O LEYLEK AİLESİ
O LEYLEK AİLESİ
Bülent Alpagut
- 05062218413 O LEYLEK AİLESİ
BİR DAHA GELMEDİ
LEYLEK;Uzun gagalı,uzun çöp bacaklı, tüyleri genelde beyaz,sadece kanatlarının ucu siyah, hem bacakları hem de gagası kırmızı,sölücan,börtü-böcekbalık,fare,kertenkele, kurbağa,yılan,kırkayak, tahıl(buğday,arpa,yulaf),solucan yiyen,özellikle bataklık ve ovalık alanları tercih eden, çiftçi dostu(çiftçi çift sürerken birkaç metre yakınına kadar gelir),sonbaharda sıcak iklimi olan ülkelere göç eden,ilkbaharda kıştan çıkmış,iklimi ılıklaşan ve sıcaklaşan ülkelere tekrar geri dönen, bir göçmen kuştur. Çıkardığı” lak lak lak” sesleriyle tanınır. Son yıllarda şehir merkezlerinde de,çeşitli yerleşim birimlerinde de görünmeye başlamıştır. Herhangi bir evin bir bacasının üzerine ağzıyla taşıdığı çerçöple oluşturduğu yuvasında belirli bir süre kalır. Bu yuvada yavruları olur. En çok 3,en az bir yavru yapar. Eti yenmez. Yani av hayvanı değildir. Mübarek kanatlılardan sayılır. Gelirken ve giderken yüzlerce leyleğin gökyüzünde bir anlamda tavaf etmeleri nedeniyle bu göçmen kuşa karşı insanlar daha mesafelidir. Onlara zarar gelmesini istemezler. Çok ince ,zayıf ve uzun bacaklı insanlara” Leylek bacaklı” derler. Annelerine :” Beni kim dünyaya getirdi?” diyen çocuklara anneleri.” Seni leylek getirdi” cevabı bugünlere kadar gelmiştir.Saçları karmakarışık insanlara “ leylek yuvasına benzemişsin” derler. Leyleği ilkbaharda geldiğinde havada görenler için ayrı bir heyecan vardır. Çünkü leyleği havada görenlerin bütün yazı orada burada,gezerek,dolaşaaarak geçireceği ,çok seyahat edeceği düşünülür .Yeterince ilgi ve alaka görmeyen kimselere :”Leyleğin(yuvadan) attığı yavru g özüyle bakılır. Pantograf denilen alete şeklinde dolayı Türkçe’de “ Leylek gagası” denilir
Ben 1938 yılında inşa edilen , eğitim ve öğretim faaliyetlerin açılan” İstiklal İlkokulu” ana binasının bacalarından birinde bir leylek yuvası bilirim. Bu baca üzerinde,yine leylek aileleri tarafından yapılmış bir leylek yuvası vardı. Merhum zamanın Maarif Memuru, Hüseyin Tarhan ‘dan yakın bir zamana kadar bu leylek yuvası hep vardı. Şimdi anımsamıyorum, Hangi okul müdürü zamanında bir tadilat söz konusu olmuştu. Okulun çatısından işe başlayanların ilk yaptıkları iş bu yılların leylek yuvasını yıkıp atmak olmuştu. O zaman bu birçok kişi tarafından eleştirilmişti. Çünkü bu leylek yuvası ilçenin bir anlamda simgelerindendi. Okul öğrencileri,yakın çevrede oturanlar leyleklerin laklaklarını büyük bir hazla dinlerler,leylek ailesinin yavrularını izlerlerdi.
Leylek Tavşanlı’yı sevmiştir. Çünkü 1946’lı yıllardan bu güne Tavşanlı’ya hep gelmiştir. Bu defa da gelmişler. Halen ovalarda,açık alanlardalarmış. Ama bir leylek ailesinin artık belediye sınırları içinde artık bir yuvası olduğunu duymadığım gibi ihtimal de vermiyorum. Nasıl olmuşsa İstiklal İlkokulu ana binasının bacalarından birisine zaman içinde bir yuva kurmuşlar. Ama hep merak ederim; Acaba bu yuvaya hep aynı ailenin bireyleri mi gelip gidiyordu. Yoksa ayrı ayrı leylek aileleri mi?
Bu leylek yuvasını yıkıp atanları Allah’a havale ediyorum. Nasıl kıydınız? Bugün böyle bir leylek yuvası hala bu ilkokulun bacasında olsaydı fena mı olurdu?
Tavşanlı’da artık birçok gölet ve bir baraj gölü var. Leylekler buraları tercih ediyorlarmış. Nadasa terk edilmiş tarlalarda dolaşıyorlarmış. Mukaddes Topraklar’da zaman zaman Kabe’nin üzerinde de uçan leylekler için “ Hacı Leylek” ifadesi de ilginçtir. Hatta bu göçmen kuşların Kabe üzerinde uçmasıyla bu kuşların kutsal kuşlar sınıfında olduğu dahi söylenir.