TAVŞANLI’DAN BİR ACAR BAKKAL GELDİ GEÇTİ
TAVŞANLI’DAN BİR ACAR BAKKAL GELDİ GEÇTİ
Bülent Alpagut
- 05062218413TAVŞANLI’DAN BİR ACAR BAKKAL GELDİ GEÇTİ
Tavşanlı’dan kimler geldi kimler geçti? Şu anda saymaya kalksam, sayamam, yazmaya kalksam yazamam. Tavşanlı’ya gelip,çocukluk ve gençlik yıllarımı yaşadığım ve yaşlandığım şu ana kadar nice dostlarımı,arkadaşlarımı,ahbaplarımı,öğrencilerimi yitirdim. Her birinin gönlümde bir yeri var. Kiminin üzeri biraz küllenmiş,kiminin görüntüsü gözlerimin önünde, kiminin acısı yüreğimin içinde….
Yazımın başlığından anlaşılacağı üzere merhum Acar Bakkalı da oğlu Hasan yüzünden bir kez daha anımsadım. 1962-1972 yılları arasında Tavşanlı Atatürk İlkokulu’nda sınıf öğretmeniyken genelde okuluma Cumhuriyet Meydanı’ndan geçerek,Ulucami yönünde, merhum Erdoğan Serter’in eski evleri yanındaki dar sokağı geçerek, Sığırönü Caddesi ‘i boyunca uzanarak ulaşırdım. Okul bitiminde yine aynı güzergahı takibederdim. Ama bu defa dönüş yolumda diğer bir dar sokak olan,Kurşunlu Cami’ye çıkan sokağı kullanırdım. Merhum Dönme Talat’a el sallar,merhum Helvacı Halil Umutlu’nun işyerine uğrar,bana uzattığı küçük tahin helvasını yer, Uzunçarşı’ya ulaşır ve son olarak ta merhum Acar Bakkal’ın mütevazi dükkanının önünden geçer,arkadaşım Yumurtacı Hüseyin’e girer,çayımı yudumlar,biraz gevezelikten sonra evime giderdim.Merhum Acar Bakkal Emirler Köyü’ndendi. Soyadı da Alpaslan’dı. Eşi merhum Tavşanlı’dandı. 1967 yılında Cumhuriyet Meydanı’na bakan,Tekke Camii yanındaki dükkanında bakkallık yapıyordu. Cumhuriyet Meydanı’na bakan,Tekke Camii yakınındaki bu dükkan zaman içinde restorasyona uğradı. Burası artık oğlu Hasan Alpaslan merhumun işyeri oldu. Bu işyerinde tüpgaz ve bir köşesinde de ses araç ve gereçleri(hoparlör vb) sattı. Merhum Hasan’ın Tavşanlı- Tepecik Beldesi yolunda ,Yumurtacılar Kiremit Fabrikası ‘na bakan yönünde bir tüp deposu vardı. Merhum Acar bakkal ,eski dükkanının sürekli önünde oturmaya devam etti.Evi de zaten dükkanın üzerindeydi.Son döneminde, gözleri görmese de gelen geçenin selamını alır selamını verirdi. Genelde sandalyesine oturduğunda sırtını güneşe doğru çevirirdi. Yüzü Uzunçarşı’ya bakardı. Ama, önünden her geçtiğimde beni görmemesine rağmen sesimi tanıdığından :” Selamünaleyküm Hacı Abi” dediğimde yanıtı .”Derciköy müdürü, aleykümselam, sağol,gel çay içelim” olurdu. Bana” müdür” demesi de Derecik Köyü’nde müdür yetkili öğretmen olarak hizmet verdiğimden ötürüydü. Bir keresinde ısrarına dayanamamış kendisiyle sohbet etmiştim.Bana neden kör olduğunu anlatacakmış. Kör olmasını bir nedene bağlamıştı. Köyünde bir zamanlar çiftçiler için düven yaparmış.Yaptığı her düveni beş kuruşa satarmış. Bir gün birisi köye gelerek kendisinden bir düven yapmasını istemiş. “ Benim de elimde bir tane hazır vardı verip beş kuruşumu aldım” demişti.Adamın Manisa taraflarından olduğunu söylemişti.Aynı adamın yeniden geldiğini,bu kez 5 düven sipariş ettiğini söylemiş, hatta peşin 25 kuruş ta ödeme yaptığını anlatmıştı. Düvenleri nasıl hazırladığını da anlatırken ”Müdür! dört düvenin çakmak taşını buldum. Bir tanesine bulamadım .Başköy’den çıkıp, Opanözü Köyü’nün yakınından geçip Emirler’e doğru uzanan Küçüksu’dan toplayabildiğim kadar sert taş bulup bunları da 5.düvene çaktım. Siparişi veren adam gelip düvenleri teslim alıp gitti. Bir daha da gelmedi. Muhakkak yanlış yaptığımı görmüştür. Şimdi şöyle düşünüyorum; Adam bu benim sahte çakmaktaşlı düvenimi yazın sıcağında harmanyerinde kullanırken baktı saplar kesilmiyor,bana da ‘Allah gözlerini kör etsin be adam! ‘diye mutlaka beddua etmiş olmalı ki işte benim de gözlerim bunun için kör oldu”demişti. Allah rahmet eylesin. Merhum Acar Bakkal bunu bana yıllar önce anlatmıştı. Hiç te unutmadım. Ben de zaman zaman bu anlattıklarını düşünmedim değil; Gerçekten merhumun gözleri bu hayal ettiği,kafasında kurduğu senaryonun bir sonucu mu kör olmuştur?
Merhum Acar Bakkal’ın oğlu Hasan Alpaslan evime komşuydu, Kuruçay Caddesi üzerinde üç katlı natamam bir evde oturan Hasan Alpaslan ile yıllar içinde bir dostluğumuz vardı. Selamlaşır, birbirimizin hal ve hatırını sorardık. Vefat haberini ve fotoğrafını gördüğümde üzülmedim dersem yalan olur. Tavşanlılının unutamadıkları arasında mutlaka merhum Acar Bakkal her zaman olmuştur. Ama oğlu Hasan’ı da kolay kolay unutulmayacaktır. Çünkü renkli kareler her zaman hatırlanır. Önemli olan siyah-beyaz olmamaktır. Allah rahmet eylesin.