06 Mayıs 2017 - Cumartesi

ÖĞRENCİLERE BİR KÜLAH ŞEKERE NE DERSİNİZ

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 7 dk.
3236 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News

          

 

 

                         ÖĞRENCİLERE BİR KÜLAH   ŞEKERE NE DERSİNİZ

 

                                                                                                         

 

                   Ben sadece bir branş ve sınıf öğretmeni değildim. Ne kadar sosyal etkinlik aklınıza gelirse oradaydım. Bakın size küçük bir örnek. Her 23 Nisan geldiğinde  önce  kendi okulumda başlattığım bir uygulamayı tüm ilçe  sathına yaymıştım..  23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na bir hafta ,on gün kala  çıkardım çarşılara  öğrencilere dağıtacağım şeker, çikolata ve benzeri  ürünlere  yetecek kadar   para toplardım Bakkal Mehmet Efendi, sütçü İsmail Efendi,iş adamı Necati Bey, berber   Nuri, sarraf Ahmet Bey ve nicelerinin işyerlerine gider durumu önce anlatır sonra talepte bulunurdum. Zaten ne zaman bayram yaklaşsa herkes:” Bülent Hoca ne zaman geleceksin?” Diye takılırlardı.. Allah şahidimdir. Hiç biri beni kırmamıştır Çoğu bunun için kendilerine başvurduklarından ötürü  bana teşekkür etmişlerdir. Bir şeylere, birilerine vesile olmak kadar güzel ne olabilir ki?. Bugün Tavşanlı’daki eski evrakları karıştırsam kimlerin ne kadar verdiklerini bulabilirim.

                   Benim başlattığım bu güzel olayı yıllar öncesinde ben öğrenciyken Garp Linyitleri İşletmesi Müessesesi yapardı. Her ne kadar o zamanlar öğrenci sayısı bu kadar görkemli değilse de… Olsun bunu düşünmeleri bile yeterliydi. O zamanlar baston ekmek te yoktu. Klasik yuvarlak ekmekler( somunlar) önce ikiye bölünür. Bölünen yarım ekmeklerin ortası bıçakla hafifçe kesilir ve  kesilen yere bir parça tahin helvası yerleştirilirdi. GLİ Müessesesi bunu yıllarca yapmıştır. Bu ikram bayram dönüşlerinde o kadar hora geçerdi ki  zaten acıkmışız, susamışız, yorulmuşuz. Sanki bir güveç ikramında bulunulmuş ve içine ekmek doğramış ve atıştırıyorsunuz .

                   Bir gün yine bir 23 Nisan arefesindeyiz. Yine yollardayım Şimdi artık aramızda yok. Allah taksiratını affetsin bir hemşehrimizin işyerine girmiştim. “ Selamünaleyküm” dediğimde başını önündeki defterden kaldırmamıştı bile.Bir kez daha selam verdiğimde durum  yine aynı olmuştu. Yani Allah’ın selamı alınmamıştı.Ama şimdi yıllar sonrasında o günü anımsadığımda yine de ihtiyatlı düşünüyorum. Belki adamın kulakları gerçekten duymuyordu .Artık. bir kere işyerine girmiştim. Nasıl çıkacaktım?Asıl beni düşündüren de buydu. Bir şekilde yavaşça işyerini terk etmiştim.Bu olay bütün heyecanımı bitirmişti. Tam.” Harç bitti yapı paydos” diyecektim. ki aklıma ,Allah mekanını Cennet eylesin Tavşanlı Müftüsü Ramazan Arslanbaba gelivermişti. Hem kendisini ziyaret edecek hem de bu durumu anlatacaktım..Makamı Ulucami     içindeki  eski binadaydı. Gittiğimde rahmetli odasında meşguldü. Beni görünce ayağa kalkmış, birbirimize sarılmıştık. Vaziyetimden  beni biraz üzgün ve de  kızgın görmüş olmalı  ki hal ve hatırımı sorduktan sonra eklemişti.” Hayrola Hocam bir sıkıntı mı var?” demişti. Kendisine olanı biteni anlatmıştım. Hiç unutmuyorum bakın ne demişti?” İlahi  Bülent Hocam sen buna mı üzüldün? Kimse senin yaptığın bu işi  kolay kolay yapamaz Zor bir şeyi yapıyorsun. Dünyada en zor şeylerden biri  birisinden para istemektir.Ama senin ne amaçla para istediğin belli. Selamını almamış. Böyle durumlarla bir daha karşılaşırsan onlara yavaşcacık’ Allahuekber’ de ve oradan uzaklaş.” Anlamamıştım. Biraz daha açmasını istediğimde.” Onlar bir şey vermezler Üzülme yoluna devam et derim”  diye  sözlerini noktalamıştı. Bana “ Allah razı olsun” diyenler çok oldu.. Sonra yaptığım  iş te Allah’ın hoşuna giden bir iş değil miydi?

                  Bülent Hoca ne zaman 1992   yılı  sonbaharında emekli oldu bu  iş te bitti. Gönlüm isterdi ki benden sonra vakıflar,odalar,sendikalar,dernekler,kooperatifler,cemiyetler,çeşitli kuruluşlar İlçe Milli Eğitim Müdürü’nün  sorumluluğunda bir “ Bayram Fonu” oluştursun Bu fonda biriken paralarla her yıl 23 Nisan Bayramı yaklaştığında biriken paralarla ilçe bazında tüm öğrencilere birer ağız tadı dağıtılsın Bu bir gofret,bir çikolata veya Mevlit Şekeri gibi bir külah şeker olabilirdi. Çocuklarımızı böyle bir günde tören sonrasında okullarının bahçelerinde,salonlarında bu küçük ağız tadı ikramla sevindirebilseydik. Birazcık aklım var. Bunu da herkesle paylaşacak halim yok

                  Kristof Kolomp bir gün bir yerde etrafındakilere bir tavuk yumurtasını  masanın üzerinde dik vaziyette  durdurabilecek olanlara hediye vereceğini söylediğinde herkes elindeki yumurtayı masa üzerine oturtma  telaşına düşmüştü.Mümkün müydü? Yumurtalar yuvarlanıyordu. Sonra kendisi bir yumurta alarak sivri olan bir tarafını  masanın üzerine hafifçe vurarak küçük bir taban oluşturmuş ve masaya  oturtuvermişti. Herkes.” Bunu biz de yapabilirdik” deyince .” Yapsaydınız. Önemli olan  bunu düşünmekti” demişti.. Önemli olan çocuklarımızı böyle bir günde hatırlamaktır. Karınca kararıyla bir hatırlama. “ Az veren candan “ olabilmektir.

                  Çocuklarımıza yıllarca şeker konusunda katkısını esirgemeyen iş adamlarımızdan Necati Ünal’ı,rahmetli Maden Mühendisi  Hikmet Fidanboy’u, Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreterleri Celal Yücel,rahmetli Mustafa Ünal’ı,rahmetli iş adamlarımızdan Remzi Özerdem’i ,Sevgili İbrahim Ayaşlı’yı, Dr. Ali Akarslan’ı, Op. Dr. Zeki Atsız’ı, Akın Karaveyisoğlu’nu, Ecz. Şerif Boyacı’yı, Av. Ali İhsan Bakır’ı hiç unutmadım.

                  Ama şimdi görev başında olanlar bu işi gelenek haline getirebilirler.Bu bayram olmadıysa gelecek bayramlarda mükemmel bir organizasyona dönüştürebilir hatta  tüm ülkeye örnek olabilirler.....

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları