GLİ’NİN BİR ŞEKİLDE YOK OLUŞUNA İZİN VERİR Mİ ?
GLİ’NİN BİR ŞEKİLDE YOK OLUŞUNA İZİN VERİR Mİ ?

Bülent Alpagut
- 05062218413 SİZCE TAVŞANLILI GLİ’NİN BİR ŞEKİLDE
YOK OLUŞUNA İZİN VERİR Mİ ?
Durup dururken böyle bir köşe yazısı başlığı attım diye kimse beni eleştirmesin. Çünkü biliyorum ki bir gün tıpkı Kütahya’daki Jandarma Taburu gibi ,Azot gibi , Şeker Fabrikası gibi, bakarsınız Garp Linyitleri İşletmesi (gli) de elimizin altından kayıp gidebilir. “ Nasıl yani? “ diyenleri duyar gibi oluyorum. Ama görünen köy kılavuz istemezmiş. Nerede o bir zamanların 7-8 bin Kamu İşçisine,300’ü aşkın memuruna sahip dev kuruluş GLİ ? Bandosu bile zamanın Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın iltifatlarına mazhar olmuştu. Bir futbol takımı vardı; Neredeyse Türkiye Süper Ligi’ne ayak basacaktı. Spor Bakanlığımız bu başarılara ilgisiz kalmamış,Tavşanlı’ya AB Standartlarında gece maçları da oynanabilen bir stadyum armağan etmişti. GLİ Müessesesi zaman içinde işletmeye dönüşmüştü. Tenzil-i rütbeye uğramıştı. Bir zamanların en güçlü kuruluşlarından Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu(TKİ) nin Amiral gemisiydi. GLİ’den yetişen değerler yeri gelmiş genel müdür,daire başkanı, teftiş kurulu üyesi, genel müdür yardımcısı olmuşlardı. Yeni yeni açılan işletmelere hayat vermişler,tecrübe ve bilgilerini konuşturmuşlardı. Milyonlarla ifade edilen kaliteli LİNYİT yeryüzüne çıkarılmış,depolanmış,piyasaya verilmiş,ekonomimize can suyu olmuştu. Son da üretim yapılıyor ama devede kulak misali. Eğri oturup doğru konuşursak, Bir daha o eski görkemli müesseseyi asla göremeyiz. Ama bu demek değildir ki Tunçbilek’i bir kalemde,GLİ’yi yine aynı şekilde silip bir kenara atalım. Beni en çok üzen husus nedir biliyor musunuz? Tunçbilek’te bugün hala 200 milyon tonun üzerinde Linyit rezervi bulunuyor. Bu kadar Linyit Kömürü her yıl 10’ar milyon ton üretilse 20 yıl anlamına gelir. Yani inek süt vermeyi sürdürecek. Ama siz ineği keserseniz bu hem Tavşanlı7ya,hem bölgeye,hem ülkemizin hanesine zarar olarak yansıyacaktır. Bir kere istihdam diye bir şey kalmayacaktır. Bir özelleştirme düşünülüyorsa mevcut Kamu işçilerinin durumu ne olacaktır? Bugün bir özelleştirme halinde kim veya kimler TUNÇBİLEK’i alırsa inanın zenginliklerine zenginlik katacaklardır. Neden devletimiz bu nimetten yararlanmasın ki? Altyapı hazır. Elini kaldırıp bir omzundan öteki omzuna uzatacak halin de yok. Yol,elektrik,su sorunun yok. Üstelik yakın ve uzak çevrede saçı bitmedik yetimin hakkı ortada. Bugüne kadar Tunçbilek’te çalışan,yerinde şehit,yerinde yaralanıp özürlü konumuna düşen, tarım toprakları ellerinden alınıp dımdızlak ortada kalmış insanlarımız var. Bakın iki köy halkı köylerini terk edip çaresizlikten Tavşanlı Belediye Sınırları içinde bir mahalle bile oluşturmuş durumda. Şunu anlarım, rezerv tükenir,madenin işletilmesi riskli olur. Ekonomik olmayan üretim zararlara neden olur. O zaman çaresiz:” Harç bitti yapı paydos”diyebilirsiniz. Üstelik Tunçbilek Linyiti diğer Linyitler gibi de değil. Az küllü,bol enerjili.Bir zamanlar DDY Lokomotiflerinde bu linyiti kullanırdı. Yetkililer ellerini vicdanlarına koyup bir kere daha düşünsünler; Tavşanlı’nın sınırları içindeki zengin linyit rezervlerini devlet kendisi çıkarmaya devam etsin. Hem istihdamda bir kayıp yaşanmayacak,hem kaliteli linyitimiz ülkemizin ekonomik zenginliğine yeni zenginlikler katmayı sürdürecektir. “ Yazık oldu” dedirtmeyelim. Tavşanlılının üzerine ölü toprağı düştüyse ben bu ölü toprağını bir nebze kaldırmayı deniyorum. Benim sadece kalemim var. Biraz da aklım var. Her şeyden öte bir Tavşanlı sevdalısıyım. Gelin bu değerli Linyit rezervlerini yine devlet baba işletmeyi sürdürsün. Ama “ Demir emiri keser”diye bir Atasözümüz var. Hele hele siyasi irade daha etkili. Siyasi irade istesin Tavşanlı’yı il,istesin köy yapar. Bir şey yapabilir miyiz? Olgunlukla,iyi düşünerek, hesabı iyi yaparak Tunçbilek’i ve Garp Linyitleri İşletmesi ‘ni yeniden değerlendirelim. Bugün Tunçbilek ve havalisinde Linyit Kömürü’nün kaymağı var. Bu kaymağı yiyip bitirdikten sonra geride ne kalacak? Ben tek başıma mücadele edemem. Benim de elimden tutulması gerekir ki kırılmayayım,darılmayayım,vazgeçmeyeyim. Tekrar söylüyorum; Merhum meslektaşım,Tema Tavşanlı Gönüllüsü, Dünya Dendroloji Derneği Üyesi,öğretmen,idareci,yazar ve dört dörtlük sosyal bir insandı Fevzi Coşgun bile .” Bir gün altımızdaki kilimi çekip alırlar ama bunun farkına varamazsak vay halimize!” demişti. Ey! Tavşanlılı Allah aşkına uyan artık. Merhum Ovacıklı Emin Çavuş bile bir zamanlar Ovacık Köyü’nü ziyaretimiz sırasında Tavşanlı’nın üzerine çöken bulutu göstererek:” Bak hoca efendi, işte Tavşanlılıyı geç uyandıran,kalkmasını geciktiren bu buluttur. Onun içindir ki Tavşanlılı öğleye doğru uyanır ve bereketi de bulamaz” demişti.Hala bu bulut Tavşanlı’nın üzerine çöküyorsa merhumun dedikleri doğrudur. Öyleyse bu çöken bulutu üfürecek gücü bir an evvel bulalım derim.