BURUK GEÇEN MADENCİLER GÜNÜ
BURUK GEÇEN MADENCİLER GÜNÜ
Bülent Alpagut
- 05062218413BURUK GEÇEN MADENCİLER GÜNÜ
Nicedir Ülkemizde “Madenciler Günü “ bugüne kadar çeşitli etkinliklerle kutlana gelir.Bahtiyarım ki yıllar içinde bu günü sunan,programlayan ve organizasyonunda aktif rol oynayanlardanım.
En son GLİ Müessesesi’nin 13.ncü müdürü sayın Cafer Metin’in görevinden ayrıldığı tarihte 1996 Aralık Ayı’nın 4.ncü günü kutlanan “ Madencler Günü” nde görev almıştım. Bir gün öncesinden her şey hazırdı. Ufak tefek hususlarda çalışmalar yapmıştık. Her zaman olduğu için Madenciler için inşa edilen Tunçbilek’ te 1 numaradaki Eğitim Sitesi Salonu ev sahipliği yapacaktı. Öyle de oldu. 1000 KİŞİLİK KAPASİTEYE SAHİP MODERN,SAHNELİ,GENİŞ MUTFAKLI,DİNLENME ODALI,MODERN TUVALETLİ ,GENİŞ OTOPARKLI site hazırdı. Davetiyeler yerlerine birkaç gün öncesinden ulaşmıştı. Protokola mensup zevat için özel bir bölüm de dikkatle hazırlanmıştı. Geceye renk katacak olan sanatçıların ağırlanması,istirahat etmeleri için her şey düşünülmüştü. Bu geceye katılan onur konukları arasında başta sayın vali,Tavşanlı Kaymakamı,komşu ilçeler kaymakamları,Camiaya mensup bürokratlar,kurum ve kuruluş temsilcileri, ileri gelen ilçe birim müdürleri ,askeri ve adli erkan geceden haberdardı. Gecenin açış konuşmasını sayın müessese müdürü yapacaktı. Menüler bile belirlenmişti. Herkesin istediği meşrubatı,içeceği düşünülmüştü. Geceye maden işçilerini temsilen katılımlar da olacaktı.
Böyle görkemli bir gecenin dört dörtlük kutlanmaması için Ankara’dan gelen talimatlar bir kenara itilmişti. Çünkü bu gece maden işçisinin yılda bir kez hatırlanacağı bir gece olması açısından önemliydi. Gün gelip çattı. Ben o gün sabahın kör saatlerinden gecenin geç saatlerine kadar büyük bir mratona hazırlanmıştım. Önemli olan gecenin kuszursuz olarak kutlanmasıydı. Allah yardrıncımız olmuş,gece gerçekten olağanüstü güzelliklerle taçlandırılarak kutlanmıştı. Kim derdi ki bu gece “Madenciler Günü” nün son görkemli gecesi olacaktı.
Cafer Bey gitti. Her şey bitti. Bu geceler kutlanmışsa da dar bir çerçevede,alışılmamış uygulamalarla kutlanmıştır. Son kutlanan 4 Aralık 2023 “ Madenciler Günü” Cumhuriyetimizin 100.yılına kesinlikle yakışmayan bir şekilde,cüzi katılımlarla yurdumuzun orasında burasında yapıldı. Bana göre maden işçimizin bu yılda bir kez kutladığı gece hiç kimseyi memnun etmemiştir.Sönük geçmiştir. Kalıplaşmış sözcükler yine ifade edilmiş,Maden işçileri övülmüş,sırtları sıvanmıştır. Her gün toprağa,mezara girercesine yerin yüzlerce metre derinliklerine kömür ve maden üretmek için üç vardiya halinda girip çıkan Maden İşçisi en azından yılın bir gününde,yani 4 Aralık gününde göz kamaştıran etkinliklerle anılmayı,kutlamayı hak etmiyor muydu? Yediği her lokması helal olan,alınteri kutsal,elinin,yüzünün,gözünün maden karası ülke ekonomisine şifa olan bu mübarek insanların haklarını yemek haram,kazançlarına göz dikmek ihanettir. Onlar huzur içinde olurlarlarsa bizler de huzurlu oluruz. Şurada 85 milyon nüfusun kaçı maden işçisidir? Bir avuç bu kahraman insanlar günlerinde gerçekten hak ettikleri bir kutlamayı yapabiliyorlar mı ? 4 Aralık günü Maden İşçileri için kaç Allah’ın evinde mevlud okutuluyor? Kaç ilinde maden işçilerinin mezarları ziyaret ediliyor? Kaç ilinde Madenci Heykelleri var? Kaç maden işçisinin geride bıraktıkları evlatlarına sahip çıkıyoruz? Kaç hasta,yaşlı maden işçisinin ellerinden öpüyoruz?Maden işçilerinin çocuklarına gerçekten elimizi uzatabiliyor muyuz?Kardeşim bir sorunun var mı diyebiliyor muyuz? Deprem olur; bakarsınız maden işçisi oradadır. Sel felaketi olur maden işçisi oradadır.Orman Yangınları olur maden işçisi oradadır. Yani her bir çıkmaza girdiğimizde ilk aklımıza gelen onlardır. Evimde Maden İşçisini sembolize eden bir madenci çekici var. O çekiç Türk Maden İşçisi’nin bana verdiği en güzel armağandır. Evimde özenle koruduğum,efsane hemşehrimiz,milletvekilimiz, yetişmiş en güzel,ürologlarımızdan,bakanımız,TBB Başkanımız,büyük siyaset adamlarımızdan Doç. Dr Mustafa Kalemli’nin verdiği, TBMM antentli,sayın Kalemli’nin adı yazılı “ teşekkür plaketi” in, merhum Tuğbay dedemin kılıcının,Osmanlı- Rus Savaşlarında ölen,cephede cebinden alınan bir Rus Subayı’nın yanında duruyor. Maden işçileri asla unutulamazlar.Onları koruyup kollayan,hakkını savunan sendikacılarımız gibi her zaman anılmaya layık insanlardır. Sendikacılarımız her toplu-iş sözleşmelerinde onlar için bir araya gelmekte,yüce devletimizin yetkilileriyle pazarlık etmektedirler. Bana göre; maden işçisinin teri soğumadan hakkı ödenmelidir. Bir gün dahi beklenmemelidir. Tavşanlı’da çalışan Maden İşçilerinin gününü sevgili TüRK-MADEN İş Batı Anadolu Şubesi başkanı,sevgili öğrencim Yusuf Yaman’ın şahsında kutluyorum. İşçilerimize hizmet verip hayatta olan sendikacılarımıza sağlıklı bir yaşam.aramızda olmayanlarına da Allah’tan rahmet diliyorum. Bir zamanların Tavşanlılı Türk Maden-İş Genel Başkanı H.Hüseyin Kayabaşı’na ve yine sendikanın üst görevlilerindendi Durmuş Düzgün Başkan’ımıza, efsane başkan Doğan Şahin’e en samimi sağlık,afiyet,huzur dileklerimi sunuyorum. GLİ sayın müdürü,müdür yardımcıları,çalışanlarını,camianın tüm bireylerini saygıyle selamlıyorum.
KİMSE KENDİ BİLDİĞİNCE MANTAR TOPLAMAYA
GİTMESİN VE BİLENLERE SORMADAN DA YEMESİN
Son birkaç haftadır mantar haberleri yeniden ön plana çıkmış bulunuyor. İlk haberi Tavşanlı’dan almıştım. Bir hemşehrimiz mantar toplamak için ormanlarda kaybolmuş zar-zor bulunmuştu. Ardından eşimin Kütahyalı akrabalarından birkaçı Tavşanlı’ya çocuklarının yanına geldiğinde mantar toplamak için Yaylacık’a çıkmıştı. Samimi söylüyorum; mantarı bedava verseler yemem. Mantar diye de aş ermem. MANTAR;PEK ÇOK ÇEŞİTİ OLAN,BAZILARI ZEHİRLİ,YAPRAKSIZ,ÇİÇEKSİZ BİR BİTKİDİR. “ Ak mantar”,”Kızıl mantar”,”Çayır mantarı”,” yerel adıyle” Melki” başta olmak üzere onlarca çeşiti bulunuyor.Bazı mantar çeşitleri gerek hayvan gerekse insanlar açısından çok zararlıdır. Ama ne gariptir ki hayvanların çoğu zehirli mantarı tanır da insan tanıyamaz. Merhum meslektaşım,belediye başkanlığı yapmıştı,Halk Eğitim ve Kurslar Müdürüydü Fevzi Coşgun bir gün bir sohbette bana aynen.”Bülentciğim ,koyunun yemediği otu sen de yeme”demişti. Koyunun zihirli otlara karşı olan büyük hassasiyetnden söz etmişti.
Mantarın besin değerinin olmadığını işitmiştim. Hem,sindirilmesi de gayet zormuş. Mide suları onu yumuşatıncaya kadar neler çekermiş. Bazılarına göre mantar ızgara olarak yenildiğinde eti aratmıyormuş. O lezzeti veriyormuş. Onun için olmalı ki insanlar zaman içinde korkmadan yenilmesi için”Kültür mantarı” üretmeye başladılar. “ Kültür mahntarı”nı gözü kapalı olarak ta yiyebilirsiniz. Ama anlayamadığım şey; Her tehlikeyi göze alarak, mantar satın alıp bunu tüketenlere hem kızıyor hem de acıyorum. Onlarca yurttaşımız son bir ayda ülkemizin dört bir yanında hastanelik olmadı mı? Ölenler olmadı mı? Kardeşim mantardan gelecek hayır başkasından gelsin. Ama insanoğlu hiçbir şeyden ders almıyor. Şairin dediği gibi.” Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir/Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir”diyerek mantar yiyenleri dövelim mi? Hiç kimsenin on paralık (aslında pahalı) mantar yiyerek ailesini de çevresini de üzmeye hakkı olmamalıdır. Nasıl bir şeylere bir şekilde yasaklar getiriyorsak mantarı da yasaklar listesine alamaz mıyız? İstenilirse bal gibi olur. Ama şu nefis yok mu? İnsanın başına ne geliyorsa ondan geliyor. Bu işin meraklıları,damak tadı oluşturanları,ticaretini yapanları var. Bir arkadaşım telefonda.” Hocam bizim hanım bir yörük hemşehrimize sattığı mantarın fiyatını sormuş. O da 150 gayma demiş” deyince bir hayli güldüm.
Tavşanlı’da,benim yaşadığım güzel ilçede de bildiğim kadarıyle çok mantar müptelası var. Ama hiç biri bu sevdadan vazgeçmedi.Haydi geçtim mantardan bir de kendi bildiğince dağlara tepelere çıkıp mantar topluyor ya işte canımı sıkan da bu. HALEN İzmir7de Menderes’in Özdere’sinde kızımın yazlığında zoraki oturuyorum. Çünkü son yaşanan depremde dairemiz diğerleriyle birlikte zarar gördü ve yıktırıldı. Yenisi yapılıncaya kadar buradayız. Birkaç gün önce mantar toplamak için yakınımızdaki Gümüldür Ormanları’na çıkan 28 yşında bir delikanlı kayboldu. Jandarması,Afatı,halk,ailesi kendisini saatlerce aradılar. Yerini tespit ettiler. Bir uçuruma yuvarlanmış. Bir helikopter gelip kendisini çıkarmış. Ama kırıklar içinde. Hastaneye kaldırılmış., Oldu mu şimdi? Hem kendisine,hem ailesine,hem devletimizin jandarması ve Afat ekiplerine,hem onu aramak için gökyüzünde dolaşan helikopter pilotuna,harcanan benzine mi yanarsın? Yoksa çekilen sıkıntılara mı?Topladığı birkaç mantara değer miydi? Kimselere mantar yemelerini tavsiye etmem. Yiyeceklerse kültür mantarı yesinler……Hem bildiğim kadarıyle Tavşanlı’da yenilebilecek kalitede mantar üretimi olduğunu da iyi biliyorum. Merhum Göbel Köyü7nden Hasan Hüseyin Efendi evinin bir bölümünü kültür mantarı üretimine açmıştı. Zamanın merhum İlçe Tarım Müdürü Ayper Toper ile evine gitmiştik. Bayağı da güzel bir verim elde etmişti. Poşete koyup bize hediye ettikleri kültür mantarlarını afiyetle,çekinmeden tüketmiştik. Merhum dostum Tepecik Beldesi’nden İsmail Hakkı ‘nın torunu da Karides Mantarı üretiyordu. Hala üretiyor mu bilmiyorum ama ürettiği mantar kaliteli bir mantar türüydü.Üstelik kaliteli mantarları en çok talep edenler de turistik tesisler oluyor.