25 Ekim 2019 - Cuma
BAKALIM BUNDAN SONRA KAÇ LOJMAN SATILABİLECEK
Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 17 dk.
2372 okunma

Bülent Alpagut
- 05062218413 BAKALIM BUNDAN SONRA KAÇ LOJMAN
SATILABİLECEK
Ülke bazında halen Kamuya ait 235.691 lojman olduğu açıklandı. Bunlardan asker+emniyet mensubu+yargı mensubu olanlara ait olanının sayısının 13O.23O olduğu ve satılamaz lojman statüsünde bulunduğu belirtiliyor. Peki geride kalan ve satılmalarına karar verilen 1O8 bin Kamu Lojmanı ne olacak?Bilnidiği gibi bunlardan sadece 3.OOO’i bugüne kadar satılabilmişti. Öyleyse geride kalan 1O5.OOO Kamu Lojmanı 2O2O yılı başından itibaren satılabilecek mi?Alınan bilgilere göre cazibeyi artırmak için 1O yıl vade ve 12O taksitli bir yeni formül üzerinde çalışılıyor.Alıcıların bu şartlarda lojmanlara eskiye oranla daha fazla ilgi göstereceği ümit ediliyor.
Bilindiği gibi Kamuya ait lojmanların büyük bölümü maalesef bakımsız,alınsa bile kullanılması uygun duruma gelebilmesi için para harcanılacak lojmanlar. Aslında bu lojmanlar memurlar tarafından kullanılıyor. En doğrusu bu lojmanların halen kullanan memurlara satışıdır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ,geçtiğimiz yıl Maliye Bakanlığı’na bağlı Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından çıkarılan ve Kamu lojmanlarının satış yöntemini düzenleyen tebliğde bir değişikliğe gitmiş. Yeni tebliğle Kamu lojmanlarının satış işlemleri Maliye Bakanlığı’ndan alınarak daha önce Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nün de devredildiği Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na verilmişti. Bu da şu demek oluyor: Bugünden itibaren artık lojmanların satışına artık lojman sahibi olan kurumlar karar veremeyecek. Yeni düzenlemeyle kurumların mülkiyetinde veya tasarrufunda bulunan görev,sıra ve hizmet tahsisli Kamu konutlarından kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulanlar doğrudan satışa çıkarılacak. Kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulması mümkün bulunan Kamu konutları da kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulduktan sonra satılacak.Yukarıda ifade ettiğim gibi yakışık olan halen bu lojmanlarda oturanlara öncelik verilmesi nezaket gereğidir. Ama ifade ettiğim gibi emniyet,yargı ve mensubu ve asker kişiler bu haktan yararlanamıyor. Bugüne kadar uygulanan tebliğde lojmanı peşin almak isteyenlere 1O indirim uygulanıyordu. Taksitle almak isteyenlere de 2O ‘si peşin ,en fazla 4 yıl ve 48 ay taksit yapılabiliyordu. Ayrıca taksite bağlanan borçlar da her yıl kanuni faiz oranında zamlanıyordu. Artık yeni tebliğe göre 1O yıl ve 12O ay taksit seçeneği getirilmiş bulunuyor. Taksitlere de her ocak ve temmuz ayında TÜFE artışı kadar zam söz konusu. Eğer yıllık TÜFE 12’yi aşarsa aşan kısım zam olarak yansıtılmayacakmış.
Kütahya’da İl bazında, halen yargı ve emniyet mensuplarıyla askerlerin kaç Kamu lojmanından yararlandıklarını bilmiyorum. Ama bir araştırmacı gazeteci olarak bilmemem benim ayıbımdır. Tavşanlı’da da lojmanlar var.Bunlardan kaçının satılamaz ,kaçının satılır konumda olduklarını da maalesef bilmiyorum. Ama bir gerçek var. Türkiye’de artık Kamuya ait olup ta satılabilir durumda olanların vakit geçirilmeden elden çıkarılmasından devlet açısından yararlar olduğunu düşünüyorum.
Bir ara Tavşanlı’nın Tunçbilek Beldesi’nde onlarca Termik Santrala ait Işık sitesi’nde de lojmanlar vardı. Sanırım bu lojmanlar özelleştirme çerçevesinde lüp edilmiştir. Devlet bundan zarar görmüştür. Alan ise rant sağlamıştır. Bir santral satılıyor. Özelleştirilmiş. Kardeşim niye onlarca lojmanı da alıcıya bırakıyorsun?Bu cömertlik devlete pahalıya malolmuştur. Bugün Tunçbilek7teki özelleştirilen Termik Santralı satsan alana bırakılan lojmanlar ve kocaman bir site santraldan daha kıymetlidir. Çünkü Tunçbilek Termik Santralı her gün ölüyor. Ölürken de yakın ve uzak çevrede yaşayanları öldürmeye devam ediyor. Ama santral bünyesinde kalan lojmanların ve arazinin değeri santral çoktan sollamış durumdadır.
Bir gerçeği kimse göz ardı etmemelidir. Türkiye’de artık Kamu mensupları (asker,yargı,emniyet) dışında kimseye lojman yaptırılmamalı veya tahsis te edilmemelidir. Çünkü lojmanın astarı yüzünden pahalıya gelmektedir.
Son tebliğ muvacehesinde Kütahya’da lojman konusunda neler olup biteceğini hep birlikte göreceğiz.
KÖYLERDEKİ İLKOKUL BİNALARI NE OLACAK Türkiye genelinde kaç okul binamızın kaderine terk edildiğini bilmiyorum. Bunu bir meslektaşım da sormuştu. Bu konuda bilgi sahibi olmadığımı söylediğimde :” Hocam siz araştırmacısınız. İsterseniz arar bulursunuz”deyip topu bana atmıştı.İlk başvurduğum Allah biliyor ya eski milletvekillerimizden sayın Hüsnü Ordu oldu. Kendisine bu konuda sormuştum.” Sayın milletvekilim Kütahya genelinde ilk ve orta dereceli okul binalarımız var. Bunlardan bazılarının boş olduklarını,kaderine terk edildiklerini öğrendim. Bu okullar için örneğin Kütahya Milletvekillerimizden birisi sayın Milli Eğitim Bakanımıza meseleyi çıtlatabilir mi?” dediğimde bana aynen.” Hocam,mesele Kütahya’da çözüme kavuşturulabilir. Ama Türkiye genelinde bir çözüm aranıyorsa bu bir önerge ile TBMM’de gündeme getirilebilir” demişti. Ben de , Sayın valimizin başkanlığında yapılacak bir toplantıda konunun çözüme kavuşturulabileceğini düşünüyorum. Amacım ,kaderine terk edilmiş bu okul binalarını bir şekilde yeniden kazanmaktır. .Bu binalar ya Köy muhtarlıklarına tahsis edilsin,ya da satılsın.Ama Köy Tüzel Kişiliği gözetiminde atıl okul binalarının müze,laboratuvar,konserve evi,köy misafirhanesi, toplantılar, sinema,tiyatro ,konferans salonu , kütüphane,kitaplık,ecza deposu, sağlık ocağı,işyeri,sportif faaliyetler için değerlendirilebilir. Bugün için Tavşanlı’da boş,kullanılmayan,atıl vaziyette olan,kaderine terk edilmiş 87 okul binası olduğunu da öğrendim.Bunların yıkılmalarını istemiyorum. Bir öğretmen olarak buna karşıyım. . O okulları ziyaret etmiş mülki idare amirleri llköğretim müfettişleri, müdürleri, Kamu görevlileri, aşı yapmaya gelen doktor,hemşire,sağlık memurları var.,o okulda görev yapmış müdür,müdür yetkili öğretmen ve hizmetliler var.O okullara gidip gelmiş veliler,dostlar, ,yakın ve uzak çevreden gelenler olmuş.
Devletimizin saçı bitmedik yetimin hakkı olan topladığı vergilerle yaptırılan bu okul binalarını kaderine terk etmek günahtır ve yazıktır. En azından yukarıda ifade ettiğim gibi bu boş okullar köy muhtarlıklarına zimmet olarak verilsin. Muhtarlıkların taşınmazı olsun. İsterlerse sayın muhtarlar bu binalarda makam odaları ihdas etsinler. Hatta bu okul binaları bir kapalı çarşı bile olabilir. Ama okul binası,kışla v e camilerin kutsal yerler olduklarını biliyoruz. Bunların her biri yüce amaçlar dışında asla değerlendirilmemelidir. Okullar öğrenci ve öğretmenlerle,kışlalar askerle,camiler cami görevlileri ve cemaatla güzeldir. Devletimizin vakit geçirmeden bu boş okul binalarını Türkiye genelinde bir şekilde mutlu sona ulaştırmaları en büyük temennimdir. Gelin Kütahyalı olarak bunu ilk kez bizler başaralım.
CUMHURİYET BAYRAMI GÜNÜ VEFAT EDEN MİLLETVEKİLİMİZ
AHMET KAVUNCU’NUN ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE KENDİSİNİ
RAHMETLE ANIYORUZ
Tavşanlı’nın 25 yıllık Protokol Amiri,tören komutanı ve sunucusu olmaktan haklı bir gurur duyarım.Çünkü bu görev maaşsız,ücretsiz,yolluksuz bir görevdir.Mülki İdare Amirlerimizin izniyle yürütülen bir görevdir. Protokol Amirleri emekli maaşı almazlar.Sadece verilen görevleri ifa ederler.yerine getirirler. Canlı yayın yaptıkları için bazen sıkıntı da yaşarlar. Yaptıkları küçük bir hata bile onları zor durumlarda bırakır. Tavşanlı ilçe olalı beri bazı Protokol Amirleri görmüştür.Bunlar arasında rahmetli İstiklal İlkokulu öğretmeniydi ve Karamürsel’de geçirdiği bir trafik kazasında aramızdan ayrılmıştı Kamil Çil’i rahmetle anmadan geçemem. Zaten bana da yürüttüğü bu fahri görevin verilmesini sağlayan da kendisi olmuştur.
Benim Tavşanlı Kaymakamlığı Protokol Amirliği görevim 23 Nisan 1978 tarihinde başlar.İlk idare ettiğim,yönettiğim milli bayram bu bayram olmuştur Yani Bülent Hoca 1978 yılı Nisan Ayı’nın 23’ünden bu yana aralıksız(istisnalar dışında ) Protokol Amiri,tören komutanı ve sunucudur.Bugün 83 yaşıma girmeme rağmen yine de tereddütsüz bir milli bayramı,bir etkinliği idare edebilirim.Tavşanlı’da benim görevimi bırakın egale etmeyi, rekorumu kıracak bir başka öğretmen veya bir başkası bir daha gelmeyecektir. Mevcut Cumhuriyet Meydanı’ndaki gönderde parmak izlerim bugün de vardır.Cumhuriyet Meydanı’nda ayak izlerim sonsuza dek kalacaktır.. Önümüzdeki kutlayacağımız Cumhuriyet Bayramı bana bir anımı hatırlattı. Yıl 1994. Cumhuriyet Meydanı’nda Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri var.Kaymakam,Bekir Ergök.Belediye Başkanı eski milletvekillerimizden Hüsnü Ordu,,GLİ müessesesi Müdürü Cafer Metin,ilçe müftüsü halen Diyanet İşleri Başkanlığı, Başkanlık Müftüsü Ümit Çimen, ilçe milli eğitim müdürümüz Cemal Dereli şeref locasındalar.Bayram normal seyrinde sürüyor. Bir ara eski PTT Caddes i yeni adıyla Tahsin Buruk Caddesi’nden büyük bir kalabalık elleri üzerinde bir tabut olduğu halde Cumhuriyet Meydanı’na yani tören alanına girmesin mi?Bir çok kişi gibi ben de şaşırmıştım.Ellerin üzerinde Ulucami’ye doğru taşınan tabutta eski DP Milletvekillerimizden Ahmet Kavuncu varmış.
programı sunuyorum. Kesmek zorunda kalmıştım.Sayın kaymakamla göz göze gelmiştik.Bana el hareketiyle yanına gelmemi istemişti. Kulakları çınlasın Bekir Ergök nazik,kibar ve duygusal bir insandı. Bana bu andan itibaren töreni sonlandırmamı istemişti. Gerekeni yapmıştım Kendisine her zaman saygı duymuşumdur. Mikrofonla halkımıza bayramın sona erdiğini söyledikten sonra herkes gibi soluğu Ulucami’de almıştım.
Ahmet Kavuncu çok partili hayata girdikten sonra Ankara’ya TBMM’ne gönderdiğimiz değerli evlatlarımızdan birisidir. Mekanı Cennet olsun. Bu nedenle o günü asla unutmadım. Önümüzdeki günlerde kutlayacağımız Cumhuriyetimizin 96.ncı yıldönümünde ,ölümünün 25.nci yıldönümünde sevgili Kavuncu’yu bir vesileyle anmış oldum.
MEHMET MADAN’I ÖLÜMÜNÜN 16.NCI YILDÖNÜMÜNDE
RAHMETLE ANIYORUM
Mehmet Madan sade bir Türk vatandaşıydı.Bir Tavşanlılı ve belediyemiz çalışanlarındandı. Namuslu bir insandı.Emekli olduktan sonra halen Belediye Müzesi olarak değerlendirilen ahşap eski tarihi binanın bir köşesindeki yazıhanesinde alınteri kazancıyla ayakta kalmaya gayret ediyordu. Dilekçe yazıyordu. Vergi iadesi dosyası dolduruyordu.Zarf üstü yazıyordu. Boş zamanlarında da yazıhanesindeki kitaplığındaki kitapları okuyordu. Dini konularda merak ettiklerimi önce ona açardım. Bir gün kulaklarımın zaman zaman çınladığını söylediğimde bana.”İlaca gerek yok. Peygamberimize selavat getir. Bak çınlama mınlama kalıyor mu?”demişti. Mehmet Madan rahmetlinin yazıhanesi birkaç adresten birisiydi.Bu yazıhaneye bugün hayatta olmayan niceleri Madan Hüseyin, Madan Himmet,terzi Tarzan Ahmet,GLİ Müessesesi makam şoförlerinden Mehmet Ecevit,belediye çalışanlarından İbrahim Başköy,Ethem Çavuş,camcı Yaşar, Yıldıray Karadeniz,Ferit Akyol,testici Emin,Fen İşlerinden emekli İbrahim Ergun da girer çıkardı. Madan Hüseyin’in çiftlikten getirdiği yumurta,peynir,yoğurt bir anda yazıhaneyi çarşıya çevirirdi. Ben de yazıhanenin demirbaşlardandım. Gün geldi rahmetlinin yazıhanesi TRT İstanbul Çamlıca Bölge Müdürlüğü elemanlarının mekanı haline dönüştü. önce Kepez’de sonra Göbel Kaplıcaları’nda kurulan Aktarıcı İstasyonlarında bakım ve onarım çalışmaları yapıldı. Bunları yapmak zorunda olanlar da Mehmet Madan’ın yazıhanesine geliyorlardı. Mehmet Madan,” Tavşanlı Aktarıcı İstasyonunu Koruma ve Tv Yayınlarını İzletme Derneği başkanıydı. Bu görevi başvurduğumuzda bize ön şart koşardı. Küçük bir rakı ve yanında da biraz peynir ve leblebi almazsak gitmeyeceğini söylerdi. Naçar talebini karşılardık. Çünkü bu işten anlayan başka biri yoktu.
Yıllarca gerek Tavşanlı gerekse Tunçbilek’teki( Çobanköy ve Aliköy aktarıcıları dahil) aktarıcıların bakım ve onarımı için gelenlerin ilk durağı Mehmet Madan rahmetlinin yazıhanesi olmuştur. Gün gelmiş ben de kendi evimi gelenlere açmışımdı Annem rahmetli Aktarıcıların bakım ve onarımları için gelenlerin,yayın teknisyenlerinin Melüş annesiydi. GLİ i Merkez Misafirhanesi ve Tunçbilek bir numaradaki misafirhanelerde kendilerine yer ayırtırdık.Kulakları çınlasın İnegöl köftecisi İbrahim Tuna TRT’cilerin karınlarını doyurdukları yerdi. . Başta Haşim Ordu olmak üzere bir çok hemşehrimizden konuklara leblebi alırdık. İş adamı Ahmet Baş’ın Göbel’deki tavuk tesislerinden gelenlere viyollerle yumurta ikram ederdik. Belediyemiz ve Ticaret ve Sanayi Odamızdan az mı yemek yedik.Ama hep Tavşanlı içindi bunlar. Halkımızın tek eğlencesi televizyondu. Herkes yerinde elini ve yüreğini taşın altına sokmuştur. Bugün çok elemanlı antenlerin yerini artık uydu antenleri aldı da halkımız TV Yayınlarını istediği gibi izleyebiliyor. Ama yine de yayın alamayan yerlere Göbel Kaplıcaları’ndaki TRT Aktarıcısından bugün de yayın veriliyor. Özel Aktarıcı İstasyonumuz da bazı kanalları vermeyi sürdürüyor. Bugün için Tavşanlı’da sadece İsmail Vurmaz adlı bir kardeşimiz kaldı. O da Esnaf ve Kefalet Kooperatifinde çalışıyor.
Mehmet Madan rahmetli gün gelmiştir aç karnına Göbel Kaplıcaları’na,Kelkepez Mevkii’ne gitmiştir. Uyumamıştır,uykudan uyandırılmıştır. Bana :” Bülent çabuk gel” demesi yeterdi. Beş dakikada yanında olurdum. Mehmet Madan bugün aramızda değil. Ama hakkını Tavşanlılıya helal etmiştir. Ben de helal ediyorum. Gelecek kuşaklar Mehmet Madan’ı belki anımsayamayacaklardır. Ama TV sahipleri kendisine bir Fatiha’yı çok görmemelidir. Ben o sıkıntılı günleri yaşayanlardanım. Ama en büyük hastalığımız unutkanlık hastalığı bizlerde maalesef mevcut.
Sevgili Madan Mekanın Cennet olsun.Ölümünün 16.ncı yıldönümünde seni bir kez daha saygıyla anıyorum. Bu vesileyle TV Konusunda emeği geçen Bekir Zeytinoğlu’na,merhum Memduh Serdaroğlu ve,Azmi Sirel’e, Tahsin Eröz’e, İhsan Tandoğan’a, merhum Ferit Akyol,Ahmet Körhasan’a, TV tamircisi Ekrem’e, rahmetli Yıldıray Karadeniz’e,Tavşanlı Ortaokulu’nun efsane müzik öğretmeni merhum Fethi Akuz’a, merhum İbrahim Topçu ve Metin Topçu’ya,Adnan Kahyaoğlu’na,Metin Saka’ya, bizim nazımızı çeken resmi daire ve müessese şoförlerine,serbest çalışan piyasa şoförlerine ,bizlere her zaman yardımcı olan Tavşanlı Belediyesi ve Tunçbilek Belediyesi’ne,merkez trafo çalışanlarına, şükranlarımı arzediyorum. Elini cebine götürüp bizi kapısından kovmayan,teveccüh gösteren değerli hemşehrilerimi de unutmayacağım.
Yorumlar (0)
Tüm Yazıları