30 Temmuz 2024 - Salı

BUGÜNE KADAR NİCE SAYIN HAKİMLER VE DE C. SAVCILARI GÖRDÜK

TAVŞANLI BUGÜNE KADAR NİCE SAYIN HAKİMLER

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 4 dk.
152 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News
 
         Ben  küçücükken,mahkeme koridorlarında,kürsü altlarında, mübaşir amcaların  elinden tuttuğu,yerinde sırtına aldığı , mahkeme katiplerinin   verdikleri şeker ve çikolatalarla  mutlu olmuş bir hakim çocuğuydum. Merhum annem iki küçük çocuğa bakamadığı için beni hakim babama teslim edermiş.  Yani 4-5 yaşlarında falan…. Merhum babamın duruşma salonunda kürsünün altındaki küçük beşikte ayaklarıyla beni sallarken  görev yaptığını öğrendiğimde  sevgili babamı kimbilir kaç kere sarılıp öptüğüm olmuştur. 
           Hakimlik ve savcılık mesleği kutsal bir meslektir.  Her zaman vicdanlarının sesini dinleyen bu  insanlar kendi dünyalarında yaşamayı  prensip edinmiş,kendi  yollarını çizen insanlar olmuşlardır.  Bir sayın hakim  ve savcı bir düğünde kalkıp  ta  gönlünce oynayamaz. Herkesin sunduğunu alıp ta yiyemez.  Her hediyeyi samimi dostu bile olsa alıp kabul edemez.  Bir sayın hakim ve savcı  kimseden borç alamaz.  Kimseye de borç yapamaz.  Her etkinliğe katılamaz.  Her yere girip çıkamaz.  Genelde  yıllar içinde  ben  babamın  sadece memur lokallerine girip çıktığını bilirim. Gerek hakimlik gerekse savcılık mesleği kendi nevi şahsına münhasır mesleklerdir.  Yasaların  ışığında  hareket ederler. Hakim ve savcıların genelde yüzleri asıktır.  Merhum babamın yüzünün asıklığı da mesleğinin gereği olsa gerek. Bir sayın hakim ve c.savcısı  bir toplulukta şarkı söyleyemez.  Bir yerde bir futbol maçını yönetemez.  Bir sayın hakim ve c.savcısı bir düğünde aşka gelip silahını ateşleyemez.  Kısacası hakim olmak,savcı olmak zordur.
           Tavşanlı Tavşanlı olalı beri nice sayın hakim ve c.savcıları görmüştür.  Bugün bile hayatta olanların  çoğu bu sayın hakim ve c.savcılarını  hala bir vesileyle anarlar.  Ben bile  Tavşanlı’da birKemal Arıbaş’ı, İrfan Kınay’ı,Nevzat Aygün’ü,Yüksel Aygün’ü, Sıbgatullah  Gültekin’i, Hayati Uçar’ı, Nilgün Uçar’ı, Ahmet Ateş’i, İbrahim  Yılmaz Meral’i, Emin Ayar’ı, Muhittin Cenkdağ’ıSümer Güner’i, Davut Usta’yı, Adem Kul’u, Sabri Beytorun’u, M. Vehip Akıncı’yı, Bekir Şahiner’i,  Rıza Şahin’i, Ahmet Gürbüz’ü, Halil Adıgüzel’i,Osman Nuri Güler’i, Selami Hatipoğlu’nu, Fuat Özsoy’u, Kemal Esenkaya’yı,Cevat Barutçu’yu,Ömer Barutçu’yu, Cemil Erdinç’i,  Ali Yiğin’i, Şükran Telatar’ı, Ali Demir’i, Esat Cevheroğlu’nu, Kemal Demirdön’ü, Nejat Saatcı’yı,Fuat Köylüoğlu’nu,Nadir Özsoy’u, Ali Ulvi Yılmaz’ı, Ahmet Akça’yı, Ali Demir’i,Selami Akalın’ıMefharet  Tüzün’ü( Bodrum Hakimi),Şinasi Emiroğlu’nu   unutmadım. Kimisi bugün hayatta değil. Kimisi emekli olmuş, bir  yerlerde , kimisi de yurdun orasında burasında hala görevde…..
            Bir çoğuyla zaman içinde telefonlaştık. Hala telefonlaştığımız,mesajlaştığımız olanları var. Hepsi birer hoş seda oldular. Öyle anılarım var ki çoğuyla anlatsam ,yazsam  ne zaman yeter ne  sayfalar alır.  Dürüst bir hakim-avukatın çocuğu olmak  bana yeter.  Namuslu insanların arkalarında bıraktığı en güzel şeyler  şeref ve haysiyettir. 
            Merhum Hakim Emin Bey ve hakim Ali Bey  balık tutma  konusunda  uzmandı.  Onlarla nice avlarda bir arada olmuştum. Hakim Davut Bey  balık tutmazdı ama balık sofrasında  dostlarıyla bir arada olmaktan mutlu  olurdu. Hakim Şinasi Bey güzel kanun çalardı. Kulakları  çınlasın Cevat Barutçu  c. Başsavcımızdı ve mevcut Adalet Sarayımızın  manevi mimarıydı. Her biri pırlantaydılar. … Bu vesileyle hayatta olan hukukçularımıza  sağlıklı uzun ömürler,aramızdan ayrılanlara da Allah’tan rahmet diliyorum.   
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları