DÜŞÜNDÜĞÜNÜ HAYATA GEÇİRMELİDİR
Bülent Alpagut
- 05062218413 BAKKALLAR VE BAYİLER ODASI
DÜŞÜNDÜĞÜNÜ HAYATA GEÇİRMELİDİR
Tavşanlımızda Bakkallar ve Bayiler Odası denildiğinde akla gelen ilk isim rahmetli Ali İhsan Özden’dir.Gönlünde hep bir hizmet binası yatmıştır.Yılmamış,usanmamış odaya hizmet binasını zor da olsa kazandırmıştır. Hiç kimse giderken sırtına bir şeyi sarıp götürmüyor. O da öyle yapmıştır. Bugün Özden yoktur ama hizmet binası vardır.
Hiçbir makam bir faniye sonuna kadar verilmemiştir. Belli bir süre hizmet veren başkanlar bir gün sessiz sedasız bırakıp giderler. Koltukları boş mu kalır? Elbette kalmaz. Bir başka sevdali gelir göreve kaldığı yerden devam eder.Şimdi bu odanın başında değerli bir kardeşimiz var. Hasan Bayram’dan söz ediyorum.o’nun da kafasında güzel şeyler olduğunu iyi biliyorum.Hatta kendisini bazı konularda cesaretlendirdiğim de olmuştur. Örneğin bir süre önce boşaltılan Doç. Dr. Mustafa Kalemli 3. Nolu Sağlık Ocağı binası ile ilgilendiğini biliyorum. Bu bina uzun yıllar Tavşanlı’nın en büyük,en gelişmiş 19 mahallesinden Yeni Mahalle’ye hizmet verirken kimsenin anlamadığı bir şekilde boşaltılmıştır. Bugün kapı kapı dolaşılsa imza toplansa bu sağlık ocağı için kimse “ İyi oldu” diyemez.Peki her zaman ne söyleriz:” Müşteri velinimetimizdir”demez miyiz? Bu sağlık Ocağından yararlananlar da bir anlamda bu kuruluşun velinimetleriydi.Bu odanın mülkü olan ve sembolik bir ücret karşılığı veya ücretsiz sağlık amacıyla tahsis edilen bina sanırım bugün boştur. Tabelası duruyor mu bilmiyorum.Doç Dr. Mustafa Kalemli gibi bir evladımızın adını taşıyan bu tabela belki ağlıyordur. Gören var mı? Hatta bahçesindeki Atatürk Büstü’nün bile akıbetinden haberdar değilim. İnşallah yerinde duruyordur.
Hasan Bayram ve yönetim kurulu arkadaşları korkmasın.Bu bina hemen yıkılsın. Odaya ait hizmet binası satılsın. Elde edilen parayla biraz da üstüne katılarak yeni ve görkemli bir oda binası kazanalım. Bu binanın en azından üç katlı olması iyi olur. Alt yani zemin kat odaya tahsis edilebilir. İkinci ve üçüncü katlara da avukat,mühendis,mali müşavir,sigortacı arkadaşlar yerleşebilir. Bina yeni Hükümet Konağı’na yakın olduğu için kesinlikle boşta kalmayacaktır.Asıl önemlisi bu inşa edilecek yeni bina nın bir bölümü yeniden Yeni Mahalle Halkı’na sağlık ocağı olarak sunulabilir. Sağlık Bakanlığımız böyle bir sunuma kesinlikle “ Hayır” demeyecektir.Birileri şöyle çıkıp bir memnuniyet kontrolü yapsın. Bakın halkımız bu konuda neler diyecektir.
Yeni bir Bakkallar ve Bayiler Esnaf Odası Binası gerçekleştiğinde rahmetli başkan Ali İhsan Özden’in ruhu da şad olacaktır. İddia ediyorum. birileri Ali İhsan Özden’in vefatını fırsat bilmiştir ve bina boşaltılmıştır. Siz zannediyor musunuz ki rahmetli sağ olsaydı bu binadan birileri bir tuğla sökebilirler miydi?
Ben rahmetli başkana zaman zaman” Deli oğlan” derdim. Cesurdu. Gözünü kırpmadan konuşur,tuttuğu eli bazen yumuşacık sıkar tebessüm eder,bazen kerpeten gibi kavrar karşısındakinin yüzünü ekşitirdi.İzmir’e ayrılırken 1996 yılından sonra bir gün karşıma geçmiş” Peki hocam bundan sonra protokol görevini kim yapac ak?” dediğinde kendisine sarılıp:” Sen yapacaksın başkan” dediğimde gözleri yaşarmıştı.Nitekim öyle de olmuştur. Rahmetli Özden benim boşluğumu doldurabilmiştir. Tavşanlı’ya gelen ve Tavşanlı’dan ayrılan her yetkiliyle,sorumluyla yakinen ilgilenmiştir.
Hasan Bayram kardeşime destek veriyorum. Mevcut boşaltılan eski sağlık ocağı binasını bir gecede yıkabilir ve vakit geçirmeden yeni binamızın temelini atabiliriz. Tavşanlı Bakkallar ve Bayiler Odası bunu yapabilecek güçtedir.
YENİ BİR EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI VE ANILAR
2o18-2o19 Eğitim ve Öğretim yılı başlıyor Aldığım bilgilere göre . Kütahya’nın en büyük ilçesi Tavşanlı bütün hazırlıklarını tamamlamış . Sayın kaymakamımız Yüksel Kara ve sayın İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Salim Karaboğa varsa zaten sorun yok demektir.Her ikisi de görevinin bilincinde,başarılı,ileriyi görebilen,değerli insanlar. Bizim en büyük güvencelerimiz. Tavşanlı’yı bu yönden şanslı buluyorum.
196O Askeri Darbesi öncesinde İstanbul Üniversitesi Iktısat Fakültesi’nde öğrenciydim.Darbenin ardından üniversiteler bir süre öğrenime ara vermişlerdi.O zaman rektörümüz rahmetli Sıddık Sami Onar’dı Öğrenci olduğum için askerliğim sürekli erteleniyordu.Üniversitelerin kapısı kapanınca ne olduysa o zaman oldu yıllanmış öğrenciler ki sayıları 13.5OO kadardı alel acele öğretmen yapılmışlar ve yurdun dört bir yanına gönderilmişlerdi. Ben de kendimi Yedek Subay Öğretmen olarak bulmuştum.Benim gibi Tavşanlı’dan bazı arkadaşlarım ki bugün aramızda olmayanlar da var. Yedek Subay Öğretmen olarak yurdun dört bir yanına gönderilmişlerdi..Bizim eski kimliklerimiz vardı ya hani bol yapraklı bunların bir bölümünde askerlikle ilgili notlar arasında Piyade Teğmen yazar. Er kıyafetimiz vardı. Sadece yakalarımızda birer numara bulunuyordu. Örneğin benim yakamda “355” numarası yazılıydı. Manisa Er Eğitim Tugayı’nda eğitim gördüğümüz sıralarda Harp Okulu Öğrencilerinin yedikleri yemeklerden yerdik..Saçlarımız sıfır numara değil bayağı delikanlıların saçları gibiydi Askeri yönden Milli Savunma Bakanlığı’na, eğitim ve öğretim konusunda Milli Eğitim Bakanlığı’na karşı sorumluyduk.Öğretmenlikte başarılı olmak zorundaydık. Olamadığımızda kışlaya gönderileceğimizi,hizmetimizi askerlik yaparak tamamlayacağımızı biliyorduk..İyi-kötü bir maaşımız vardı. Hatta artırır en azından bir çeyrek altın alırdık.Görev yaptığımız yerlerde özellikle köyleri kastediyorum bizleri çok severlerdi. S anki bir evin oğlu gibiydik.Şahsen iki öğretim yılı içinde kazandığım nice dostlarımın çocukları hatta torunlarıyla bugün de haberleşiyoruz. .Kütahyalılar ağırlıklı olarak Kayseri İli Milli Eğitim Müdürlüğü emrine verilmişti.Sevgili Yedek Subay Öğretmen arkadaşlarımdan hayatta olanları saygıyla, olmayanları da rahmetle anmak isterim.Tekin Özdoğan( Esmerlerin Tekin),Moymullu Ömer Tekin,Emin Türkyılmaz,M. Ali Özel,Mustafa Gürer,Sülyeli Tahsin Öztürk,Cemal Eker,Ahmet Yılmazer,Gültekin Kesin,Yüksel Kavuncu,Talip Fidan( Tepecikli),Sabri Belli( Tepecikli),Kazım Girgin( Karahafızların),Hakkı Şahin,Şerafettin Yılmaz,Ahmet Sepet( Kasımoğlu),Fevzi Coşgun,İsmail Eşen,Ali Yörük,Mahir Yörük,Ahmet Kuruçay( Kuruçaylı),Mehmet Kır, İbrahimÖdemiş,Yücel Uğurlu,Mehmet Sever,Fevzi Coşgun,Kazım Girgin,unuttuğum bazı Tavşanlılılar,Kütahyalı Boncuk İbrahim, Macit, yedek subay öğretmendiler. 27 Mayıs 196O Askeri Darbesi’nden sonra alınan en önemli ve belki de tek karar bu kadar vatan evladının istemesel er de öğretmen yapılmalarıdır. Öğretmen Okulu , Eğitim Enstitüsü veya Eğitim Fakültesi mezunu olmamalarına karşın tüm Yedek Subay Öğretmenler mükemmel birer öğretmen olmuşlar , mesleklerinin gereğini yerine getirmişlerdir.Örneğin rahmetli Fevzi Coşgun’un müfettiş raporunda:” Bu öğretmeni Allah millete bağışlasın” notu bile vardır. Allah hepsinden razı olsun.Bugün hepsi gönüllerdedir.Ben ilköğretim müfettişleriyle uğraşanlardandım.Onların taklitlerini yapar,arkadaşlarımı güldürürdüm.Attan düşürdüğüm bile olmuştu.Bugün hiçbir öğretmen benim sayın ilköğretim müfettişlerine yaptıklarımı yapamaz.. .Yaparsa başına neler geleceğini bilir. Ben hoşgörülü ilköğretim müfettişleri ile yaşadığım için bunun bilincindeyim.Bugün hoşgörüsü olanların sayısı bir elin beş parmağı kadardır. Ben iki köyde öğretmenlik yaptım. Kayseri İli Erkilet Beldesi Emmiler Köyü’nde ( Bugün mahalle statüsündeymiş) Yd. Sb Öğretmendim.Tavşanlı’nın Derecik Köyü İlkokulu’nda( Aralıksız 1O yıl) müdür yetkili sınıf öğretmeni olarak çalıştım.Zamanımızda bir-iki öğretim yılı sonrasında görev yaptığı köyden ayrılmak isteyen niceleri var.Ben bugün yetkili bir insan olsam,örneğin bir sayın kaymakam veya bir sayın milli eğitim müdürü olsam köylerde aralıksız 1O YIL ÖĞRETMENLİK YAPANLARI TESBİT EDER ONLARA EN AZINDAN BİR TEŞEKKÜR BELGESİ HAZIRLATIRDIM.Belki de hayatta değillerdir. Olsun çoluğu çocuğu da mı yok?Benim öğretmenliğim dönemlerinde köy öğretmeni-Köy muhtarı-köy imamı vazgeçilmez bir üçlüydü. Köyde bir çok sorunu birlikte çözerdik.Kayseri’de görevli bulunduğum okulda bana sadece 2 ve 3.sınıfları vermişlerdi.Köyde evlenen genç kızların çeyiz sandıklarında zaman içinde ürettikleri el emeği göz nuru ne varsa bunların fiyatlarını belirler,bedelini oğlan evinden alırdık.Nerede mevlit,Hatim duası var orada olurduk.Düğünlerde hep kız tarafından olurdum. Çünkü oğlan tarafına akla gelmedik cezalar uygularlardı.Hangi eve gitsem yerim baş köşede olurdu.Yanıbaşımda bir transistörlü,akülü radyo vardı.. Onun dahi düğmelerini açıp kapamak bana aitti.Gecenin geç saatlerinde erkeç kesilir,kavurması yapılır , yanına da çeşitli yiyecekler konularak hazuruna ikram edilirdi.Koyun ve keçi de besledim.Köy okulunun çevre duvarlarını yaparken harç kazdım.Yazı tahtalarını soba borularından aldığımız kurumları yumurta akıyla karıştırır elde ettiğimiz karışımla boyardık. Renkli tebeşir yoktu. Sınıfımın camlarını bazen kendim bazen öğrencilerimle sildiğim olmuştur..Kırık camlarımızı hamurla yapıştırdığımız kağıtlarla kapatırdık. Okula gelen öğrenciler ellerine en az iki odun almadan gelmezdi.Derecik Köyü İlkokulu’nda her yıl bir gün okulu tatil eder Genç Dede türbesi civarındaki korudan odun ve kozalak toplardık. Kayseri’ye sadece maaş alma günlerinde kamyonla giderdik.Ayda bir kez hamama gitmek nasip olurdu.Ekmek hak getire. Yufka yerdik. Lavaş yerdikTek odalı evimde kalırken hiç yalnız kalmazdım.Her gelene çay demlerdim. Gazocağım vardı.Sobamda odun yerine tezek ve saman yakardım.Elektrik yoktu. Gaz lambasının en büyüğünü kullanırdım.Yedek lamba camı bulundurmayı ihmal etmezdim.Her aile zaman zaman evini açar,beni ağırlardı.Mektup yazdığımda il merkezine gidenlere verir attırırdım.Ne sinemam vardı,ne tiyatrom.Telefon bile yoktu. Köyde muhtarın odasındaki sabit telefon can yeleğimdi.İki yılda yörenin şivesiyle konuşmayı öğrendim.Nerede görev yaptığım ilin plakasını görs em yavaşcacık severim.. 1972 yılından itibaren de Tavşanlı Atatürk İlkokulu’nda sınıf öğretmenliği yaptım( 1992 yılı eylül ayına kadar).Bu arada İmam-Hatip Lisesi’nde, Atatürk Lisesi’nde Fransızca,Türkçe, Sosyal Bilgiler ve İş ve Teknik Derslerine girdim.Üç yıl da Özbaşaran MTSK’ da müdürlüğüm var.
Tavşanlı’da öğretmenken gazetecilik yapan tek öğretmenim. Hem yerel ve ulusal Basına haber gönderdim. Hem de yıllarca köşe yazarlığı yaptım ve halen de ilerlemiş yaşıma rağmen yazmayı sürdürüyorum..Kütahya Gazeteciler Cemiyeti’nin “ Onur Belgesi” sahibiyim. Halen aynı cemiyetin Onursal üyesiyim. Medya Kütahya ve Tavşanlı Ekspres sayfalarını bana açtı.Kütahya’nın özellikle Tavşanlı’nın gören gözü,işiten kulağı olmayı sürdürüyorum.25 yıla yakın protokol amirliği yaptım.Bütün milli bayramlar,karşılama ve uğurlama,açılış törenleri,konserler,şehit törenleri,Balo ve kutlamalar,” Hoş geldin ve güle güle yemekleri” ödül törenlerinde alınterim,emeğim,katkım vardır.Ben bir öğretmenin çok yönlü olmasından yanayım. Öğretmen sadece A-B-C’yi öğretmemelidir.Öğretmen toplumun vidası,çivisi,menteşesi,insan yetiştiren vazgeçilmezidir.Öğretmen sadece vazifesiyle ilgili olmalıdır.Öğretmenler de nihayet devletin bir memurudur.Yasalara,yönetmeliklere,kurallara uymak zorundadır. Bağırılacak yer vardır,bağırılmayacak yer vardır. Tepki verilecek durum olur verilmeyecek durum o lur.
Eskişehir Anadolu Üniversitesi Eğitim Önlisans mezunu olarak diplomamı tatlı bir anı olarak saklıyorum.Yine de kendimi dört dörtlük bir öğretmen olarak kabul etmiyorum. Tavşanlı bugün 71 bin 157 nüfusla (son TÜİK Verilerine göre) Kütahya’nın en büyük ilçesi.İlçenin okuma-yazma oranı 98’lerde.Tavşanlı’nın halen 87 köyü ,4 beldesi bulunuyor.Değerli dostum Nüfus müdürü Ali Bey’den devamlı verileri teyit ederim 2O18 Yılı başı itibariyle 87 köyümüzde artısıyla eksisiyle 18526 nüfus var.Dört beldemizden Tepecik Beldesi’nin 2779,Tunçbilek Beldesi’nin 5531,Kuruçay Beldesi’nin 1978 ve Balıköy Beldesi’nin de 21o5 nüfusu bulunuyor.. 2O18-2O19 Eğitim ve öğretim yılı başı itibariyle 75 okulumuzun olduğunu özel okullarla birlikte 91’e ulaştığını,öğrenci sayımızın 18O48, idareci ve çalışan sayısının 137 olduğunu 1o46 öğretmenimizin ,ayrıca 137 hizmetli ve idarecinin görev yaptığını biliyorum. Bu rakamlar üç aşağı beş yukarı değişmiş te olabilir.
Tavşanlı Üniversitelere başarılı öğrenci göndermede de iyi durumda .İlçede çocuğunu en çok okutan köy Merkezyeniköy. Yeni ilköğretim yılının Tavşanlımıza hayırlara vesile olması en büyük dileğimdir.İnşallah Tavşanlı kısa sürede yeni birkaç MYO ve en azından bir fakülteye de kavuşur.Öğrenci ve asker altın yumurtlayan tavuk misali bulundukları çevreye sosyal,ekonomik ve kültürel alanlarda katkıda bulunuyor.Tavşanlı’da öğrenci sayısının artması Tavşanlı’yı iyi yerlere götürecektir. Ben sayın kaymakamımız Yüksel Kara Beyfendinin ve sayın İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Salim Karaboğa’nın şahıslarında Tavşanlı’da görev yapacak olan tüm öğretmenlerimiz, ,öğrencilerimiz,velilerimiz,okul çalışanlarımız,ve Milli Eğitim personelimize yeni öğretim yılında sağlık,esenlik ve başarılar diliyorum.Her birini saygıyla selamlıyorum.
Bugünkü meslektaşlarım birleştirilmiş sınıfları görmediler. Görselerdi uykuları kaçardı.Birleştirilmiş sınıflardan arzulanan düzeyde başarılı insan çıkmamıştır.Benim Derecik Köyü’nde en büyük yardımcılarım başarılı öğrencilerimdi. İbrahim Esen,Ali Ceylan, Hamza Ceylan gibi.Yetişemediğim yere başarılı öğrencilerimle yetişirdim.Bugünün öğretmenleri kanımca şanslıdırlar.Allah yollarını açık etsin.Öğretmen Allah katında en değerli eşrefi mahlukattır.” Oku” emrini veren yüce Yaradan öğretmeni kesinlikle kayıracaktır.Öğretmenler Cennetliktir.Ne mutlu öğretmenlik yapanlara …..
BAKKALLAR VE BAYİLER ODASI
DÜŞÜNDÜĞÜNÜ HAYATA GEÇİRMELİDİR
Tavşanlımızda Bakkallar ve Bayiler Odası denildiğinde akla gelen ilk isim rahmetli Ali İhsan Özden’dir.Gönlünde hep bir hizmet binası yatmıştır.Yılmamış,usanmamış odaya hizmet binasını zor da olsa kazandırmıştır. Hiç kimse giderken sırtına bir şeyi sarıp götürmüyor. O da öyle yapmıştır. Bugün Özden yoktur ama hizmet binası vardır.
Hiçbir makam bir faniye sonuna kadar verilmemiştir. Belli bir süre hizmet veren başkanlar bir gün sessiz sedasız bırakıp giderler. Koltukları boş mu kalır? Elbette kalmaz. Bir başka sevdali gelir göreve kaldığı yerden devam eder.Şimdi bu odanın başında değerli bir kardeşimiz var. Hasan Bayram’dan söz ediyorum.o’nun da kafasında güzel şeyler olduğunu iyi biliyorum.Hatta kendisini bazı konularda cesaretlendirdiğim de olmuştur. Örneğin bir süre önce boşaltılan Doç. Dr. Mustafa Kalemli 3. Nolu Sağlık Ocağı binası ile ilgilendiğini biliyorum. Bu bina uzun yıllar Tavşanlı’nın en büyük,en gelişmiş 19 mahallesinden Yeni Mahalle’ye hizmet verirken kimsenin anlamadığı bir şekilde boşaltılmıştır. Bugün kapı kapı dolaşılsa imza toplansa bu sağlık ocağı için kimse “ İyi oldu” diyemez.Peki her zaman ne söyleriz:” Müşteri velinimetimizdir”demez miyiz? Bu sağlık Ocağından yararlananlar da bir anlamda bu kuruluşun velinimetleriydi.Bu odanın mülkü olan ve sembolik bir ücret karşılığı veya ücretsiz sağlık amacıyla tahsis edilen bina sanırım bugün boştur. Tabelası duruyor mu bilmiyorum.Doç Dr. Mustafa Kalemli gibi bir evladımızın adını taşıyan bu tabela belki ağlıyordur. Gören var mı? Hatta bahçesindeki Atatürk Büstü’nün bile akıbetinden haberdar değilim. İnşallah yerinde duruyordur.
Hasan Bayram ve yönetim kurulu arkadaşları korkmasın.Bu bina hemen yıkılsın. Odaya ait hizmet binası satılsın. Elde edilen parayla biraz da üstüne katılarak yeni ve görkemli bir oda binası kazanalım. Bu binanın en azından üç katlı olması iyi olur. Alt yani zemin kat odaya tahsis edilebilir. İkinci ve üçüncü katlara da avukat,mühendis,mali müşavir,sigortacı arkadaşlar yerleşebilir. Bina yeni Hükümet Konağı’na yakın olduğu için kesinlikle boşta kalmayacaktır.Asıl önemlisi bu inşa edilecek yeni bina nın bir bölümü yeniden Yeni Mahalle Halkı’na sağlık ocağı olarak sunulabilir. Sağlık Bakanlığımız böyle bir sunuma kesinlikle “ Hayır” demeyecektir.Birileri şöyle çıkıp bir memnuniyet kontrolü yapsın. Bakın halkımız bu konuda neler diyecektir.
Yeni bir Bakkallar ve Bayiler Esnaf Odası Binası gerçekleştiğinde rahmetli başkan Ali İhsan Özden’in ruhu da şad olacaktır. İddia ediyorum. birileri Ali İhsan Özden’in vefatını fırsat bilmiştir ve bina boşaltılmıştır. Siz zannediyor musunuz ki rahmetli sağ olsaydı bu binadan birileri bir tuğla sökebilirler miydi?
Ben rahmetli başkana zaman zaman” Deli oğlan” derdim. Cesurdu. Gözünü kırpmadan konuşur,tuttuğu eli bazen yumuşacık sıkar tebessüm eder,bazen kerpeten gibi kavrar karşısındakinin yüzünü ekşitirdi.İzmir’e ayrılırken 1996 yılından sonra bir gün karşıma geçmiş” Peki hocam bundan sonra protokol görevini kim yapac ak?” dediğinde kendisine sarılıp:” Sen yapacaksın başkan” dediğimde gözleri yaşarmıştı.Nitekim öyle de olmuştur. Rahmetli Özden benim boşluğumu doldurabilmiştir. Tavşanlı’ya gelen ve Tavşanlı’dan ayrılan her yetkiliyle,sorumluyla yakinen ilgilenmiştir.
