HER MESLEK MENSUBUNUN BİR DUAYENİ VARDIR
HER MESLEK MENSUBUNUN BİR DUAYENİ VARDIR
Bülent Alpagut
- 05062218413HER MESLEK MENSUBUNUN BİR DUAYENİ VARDIR.
Bir meslekte yaşca ve kıdemce ileride olanlar için “ duayen” sözcüğü kullanılır. Bu sözcük Fransızca’dır. Ama dilimizde yerini almış ve çok kullanılır olmuştur. Toplumda, her meslek dalının duayenleri vardır. Avukatların,doktorların,mühendislerin,mimarların,mali müşavirlerin,öğretmenler, ,güveççiler,fırıncılar,teknik direktörler ve daha birçok meslek mensubunun duayenleri vardır.
Çok uzaklara gitmeye gerek yok; Tavşanlı’da bile duayen bir ahçı olarak Ahçı Halit, duayen bir mühendis olarak Ahmet Özerdem,duayen bir avukat olarak Ali İhsan Bakır,duayen bir sendika başkanı olarak Doğan Şahin, duayen bir diş tabibi olarak Muzaffer Eröz, duayen doktorlar olarak Dr. Ali Akarslan,Op. Dr. Zeki Atsız, Op. Dr. Ünal Ünalan,Uzm. Dr. Sabahattin Altıntaş,duayen bir öğretmen olarak Esma Börek Canıaz,duayen bir eczacı olarak Şerif Boyacı’dan bahsedebiliriz.
Birkaç gün evvel sevgili dostum,yıllar içinde yemeklerini yediğim Lokantacı Fevzi Kaplan’ın vefatını öğrendiğimde içim acıdı. Bugün insan için en gerçek olan şey ölüm olmasına rağmen insan ölümü bir türlü kabul edemiyor. Mekanı cennet olsun. Peki merhum Fevzi Kaplan’ı ünlü eden şey neydi? O da birçok lokantacı gibi her türlü yemeği üretiyordu. Ama diğerlerinden bir farkı vardı; Kuru fasülye ,yani fasülye bitkisinin kurutulmuş kuru tanelerini özenle pişirirdi. Her fasülyeyi satın almazdı. O fasülyenin rengini,görünüşünü,tadını,pişme özelliğini, nasıl leziz bir fasülye yemeği olacağını bilirdi. Halkımızın bir kısmının yıllar içinde kullandığı kemik suyunu en iyi şekilde değerlendirirdi. Kuru Fasülyenin bir gün beklemesinin ardından gelin olduğunu söylerdi ve bizleri tebessüm ettirirdi. Yani kuru fasülye dinlendiğinde daha da leziz olurmuş.
Benim merhum babam Rumelili olduğundan, Üsküplüler’in kuru fasülyeye olan ilgilerinden sık sık bahsederdi. Onun içindir ki bizim evimizde yıllar içinde kuru fasülye ile yanında pilav yemeklerimizin vazgeçilmezleri olmuştur. Merhum babam merhum Atatürk’ün de kuru fasülyeyi çok sevdiğini söylerdi. Hatta bir gün İzmir’de merhum Atatürk’ün yıllar içinde sırf kuru fasülye yemeği yemek için mütevazi bir lokantaya gittiğinden söz etmişti. Kendisi lokantada bir masaya oturduktan sonra garson hemen kendisine bir tabak kuru fasülye ile bir tabak pilav getirirmiş. Merhum garsona :” Sen benim bunları sevdiğimi nereden bilirsin ki getirirsin?”dediğinde garson.”Paşam bilmez miyim,sizin için bu iki yemek milli yemektir” derAtatürk’ü tebessüm ettirirmiş.
Gerçekten Kuru fasülye milli yemeklerimizdendir. İşte merhum Fevzi Usta da bu milli yemeği yıllar içinde en leziz biçimde Tavşanlılılara sunan kişiydi. Merhum avukat –hakim babamın zaman zaman bir kaçamak yaparak habersizce Fevzi Usta’nın lokantasına,merhum Av. Yavuz Ökem,merhum Av. Cemal Dosdoğru ile birlikte gittiklerini merhum Fevzi Usta’dan işitmiştim.
Kuru Fasülye Asker Ocağı’nın da vazgeçilmezidir. Kuru fasülye için Askerler:”Makineli tüfek” yakıştırmasında bulunurlar. Nohut ve mercimek te dahil kuru fasülye bağırsaklarda gaz birikimine neden olduğu için söylense gerek. Merhum Fevzi Usta’nın acısını hafifletmek için sizlere küçük bir anekdot;
Merhum babam ve arkadaşları sık sık Balıköy Beldesi Havalisi’nde keklik avına giderlerdi. Bazen birkaç gün gittikleri köylerde yatarlardı. En çok kaldıkları yer ise merhum Kadıköylü Halil Kamil’in çiftlik evi olurdu. Yıllar içinde avcıların arasına ilçe adliyesinde görevli Savcı Ömer Bey de katılmıştı. Merhum babam bazen bir odada birkaç avcının yattığını bildiği için merhum c. Savcısı Ömer Bey’e bir defasında kendilerinin kaldığı odada yatmamasını istemiş. Merhum c. Savcısı ne bilsin bunun altında yatanı? Çünkü merhum Tepecikli Çolak yatarken gaz çıkarırmış. Bu da sıkıntı yaratırmış. Ama merhum c. Savcısı ısrarla kendisinin de aynı odada yatacağını ısrar edince merhum babam söyleyecek bir söz bulamamış ve sadece kendisine.” Sayın savcım Çolak gece domuz avına çıkar. Rahatsız olursunuz “ deyivermiş. Sonrasını merhum babam anlatmıştı; Merhum Çolak gecenin bir vaktinde gaz çıkarmaya başlayınca merhum babam alel acele odayı terk etmekten başka bir çözüm bulamadık “ demişti. Domuz avı yakıştırması böylelikle doğrulanmış. Bu olay yıllar içinde anlatıldığında herkes kasıla kasıla gülmekten kendini alamamış.