40 bin köyden söz edilirdi
Bülent Alpagut
- 05062218413
EĞİTİM-SEN KAPATILAN KÖY
OKULLARININ 2022-2023
ÖĞRETİM YILINDA
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILINDA AÇILMASI İÇİN BÜTÇEDEN
YETERLİ MİKTAR PARANIN
AYRILMASINI İSTEDİ
Ben çocukken ülkemizde,milli sınırlarımız içinde 40 bin köyden söz edilirdi. Köy nüfusu neredeyse şehir ve beldelerde yaşayanların nüfusuna eşitti. Arada yıllar geçti. 2022 yılı itibariyle ülkemizde kaç köy olduğunu bilen var mı?Tek bildiğimiz 81 ilimizin ve yine 973 ilçemiz ,32 bin 125 mahallemizin olduğuydu. Küçük bir araştırma ile 2010 yılında 34 bin 247 olan köy sayısının 2014’te 18 bin 335 ‘e,2021 yılı sonu ve 2022 yılı başı itibariyle bu sayının 18 bin 211’e kadar düştüğüdür.
Bu duruma göre; halen 18 bin 21 olarak bilinen köylerimizden acaba kaçında kapalı köy okulumuz var? sorusunu sorma zamanıdır. Bunu kim bizlere sağlıklı olarak verebilir? Bence en doğru bilgileri bu okulların bulundukları illerin sayın valilerinden alabiliriz. Çünkü bence en doğrusu da budur. Sayın valilerin görev yaptıkları illerde uçan kuştan,esen rüzgardan,bir olumsuzluktan veya mutlu bir etkinlikten haberleri mutlaka oluyor. Zaman zaman bir sayın bakan kendilerinden brifing alabiliyor. O nedenle her valimizin bir brifing dosyası her halükarda ellerinin altındadır ve altında olması kadar da doğal bir şey düşünülemez. Çünkü bir devlet büyüğümüzün günün hangi saatinde olursa olsun bir konuda bir sayın validen bilgi istemesi kadar normal bir şey düşünülemez.
Öyleyse yazımın başlığında ifade ettiğim gibi; Eğitim-Sen, eğer 2022-2023 öğretim yılında kapatılan köy okullarının yeniden açılmasını talep ediyorsa bu okulların sayısı kısa sürede öğrenilebilir. Hem de ç ok iyi olur.Ben 1958/1959 Öğretim yılında Tavşanlı’nın Tunçbilek’in de( o zaman Tunçbilek köydü) mütevazı bir okul binasında öğretmen vekili olarak çalışmıştım. Yine Kayseri’nin Erkilet Bucağı Emmiler Köyü’nde( bugün mahalle) görev yaptığım bir köy okulu vardı.Bu ilkokulda 5 sınıfa ait öğrenciler 3 derslikte eğitim ve öğretim görürlerdi. Tavşanlı’da Derecik Köyü’nde de müdür yetkili sınıf öğretmeni olduğum 1962-1972 yılları arasında bir eski okul binasında iki derslikte birleştirilmiş sınıf eğitimi veriyorduk. İlk göreve başladığım 1962/1963 Öğretim yılında 5 sınıfın öğrencisini bir derslikte okutmuştum.
Kapatılan köy okullarının kaçının ayakta kaldığı,kaçının yıkılıp gittiğini bilmiyorum. Hiç olmazsa ayakta kalanlar yeniden Türk Milli Eğitimi’ne yeniden kazandırılmalıdır. Bu okul binaları istenildiği taktirde yerel imkanlarla yeniden ayağa kaldırılabilir. Birkaç çocuğumuz olsa da amaç hasıl olabilir. Bir öğretmen olarak bugüne kadar bir hususta hala olumlu konuşamıyorum. Köy öğrencilerinin araçlarla bir başka köye götürülüp getirilmelerine hep karşı çıkmışımdır. Bu arada bu gidiş gelişler sonucunda birçok öğrencimiz vefat etmiş ve üstelik yaralanmışlardır. Köy çocukları kendi köylerindeki okullarda eğitim ve öğretim görmelidirler.Bunu bilir bunu söylerim. BU TAŞIMALI ÖĞRETİM SİSTEMİ DEVLETİMİZE BÜYÜK KÜLFET GETİRMİŞTİR. Ama bu gerçeğin bugüne kadar maalesef görülememesi üzüntü vericidir. Ülkemizde atama bekleyen binlerce öğretmenimiz var. Verin bunları bu kapalı olan okullarımıza,hem bu atıl durumdaki öğretmenlerimiz ekmek ve aşy sahibi olsunlar hem de kapalı köy okullarının bulunduğu köyler halkı bu öğretmenlerimizden yararlanma fırsatı bulsunlar. Köy okulları birer barış ve kardeşlik köprüsüydüler.Köy öğretmenleri,köy muhtarları,köy imamları ile güçlü bir üçlü oluşturuyorlardı. Hayat pahalılığı kapalı köy okullarının biran evvel ayağa kaldırılarak Türk Eğitimi’ne verilmesini ,kazandırılmasını gerekli görüyor. Kapatılan köy okullarının Eğitim- Sen’in görüşleri doğrultusunda yeniden hizmete verilmesi ülke gerçeklerine de uygun bir adım olacaktır. Devlet Baba genel bütçeden yeterli pay ayıramıyorsa bunu iller kendi imkanlarıyla pekala yapabilirler. Devletimize yardımcı olabilirler. Kanımca bunu Kütahya yapabilecek güçtedir. Ben de sonucu sabırsızlıkla bekliyorum. Neden olmasın?Eğer bir sayın yetkili çıkıp ta lütfedip Kütahya İli sınırları içinde mevcut köylerimizde kaç kapalı okul bulunduğunu açıklarlarsa bundan emekli bir öğretmen ve yılların bir Medya duayeni olarak mutluluk duyarım.
“””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””
KÜTAHYA’YA GES Mİ RES Mİ HES Mİ HİDROELEKTRİK SANTRALI MI YOKSA TERMİK SANTRAL MI GEREKLİDİR
Size göre; Kütahya’ya bu saatten sonra GES mi,RES mi,HES mi yoksa Hidroelektrik santralı ve Termik santral mı gereklidir? Bence, yerin derinliklerinde çıkarılmayı bekleyen Linyit’i değerlendirecek bir Termik Santral gereklidir? Kütahya İli sınırları içinde milyarlarca ton Linyit rezervi var.Sadece Tavşanlı’nın Tunçbilek Beldesi’nde görünür Linyit rezervinin miktarı 240 milyon tondur. Bir de bunun görünmeyeni var. Tavşanlı-Domaniç İlçeleri arasında daha nice milyon ton LİNYİT olduğu düşünülüyor.Bu tespitler araştırılmadan ortaya çıkmıyor. MTA bunun için zaten her yıl ülkemizin muhtelif kesimlerinde sondaj faaliyetleri yaparak bulduklarını envanterine işliyor. Kütahya’da Gediz İlçesi’nde de Linyit olduğu biliniyor. Öyleyse elimizde mevcut Seyitömer Termik Santralı ve Tunçbilek Termik Santralı ile bu kadar ton Linyit’İ değerlendiremeyiz. Gelişmiş,akıllı Termik Santrallar kurmak diğer santrallara göre daha ekonomik. Halkımızın en büyük şikayeti Termik Santral bacalarına filtrelerin takılmaması olmuştur. Zaman içinde her iki Termik Santral bacalarında artık filtreler vardır. Yeterli midir? Değildir. Duyumlarıma göre her iki Termik Santral bacalarında istenilen ölçülere uygun filtreler bulunmamaktadır . Çünkü her iki Termik Santral artık devletin değildir. Özelleştirme sonucunda kişilere aittir. Filtrenin ekonomik açıdan işletmelere büyü mali yük getirdiği biliniyor. Öyleyse, yapılacak ilk iş mevcut Termik Santralların bacalarındaki filtre sistemlerini güçlendirmek, böylece şikayetleri önlemek olmalıdır. Bunu becerebilirsek halkımızın şikayetleri de ortadan kalkacaktır. Yukarıda ifade ettiğim gibi Kütahya’ya kimse gelip te GES,HES,RES Yatırımı yapmaz. Çünkü bunlar parasal açıdan büyük yatırımları gerektiriyor. Öyleyse Kütahya gelecek kuşaklara tertemiz bir Kütahya bırakmak için acilen birkaç Termik Santral daha devreye sokmalı,yerin derinliklerindeki milyonlarla ifade edilen Linyit rezervini tüketmelidir. Devlet bunu bizzat kendisi yapmalıdır. Bu millet özelliştirmelerden çektiğini başka hiçbir şeyden çekmemiştir. KAMU’ya ait bir işletme başka,özele ait bir işletme başkadır. Kamu her şeyin hakkını verir. Özel ise kaymağını yer,gerisini bırakır. Ekonomik açıdan zararlara vesile olur. Kamu işçisi,çalışanı kendisini her zaman güvende hisseder. Özel çalışanların kaderi ise iki dudağın arasındadır.
Kütahyalı aklını kullanmalı, yerin derinliklerindeki milyonlarla ifade edilen Linyit rezervlerini ekonomimize kazandırmanın yollarını aramalıdır. Bunu yaparken de insanımıza sıfır zarar ön planda tutulmalıdır. Eğer Kütahya’nın 56’lık bölümü ormanlarla kaplı olmamış olsaydı,bugün Kütahyalı’nın büyük kısmı hastalıklı olurdu. Oksijen,karbondioksiti engellemiştir. Termik Santrallarımız da maalesef bu dengeyi bozmak için ellerinden geleni esirgememişlerdir.Av rupa’da,dünyada filtre varken biz neredeymişiz? İnsanlarımız öldükten sonra mı aklımız başımıza geldi?
“””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””
TAVŞANLI MOYMUL OVASI BÜTÜN TAVŞANLILILAR İÇİN
BİR DEPREM FELAKETİNDE TOPLANMA ALANI OLARAK
DEĞERLENDİRİLEBİLİR
Bir deprem ülkesi olan,yüzlerce fay hattının üzerinde oturan ülkemizde maalesef bir deprem felaketi sonrasında halkın toplanacağı,istihdam edileceği,geçici olarak iskan edileceği alanları bulamıyoruz. Bence bu konuda şimdiden etraflı bir plan hazırlanarak bir köşede muhafaza edilmelidir. Hali hazırda Kütahya’nın en gelişmiş ,sosyal,ekonomik ve kültürel alanlarda öne çıkan ilçesi Tavşanlı’dır. TÜİK verilerine göre 2021 sonu itibariyle Tavşanlı ilçesi sınırları içinde yaşayanların sayısı 100 bin 832’dir. Bu arada 19 mahallesi bulunan Tavşanlı Belediyesi sınırları içinde de 72 bin 825 kişi yaşamaktadır.
Olası bir depremde,merkezde yaşayan bu kadar insanı bir yerde toplamak,istihdam etmek ve bunların geçici olarak barınmalarını sağlamak için Tavşanlı’da uygun bir alan aramaya gerek yoktur. Tavşanlı’nın en ortalık yerindeki Moymul Ovası yılların doğal merasıdır. Bu ovaya binlerce çadır kurulabilir. Üstelik ovanın kıyısından yüksek gerilim hattı , üstüne üstlük,ovanın yine bir kıyısından Tavşanlı- Tunçbilek Demiryolu(13 km) geçmektedir. Ovada tespit edilmiş,ama her halükarda kullanılabilecek yer altı su rezervi bulunmaktadır. Yerin 108m derinliğindeki bu su rezervi şu anda aktif değildir. Yani bir şekilde değerlendirilmemektedir.Yani bu büyük ovada su,elektrik,ulaşım sorunu bulunmamaktadır. Tavşanlı’da yetkililerin bir olası depremde ilk değerlendirecekleri alan işte bu ova olmalıdır.
Bugüne kadar birkaç tehlike atlatan bu ova bakire olarak durumunu muhafaza etmektedir. Neden tehlike dedim? Çünkü birkaç yıl önce bu ovanın kıyısına bir çimento fabrikası düşünülüyordu. Hangi aklı evveller buna karar vermişti? Çünkü çimento fabrikası demek en azından partiküler(pudra inceliğinde) küller demektir. Kül ise yeşilin düşmanıdır. Bu fabrika ister son teknolojiye göre yapılsın ister eski teknolojiye göre yapılsın tam anlamıyla bir felaket olacaktı. Buna Allah bile razı gelmezdi ki öyle oldu. Allah bu ovayı,bu doğal merayı korudu.
Başka bir tehlike yıllar önce 1950’lili yıllarda atlatılmıştı. Yine bazı aklı evveller bu ovaya orta ölçekli bir havaalanı inşa etmeyi planlamışlardı. Moymul Mahallesi sakinleri buna itiraz etmişler,davalar açılmıştı. Belki davayı bir şekilde kaybedeceklerdi. Ama Allah buna da izin vermedi. Halen ovanın kıyısından süzüle süzüle akan,sularını Apolyont Gölü’ne taşıyan Kocaçay( Adranos) yatağından çıkarak,bu ovayı geçici de olsa bir göle dönüştürdü. Bu yatağından çıkma olayı birkaç kez tekrarlanınca heveslilerin hevesi kursaklarında kaldı ve bu işten vazgeçtiler. Bir ara ovanın bir köşesine büyükbaş hayvan tesisleri kurulması gündeme geldi. Bu beton yığınları ovayı katledecekti. Önce bin,daha sonra birkaç bin başlık tesisler doğduğu gün öldüler. Bu ova sevgili Kütahya Barosu’nun çevreci üyelerinden Tavşanlı’nın duayen avukatlarından Ali İhsan Bakır’ın,yine Doç. Dr. Mustafa Kalemli Devlet Hastanesi’nin deneyimli,başarılı Operatör Doktorları’ndan Zeki Atsiz’ın zaman zaman antrenman yaptıkları,koştukları ,soluklandıkları, ter attıkları, yorgunluklarını giderdikleri ovadır.Her ikisine de aynı soruyu sorun; Size bu ovanın Tavşanlı’nın atan yüreği,akciğerleri olduğunu söyleyeceklerdir. Bu ova yıllar içinde panayırlara,yağlı güreş etkinliklerine,futbol karşılaşmalarına tanık olmuştur. Bu ovada yıllar içinde Tavşanlı’nın en azından birkaç bin büyükbaş hayvanı otlamıştır.Bu ovada yıllar içinde onlarca Roman vatandaşımız kamp kurmuş,düğünler yapmıştır. Moymul Ovası söylemek caizse; Allah’ın gizli bahçelerinden birisidir. Bu vesileyle tüm yetkilileri uyarıyorum, Sakın ola bu ovanın aleyhine bir karara imza atmayın. Önce halkın vicdanında mahkum olur,sonra da Allah katı’nda hesap vermek zorunda kalırsınız. Moymul Ovası ,kardeşi Karakova gibi imara açılmamalıdır. Bugün hepimiz biliyoruz ki Karakova artık yoktur. Beton ova olmuştur. Ki bu ova zamanında bir kaymakamımızın bile başını yemiştir. Merhum kaymakam Ahmet Ülkü Onursal bu ovanın kesinlikle imara açılmaması için mücadele verirken,”imara açılsın” diyenlere yenik düşmüştür.Akabinde tahkikat geçirmiş ve vali yardımcısı olarak güneydoğu illerinden birinde gözünü açmıştır. Bu merhum kaymakamın tahkikat geçirdiği günlerde yanındaydım. Ağladığını hiç unutmam. O ağlarken birileri gülüyordu. Ama o gülenler de bugün hayatta değiller. Olan Karakova’ya oldu. Eğer bu ova da bugün korunabilseydi,bir toplanma alanımız daha olacaktı. Tarih bir kez daha tekerrür etmemelidir.
“”””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””
TAVŞANLI LİNYİTSPOR’DAN SONRA
BELEDİYE KÜTAHYASPOR DA İÇİMİZİ ACITTI
Bazıları spor Tanrıları’nın Kütahya’yı sevmediğini söylüyor. Katılıyorum. Alın size taze iki örnek; Yılların LİNYLİTSPOR’unun başına gelenler ,bu kez Belediye Kütahyaspor’un da başına geldi. Bazıları;” Gülme komşuna gelir başına” demiş. Ben böyle bir durum karşısında , Kütahya’da kimsenin,hele hele gerçek Kütahyalılar’ın böyle bir söz söyleyeceklerine inanmam. Nihayet gerek Linyitspor,gerekse Belediye Kütahyaspor iki kardeş kulüptür. Keşke Belediye Kütahyaspor yönetimi Tavşanlı Linyitspor’a, Bal Ligi’nden çıkamayıp TFF 3. Milli Ligi vizesini alamadığı gün,Tavşanlı Linyitspor yönetimi de , Belediye Kütahyaspor yönetimine Belediye Kütahyaspor’un da talihsiz bir şekilde rakibine elenip TFF 2. Milli Ligi vizesini alamadığı günde , üzüntülerini bildiren birer mesaj atabilselerdi. Ama mesajlaşmışlarsa lafımı geri alıyorum. Gönül ister ki bu iki güzide kulübümüz biri TFF 3. Milli Ligi’ndedir,diğeri ise Bal Ligi’nde mücadeleye devam edecektir, vakit geçirmeden el sıkışarak birbirlerini dost ve kardeş kulüp olarak,sporseverler de birbirlerini kardeş ve dost sporsever grupları olarak ilan edebilseler ..Keşke, Belediye Kütahyaspor gelip Tavşanlı’daki tesislerden, Tavşanlı Linyitspor da Kütahya’daki tesislerden yararlanabilseler.Birlikte antrenmanlara çıksalar.Her iki güzide kuruluşumuzun elinde değerli elemanlar var. Takıma girme şansı olmayan elemanlarını, Birbirleriyle değiş-tokuş yapabilseler. Birbirlerini her alanda destekleyebilseler. Kütahyalı sporseverlerle,Tavşanlılı sporseverler aynı otobüslerin içinde şarkılarla,türkülerle deplasmanlara çıkabilseler. Sizler bugüne kadar Linyitsporlu futbolcularla Belediye Kütahyasporlu futbolcuların ,bir vesileyle de olsa bir yere aynı otobüslerle gittiklerine,birbirlerinin koluna girerek,elele gezdiklerine,birbirlerine muhabbetle sarıldıklarına tanık oldunuz mu? Bugüne kadar sayın milletvekillerimizin kulüp binalarını ziyaret ettiklerini,futbolcularımızın şikayetlerini,sorunlarını,dinlediklerini gördünüz mü?Belki istisnalar vardır. Ama o da kaideyi bozmaz. Bence Kütahya’da sportif dallarda başarıların altında muhabbet noksanlığı var.Milliyetçilik güzel şeydir. Milliyetçiliğin en alt basamağı yerel milliyetçiliktir. Kütahya merkez’in.ilçelerin,hatta beldelerin bile milliyetçiliği söz konusudur. Basit bir örnek verecek olursam; Simavlı,Tavşanlılı, Gedizli,Emetli ve diğerleri kendi sportif dallardaki ekipleri için vardırlar. Daha ileri gidiyorum, Tavşanlılı hep kendi ekiplerinin başarısı için dua eder. Bırakın bunları;bir avukat bile yazıhanesinin yanı başında bir başka avukat yazıhanesi,bir eczacı,yanı başında bir başka eczacının eczane açmasını istemez. Bir amatör balıkçı bile yakınında bir başka balıkçının akarsuya ,göle,gölete,baraj gölüne,denize olta atmasını istemez. Linyitspor TFF 1. Ligi’ne yükseldiği zaman zannediyor musunuz ki Kütahya İli’nin dört bir yanında sporseverler sokaklara,meydanalara döküldüler? Ateş düştüğü yeri yakar misali , mutluluklar bile yerinde dar bir alanda sıkışıp kalır. Hani ünlü bir fıkra vardır; Bir gün , Yalova’ya ki o zaman bir ilçedir;bir kaymakam atanır. Kaymakam deniz kıyısında bir ayakkabı boyacısına ayakkabısını boyatırken boyacı çocukla sohbet eder. Der ki.” Evlat Yalova’ya bir kaymakam atanmış. Duydun mu?”dediğinde boyacı çocuk yanıt verir,” Ağabey kim sallar Yalova Kaymakamı’nı?”
0hndeyiverir. Onun gibi işte Tavşanlı’nın güzide ekiplerinden Akıncılarspor da TFF Bal Ligi’ne yükseldi. Tavşanlı’nın Tepecikspor’u da keza öyle. Bu Kütahya’nın neresinde Tavşanlı’da yaşayanlar kadar etkili olmuştur dersiniz? Tepeckspor,Tepecik Beldesi’nde, dolayısıyle Tavşanlı’da, Akıncılarspor da Tavşanlı içinde sevinç yaratmıştır. Ne Kütahya merkezde ikamet edenler Tavşanlı Linyitspor’a,ne Tavşanlı’da ikamet edenler Belediye Kütahyaspor için gözyaşı dökmemiş,hatta üzülmemiştir bile.
Öyleyse ters giden bir şeyler yok mu? Büyüklerimiz için bu bir mesaj olmalıdır. Kütahya’da, Kütahyalı’nın il sınırları içinde nerede olursa olsun bir sportif dalda başarılara aynı heyecan,aynı sevinç,aynı mutluluk ile ortak olması için çaba gösterilmelidir.
Bu arada Kütahya’da bir ilk yaşanacak , Ne garip bir tecellidir ki 2022/2023 Futbol Sezonunda Çeşitli gruplarda Bal Ligi’nde yine onlarca ekip kıyasıya bir rekabet içinde olacak. Ama bana göre bu sezonda Türkiye’de tüm ilçeler arasında sadece bir ilçeden 3 Bal Ligi ekibinin önce kendi aralarında,sonra gruptaki rakipleriyle mücadele edecek olmalarıdır. Bu ekipler TAVŞANLI TEPECİKSPOR,TAVŞANLI AKINCILARSPOR VE TAVŞANLI LİNYİTSPOR’dur. Böyle bir durum yıllar içinde asla olmadı.Öyleyse Kütahya’da Bal Ligi’nin yüreği Tavşanlı’da atacaktır. Bir başka ifadeyle Bal Ligi karşılaşmaları Tavşanlı Ada Stadı’nda oynanacaktır.Tavşanlılı sporseverler zevkli karşılaşmalar izleyeceklerdir. Artık Tavşanlı Ada Stadı’nda Tavşanlı Tepecikspor’lu, Tavşanlı Linyitspor’lu ve Tavşanlı Akıncılarspor’lu taraftarlar ayrı ayrı değil bir arada karşılaşmaları izleyeceklerdir. 2022-2023 Futbol sezonunda Tavşanlı Tepecikspor Bal Ligi’ne ilk kez katılacak.Tavşanlı Akıncılarspor ise 2. kez Bal Ligi7nde mücadele edecek. Tavşanlı Linyitspor ise TFF 3. Milli Ligi7ne veda ettikten sonra bu ligin maalesef müdavimi olmuş durumda. Şanssızlığını bir türlü yenemediği için her sezon yeni bir ümitle bu ligde oynamayı sürdürüyor. Ama bir gün inşallah eski görkemli günler geri gelecektir. Bu vesileyle önümüzdeki 2022/2023 sezonunda Bal Ligi’nde mücadele edecek Tepecikspor Kulübü başkanı İbrahim Ethem Kaymaz’ın, Akıncılarspor Kulübü başkanı Murat Gül’ün ,Linyitspor Kulübü başkanı Akın Şirin’in şahsında tüm kulüp sempatizanlarının, sporseverlerin gözlerinden öpüyorum.
Türkiye’de 973 ilçe içinde sadece TFF Bal Ligi’nde 3 takımı bulunan ilçe Tavşanlı’dır. Bu da bir Tavşanlı’nın bir başka rekorudur. Böyle bir tablo yıllar içinde ancak bir veya birkaç kez olabilir. Öyleyse artık rahatça söyleyebiliriz; Kütahya’da futbolun yüreği Tavşanlı’da atacaktır. Tavşanlı spor tarihinde bir ilke de böylelikle ilk kez adını yazdırmış oluyor.
Kütahya’nın merhum Tavşanlılı CHP Milletvekili Eczacı Haşim Benli yıllar önce eski Halkevi Toplantı –sinema salonundaki bir toplantıda Tavşanlıspor’un bir gün gelecek kurulacağını söylemişti. Bilinmez; belki bir gün Tavşanlıspor kurulacaktır. Çünkü Tavşanlı Amatör spor kulüpleri açısından da Kütahya’nın en büyük ilçesi konumuna gelmiştir.
Bu arada ilçenin en eski,spor kuruluşu bir zamanların Gençyurdu,halen Tavşanlı Gençlikspor’un yeni kulüp başkanı, sevgili Fikret Çardak ile telefonda görüştüm. Bana.”Hocam dev yeniden uyanacak. O’nu bizler uyandıracağız”dedi.Çok mutlu oldum. Çünkü Tavşanlı’da futbolun gelişmesinde bu güzide kulübümüzün katkıları asla göz ardı edilemez. Bu vesileyle kulübün efsane başkanı ,merhum KOMUTAN( Sabri Tevfik Okyayuz)’u rahmetle anıyorum. Sevgili Fikret,kulübün duayen eski başkanı ki 17 yıl başkanlık yaptı; Hasan Ordu’nun tecrübelerinden mutlaka yararlanacaktır. Gençlikspor da bir gün, önce Bal Ligi’nde sonra diğer liglerde yerini alacaktır. Bu arada güzide spor kuruluşumuz Moymulspor’ı da yeniden eski görkemli günlerinde görmeyi en çok arzulayanlardan birisiyim.Çünkü benim Moymul ile kan bağım var. Sevgili kulüp başkanı Ahmet Karabıyık’a da başarılar diliyorum.