Hasan Bayram kardeşime destek veriyorum. Mevcut boşaltılan eski sağlık ocağı binasını bir gecede yıkabilir ve vakit geçirmeden yeni binamızın temelini atabiliriz. Tavşanlı Bakkallar ve Bayiler Odası bunu yapabilecek güçtedir.
YENİ BİR EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI VE ANILAR
2o18-2o19 Eğitim ve Öğretim yılı başlıyor Aldığım bilgilere göre . Kütahya’nın en büyük ilçesi Tavşanlı bütün hazırlıklarını tamamlamış . Sayın kaymakamımız Yüksel Kara ve sayın İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Salim Karaboğa varsa zaten sorun yok demektir.Her ikisi de görevinin bilincinde,başarılı,ileriyi görebilen,değerli insanlar. Bizim en büyük güvencelerimiz. Tavşanlı’yı bu yönden şanslı buluyorum.
196O Askeri Darbesi öncesinde İstanbul Üniversitesi Iktısat Fakültesi’nde öğrenciydim.Darbenin ardından üniversiteler bir süre öğrenime ara vermişlerdi.O zaman rektörümüz rahmetli Sıddık Sami Onar’dı Öğrenci olduğum için askerliğim sürekli erteleniyordu.Üniversitelerin kapısı kapanınca ne olduysa o zaman oldu yıllanmış öğrenciler ki sayıları 13.5OO kadardı alel acele öğretmen yapılmışlar ve yurdun dört bir yanına gönderilmişlerdi. Ben de kendimi Yedek Subay Öğretmen olarak bulmuştum.Benim gibi Tavşanlı’dan bazı arkadaşlarım ki bugün aramızda olmayanlar da var. Yedek Subay Öğretmen olarak yurdun dört bir yanına gönderilmişlerdi..Bizim eski kimliklerimiz vardı ya hani bol yapraklı bunların bir bölümünde askerlikle ilgili notlar arasında Piyade Teğmen yazar. Er kıyafetimiz vardı. Sadece yakalarımızda birer numara bulunuyordu. Örneğin benim yakamda “355” numarası yazılıydı. Manisa Er Eğitim Tugayı’nda eğitim gördüğümüz sıralarda Harp Okulu Öğrencilerinin yedikleri yemeklerden yerdik..Saçlarımız sıfır numara değil bayağı delikanlıların saçları gibiydi Askeri yönden Milli Savunma Bakanlığı’na, eğitim ve öğretim konusunda Milli Eğitim Bakanlığı’na karşı sorumluyduk.Öğretmenlikte başarılı olmak zorundaydık. Olamadığımızda kışlaya gönderileceğimizi,hizmetimizi askerlik yaparak tamamlayacağımızı biliyorduk..İyi-kötü bir maaşımız vardı. Hatta artırır en azından bir çeyrek altın alırdık.Görev yaptığımız yerlerde özellikle köyleri kastediyorum bizleri çok severlerdi. S anki bir evin oğlu gibiydik.Şahsen iki öğretim yılı içinde kazandığım nice dostlarımın çocukları hatta torunlarıyla bugün de haberleşiyoruz. .Kütahyalılar ağırlıklı olarak Kayseri İli Milli Eğitim Müdürlüğü emrine verilmişti.Sevgili Yedek Subay Öğretmen arkadaşlarımdan hayatta olanları saygıyla, olmayanları da rahmetle anmak isterim.Tekin Özdoğan( Esmerlerin Tekin),Moymullu Ömer Tekin,Emin Türkyılmaz,M. Ali Özel,Mustafa Gürer,Sülyeli Tahsin Öztürk,Cemal Eker,Ahmet Yılmazer,Gültekin Kesin,Yüksel Kavuncu,Talip Fidan( Tepecikli),Sabri Belli( Tepecikli),Kazım Girgin( Karahafızların),Hakkı Şahin,Şerafettin Yılmaz,Ahmet Sepet( Kasımoğlu),Fevzi Coşgun,İsmail Eşen,Ali Yörük,Mahir Yörük,Ahmet Kuruçay( Kuruçaylı),Mehmet Kır, İbrahimÖdemiş,Yücel Uğurlu,Mehmet Sever,Fevzi Coşgun,Kazım Girgin,unuttuğum bazı Tavşanlılılar,Kütahyalı Boncuk İbrahim, Macit, yedek subay öğretmendiler. 27 Mayıs 196O Askeri Darbesi’nden sonra alınan en önemli ve belki de tek karar bu kadar vatan evladının istemesel er de öğretmen yapılmalarıdır. Öğretmen Okulu , Eğitim Enstitüsü veya Eğitim Fakültesi mezunu olmamalarına karşın tüm Yedek Subay Öğretmenler mükemmel birer öğretmen olmuşlar , mesleklerinin gereğini yerine getirmişlerdir.