14 Mayıs 2023 - Pazar
FEVZİ COŞGUN DEKAPAJ ALANLARI
FEVZİ COŞGUN DEKAPAJ ALANLARI
Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 6 dk.
338 okunma
Bülent Alpagut
- 05062218413 TAVŞANLI’NIN ESKİ BELEDİYE BAŞKANI MERHUM
FEVZİ COŞGUN DEKAPAJ ALANLARININ TEKRAR
KAZANILABİLECEĞİNİ İSPAT ETMİŞTİ
Bilindiği gibi çeşitli madenlerin yerüstüne çıkarılması,ekonomiye kazandırılması için bir yerlerin kazılması gerekir. Örneğin Linyit te bir madendir. Maden kömürüdür. Linyit’in yerin derinliklerinden yerüstüne çıkarılması için yapılan çalışmalara dekapaj çalışması denilir. Garp Linyitleri İşletmesi Müessesesi (halen işletme müdürlüğü statüsündedir,bu işi 1940’lı yıllardan bugüne yapıyor.
Dekapaj; çeşitli iş makinalarıyla madenlerin üzerindeki toprak,kövke ve kayalık katmanların kaldırılması işlemidir. Bu operasyon büyük masraflarla gerçekleşmektedir. Bu nedenle ne kadar az dekapaj faaliyeti yapılırsa bu ekonomik açıdan o kadar yararlı,kazançlı olmaktadır. Dekapaj çalışmaları sonunda gözle görülür büyüklükte tepeler,tepecikler,hatta küçük bir dağ dahi oluşabiliyor. Bu çeşitli iş makineleriyle birbiri üzerine dökülen toprak,yumuşak kaya ve diğerleri ilk anda bir çöl görüntüsü verir. Bu yapay oluşum üzerinde zaman içinde bir süre ot dahi yetişmez. Doğa kendini yenilediği için bu çöl görüntüsü küçük otsu bitkilerle çirkin görüntüyü örter. Hele hele bu dekapaj alanlarına fidan dikilecek olursa bu fidanların yerin derinliklerinden çıkan ham toprak tabakasında kısa sürede boy atıp geliştiği de gözlerden kaçmamaktadır.
Merhum Coşgun hem Belediye başkanı,hem eğitimci hem de ağaçseverdi. Uzun süre Tavşanlı’nın TEMA Gönüllüsü olarak hizmet vermişti. Ben Tavşanlı’da bazı kesimlerdeki fidanların,ağaçcıkların ve hatta ağaçların merhumun döneminde özel bir makine ile sökülüp ,bir başka yere götürüldüğünü,buralara yeniden dikildiğini hatta tuttuğuna tanığım.Bu güzel bir uygulamaydı. Bugün Tavşanlı Belediye sınırları içinde nice ağaçlar,merhum Coşgun’un zamanında bir yerden alınıp götürülen ve dikilen ağaçlardır.
Merhum Belediye Başkanı Dekapaj alanlarına da göz dikmişti. GLİ Müessesesi yetkilileriyle yaptığı dialoglar,girişimler sonunda özellikle Tunçbilek Havalisindeki bazı dekapaj alanlarının yeniden doğaya kazandırılmasında etkili olmuştu. Hatta bir seferinde bana da sürpriz yapmış,Tunçbilek’te terk edilen ,dekapaj alanlarında dikilen meyve fidanlarını göstermiş,meyve verenlerinden topladığı meyvelerden tattırmıştı. Demek ki oluyormuş. …..
Ağaç nankör değildir. Nereye bir fidan dikerseniz büyük bir olasılıkla yetişir ve ağaç olur. Tavşanlı İlçe sınırları içinden geçen ve Uluabat Gölü’ne dökülen Adranos ( Kocaçay) kıyıları boyunca uzanan yeşil bir söğüt ağacı şeritini bile Tavşanlılı oluşturmuştur. Piknik bahanesiyle bu akarsuyun kıyılarına gittiğinde kırdıkları söğüt dallarını toprakla buluşturmuş ve bu yeşil şeritin oluşmasına vesile olmuştur.
Merhum Coşgun, aynı zamanda Tavşanlı’nın botanikçisiydi. Botanik bilgini,botanik uzmanı.bitki bilimcisiydi. Bitkileri inceleyen bilim dalı.bitki bilimi temsilcisiydi. Dünya Dendroloji Derneği’nin de Türkiyeli üyeleri’ndendi. Hatta merhum ünlü ağaçsever,Botanikçi, Erozyon Dede TEMA ONURSAL BAŞKANI Hayrettin Karaca’nın yakın dostlarındandı. Ki Karaca’yı Tavşanlı’nın Fahri Hemşehrisi bile yapmıştı.
Ben”Mehmetçik Çamı”nın isim babası olarak O’nu tanırım. O kadar güzel şeyler yapıyordu ki; örneğin,Mülayim Kırı’ndaki serada toplattığı konserve kutuları içinde nadide çiçek türleri yetiştiriyordu. Merhum Coşgun aramızdan ayrılmasaydı, Tavşanlı bir o kadar daha yeşil bir Tav şanlı görüntüsüne sahip olabilirdi. Çünkü bir şeyde başarılı olabilmek için o şeyi sevmeniz gerekir.
Ben merhum arkadaşım,meslektaşım Fevzi Coşgun’un gelmiş geçmiş Tavşanlıdaki en büyük ağaçsever olduğuna inanıyorum. Eğer ömrü vefa etseydi merhum Karaca da hayatta olsaydı Tavşanlı’da Türkiye’nin en büyük botanik bahçelerinden birisini hayata geçirmekte kararlıydı.Bunu bugün sevgili belediye başkanımız Mustafa Güler’in özeli olan Ada Mesireliği’nde gerçekleştirecekti. Görüntümüz mutlaka bir başka olacaktı. Ben herkesi severim.Yaratılanı Yaradan’dan ötürü severim. Ama ağaç dostlarını daha çok severim. Kendisine sağlığında nereden okudum bilmiyorum, hiç unutmam aklımda kalan bir altın,anonim söz söylemiştim:” Bana öyle bir din bulunuz ki ibadeti ağaç dikmek olsun”dediğimde boynuma sarılmıştı.Belli ki hoşuna gitmişti.
Gelelim sözün özüne; Bugün binlerce metrekare alanı kaplayan dekapaj alanlarını bir şekilde,hem de en kısa sürede gelecek kuşaklara yeniden yeşil olarak tekrar sunabiliriz. Ama bunu yapmak için merhum Fevzi Coşgun’u mutlaka kabrinden çıkaracak halimiz yoktur. O’nun duygu ve düşüncelerine sahip olmak yeterlidir.
Bu arada merhum Atatürk’ün Ankara’daki Orman Çiftliği aklıma geliverdi. Binlerce metrekarelik bir çiftlik. Bu çiftlik merhum Atatürk’ün Türk Milleti’ne hatta doğaya,çevreye saygısıdır.27 Aralık 1919’da Ankara’ya teşrif ettiklerinde çok yoksul bir kent görüntüsü veren Ankara ile karşılaşmıştı. Ağaç yoksulu, yeşil yoksulu bir bozkır ile karşı karşıyaydı. Ama O,BU YOKLUKTAN” VARLIK” ÇIKARMASINI BİLMİŞTİR. Ankara’dan uygar bir hayatın fışkırmasına yardımcı olmuştur. Nasıl Atatürk’e göre ağaç,çiçek,yeşillikler medeniyetse merhum kardeşim Fevzi Coşgun’a göre de Yeşil bir Tavşanlı da O’nun hayaliydi. Bunu gördü ve aramızdan ayrıldı. Mekanı cennet olsun derim…..
Yorumlar (0)
Tüm Yazıları