18 Aralık 2021 - Cumartesi

EVSEL VE ENDÜSTRİYEL ATIKLARI NE ZAMAN AKARSULARIMIZA ATMAKTAN VAZGEÇECEĞİZ

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 15 dk.
860 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News
    EVSEL VE ENDÜSTRİYEL  ATIKLARI NE ZAMAN  
            AKARSULARIMIZA  ATMAKTAN  VAZGEÇECEĞİZ        
 
  İnsanoğlu,kendisine sunulan dünyayı cehenneme çevirmeyi sürdürüyor. İnanıyorum ki kıyamet  insanlar yüzünden  kopacaktır.  Allahın özene bezene yarattıklarına karşı  yaptığımız  her  saygısızlığın  cezasını  mutlaka çekeceğiz.  Kütahya CHP İl Başkanı sayın Dr. Zeliha Aksaz Şahbaz’ın çalışmalarını uzaktan da olsa takip ediyorum. “ Gediz Nehri Zehirliyor” demiş.  Aklıma Tavşanlı’nın tam ortasından geçen Kocaçay( Adranos Çayı) geldi.  Rahmetli Tavşanlı TEMA Gönüllü Temsilcisi, Dünya Dendroloji  Derneği Üyesi, Merhum Hayrettin  Karaca’nın yakın dostu Fevzi Coşgun bir gün Tavşanlı’daki Kocaçay’dan bahsederken.” Bülentciğim,bu akarsu bir gün gelecek Tavşanlılı’dan intkamını alacak” demiş ve sözlerine   açıklık getirmişti.” Hayvanlarımız kirlenen Kocaçay suları’ndan bir gün içemez olacak,içse de hastalanacak ve ölecek. Bitkilerimiz sararıp solacak. Halkımız kocaçay’ın tertemiz sularında yüzemeyecek.Piknik yapanlar Kocaçay kıyılarında bulaşıklarını  da yıkayamayacak. Eğilip akarsuyun sularından içemeyecek. Abdest dahi alamayacak. Tenceremizde  yemeklerimizi bu akarsuyun sularıyla pişiremeyeceğiz “ Dedikleri doğru çıktı. Bugün Tavşanlı’nın en ortalık yerinden  nazlı nazlı akan Kocaçay’ın suları artık  sayın   CHP İl Başkanı’nın söylediği  gibi ,tıpkı Gediz Nehri’nde olduğu gibi  zehir akmaktadır. O Gediz Nehri için söylemiş. Ben de Tavşanlı Kocaçay için söylüyorum. Hatırlarım;  Bir ara Tavşanlı Belediye Sınırları içinden tam 22 kanalizasyon ayağı bu akarsuya bırakılıyordu.  Canım balıklar yok oldu. Her biri 30-40 kg ağırlığındaki yayın balıkları,tatlı su sazanları(kasma),mercan balıkları, bıyıklı ,sarı balık ve diğerleri yok oldu. Varsa da önemli değil. Bu akarsuda  artık,kurbağalar,su kaplumbağaları,su yılanları,su sıçanları yaşıyor. Akarsuyun yeni sahipleri bunlar. . 
        Ne zaman ki birkaç yıl önce Arıtma Tesisi hayata geçti. Bir nebze Kocaçay yeniden doğdu  denilebilir. Keşke bu  hizmet yıllar öncesinden hayata geçirilebilseydi.  Ben şahsen; bu  akarsuda yüzdüm. Suyundan içtim.  Kıyılarında yetişen nefis sebzeleri tükettim. Amatör bir balıkçı olarak bu  akarsuyun  incileri balıklarını yakaladım. Gün geldi,akarsu yakınlarında birçok tavuk tesisinden bu akarsuya ölü tavuklar atıldı. Akarsu adeta ölü tavuklar nehri oldu. Artık aklımızı başımıza almanın zamanı gelmiştir. Gelecek kuşaklara cehennem mi yoksa cennet mi bırakacağız?Bunun hesabı içinde olalım.  Porsuk Nehri,Gediz Nehri, Tavşanlı Kocaçay, Emet Çayı  kesinlikle ev ve endüstriyet atıklara kapalı olmalıdır.  Buna tevessül edenler en ağır cezalara çarptırılmalıdır. Kimsenin Allah’ın,yani mülk ve hüküm sahibinin   hesaplarını bozmaya hakkı yoktur. Sayın Şahbaz,İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Tunç Soyer’le  Gediz Nehri  konusunda bir çalışma yaptıklarını söylüyor. Bu çalışmanın ardından ortaya çıkan durum yürekler acısıdır. Gediz Nehri’ndeki kirlilik  Ege’de akarsuyun aktığı alanlarda  ovalarımızı zehirlemekle kalmamış,hayvan ve bitki varlığını tehdit eder boyutlara varmış. Gediz Nehri zehir saçıyorsa  sayın yetkililerin nasıl yataklarında huzurla uyuduklarına şaşıyorum. Öyle bir yasa çıkarılmalıdır ki  akarsulara  kim,kimler,kurum ve kuruluşlar ve diğerleri dahil,  evsel ve endüstriyel atık bırakıyorsa   en ağır biçimde cezalandırılmalıdır. Bizim insanımız o kadar şuursuz ve düşüncesiz hale gelmiştir ki  sadece kendini düşünmektedir. Devekuşu gibi başını kuma gömmekte ve sözüm ona hiçbir şeyi görmediğini sanmaktadır. Hadi geçtik  akarsularımızın zehirlenmesinden bari bu akarsuları besleyen kaynaklarımızı  koruyalım ve onları kurtaralım. Çevreci il başkanımız sayın Dr. Zeliha Aksaz Şahbaz Hanımefendi’ye gösterdikleri hassasiyetten ötürü şahsım ve Kütahyalılar adına teşekkür ediyorum.
      Demek ki,” Yerüstü Su  Kalitesi  Yönetmeliği”çerçevesinde ülkemizde,milli sınırlarımız içindeki tüm akarsularımızda  bir analiz yapılsa karşımıza korkunç bir tablo çıkacaktır. Kimyasal oksijen ihtiyacı, biyolojik oksijen ihtiyacı, azot,fosfor, sülfür ve yağ –gress değerlerine baksak oturup ağlamamız gerekecek. Şu gerçek  kesinlikle göz ardı edilmemelidir;su kalitesinin  pek çok  parametre  için  en alt kalitedeki  su niteliğinde olduğu  görülmektedir. Gelin her şey bitmeden,tükenmeden  harekete geçelim ve  bu ev atıkları,endüstriyel atıkların akarsularımıza bırakılması işini gündemden düşürelim diyorum.  
 
    CHP  KÜTAHYA  İL BAŞKANI  SAYIN DR ZELİHA  AKSAZ         ŞAHBAZ’A GÖRE  
        Sayın CHP İl Başkanımız Dr. Zeliha Aksaz Şahbaz, başarılı,çalışkan il başkanlarımızdandır. Bir konuda  ifade ve teşhislerine bir  emekli öğretmen olarak  katılıyorum. Demişler ki;” Şu anda okullarımızda uygulanan önlemler yeterli değil. Ders saatleri,süreleri, 30 dakika olmalı.” Bunu sadece kendisinin söylemediğini,tüm öğretmenlerin,eğitimcilerin görüşü olduğunu da vurgulamışlar.Ben de sayın milletvekilinin görüşlerine katılıyorum. 33 yıl Türk Milli Eğitimi’ne ben de köylerde ve merkezde hizmet verdim. Birleştirilmiş sınıf dahi okuttum. Gerçekten öğrencilerin dikkatini 40 dakikalık bir süre içinde dağılmadan  muhafa etmek her babayiğitin harcı değildir. Sayın CHP   İl başkanımız  yaşadığımız Pandemi süresi boyunca ve hatta yaşayacağımız  günlerde de    sınıf mevcutlarının durumunun tekrar gözden geçirilmesinin gerekli olduğunu ifade ediyorlar.  Yani ,pandemi koşullarına uygun hale getirilmesi görüşündeler. Özellik aşı ve aşılanma konusunda da  sayın CHP İl başkanının   bazı tespitleri var. İvedilikle,vakit geçirilmeden tüm öğretmen,eğitim emekçisi,öğrenci ve okul çalışanları   aşılanmalıdır.Aşılanmadık tek bir öğretmen,okul çalışanı ve  gerekiyorsa öğrenci bırakılmamalıdır.  2021 yılı ,yani bulunduğumuz yılın  sonuna gelinmiştir. Keşke  ülke genelinde, ülkemizde aşılanmamış tek bir kişi  kalmasa demektedir.Sayın il başkanına  göre  artık  İkili eğitime kesinlikle son verilmelidir. Öğrencilerin kurallar çerçevesinde,rahat ve huzurlu bir ortamda  eğitim almaları sağlanmalıdır. Yıkılan okulların yerine en kısa sürede yenileri yaptırılmalıdır.  En büyük yatırımın  İnsana yapılan  yatırım olduğu göz ardı edilmemelidir. Okul arazileri kesinlikle ranta açılmamalıdır. Aslında  birçok kamu binasının  bir önlem olarak eğitimin hizmetine verilmesi  düşünülebilir. Yani bu binalar geçici de olsa okula dönüştürebilir. Hizmetli,yeterli personel,güvenlikçi ve diğerleri de sağlanabilir. 
          Sayın CHP İl başkanının , rant konusundaki hassasiyetine ben de katılıyorum. Örneğin,ömrümün büyük bölümünü geçirdiğim Kütahya’nın Tavşanlı İlçesi merkezinde,belediye sınırları içinde  1938 yılında Türk Milli Eğitimi’ne kazandırılan İstiklal İlkokulu(halen ilköğretim okulu)’nun yıkılması gündeme gelmişti. Üstelik bu okulun bahçesi ticaret merkezine dönüştürülecekti.  Sanki Tavşanlı’da başka yer yokmuş gibi. İlk tepkiyi bir öğretmen olarak ben vermiştim. Arkası da gelmişti.  Yine benim ilkokulum, ;Fevzipaşa İlkokulu binasının da yıktırılması,bahçesinin ticari alan haline getirilmesi,bunlara karşılık  okulun bir başka yere alınması  da gündemdeydi. Çok şükür  g erçekleşmedi.. Okul bahçelerinin  birçok kişinin ağzının suyunu akıttığını da iyi bilirim. Halen eski Atatürk Lisesi binası ile Arifağa Camii arasındaki okul avlusunun bile  bir şekilde  iştah kabarttığını da bilirim. Sayın milletvekilinin ifade ettiği gibi  okul bahçeleri ve binaları kesinlikle ranta kurban edilmemelidir.  Böyle yapıldığı taktirde bu yapanlara hayır da getirmeyecektir. Nasıl bir cami yıkılırken insanımız ayağa kalkıyorsa,bir okul binası yıkılırken de aynı hassasiyeti görmek isteriz. 
          Bu vesileyle bir kez daha ifade etmek isterim; Eski tarihi Atatürk Lisesi binası  da bir ara yıkılacak okul binaları arasına alınmıştı. Ki bu binanın nasıl yapıldığını tüm Tavşanlılı iyi bilir. Bu bina dürüst GLİ Mühendis ve işçileri tarafından Türk Milli Eğitimi’ne sunulmuştur.Harcı helaldır. Binlerce öğrenci bu okuldan mezun olmuştur. Ben bile bu okul binasında yüzlerce öğrenci okuttum. Doğru yol bulundu. Bina yıkılacaklar listesinden çıkarıldı.Bana göre bu tarihi Tavşanlı Atatürk Lisesi  binası vakit geçirilmeden  acilen ,bina arayan ,Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne  verilmeli ,sayın rektör,eski parlamenter Prof. Dr Vural Kavuncu’nun eli güçlendirilmeli, okul binası, üniversiteye bağlı  yeni yüksek okul programlarına  tahsis edilmelidir 
           Sayın  CHP il başkanımıza  bu vesileyle bir istirhamda bulunmak isterim.Yılan hikayesine dönen Tavşanlı Öğretmeni’ne tahsis edilen,bir zamanların dersane binasının da gerekli tadilat yapılarak öğretmenin hizmetine sunulması  için katkı versinler.  Tavşanlı Öğretmenevi  hizmete açılsın  ve    gündemden artık  düşsün. Bakın 24 Kasım geldi çattı. Hala yüzlerce öğretmene sahip Tavşanlı,öğretmenevine  hala    kavuşamadı. Hem de komik bir rakam  için . Sanırım 600-700 bin TL kadar bir  miktar para gerekiyormuş.  Benim diye diye dilimde tüy bitti.  Sayın il başkanımız    sizin de bu çorbada bir tuzunuz olsun. Sizler de elinizi ve yüreğinizi bu konuda taşın altına sokarsanız sevinirim. Muhakkak sizler de birçok öğretmen gördünüz. Onları anne ve baba bildiniz. Onların hatırına bu konuda üzerinize düşeni sizlerden de bekliyorum. 
      BU  ÖĞRETMENLER  GÜNÜ’NÜ   DE  EVİMİZDE     KUTLUYAMIYORUZ 
              1980 Askeri Darbesi ardından bugüne kadar  Tavşanlı’da öğretmenler  kendi evlerine uğrayamıyor. Kendi  evinde dinlenemiyor. Çayını kahvesini meşrubatını yudumlayamıyor,gazetesini okuyamıyor,dostlarıyla buluşamıyor , en azından bir tavla oynayamıyor. Tam tamına 41 yıl oluyor. Bu süre içinde  bir ara  Türk Maden-İş  Tavşanlı/Tunçbilek  Batı Anadolu  eski adıyla sendikası,yeni adıyla şubesine ait Tavşanlı’da,Kaymakamlık Lojmanı ‘na komşu ,Maden İşçilerine eğitim amaçlı yaptırılan bina Tavşanlı Öğretmeni’ne tahsis edilmiştir. Bu bina öğretmenleri  o kadar çok sevindirmişti ki , Her öğretmen adeta Polyanna  kadar mutlu olmuştu. 
               Bir zamanlar merhum avukat babamın  Başköylü bir  bir müvekkili vardı.” İlla param,cebimdeki param” derdi. Herkesin evi olsun,taştan çamurdan olsun  değerlidir.  Her öğretmen kendilerine  tahsis edilen bu binanın emanet olduğunu,  bir gün ellerinden alınabileceğini mutlaka  biliyordu. Nitekim de öyle oldu. .Bu bina, bir gün Kütahya Özel İdaresi tarafından küçük bir meblağ karşılığında satın alındı. Öğretmene  de kapıyı gösteriverdiler. İşte Tavşanlı’da öğretmenin görüp göremeyeceği rahmet bu olmuştur. En azından bu binada kısa süre de olsa  bazı öğretmen  ve ilköğretim müfettişleri mütevazı  yatakhanede ağırlanmıştır. Çay ocağı  vardı. Dinlenme ve okuma salonundaki öğretmenlere ve konuklarına çay,kahve,meşrubat  ikramı yapılıyordu.  Hatta atıştırmalıklar sayesinde birçok öğretmen yeri geldiğinde öğle yemeğine bile gitmiyordu.  Öğretmenevi’nin mini okuma odasında gazete okunabiliyordu. Büyük salonda çeşitli etkinlikler yapılabiliyordu.  Öğretmenler Günü dahi  kutlanabiliyordu. En azından öğretmen kahve,kıraathane,çeşitli işyerleri,park ve bahçelerden kurtulmuştu.
                 Bu  aslında maden işçisinin öz malı olan,daha sonra nasıl olup ta Kütahya İl Özel İdaresi’nce satın alındığı anlaşılamayan bu  binadan  yıllar önce Tavşanlılı Öğretmen’in mütevazı bir evi vardı. Bugünkü Merkez Karakol Amirliği karşısında,Arifağa Camii’ne komşuydu. Bu  mütevazi  bina askeri darbe ardından Hazine’ye intikal etmiştir.  Tavşanlılı  Öğretmen’in alın teri paralarıyla inşa edilen bu bina maalesef zaman içinde bir daha geriye alınamamıştır.Tüm girişimlere rağmen  Tavşanlılı Öğretmen  kendi inşa ettiği binasına kavuşamamıştır.  Şahsen ben de bu binaya karınca kararınca yardım edenlerdenim. Bu nedenle, hakkımı   helal etmiyorum.  Devlet Baba, Tavşanlılı öğretmenlerle mutlaka  helallaşmalıdır.  Koca  Hazine’nin küçücük bir öğretmenevi’ne ne  ihtiyacı olabilir ki? 
               Son  yıllarda  özellikle  15 Temmuz  ardında  devletimiz  birçok binaya  el koydu.  Tavşanlı’da da bunun örnekleri var.  Bunlardan birisi, Tavşanlı’da Haşim Benli Bulvarı( Kanal Caddesi)üzerinde  bir dersane binasıdır. Bu bina bir süre boş olarak bırakılmıştır. Daha sonra nasıl olduysa Tavşanlı Öğretmeni’ne tahsis edilmiş, Öğretmenevi olarak hizmet vermesi ne karar verilmiştir.   Bu dersane binasının girişinde uzun zamandır:” Bu binada tadilat vardır” levhası bulunmaktadır. Ama  tadilatı maalesef bir türlü bitmemiştir Bana göre Devlet Baba, yıllar önce binasını elinden aldığı Tavşanlı Öğretmeni’ne bir jest yapmıştır.Daha sonra, . Devlet Baba ,Tavşanlı’ya bir milyon lira göndermiştir.Ne mi olmuştur? Duyduğum kadarıyla bu paranın yarısı çok denilerek Ankara’ya iade edilmiş,kalan 500 bin lirayla  işe başlanmış ama evdeki hesap çarşıya uymadığı için tadilat yarım kalmıştır. Şimdi bir miktar daha(500-600 bin lira kadar) istendiyse de ekonomik sıkıntılar şart koşularak talep geri çevrilmiştir.  Ek bütçe  ile sorunun çözüleceği beklenmiştir.  Ana bütçe meydanda yok ki ek bütçe olsun. !
               Eğer şu geçtiğimiz birkaç ay içinde  talep edilen 500-600 bin lira gelmiş olsaydı 24 Kasım Öğretmenler Günü ,Tavşanlı’da Öğretmenin kendi evinde  kutlanacaktı. Tavşanlı’da öğretmene  bu günü kutlaması için birçok salon var. Sorun yok. Ama  öğretmen bu günü kendi evinde kutlasa fena mı olurdu?Tavşanlı’da kalbi kırılan öğretmenin gönlü nasıl alınır bilmem. Bunu yetkililer düşünsün.
 
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları