da yaptırılmadığını işitmiştim. Yani sizin anlayacağınız tarihi Askerlik Şubesi binası bir anda elimizin altından kayıp gidiverdi. Başka bir yerde olsa böyle bir binayı koruma altına alırlar. Gelecek kuşaklara sunarlar. Bu bina birilerine battı.
Tavşanlı Ziraat Bankası Şubesi’nin temelinin atıldığı sıralarda Ailecek, Hasmillere komşu,merhum Ferit Us ve Ömer Us’a ait ahşap iki katlı ,eski Orman İşletmesi Santral binasında yaşıyorduk. Bir sabah bir gürültüyle uyanmıştık. Şimdiki ZB Şube binasının bulunduğu arsaya temel atma töreni varmış. 1950 yılı öncesi ydi. O gün ilçede büyük bir heyecan hakimdi. Bir avuç büyüklükteki ilçe merkezine estetik güzellikte bir banka şube binası inşa edilecekti. Önemli isimler de gelmişti. Eser bittiğinde gözlere hitabediyordu. Gerçekten çok güzeldi. Biz bu güzel,estetik açıdan iç açıcı şube binasını da yıktık. Yani gelecek nesillere.” Bak çocuğum burası bir zamanlar ZB Tavşanlı Şube binasıydı” diyemeyeceğiz.Bakın sonradan ,birkaç yıl önce açılan ZB Şube binasına. Allah aşkına içinize sığıyor mu? Benim sığmıyor. Hangi aklı evvel bu binayı inşa etmişse yazıklar olsun. Bana göre Tavşanlı’nın estetiğiyle alay edilmiştir.”Yaptım oldu” olmuştur.
1970 Gediz ve havalisi depremi sonrasında hasar alan eski PTT binamızı, yine İstasyon binamızı Deprem İcra Heyeti oluruyla önce yıktılar,sonra da mevcut binaları yaptılar. DDY Gar Binasını beğeniyor musunuz? Bu tek katlı bina benim Anadolu Ajansı Tavşanlı Muhabiri olduğum yıllarda alel acele inşa edilen, betonu kurumadan kalıpları alındığı için 8 derece yana yatan,bir buharlı lokomotif ile çelik tellerle doğrultulan binadır. Hayrettir ki hala içinde birçok çalışan,yolcu ve diğer üniteler bu binadan yararlanıyorlar. Benim içimi acıtıyor.
Türk Maden-İş Batı Anadolu Şubesi(sendikası) tarafından maden işçisinin eğitimi için inşa edilmiş ,halen Tavşanlı Kaymakamlık Lojmanı bitişiğindeki binanın ne kötü kaderi varmış!... Önce maden işçisinin yüzünü güldürmüştü. Çünkü maden işçisinin sürekli eğitime ihtiyacı var. Yeniliklerle tanışması gerekiyor. Çünkü madencilik bir uzmanlık alanı. Ama ne oldu? Bu gerçekleşmedi. Akabinde bina bomboş olarak Tavşanlı Öğretmeni’ne tahsis edildi. Bu doğrudan efsane sendika başkanı Doğan Şahin ve arkadaşlarının bir jestiydi. Tavşanlılı öğretmen heyecanlanmıştı.Kollar sıvandı. Bina baştan aşağıya elden geçirilmişti. Yatakhane bile vardı. Yemek dahi yenilebiliyordu. Güzel bir dinlence salonu,kitaplığı, toplantı salonu vardı. Tavşanlılı öğretmen günlerini bu binada kutlamaya başlamıştı. Ben bile bu binada nice etkinlikleri yönettim. Sunuculuk yaptım. İşler gayette güzel gidiyordu. Aaaaa! Ne oldu? Baktık bina Kütahya İl Özel İdaresi’nin taşınmazı olmamış mı? Cüzi bir fiyata elden çıkarılmış. Bu Tavşanlılı öğretmen arkadaşlar arasında sıkıntı yaratmıştı. Nitekim öyle de oldu. Tavşanlı Öğretmenevi olarak hizmet veren bina baktık bir başka amaç için kullanılmaya başlandı. Halen de Tavşanlı Diyanet Gençlik Merkezi olarak hizmet veriyor. Diyanet elini sallasa Tavşanlı’da en güzel yerde en güzel binayı satın alabilir,kullanabilir,kiralayabilir. 1000’nin üzerinde öğretmene bu yapılmamalıydı .Bu da içimi acıtıyor
Gururumuz Zeytinoğlu Ailesi’nin Babaocağı,Ulucami karşısındaki tarihi Zeytinoğluevi maalesef bugüne kadar bir türlü bir amaç için kazanılamadı. Bina böyle giderse bir gün aniden ya çökecek,ya da bir kendini bilmezin hışmına uğrayacaktır. Keşke bu bina,çok odalı tarihi ev yeniden ihya edilebilse. İç donanımı yıllar içinde yeterl iyileştirme yaşamadığı için belki bugün daha kötü durumdadır.Zeytinoğlu Ailesi ‘nden istirhamım, hayatta olan aile büyükleri bu binayı Cumhuriyetimizin 100.yılında bir şekilde bir amaç uğruna yeniden bizlere kazandırsınlar. Tavşanlılı kazansın.
15 Temmuz’da yaşanan o unutulmaz olaylar ardından , Kalkışma sonrasında Kamulaştırılan birçok bina arasına giren,Tavşanlı’nın en ortalık yerinde,Haşim Benli Bulvarı( Kanal Caddesi) üzerindeki bir dersane binası baktık Tavşanlı Öğretmeni’ne tahsis edilmesin mi? Hani Allah garibin merkebini kaybettirir,sonra buldurur sevindirirmiş. Tam da öyle oldu. Çok sevindik. Bakın gelin ki bu tahsis edilen eski dersane binasının kapısı haftalardır:”Tadilat var” levhasıyle kapalı duruyor. Acaba diyorum binayı yaptıranlar beddua mı etti dersiniz? İşte bu da içimi acıtan bir başka konu.İşin en ilginç yanı; bir Askeri Darbe ardından Tavşanlılı Öğretmenin kendi harçlıklarıyle,maaşlarından artırdıklarıyle,eşin dostun desteğiyle gerçekleştirdiği, Tavşanlı Şoförler ve Nakliyeciler Odası yanındaki ,bugün bir başka amaçla kullanılan ilk öğretmenevi binamız da içimi acıtıyor.
Böyle bir cami bu günün koşullarında en az 100 milyon liraya yeniden ancak inşa edilebilir.
Merhum GLİ Müessesesi Müdürleri’nden Fahri Ergun döneminde inşa edilen tarihi Atatürk Lisesi artık yok. Yanındaki spor salonu da öyle. 8-9 şiddetinde bir depreme dayanaklı olarak inşa edilen binanın yıkılması sırasında ortaya çıkan malzeme ile bir okul daha yapılırdı. Bu okulun vebalini de bu dünyada kimse taşıyamaz. Marifet yıkmak değildir. Marifet ayakta tutmak,yaşatmaktır.
Ne oldu şu ünlü mermer saray olarak bildiğimiz Tavşanlı İlçe Emniyet Müdürlüğü Hizmet binası’na? Hani bu bina da “ yıkılabilir” diye infaz edilmişti. Ama bakın sevgili polislerimiz hala bu binada. Bu binayı da yarın bir gün yıkarsak kocaman bir yazık olmayacak mı?
2023 ylı içinde birkaç gün önce sevgili iş insanımız Hıfzı Girgin’in iş insanı oğlu Halil Girgin’i yitirdik. Sevgili berber Cemal Ödemiş’i, sevgili Hacı Emine Sarı’yı, Mustafa Sepet’i, Sedat Sezgin’i, Kasap Muzaffer Yılmazel’i, Op. Dr. Hüseyin Sekban’ı, Şoför Hacı Metin Ayvalı’yı, Berber Orhan’ın oğlu Can Şentürk’ü, Derecik Köyü’nden namı diğer Komünist Celal Güngör’ü,Ekrem Çelikten’i, Milletvekilimiz Hüsnü Ordu’nun sevgili annesi Zehra Ordu’yu, Moymullu Hayati Kahraman’ın eşi Nükhet Kahraman’ı, sendika başkanlarımızdan İhsan Dokur’u, Atatürk Lisesi’nin duayen müdürü Arslan Ergüç’ü, Endüstri Meslek Lisesi ‘nin müdürlerinden Tepecik’li Sadık Demir’i, Nafi Şensöz’ü,İbrahim Sezgin’i,Sobacı – tenekeci Süleyman’ı,Av. Cemal Dosdoğru’yu,Ali Takır’ı, da yıl içinde ebediyete göndermişiz. Kayseri’de görev yaptığım Emmiler Köyü’ne komşu Taşan Köyü’nde bir Ahmet Hoca vardı. İnsanların bir sevdiklerini kaybettiklerinde içlerinde 40 mumun yandığını,zaman içinde bu mumlardan 39’nun söndüğünü,birinin asla sönmediğini,bir hatırlamayla bu mumun insanın içini yaktığını anlatırdı. Her sevdiğimizi kaybettiğimizde içimizin yandığı bundandır…..
Daha içimi yakan neler neler var…… Hemen aklıma geliverenleri yazıverdim.
ADAYLAR GÖRÜCÜYE ÇIKTI BİZLERİN OYLARIYLA
KAZANACAKLAR AMA SEN KAZANDIRANA BAK
Şu anda en değerli şey ne biliyor musunuz? Seçmen. Yani seçecek olan kişiler.Seçmen baylar ve bayanlar,seçme yeterliliğine sahip genç kızlarımız ve delikanlılar. Yani harmanı onlar yapacaklar. Deneyle sapı birbirinden ayırt edecekler. Eğer oy parayla satılabilseydi bence iyi para ederdi. Ama gelin görün ki kimin kime oy verdiğini bilemiyoruz. Seçimlerde en dikkat çeken de insanların birbirlerine yalan söylemeleridir. Sağ gösterip sol vuranları, Sol gösterip sağ vuranları bilemezsiniz.
Hocaları, dört öğrencisine birer güvercin vererek,bunları kimsenin görmediği bir yerde kesip kendilerine getirmesini söyler. Dört öğrenci de bir yerlere gidip kendilerine verilen bıçaklarla istenileni yapıp geri dönerler. Ama öğrencilerden birinin elindeki güvercin canlıdır. Hocası.” Evladım sen neden kesemedin?” deyince ,öğrencisi.”Hocam,siz kimsenin olmadığı bir yerde dediniz. Ama ben nereye gitsem,karşımda Rabbim’i gördüm. O nedenle kesemedim” deyince hocası başını okşar,kendisini yanına oturtur ve kutlar.
Yazımın başlığında ifade ettiğim gibi adayı seçecek olan seçmendir. Ama seçmeni yönlendiren Yaradan’dır. Rabbim kime görev verirse o seçilir .Hepimizi yoktan var eden,rızıklandıran,imtihan eden,yönlendiren O’dur. Şimdi bakıyorum, yurdun dört bir yanında temayül yoklaması adı altında birileri birilerini tespit ediyor. Ama eğer halk istediğini seçebilseydi mesele kalmayacaktı. Kimsenin birinin iradesine ipotek koyması şık değildir. Yani yanlışı hep birlikte yapıyoruz. İnsanlar birbirlerinin gönlünden geçenleri okuyabiliyorlar mı? Bu kula verilmemiştir. Halk kimi görmek istiyorsa O’nu seçsin. Aday belirlenmesi parti içi dengelere göre yapılmasın. Halkın büyük desteği kimse o görülsün. Ki bu , yerel seçimlerde esas olmalıdır. Ama yerel seçimlerde adaylar kesinlikle atama yoluyla yapılmamalıdır .Bu her şeyden öte halka hakarettir. Karar mercii halk olsun. Her siyasi partinin bir kalesi vardır. Bu yıllar içinde hep böyle olmuştur. Ben halkımızın seçime çeyrek kala,münasebetsiz bir zamanda bir adayın çantadan tavşan çıkarılmasında olduğu gibi çıkarılmasına karşıdır.Yöntem ne olursa olsun esas olan bir eğilim yoklamasının mutlaka yapılmasıdır. Ama ne oluyor? Tam seçim sath-ı mailine giriliyor, aday olanlarla aday olamayanlar arasında ilk sıkıntı yaşanıyor. Kopmalar işte bu sırada oluyor. Yani aday seçilenle seçilemeyen arasına karakedi giriyor.Aday olamayanların bir bölümü küsüyor. Kırılıyor,darılıyor.Hatta birbirlerine düşman kesilebiliyor. Akraba bile olsalar onarılmayacak sıkıntılar doğuyor. Halbuki adaylar kamuoyu yoklamalarıyla belirlenebilseler mesele kalmayacak. Herkes neticede karara saygı duyacak ,kimse üzülmeyecek,kırılmayacak,birbirine gönül koymayacaktır. Böyle olunca da aday adayları uygar biçimde birbirlerine yardımcı olacaklardır.
Bakın tekrar söylüyorum, Hiçbir siyasi parti sempatizanı birbirini kandırmasın,yerel seçimler genel seçimlere benzemez. Yerel seçimlerde fanatik bir siyasetçi bir başka siyasi parti adayına oy verebilir. Netice itibariyle karanlık,oy odasında bunu sadece Allah görüyor. Yine söylüyorum; görevi veren Allah’tır. Kimse kendisine vazife çıkarmasın. Allah her adayın gönlüne göre versin. Eğer mesele el,parmak kaldırmakla olabilseydi bunları söylemezdim. Ben birçok kez bazı yerlerde sohbet ederken gıyabında konuşulan kişinin gelip boynumuza sarıldığını,bizlerin de O’nun boynuna sarıldığına tanığım. Gıyabında konuştuğumuz kişi geldiğinde.” N’aptın bizim oğlan?” diyebiliyorsak bu bizim samimiyet ölçümüzdür.Merhum,okul arkadaşım,avukat,birkaç dönem Kütahya Milletvekili olarak ve bir kez de bakan olarak hizmet veren H. Cavit Erdemir en korktuğu kişilerin tezahürat yaparken kendisini omuzlarına alanlar olduğunu söylerdi. Çünkü insan havadayken alttakilerin ne yapacağı belli olmazmış. Tavşanlı’da halen büyük bir sessizliğin hakim olduğunu öğreniyorum. Bu sessizlik te hayra alamet değildir.