DEVLET YENİDEN KÖY OKULLARIYLA
Bülent Alpagut
- 05062218413 2022-2023 ÖĞRETİM YILININ
BAŞLAMASIYLE
DEVLET YENİDEN KÖY OKULLARIYLA KÖYLERE DÖNEBİLİR
Diyeceksiniz;“ Bülent Hoca iyi dersin ama köy mü kaldı ki? Doğru söylüyor olabilirsiniz;Eh yine de biraz kaldı. 2012 yılında,”Büyükşehir Yasası” kabul edilmeden önce ülke genelinde köy ve belde(bucak) sayımız 36 bin kadardı. Yasa kabul edildikten sonra bu sayı bir anda düştü ve 8.600’e kadar geriledi. Böylece şu anda köylerimizdeki nüfus da bir hayli azalmıştır.
Yazımın başlığında ifade ettiğim gibi, 2022-2023 Öğretim yılı başı itibariyle en azından devletimiz mevcut köy okullarıyle birlikte köylere geri dönebilir diye düşünüyorum. Bu nasıl olabilecektir?Eğer; Mevcut köylerimizdeki kullanılabilir olsun,bakıma ihtiyacı bulunsun,yıkılıp yeniden yapılanmaları söz konusu olsun ,köy okullarımızın tamamı eğitime açılabilirse, uzun zamandır devam eden köyden kente göçler durdurulabilirse ,hatta şehirden köylere göç özendirilebilirse, köylerimiz yeniden canlı yaşam merkezlerine dönüştürülebilirse ,köy çocukları,’Taşımalı Eğitim’ denilen ucube sistemden ,bir anlamda bu zulümden kurtarılabilirse, öğretmenlerimiz tekrar köylerde köylü yurttaşlara önderlik etmeye başlayabilirlerse ,Köy okullarında her Cuma günü ders bitiminde çocuklarımızın söyledikleri İstiklal Marşımız eşliğinde göndere şanlı Türk Bayrağı çekilebilir,yine eğitimin başladığı pazartesi günü ders başlamadan önce “Andımız” ile birlikte,söylenilen İstiklal Marşı sonrasında yine şanlı Türk Bayrağı gönderden indirilebilirse,Cumhuriyet’in aydınlığı yine sürekli kılınabilirse,atama bekleyen yaklaşık 700 bin öğretmenimize bir şekilde ,ülke genelinde görev verilebilirse, tüm köy okullarımıza kadrolu olmak kaydiyle en azından bir okul öncesi öğretmeni,bir sınıf öğretmeni,bir müdür yetkili sınıf öğretmeni ,mümkünse, sözleşmeli de olabilir,bir Yabancı dil(özellikle İngilizce) ,bir müzik,bir Resim-İş ve bir Beden Eğitimi öğretmeni(yetenek dersleri çerçevesinde) gönderilebilirse, ders saatleri bitiminde belirli bir süre içinde yararlanılmak amacıyle bir Ziraat mühendisi(bu suretle boş ziraat mühendislerine de istihdam yaratılabilir),bir Veteriner hekim( görev bekleyen veteriner hekimlerine istihdam yaratılabilir) görevlendirilebilirse ki bu sayede köylü yurttaşlarımızın modern tarım ve hayvancılıkla bilgilendirilmeleri sağlanabilecektir)atanmaları gerçekleştirilebilirse ,Köylü yurttaşlara her alanda eğitim kursları açılabilirse, Devlet-millet işbirliği çerçevesinde bu köy okullarımıza birer lojman kazandırılabilirse, terk edilmiş,kaderiyle baş başa bırakılmış,unutulmuş,yetim kalmış,nice değerlerin yetiştiği köy okullarımız fiziki yönden taçlandırılabilirse, TOKİ’yle işbirliği yapılarak Köy okullarının yeniden kazanılması sağlanabilirse, köy okullarımızın tamamında bir anaokulu bölümü düşünülebilirse,yine köy okullarımızın hemen bitişiğine,bahçesine,yakınına .sportif ve kültürel etkinlikler için birer salon düşünülebilirse, köy okullarımız çağdaş eğitim teknolojisine uygun donanıma sahip olabilirlerse, köy okullarımızda tarım ve hayvancılık,arıcılık,seracılık,konservecilik ve diğer alanlarda köylü yurttaşlarımız Halk Eğitim kursları,Yaz kamplarıyla bir araya getirilebilirlerse ,ATATÜRK’ün:” Köylü Milletin Efendisidir” deyip,sabanı,kılıçtan üstün tutarak köylü yurttaşları, toplumun en itibarlı,saygın,elleri öpülesi vatandaşları haline getirilebilirse,her alanda iddialı,bilgili,yaratıcı köylü yurttaşlar yetiştirilebilirse,hatta hatta Köy Enstitüleri yeniden hayata geçirilebilirse ki uzak bir ihtimaldir, Köylü yurttaşlarımız her alanda mükemmel hale getirilebilirlerse,köylü yurttaşların en temel ihtiyaçları dahil tüm ihtiyaçlarını kendilerinin üretmeleri sağlanabilir,köylünün sadece üretici olmaları mümkün hale getirilebilirse, Köylü yurttaşlara rol model öğretmenler yetiştirilebilirse ,köy okullarında görevli öğretmenler ders saatleri dışında başka alanlarda üretken duruma getirilebilirse,örneğin; tarhana,reçel,konserve,turşu,süt ürünleri ,halı-kilim üretiminde, diğer alanlarda öğretmenden yararlanılabilirse ,köylü yurttaşların okullarına sahiplenmeleri sağlanabilinirse, köylü yurttaşların milli marşlara, folklora,tiyatroya, milli bayramlara olan arzu ve istekleri karşılanabilirse, köylü yurttaşların okuma-yazma konusunda ihtiyaçları dikkate alınabilirse ,köy okulları sadece öğretmen ve öğrencilerin değil,tüm köy halkının ortak yaşam alanı haline getirilebilirse,köylerdeki yaşlı nüfus ile yakından ilgilenilebilirse, köylü yurttaşların varoşlara,gettolara,gecekondu bölgelerine ,yani kent kırsalından uzaklara konuşlanmaları önlenebilirse ,köylü yurttaşların ekim alanları sürekli üretken hale getirilebilirse, NEDEN DEVLET YENİDEN KÖYLERE DÖNMESİN?
Benim 12 yılım köylerde geçti. Ben üstelik bir köy okulunda tek başına görev yapan bir köy öğretmeniydım. Birleştirilmiş sınıf öğrencilerini,yani beş sınıfı bir dersliğe doldurup okuttum. Yazı tahtasını soba borusu kurumu ve yumurta akıyle ürettiğim bir karışımla boyadım. Çocuklarımın beslenme eğitimini bizzat yönettim. Amerikan yardımı süttozlarından süt ürettim. Amerikan yardımı tereyağlarını çocuklarımın ekmek dilimlerine bizzat sürdüm.Öğrencilerimin kalemlerini bizzat çakımla açtım. Dersliği süpürdüm. Dersliğin camlarını sildim. Dersliğin varilden bozma sobasını her gün ben yaktım. Yakacak ihtiyacını çevre kırlarda,bayırlarda,korularda ve diğerlerinde topladığımız kuru dallarla,odun parçalarıyle karşıladım. Yeri geldi köylü yurttaşların isteğiyle,çocuklarımla Yağmur Duası’na çıktım.Yerli Mallar Haftası’nda yerli ürünlerimizle günü kutladım. Köylü yurttaşlarla özdeşleşdim. Onların bir parçası oldum. Benim görev yaptığım köy okulları bugün yok. Benim okullarımda öğrenciler için W.C bile yoktu. Öğrenciler ihtiyaç gidermek için araziye dağılırlardı. Bütün olumsuzluklara rağmen ben köyü,köylüyü çok sevdim. Köylümüzü seviyorsak sorun yok. Ama köyü ve köylüyü sevmek yetmiyor. Sayıları azalsa da mevcut köylerimiz hepimize yeter. En azından geride kalanları bari muhafaza edelim. Köylünün yüzü gülerse tüm milletin yüzü güler. Önce köylü sonra şehirli. Köylü tok olursa şehirli de tok olur. Köy okulları yeniden açıldığında öyle inanıyorum ki her şey kendiliğinden değişecektir. Köy çocuğu kendi köyünde,kendi okulunda okuduğunda bunu daha iyi göreceğiz. Hem de fark edeceğiz. Milletin Efendisi Türk Köylüsü,köy okullarının yeniden açılmasını istiyor. Köylünün isteği devlet için emir telakki edilmelidir.
329 KAYMAKAMIN GÖREV YERLERİ DEĞİŞTİRİLDİ
Bu yıl tüm dünyada her ülkede yaz kurak ve sıcak geçiyor. Pandemi sonrasında yaşanan en sıcak ayı idrak ediyoruz. Ağustos Ayı geçmiş yıllardaki Ağustos Ayları’na rahmet okutuyor. Piyasalar sıcak.İnsanlar sıcaklığın verdiği rehavetle yerine göre agresif davranıyor. Stres dolu günler geçiriyoruz. Aşure günleri başladı. Aslında 8 Ağustos günü,yani Muharrem Ayı’nın 10.günü yapılan Aşure bu günü takibeden günlerde de yapılabiliyor. Ortalığı ısıtan bir diğer husus ise Yaz Kararnameleri. Emniyet, Hakim ve c.savcıları, Mülki İdare Amirleriyle ilgili ardı ardına kararnameler çıktı. Son kararname 12 Ağustos günü Resmi Gazete’de yayımlandı. Bu kararname ile 422 Mülki İdare Amirinın görev yerleri değiştirildi. Bunlardan 329’u kaymakam. Bu arada vali yardımcısı olan kaymakamlarımız da var. Kütahya’nın en büyük ilçesi Tavşanlı, bugüne kadar görev yapmış 42. Kaymakamı
Erdoğan Kanyılmaz’ı vali Yardımcısı olarak Çorum’a gönderiyor. Kendisine yeni görevinde başarılar diledim. Tavşanlılılar adına haklarını helal etmelerini istedim. Tavşanlılı da kendisine haklarını mutlaka helal edecektir. Tavşanlı , Cumhuriyet Tarihinde 43. kaymakamını ağırlamaya hazırlanıyor. Kütahya’nın Trafik Kodu da 43 olduğundan bunun bir tesadüf olmadığını ve bunda bir hayır olduğunu düşünüyorum.
Tavşanlı İlçesi ile ilgili ciddi verilere ulaştım. Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde bulunan tasnif kodu( Meclis-i Vükela) Dosya Numarası 215,Gömlek Numarası 22 olan belgede 1919 yılında Tavşanlı ve komşumuz Emet’in kaza(ilçe) yapılmasıyla ilgili Bakanlar Kurulu kararına rastladım. Bu arada bir başka veride de ; “Ankara Hükümeti,25 Mart 1921’de Tavşanlı’yı ilçe yapmıştır.İlk Kaymakamı da Bursalı Kamil Bey’dir “ yazıyor. Böylece merhum Tavşanlı’nın ilk Kaymakamı Bursalı Kamil Bey(soyadı kanunu çıkmadığı için soyadı bilinmiyor)’dir.Merhum Kaymakamdan bugüne Tavşanlı’da Çorum Vali Yardımcılığına atanan Kaymakam Erdoğan Kanyılmaz dahil 42 sayın Kaymakam görev yapmış. Bunların içinde vali olarak görevine devam eden sadece üç kaymakamımız var. Bunlar; Sayın Numan Hatipoğlu( Halen Tokat Valisi) ilçenin 9. Kaymakamı merhum Ali Akseven ve ilçenin 25.Kaymakamı merhum Erdoğan İzgi . Bu arada Tavşanlı Kaymakamlarından bir kısmı örneğin; merhum Salim Çankırı,Mehmet Fahri Can, merhum Ahmet Ülkü Onursal( Aktuğ),Hasan Hüseyin Yazlık, Cevdet Ekmekçi, İdris Kurtkaya, Şefik Aydın, Bekir Ergök, Hacı Osman Ebiloğlu,Bekir Sıtkı Hanlıoğlu, Erol Türkmen, Mehmet Suat İlhan, Yüksel Kara vali yardımcısı olarak hizmetlerini sürdürmüşlerdir. Yeni atanan Tavşanlı Kaymakamı Erdoğan Kanyılmaz Bey de bu kervana katılmıştır. Vali Yardımcılığı(muavinliği) de kutsal bir görevdir. Sayın valilerimizin direktifleri doğrultusunda verilen görevleri ifa etmektedirler. Ben bu yazımda sadece Tavşanlı’da olan değişiklikten bahsettim.
Her sayın valinin,sayın Kaymakamın ve vali yardımcısının ayrı ayrı hikayeleri var. Ama her zaman kendilerinden şunu duymuşumdur; Bir yere atanan sayın vali,sayın kaymakam ve sayın vali yardımcısı çalıştıkları süre içinde yeni dostlar ediniyor,ayrıldıklarında üzülüyorlar. Gittikleri yeni yerlerde yeni dostlar buluyorlar. Ben birçok il ve ilçede görev yapmış sayın vali ve Kaymakamların,vali yardımcılarının bu kadar dost,ahbap ve arkadaşı nasıl olup ta unutamadıklarına şaşırıyorum. Ben bugün yani 12 Ağustos günü Tavşanlı’nın eski Kaymakamlarından Erol Türkmen’i yaş günü münasebetiyle aradım. Kendisi bir süredir Kınık Kaymakamı olarak görev yapıyordu. Yaş gününü kutlarken, yaş haddinden emekli olmaya hazırlandığını öğrendim. Kendisine yeni yaşamında huzurlu,mutlu,sağlıklı günler diliyorum.Aliağa’ya yerleşecekmiş. Sayın Tokat Valisi Numan Hatipoğlu dahil, birçok sayın kaymakamımızla,vali yardımcılarıyle telefonlaşıyoruz. Bu dialogu sürdürmeye devam edeceğim. Çünkü her biriyle birçok hikayemiz,anılarımız var. Aliağa’ya yerleşecekmiş.
Sayın vali, Kaymakam,Hakim, C.Savcısı, genel müdürler ve daire başkanları ,okul müdürü,birim müdürleri, tüm devlet dairelerinde çalışanlar gün gelir bir yerden bir başka yere atanırlar.” Sürüyü güden kurdu görür “Atasözü ne güzeldir.Yani memursan bir gün atanacağını bileceksin. “ Mahkeme Kadıya Mülk Değildir”Atasözü de bir başka güzeldir.Yani devletin memuruysan bir gün oturduğun posttan,sandalyeden,koltuktan kalkacağını düşüneceksin. Makam koltukları da zaman içinde birçok yetkiliye.sorumluya hizmet etmiştir.Her zaman, gidenler yolcu, makamlar hancıdır. Merhum Hakim babam ki sonra Avukatlık yaptı, bize her zaman memurun bavulunun hazır olması gerektiğini söylerdi. Çünkü özellikle siyasi iradenin ne zaman ne yapacağını kimse kestiremez. Siyasi iradenin kararı demiri keser. Olmazı olur kılar. Ben yeni atanan ,vali yardımcılarımıza, Mülki İdare Amirleri sayın kaymakamlarımıza , yeni görev yerlerinde başarılar diliyorum. Bu devlete,bu aziz millete hizmet bir şereftir .Aziz vatanımızın her yeri de mübarektir,kutsaldır. Ben yeni atandığı yere ağlayarak giden bir devlet memuru,yetkilisi görmedim.Çünkü yeni dostluklar kurulacaktır. Yeni güzelliklerle karşılaşılacaktır. Yeni bir iklim söz konusudur. Meslek hayatında yeni bir devre söz konusudur.
Tavşanlı’nın yeni kaymakamı sayın Hayrettin Baskın Bey’e ayrıca bir hoş geldiniz yazısı yazacağım. Birçok hemşehrilerimin dilek ve temennilerine tercüman olacağım. Çünkü bu benim görevim. Ama antı parantez bir hususa değinmeden geçemem; Sayın Kaymakamımız Tavşanlı’ya,yani Allah’ın gizli bahçelerinden birine atanmıştır. Şanslıdır. Bunu zaman içinde fark edecek ve mutlu olacaklardır.