Örneğin rahmetli Fevzi Coşgun’un müfettiş raporunda:” Bu öğretmeni Allah millete bağışlasın” notu bile vardır. Allah hepsinden razı olsun.Bugün hepsi gönüllerdedir.Ben ilköğretim müfettişleriyle uğraşanlardandım.Onların taklitlerini yapar,arkadaşlarımı güldürürdüm.Attan düşürdüğüm bile olmuştu.Bugün hiçbir öğretmen benim sayın ilköğretim müfettişlerine yaptıklarımı yapamaz.. .Yaparsa başına neler geleceğini bilir. Ben hoşgörülü ilköğretim müfettişleri ile yaşadığım için bunun bilincindeyim.Bugün hoşgörüsü olanların sayısı bir elin beş parmağı kadardır. Ben iki köyde öğretmenlik yaptım. Kayseri İli Erkilet Beldesi Emmiler Köyü’nde ( Bugün mahalle statüsündeymiş) Yd. Sb Öğretmendim.Tavşanlı’nın Derecik Köyü İlkokulu’nda( Aralıksız 1O yıl) müdür yetkili sınıf öğretmeni olarak çalıştım.Zamanımızda bir-iki öğretim yılı sonrasında görev yaptığı köyden ayrılmak isteyen niceleri var.Ben bugün yetkili bir insan olsam,örneğin bir sayın kaymakam veya bir sayın milli eğitim müdürü olsam köylerde aralıksız 1O YIL ÖĞRETMENLİK YAPANLARI TESBİT EDER ONLARA EN AZINDAN BİR TEŞEKKÜR BELGESİ HAZIRLATIRDIM.Belki de hayatta değillerdir. Olsun çoluğu çocuğu da mı yok?Benim öğretmenliğim dönemlerinde köy öğretmeni-Köy muhtarı-köy imamı vazgeçilmez bir üçlüydü. Köyde bir çok sorunu birlikte çözerdik.Kayseri’de görevli bulunduğum okulda bana sadece 2 ve 3.sınıfları vermişlerdi.Köyde evlenen genç kızların çeyiz sandıklarında zaman içinde ürettikleri el emeği göz nuru ne varsa bunların fiyatlarını belirler,bedelini oğlan evinden alırdık.Nerede mevlit,Hatim duası var orada olurduk.Düğünlerde hep kız tarafından olurdum. Çünkü oğlan tarafına akla gelmedik cezalar uygularlardı.Hangi eve gitsem yerim baş köşede olurdu.Yanıbaşımda bir transistörlü,akülü radyo vardı.. Onun dahi düğmelerini açıp kapamak bana aitti.Gecenin geç saatlerinde erkeç kesilir,kavurması yapılır , yanına da çeşitli yiyecekler konularak hazuruna ikram edilirdi.Koyun ve keçi de besledim.Köy okulunun çevre duvarlarını yaparken harç kazdım.Yazı tahtalarını soba borularından aldığımız kurumları yumurta akıyla karıştırır elde ettiğimiz karışımla boyardık. Renkli tebeşir yoktu. Sınıfımın camlarını bazen kendim bazen öğrencilerimle sildiğim olmuştur..Kırık camlarımızı hamurla yapıştırdığımız kağıtlarla kapatırdık. Okula gelen öğrenciler ellerine en az iki odun almadan gelmezdi.Derecik Köyü İlkokulu’nda her yıl bir gün okulu tatil eder Genç Dede türbesi civarındaki korudan odun ve kozalak toplardık. Kayseri’ye sadece maaş alma günlerinde kamyonla giderdik.Ayda bir kez hamama gitmek nasip olurdu.Ekmek hak getire. Yufka yerdik. Lavaş yerdikTek odalı evimde kalırken hiç yalnız kalmazdım.Her gelene çay demlerdim. Gazocağım vardı.Sobamda odun yerine tezek ve saman yakardım.Elektrik yoktu. Gaz lambasının en büyüğünü kullanırdım.Yedek lamba camı bulundurmayı ihmal etmezdim.Her aile zaman zaman evini açar,beni ağırlardı.Mektup yazdığımda il merkezine gidenlere verir attırırdım.Ne sinemam vardı,ne tiyatrom.Telefon bile yoktu. Köyde muhtarın odasındaki sabit telefon can yeleğimdi.İki yılda yörenin şivesiyle konuşmayı öğrendim.Nerede görev yaptığım ilin plakasını görs em yavaşcacık severim.. 1972 yılından itibaren de Tavşanlı Atatürk İlkokulu’nda sınıf öğretmenliği yaptım( 1992 yılı eylül ayına kadar).Bu arada İmam-Hatip Lisesi’nde, Atatürk Lisesi’nde Fransızca,Türkçe, Sosyal Bilgiler ve İş ve Teknik Derslerine girdim.Üç yıl da Özbaşaran MTSK’ da müdürlüğüm var.
Tavşanlı’da öğretmenken gazetecilik yapan tek öğretmenim. Hem yerel ve ulusal Basına haber gönderdim. Hem de yıllarca köşe yazarlığı yaptım ve halen de ilerlemiş yaşıma rağmen yazmayı sürdürüyorum..Kütahya Gazeteciler Cemiyeti’nin “ Onur Belgesi” sahibiyim. Halen aynı cemiyetin Onursal üyesiyim. Medya Kütahya ve Tavşanlı Ekspres sayfalarını bana açtı.Kütahya’nın özellikle Tavşanlı’nın gören gözü,işiten kulağı olmayı sürdürüyorum.25 yıla yakın protokol amirliği yaptım.Bütün milli bayramlar,karşılama ve uğurlama,açılış törenleri,konserler,şehit törenleri,Balo ve kutlamalar,” Hoş geldin ve güle güle yemekleri” ödül törenlerinde alınterim,emeğim,katkım vardır.Ben bir öğretmenin çok yönlü olmasından yanayım. Öğretmen sadece A-B-C’yi öğretmemelidir.Öğretmen toplumun vidası,çivisi,menteşesi,insan yetiştiren vazgeçilmezidir.Öğretmen sadece vazifesiyle ilgili olmalıdır.Öğretmenler de nihayet devletin bir memurudur.Yasalara,yönetmeliklere,kurallara uymak zorundadır. Bağırılacak yer vardır,bağırılmayacak yer vardır. Tepki verilecek durum olur verilmeyecek durum o lur.
Eskişehir Anadolu Üniversitesi Eğitim Önlisans mezunu olarak diplomamı tatlı bir anı olarak saklıyorum.Yine de kendimi dört dörtlük bir öğretmen olarak kabul etmiyorum. Tavşanlı bugün 71 bin 157 nüfusla (son TÜİK Verilerine göre) Kütahya’nın en büyük ilçesi.İlçenin okuma-yazma oranı 98’lerde.Tavşanlı’nın halen 87 köyü ,4 beldesi bulunuyor.Değerli dostum Nüfus müdürü Ali Bey’den devamlı verileri teyit ederim 2O18 Yılı başı itibariyle 87 köyümüzde artısıyla eksisiyle 18526 nüfus var.Dört beldemizden Tepecik Beldesi’nin 2779,Tunçbilek Beldesi’nin 5531,Kuruçay Beldesi’nin 1978 ve Balıköy Beldesi’nin de 21o5 nüfusu bulunuyor.. 2O18-2O19 Eğitim ve öğretim yılı başı itibariyle 75 okulumuzun olduğunu özel okullarla birlikte 91’e ulaştığını,öğrenci sayımızın 18O48, idareci ve çalışan sayısının 137 olduğunu 1o46 öğretmenimizin ,ayrıca 137 hizmetli ve idarecinin görev yaptığını biliyorum. Bu rakamlar üç aşağı beş yukarı değişmiş te olabilir.
Tavşanlı Üniversitelere başarılı öğrenci göndermede de iyi durumda .İlçede çocuğunu en çok okutan köy Merkezyeniköy. Yeni ilköğretim yılının Tavşanlımıza hayırlara vesile olması en büyük dileğimdir.İnşallah Tavşanlı kısa sürede yeni birkaç MYO ve en azından bir fakülteye de kavuşur.Öğrenci ve asker altın yumurtlayan tavuk misali bulundukları çevreye sosyal,ekonomik ve kültürel alanlarda katkıda bulunuyor.Tavşanlı’da öğrenci sayısının artması Tavşanlı’yı iyi yerlere götürecektir. Ben sayın kaymakamımız Yüksel Kara Beyfendinin ve sayın İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Salim Karaboğa’nın şahıslarında Tavşanlı’da görev yapacak olan tüm öğretmenlerimiz, ,öğrencilerimiz,velilerimiz,okul çalışanlarımız,ve Milli Eğitim personelimize yeni öğretim yılında sağlık,esenlik ve başarılar diliyorum.Her birini saygıyla selamlıyorum.
Bugünkü meslektaşlarım birleştirilmiş sınıfları görmediler. Görselerdi uykuları kaçardı.Birleştirilmiş sınıflardan arzulanan düzeyde başarılı insan çıkmamıştır.Benim Derecik Köyü’nde en büyük yardımcılarım başarılı öğrencilerimdi. İbrahim Esen,Ali Ceylan, Hamza Ceylan gibi.Yetişemediğim yere başarılı öğrencilerimle yetişirdim.Bugünün öğretmenleri kanımca şanslıdırlar.Allah yollarını açık etsin.Öğretmen Allah katında en değerli eşrefi mahlukattır.” Oku” emrini veren yüce Yaradan öğretmeni kesinlikle kayıracaktır.Öğretmenler Cennetliktir.Ne mutlu öğretmenlik yapanlara …..