TAVŞANLI’DAKİ SİYASİYUN
Bülent Alpagut
- 05062218413TAVŞANLI’DAKİ SİYASİYUN
Siyasiyun(Siyaset adamları ,politikacılar) demektir. Tavşanlı’da da bugüne kadar birçok yerde olduğu gibi nevi şahsına münhasır nice siyaset adamları,politikacılar yetişmiştir. Bunlardan çoğunu tanırım. Ama bunlar da aralarında onbaşıdan başlayarak general,amirale kadar rütbelidir. Onbaşı ve çavuş rütbesinde olan siyasetçiler zaman içinde bir görülmüş bir kaybolmuşlardır. Ne kendilerine ne de sempati duydukları siyasi partiye bir faydaları olmamıştır.Teğmen,üsteğmen ve Yüzbaşı olanları bugün en azından hatırlanır. Binbaşı,yarbay ve albay olanları unutulmamıştır. Hele hele siyasette Tuğgeneral-Tuğamiral,tümgeneral-Tümamiral,Korgeneral-Koramiral,Orgeneral-Oramiral olanlarını gelecek kuşaklar da anacaktır. . Bir de siyasette Mareşal rütbesine erişenler vardır. Ama bir elin beş parmağı kadardırlar. Örneğin Tavşanlı’da rahmetli ,23 Mart 1987 tarihinde kaybettiğimiz İş adamı Mustafa Ayaşlı’nın siyasetteki rütbesi Mareşaldı. Mustafa Ayaşlı bu rütbeye kolay kolay gelmemiştir. 1931 Tavşanlı doğumlu olan Ayaşlı,gençlik çağından itibaren siyasetin içinde büyümüştür. Hani çantadan yetişmiş derler ya çantadan yetişmiştir. Siyasette önce çıraklık ,sonra kalfalık dönemlerini yaşamış,ustalık dönemine ulaşması yıllar sonra olmuştur. . Ham iken , siyasetin kızgın fırınında yıllar sonra pişmiştir.
196O’dan önceki Demokrat Parti İktidarlarında Gençlik Kolları’nın aktif bir mensubu,genç bir üyesidir. Dört dörtlük bir Demokrattır. Adalet Partisi doğunca bu yeni siyasi partiye sampati duymuş,bu partiye hizmet vermeye başlamıştır.Ayaşlı adı bu siyasi partide ünlenmiştir.Daha sonra kendisini, Doğru Yol Partisi’nde görüyoruz. Bu siyasi partinin M K K Üyeliğine getirilmiş,ölümüne kadar da bu görevini sürdürmüştür.
Mustafa Ayaşlı , rahmetli 9.ncu Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’in sayılı dostlarından biriydi. .Bu öyle bir dostluktu ki birbirlerine cenaze törenlerinde bulunma sözü bile vermişlerdi.Ama Ayaşlı Süleyman Bey’den önce vefat etti. Rahmetli Mustafa Ayaşlı’da şu ünlü “Kırmızı Telefon”gibi bir telefon da vardı. Tavşanlı’dan ne zaman iş yerinden telefon edip Ankara’yı arasa karşısında rahmetli Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i bulurdu.Buna bizzat tanığım.
Siyaset,hakim olmak, işi uhuletle ve suhuletle idare etmek, düzene koymaktır. Siyaset,amacına ulaşmak için şartların gerektirdiği gibi davranma, karşısındakinin hoşuna gidecek tarzda davranarak işini yürütmedir. Siyasetçi ise, siyasetle uğraşan kimse,politikacıdır.İşini yürütmek için karşısındakinin hoşuna gidecek tarzda davranan,yüzüne gülen kimsedir. Rahmetli Mustafa Ayaşlı’da bunlar vardı. Amacına ulaşmak için şartlar neyi gerektiriyorsa onu yapardı. O sanıyor musunuz ki sadece mensup olduğu siyasi partinin ilçe başkanıydı? Diğer siyasi parti sempatizanlarının da konularına eğilirdi. Yeri geldiğinde .” Ben Tavşanlı Partisi’nin İlçe Başkanıyım”derdi. Fanatik birçok CHP’li,MHP’li,diğer partiliden kendi mensup olduğu siyasi partiye oy bile istediği olmuştur. Cebinde sürekli bir mini not defteri taşırdı. Sanki Tavşanlı küçülmüş bu defterin içine girmişti. Tayın isteyenler, ilçeye atananlar.okul değiştirmek isteyenler, sağlık sorunu yaşayanlar, evlilik hazırlığı yapanlar, borç para isteyenler,senet imzalatanlar,yardım isteyenler, onlarca köyden gelen istekler, dairelerde sıkıntı çekenlerin ricaları,,iş yeri açacak olanların , sünnet olacakların,evleneceklerin,askere gidecek olanların adları hep bu defterdeydi. Bu defterlerden kaç tane vardı bilmiyorum. Ama, bugün de bunlardan acaba hiç olmazsa biri bir yerlerde var mıdır bilmiyorum.Bilse bilse oğlu ,o da siyasetçi İbrahim Ayaşlı bilir. Hiçbir açılışı.etkinliği boş geçmezdi. İş yerinin önünden geçen kimi görse koltuğunun altına en azından bir viyol yumurta sıkıştırırdı.Garip gurabayı iş yerinden boş göndermezdi. Çıkanın elinde ya bir parça kumaş,bez veya giysi olurdu.Selamlaşmayı severdi. Herkesin selamını alır,onlara selam verirdi. Hep Saygı gördü. Sapına kadar siyasetçiydi. Mensup olduğu,sempati duyduğu siyasi partileri arkasından hançerlememiştir. Milletvekili olabilirdi. Ama her yapılan teklifi elinin tersiyle itmiştir. Bir sohbetimizde bu konuda.” Oğlumuz,milletvekili olursam Tavşanlı’yı kaybederim.Tavşanlı da beni kaybeder” demişti. Ne demek istediğini o zamanlar anlayamamıştım. Ama şimdi anlıyorum. Siyasi konuşmalarına da tanık oldum. .Bunu yaparken karşısındakileri asla kırmamıştır.Ağzından tek bir kötü söz çıktığını da görmedik. Tavşanlı’nın her karış toprağında ayak izi vardır.. Siyasi ambargolara, yani, bir ülkeyi cezalandırmak için siyasi alanda caydırma amaçlı yasak ve yaptırımlara hep karşı çıkmıştır. Zamanın Tavşanlı Kaymakamı rahmetli Ahmet Ülkü Onursal’a bir konuda ters düştüğü için kırgındı. Ama bunu hiç belli etmezdi. Rahmetli Ayaşlı’nın , oğlunun düğününe kendisini özellikle davet ettiğini biliyorum. Düğün davetiyesini sayın kaymakamın makam odasında,masasının üzerinde görmüştüm. . Ben de o sırada sayın kaymakamla sohbetteyim. Bir ara söz dolaşıp düğüne gelmişti. Bana , Ayaşlı’nın düğününe davet aldığını söylediğinde hemen atılmış.”Sayın kaymakamım sayın Ayaşlı hoşgörülüdür.Aranızda ne gelip geçmiştir bilemem ama o onu unutmuştur. O kızdı mı beş dakika sonra her şeyi unutur.O, Kimseyle küs değildir. Size de sanmıyorum ki kırgın değildir” dediğimde bana .”Öyle mi diyorsun?” der gibi yüzüme bakmıştı. Ne mi oldu? Günlerden pazardı. Bugünkü Mülayim Camii karşısındaki düğün evine birlikte gitmiştik. Baktık. Merdivenlerde bize doğru kollarını açmış gelen “Aman sayın valim gelmiş. Şerefler getirmiş” diyen rahmetli Ayaşlı yok mu? Yavaşcacık rahmetli kaymakamın kulağına eğilip.” Gördünüz mü sayın kaymakamım” demiş sonra da hep birlikte düğün evine girmiştik.
Siyaset Meydanları nice siyasetçileri görmüştür. Tavşanlı Siyaset Meydanı da Mustafa Ayaşlı gibi bir dev siyasetçiyi görmüştür. Kimsenin kimseyi sevme zorunluluğu yoktur.Ama Ayaşlı gerçekten sevilmiş bir Tavşanlılı siyasetçiydi. Uzun yıllar siyaset yapmıştır. Hatta ölünceye kadar da diyebiliriz. Zamanında rahmetli Ayaşlı’nın gözünden ne uçan ne kaçan kurtulmuştur. . Her şeyden haberdardı. Mekanı Cennet olsun. Aramızdan ayrılalı 33 yıl olmuş.Daha dün gibi.