06 Temmuz 2024 - Cumartesi

HER MESLEK MENSUBUNUN BİR DUAYENİ VARDIR

HER MESLEK MENSUBUNUN BİR DUAYENİ VARDIR

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 5 dk.
290 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News

HER  MESLEK  MENSUBUNUN BİR DUAYENİ VARDIR.      
      Bir meslekte  yaşca ve kıdemce ileride olanlar için “ duayen” sözcüğü kullanılır. Bu sözcük  Fransızca’dır.  Ama dilimizde yerini almış ve  çok kullanılır olmuştur. Toplumda, her meslek dalının duayenleri vardır.  Avukatların,doktorların,mühendislerin,mimarların,mali müşavirlerin,öğretmenler, ,güveççiler,fırıncılar,teknik direktörler ve daha birçok meslek mensubunun duayenleri vardır. 
       Çok uzaklara gitmeye gerek yok; Tavşanlı’da  bile   duayen bir ahçı olarak  Ahçı Halit, duayen bir  mühendis olarak Ahmet Özerdem,duayen bir avukat olarak Ali İhsan Bakır,duayen bir sendika başkanı  olarak Doğan Şahin, duayen bir diş tabibi olarak Muzaffer Eröz, duayen doktorlar  olarak   Dr. Ali Akarslan,Op. Dr. Zeki Atsız, Op. Dr. Ünal Ünalan,Uzm. Dr. Sabahattin Altıntaş,duayen bir öğretmen olarak Esma Börek Canıaz,duayen bir eczacı olarak Şerif Boyacı’dan  bahsedebiliriz. 
        Birkaç gün evvel  sevgili dostum,yıllar içinde yemeklerini  yediğim  Lokantacı Fevzi Kaplan’ın vefatını öğrendiğimde   içim acıdı. Bugün insan için en gerçek olan şey ölüm olmasına rağmen insan ölümü bir türlü kabul edemiyor.  Mekanı cennet olsun.  Peki merhum Fevzi Kaplan’ı ünlü eden şey neydi?  O  da birçok lokantacı gibi  her türlü yemeği üretiyordu.  Ama diğerlerinden bir farkı vardı; Kuru fasülye ,yani fasülye bitkisinin kurutulmuş kuru tanelerini özenle pişirirdi. Her fasülyeyi  satın almazdı.  O fasülyenin rengini,görünüşünü,tadını,pişme özelliğini, nasıl leziz bir fasülye yemeği   olacağını  bilirdi.  Halkımızın bir kısmının yıllar içinde  kullandığı kemik suyunu en  iyi şekilde  değerlendirirdi.  Kuru  Fasülyenin  bir gün beklemesinin  ardından gelin olduğunu söylerdi ve bizleri tebessüm ettirirdi.  Yani kuru fasülye dinlendiğinde daha da leziz olurmuş. 
         Benim merhum babam Rumelili olduğundan, Üsküplüler’in kuru fasülyeye olan  ilgilerinden sık sık bahsederdi. Onun içindir ki  bizim evimizde yıllar içinde kuru fasülye ile yanında pilav  yemeklerimizin  vazgeçilmezleri olmuştur.  Merhum babam merhum Atatürk’ün de kuru fasülyeyi çok sevdiğini söylerdi.  Hatta bir gün İzmir’de merhum Atatürk’ün yıllar içinde  sırf kuru fasülye yemeği yemek için  mütevazi bir lokantaya gittiğinden söz etmişti.  Kendisi lokantada  bir masaya oturduktan sonra garson   hemen kendisine bir tabak kuru fasülye ile bir tabak pilav getirirmiş. Merhum garsona  :” Sen benim bunları sevdiğimi nereden bilirsin ki getirirsin?”dediğinde garson.”Paşam bilmez miyim,sizin için bu iki yemek milli yemektir” derAtatürk’ü tebessüm ettirirmiş.
          Gerçekten Kuru fasülye milli yemeklerimizdendir. İşte merhum Fevzi Usta da bu milli yemeği yıllar içinde  en leziz biçimde Tavşanlılılara sunan kişiydi.  Merhum avukat –hakim babamın  zaman zaman bir kaçamak yaparak habersizce Fevzi  Usta’nın lokantasına,merhum Av. Yavuz Ökem,merhum Av.  Cemal Dosdoğru  ile birlikte  gittiklerini merhum Fevzi Usta’dan işitmiştim. 
          Kuru  Fasülye Asker Ocağı’nın da  vazgeçilmezidir.  Kuru fasülye için Askerler:”Makineli tüfek” yakıştırmasında bulunurlar. Nohut ve mercimek te dahil kuru fasülye bağırsaklarda gaz birikimine neden olduğu için söylense gerek. Merhum Fevzi Usta’nın acısını hafifletmek için sizlere küçük bir anekdot;
           Merhum babam ve arkadaşları sık sık Balıköy Beldesi Havalisi’nde keklik avına giderlerdi. Bazen birkaç gün  gittikleri köylerde yatarlardı.  En çok kaldıkları yer ise merhum Kadıköylü Halil Kamil’in çiftlik evi olurdu. Yıllar içinde avcıların arasına  ilçe adliyesinde görevli  Savcı Ömer Bey de  katılmıştı.  Merhum babam  bazen bir odada birkaç avcının yattığını bildiği için  merhum c. Savcısı Ömer Bey’e bir defasında kendilerinin kaldığı odada yatmamasını istemiş.  Merhum c. Savcısı ne bilsin bunun altında yatanı?  Çünkü merhum Tepecikli Çolak   yatarken gaz çıkarırmış. Bu da sıkıntı  yaratırmış.  Ama merhum c. Savcısı   ısrarla  kendisinin de aynı odada yatacağını   ısrar edince  merhum babam söyleyecek bir söz bulamamış ve sadece kendisine.” Sayın savcım Çolak gece domuz avına çıkar. Rahatsız olursunuz  “ deyivermiş.   Sonrasını merhum babam anlatmıştı;  Merhum Çolak gecenin bir vaktinde  gaz çıkarmaya başlayınca  merhum babam  alel acele odayı terk etmekten başka bir çözüm bulamadık “ demişti.   Domuz avı  yakıştırması  böylelikle doğrulanmış.  Bu olay yıllar içinde anlatıldığında herkes kasıla kasıla gülmekten kendini alamamış.

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları