25 Aralık 2023 - Pazartesi

BURUK GEÇEN MADENCİLER GÜNÜ

BURUK GEÇEN MADENCİLER GÜNÜ

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 11 dk.
224 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News

         BURUK  GEÇEN  MADENCİLER   GÜNÜ 

            Nicedir  Ülkemizde “Madenciler Günü “ bugüne kadar çeşitli etkinliklerle kutlana gelir.Bahtiyarım ki yıllar içinde bu günü sunan,programlayan ve organizasyonunda aktif rol oynayanlardanım. 
             En son GLİ Müessesesi’nin    13.ncü müdürü  sayın Cafer Metin’in  görevinden ayrıldığı tarihte  1996 Aralık Ayı’nın 4.ncü günü  kutlanan “ Madencler Günü” nde   görev almıştım. Bir gün öncesinden her şey hazırdı. Ufak tefek hususlarda çalışmalar yapmıştık. Her zaman olduğu için Madenciler için inşa edilen Tunçbilek’ te 1 numaradaki Eğitim Sitesi Salonu  ev sahipliği yapacaktı.  Öyle de oldu. 1000 KİŞİLİK KAPASİTEYE SAHİP MODERN,SAHNELİ,GENİŞ MUTFAKLI,DİNLENME ODALI,MODERN TUVALETLİ ,GENİŞ OTOPARKLI site  hazırdı. Davetiyeler yerlerine birkaç gün öncesinden ulaşmıştı. Protokola mensup zevat için özel bir bölüm de  dikkatle hazırlanmıştı. Geceye renk katacak olan sanatçıların ağırlanması,istirahat etmeleri için  her şey düşünülmüştü.  Bu geceye katılan onur konukları arasında başta sayın vali,Tavşanlı Kaymakamı,komşu ilçeler kaymakamları,Camiaya mensup bürokratlar,kurum ve kuruluş temsilcileri, ileri gelen ilçe  birim müdürleri ,askeri ve adli erkan geceden haberdardı.  Gecenin açış konuşmasını sayın müessese müdürü yapacaktı.  Menüler bile belirlenmişti.  Herkesin istediği meşrubatı,içeceği  düşünülmüştü.  Geceye  maden işçilerini temsilen katılımlar da olacaktı. 
            Böyle görkemli bir gecenin  dört dörtlük kutlanmaması için Ankara’dan  gelen  talimatlar  bir kenara itilmişti. Çünkü bu gece maden işçisinin yılda bir kez hatırlanacağı bir gece olması açısından önemliydi.   Gün gelip çattı. Ben o gün sabahın kör saatlerinden gecenin geç saatlerine kadar büyük bir mratona hazırlanmıştım.  Önemli olan gecenin  kuszursuz olarak kutlanmasıydı.  Allah yardrıncımız olmuş,gece gerçekten olağanüstü güzelliklerle taçlandırılarak kutlanmıştı.  Kim derdi ki bu gece “Madenciler Günü” nün son görkemli gecesi olacaktı.  
             Cafer Bey gitti. Her şey bitti.  Bu geceler kutlanmışsa da  dar bir çerçevede,alışılmamış uygulamalarla kutlanmıştır. Son kutlanan 4 Aralık 2023 “ Madenciler Günü” Cumhuriyetimizin 100.yılına  kesinlikle  yakışmayan bir şekilde,cüzi katılımlarla yurdumuzun orasında burasında yapıldı. Bana göre maden işçimizin bu yılda bir kez kutladığı gece  hiç kimseyi memnun etmemiştir.Sönük geçmiştir. Kalıplaşmış sözcükler yine ifade edilmiş,Maden işçileri övülmüş,sırtları sıvanmıştır.  Her gün toprağa,mezara girercesine yerin yüzlerce metre derinliklerine kömür ve maden üretmek için üç vardiya halinda girip çıkan   Maden İşçisi en azından yılın bir gününde,yani 4 Aralık gününde   göz kamaştıran etkinliklerle anılmayı,kutlamayı hak etmiyor muydu? Yediği her lokması helal olan,alınteri  kutsal,elinin,yüzünün,gözünün maden karası   ülke ekonomisine şifa olan bu mübarek insanların haklarını  yemek haram,kazançlarına göz dikmek  ihanettir.  Onlar  huzur içinde olurlarlarsa bizler de huzurlu oluruz. Şurada 85 milyon nüfusun kaçı maden işçisidir? Bir avuç bu kahraman insanlar günlerinde  gerçekten  hak ettikleri bir kutlamayı yapabiliyorlar mı ?  4 Aralık günü Maden İşçileri için kaç Allah’ın evinde mevlud okutuluyor? Kaç ilinde maden işçilerinin mezarları ziyaret ediliyor? Kaç ilinde Madenci Heykelleri var? Kaç maden işçisinin  geride bıraktıkları evlatlarına sahip çıkıyoruz? Kaç hasta,yaşlı maden işçisinin ellerinden öpüyoruz?Maden işçilerinin çocuklarına gerçekten  elimizi uzatabiliyor muyuz?Kardeşim bir sorunun var mı diyebiliyor muyuz? Deprem olur; bakarsınız maden işçisi oradadır. Sel felaketi olur maden işçisi oradadır.Orman  Yangınları olur maden işçisi oradadır. Yani her  bir çıkmaza girdiğimizde ilk aklımıza gelen onlardır.  Evimde Maden İşçisini sembolize eden bir madenci çekici var.  O  çekiç Türk Maden İşçisi’nin bana verdiği en güzel armağandır. Evimde   özenle koruduğum,efsane hemşehrimiz,milletvekilimiz, yetişmiş en güzel,ürologlarımızdan,bakanımız,TBB Başkanımız,büyük siyaset adamlarımızdan Doç. Dr Mustafa Kalemli’nin verdiği, TBMM  antentli,sayın Kalemli’nin  adı yazılı   “ teşekkür plaketi” in, merhum Tuğbay dedemin  kılıcının,Osmanlı- Rus Savaşlarında ölen,cephede  cebinden alınan  bir Rus Subayı’nın  yanında duruyor.  Maden işçileri asla  unutulamazlar.Onları koruyup kollayan,hakkını savunan sendikacılarımız gibi  her zaman anılmaya layık insanlardır.    Sendikacılarımız  her  toplu-iş sözleşmelerinde onlar için bir araya gelmekte,yüce devletimizin yetkilileriyle pazarlık etmektedirler.  Bana göre; maden işçisinin teri soğumadan  hakkı  ödenmelidir.  Bir gün dahi beklenmemelidir. Tavşanlı’da çalışan  Maden İşçilerinin  gününü sevgili TüRK-MADEN İş Batı Anadolu Şubesi başkanı,sevgili öğrencim Yusuf Yaman’ın şahsında   kutluyorum.  İşçilerimize hizmet verip hayatta olan sendikacılarımıza sağlıklı bir yaşam.aramızda olmayanlarına da Allah’tan rahmet diliyorum.  Bir zamanların Tavşanlılı Türk Maden-İş Genel Başkanı H.Hüseyin   Kayabaşı’na ve yine sendikanın üst görevlilerindendi Durmuş Düzgün Başkan’ımıza, efsane başkan Doğan Şahin’e en samimi sağlık,afiyet,huzur dileklerimi sunuyorum.  GLİ sayın müdürü,müdür yardımcıları,çalışanlarını,camianın tüm bireylerini  saygıyle selamlıyorum.                                                                                            
               
             KİMSE  KENDİ BİLDİĞİNCE MANTAR  TOPLAMAYA
            GİTMESİN VE BİLENLERE SORMADAN DA YEMESİN 

      Son birkaç haftadır  mantar haberleri yeniden ön plana çıkmış bulunuyor.  İlk haberi Tavşanlı’dan almıştım. Bir hemşehrimiz mantar toplamak için ormanlarda kaybolmuş zar-zor bulunmuştu. Ardından eşimin Kütahyalı akrabalarından birkaçı Tavşanlı’ya çocuklarının yanına geldiğinde mantar toplamak için Yaylacık’a çıkmıştı. Samimi söylüyorum; mantarı bedava verseler yemem. Mantar diye de aş ermem.  MANTAR;PEK ÇOK ÇEŞİTİ OLAN,BAZILARI ZEHİRLİ,YAPRAKSIZ,ÇİÇEKSİZ BİR BİTKİDİR. “ Ak mantar”,”Kızıl mantar”,”Çayır mantarı”,” yerel adıyle” Melki” başta olmak üzere onlarca çeşiti bulunuyor.Bazı mantar çeşitleri gerek hayvan gerekse insanlar açısından  çok zararlıdır. Ama ne gariptir ki hayvanların çoğu zehirli mantarı tanır da insan tanıyamaz.  Merhum meslektaşım,belediye başkanlığı yapmıştı,Halk Eğitim  ve Kurslar Müdürüydü Fevzi Coşgun bir gün bir sohbette bana aynen.”Bülentciğim ,koyunun yemediği otu sen de yeme”demişti. Koyunun zihirli otlara karşı olan büyük hassasiyetnden söz etmişti. 
         Mantarın  besin değerinin olmadığını işitmiştim. Hem,sindirilmesi de gayet zormuş.  Mide suları onu yumuşatıncaya kadar neler çekermiş. Bazılarına göre mantar ızgara olarak yenildiğinde eti aratmıyormuş. O lezzeti veriyormuş.  Onun için olmalı ki insanlar zaman içinde korkmadan yenilmesi için”Kültür mantarı” üretmeye başladılar. “ Kültür mahntarı”nı gözü kapalı  olarak ta yiyebilirsiniz. Ama anlayamadığım şey;  Her tehlikeyi  göze alarak, mantar  satın alıp bunu tüketenlere hem kızıyor hem de  acıyorum. Onlarca yurttaşımız son bir ayda ülkemizin dört bir yanında hastanelik olmadı mı? Ölenler olmadı mı? Kardeşim mantardan gelecek hayır başkasından gelsin. Ama  insanoğlu hiçbir şeyden ders almıyor.  Şairin dediği gibi.” Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir/Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir”diyerek  mantar yiyenleri dövelim mi? Hiç kimsenin on paralık (aslında pahalı)  mantar yiyerek  ailesini de çevresini de üzmeye hakkı olmamalıdır. Nasıl  bir şeylere  bir şekilde yasaklar getiriyorsak mantarı da yasaklar listesine alamaz mıyız? İstenilirse bal gibi olur. Ama şu nefis yok mu? İnsanın başına ne geliyorsa ondan geliyor.  Bu işin meraklıları,damak tadı oluşturanları,ticaretini yapanları var.  Bir arkadaşım telefonda.” Hocam bizim hanım  bir yörük hemşehrimize sattığı mantarın  fiyatını  sormuş. O da 150 gayma demiş” deyince  bir hayli güldüm.
        Tavşanlı’da,benim yaşadığım güzel ilçede de  bildiğim kadarıyle çok  mantar  müptelası var. Ama hiç biri  bu sevdadan vazgeçmedi.Haydi geçtim mantardan  bir de kendi bildiğince dağlara tepelere çıkıp mantar topluyor ya işte canımı sıkan da bu. HALEN İzmir7de Menderes’in Özdere’sinde kızımın yazlığında zoraki oturuyorum. Çünkü son yaşanan depremde dairemiz diğerleriyle birlikte  zarar gördü ve yıktırıldı. Yenisi yapılıncaya kadar buradayız.  Birkaç gün önce mantar toplamak için yakınımızdaki Gümüldür Ormanları’na çıkan 28 yşında bir delikanlı  kayboldu. Jandarması,Afatı,halk,ailesi kendisini saatlerce aradılar. Yerini tespit ettiler. Bir uçuruma yuvarlanmış. Bir helikopter gelip kendisini çıkarmış. Ama kırıklar içinde. Hastaneye kaldırılmış., Oldu mu şimdi? Hem kendisine,hem ailesine,hem devletimizin  jandarması ve Afat ekiplerine,hem onu aramak için gökyüzünde dolaşan helikopter  pilotuna,harcanan benzine mi yanarsın? Yoksa   çekilen sıkıntılara mı?Topladığı birkaç mantara değer miydi? Kimselere mantar yemelerini tavsiye etmem. Yiyeceklerse kültür mantarı yesinler……Hem bildiğim kadarıyle Tavşanlı’da yenilebilecek kalitede mantar üretimi olduğunu da iyi biliyorum.  Merhum Göbel Köyü7nden Hasan Hüseyin Efendi evinin bir bölümünü kültür mantarı üretimine açmıştı. Zamanın merhum İlçe Tarım Müdürü Ayper Toper ile  evine gitmiştik. Bayağı da güzel bir verim elde etmişti. Poşete koyup bize hediye ettikleri kültür mantarlarını  afiyetle,çekinmeden tüketmiştik.  Merhum dostum   Tepecik Beldesi’nden İsmail Hakkı ‘nın torunu da Karides Mantarı üretiyordu.  Hala üretiyor mu bilmiyorum ama ürettiği mantar kaliteli bir mantar türüydü.Üstelik kaliteli mantarları en çok talep edenler de turistik tesisler oluyor. 
 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları