MUSTAFA BAŞKÖY SADECE BİR ÖĞRETMEN DEĞİLDİR
MUSTAFA BAŞKÖY SADECE BİR ÖĞRETMEN DEĞİLDİR
Bülent Alpagut
- 05062218413 MUSTAFA BAŞKÖY SADECE
BİR ÖĞRETMEN DEĞİLDİR
Ben hayatta iki koltuğunun altına dört karpuz sığdıranlara her zaman gıpta etmişimdir. Çünkü bunu herkes yapamaz. Evet,hobileri vardır. Fobileri de olabilir. Ama iki karpuzu bir koltuğa,diğer ikisini öteki koltuğa sığdırmak başka bir şeydir.
Mustafa Başköy Tavşanlı’nın bir evladıdır. Uzun yıllar ikamet ettikleri Yukarıçimen’deki mütevazi,ahşap evde 21 Temmuz 1943’te doğmuştur. İlk ve orta öğrenimini Tavşanlı’da, Lise öğrenimini ise merhum babasının iş icabı gittiği Kastamonu Erkek Sanat Enstitüsü’nde tamamlamıştır. Denilir ki; Mustafa Başköy okulun çalışkan öğrencilerindendir. Öğretmenlerinin ilgi odağı olmuş,akıllı bir öğrencidir. Akıllı olmasaydı,yıllar içinde yazımın başlığında ifade ettiğim gibi iki koltuğunun altına dört karpuz sığdırabilir miydi?
Mustafa Başköy, ayrıca, Tavşanlı’nın Türk Milli Eğitimi’ne sunduğu Yedek Subay öğretmen gençlerimizdendir. MBK’SİNİN ALDIĞI BİR KARARLA BİNLERCE GENCİMİZ ASKERLİK GÖREVLERİNİ BİR SÜRE YD.SB ÖĞRETMEN olarak yapmışlardır. Ben de bunlardan biriydim. Ben de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğrencisiyken Askeri Darbe sonunda okulumla ilişkim kesilmiş, tıpkı sevgili Başköy gibi askerlik görevimi YD.SB ÖĞRETMEN olarak ifa etmiştim. Şu gerçek bugün kabul edilmelidir; Yd. Sb Öğretmenler, gerçekten çok güzel birer öğretmen olmuşlardır. Hem de başarılı,çalışkan ve mesleğe hasbelkader girmiş olsalar bile öğretmenlik mesleğinden gelenlerle omuz omuza hizmet vermişlerdir. Ben bile zamanın koşullarında,ekonomik sıkıntıların olduğu bir dönemde “ Öğretmenlikte kalmak ister misin?” sorusuna” Evet”demek zorunda kalanlardan, ve meslekte uzun yıllar başarıyle hizmet verip emekli olanlardanım.
Mustafa Başköy’ün özellikle Anamur-Karaçukur Köyü,Tavşanlı’nın Gümüşgölcük ve Ören Köyleri’nde öğretmen olarak yaptığı çalışmaları anlatanların bir kısmı bugün hayattadır. İlköğretim Müfettişleri’nin,verdiği raporlarda, “ Bu çalışkan öğretmeni Allah korusun,başarıları devam etsin” notu düştüklerini de biliyorum. Mustafa Başköy öğretmenlik mesleğini sevmeseydi,bu mesleğin yüceliğine müdrik olmasaydı öğretmenlik yapar mıydı? Belki öğretmenliği tercih etmemiş olsaydı,bugün Mustafa Başköy başka yerlerde olurdu.
Mustafa Başköy’ün bir ara Ankara Elektrik İşleri Etüd İdaresi’nde başarılı bir torna elemanı iki yıl da olsa çalıştığını kaçımız biliyoruz?Hangimiz sevgili Başköy’ün kendi çabasıyle leblebi üreten küçük ölçekte makineler ürettiğini,bu ürettiği makinelerin ilçe dışında,özellikle Kayserililer tarafından ilgi gördüğünü bilir? Üstelik bu leblebi üreten makineler özeldi,mafrak hareket edebiliyordu. İşler bittiğinde kendini yukarı çekebiliyordu.
Bu ilçe dışında ilgi gören leblebi makinesinin neden Tavşanlı’da insanımızın ilgisini çekmediğini anlamak mümkün değildir.İnsana şaka gibi geliyor. Bakın Mustafa Başköy, diploması olmadığı halde acil bir durumda bir hastaya iğne yapabilecek kadar usta ve yetenekli bir sağlık memuru gibidir. Bitkilere karşı duyarlıdır. Kalem aşısından tutun da bitkilere her türlü aşıyı yapabiliyor. Kendi çabasıyle bir ara hindi yumurtasını değerlendirerek civciv üretti. Özel bir kuluçka makinesi kullandı. Bugün” Tavşanlı’da Bobinaj Ustası kimdir?” diye sorsanız size; hemen “Mustafa Başköy” diyeceklerdir. Tavşanlı’da yıllar içinde birçok kurum ve kuruluş motorlarını sevgili Başköy’e emanet etmişlerdir. Mustafa Başköy binlerce metre uzunlukta bobinaj tellerini bir gelin kızın gergef işlediği gibi işleyen kişidir. Çırakları,kalfaları olmuştur. Elektrik tesisatı denilince yine akla o geliyor. Bana her defasında elektrikle barışık olduğunu,elektriğin kendisini çarpmasına kıyamadığını söylerdi. Yani elektrik Mustafa Başköy’ü hiç çarpmamıştır.
Mustafa Başköy yıllar içinde başta kapalı ve yarıaçık infaz kurumları(cezaevleri)’nda ,okullarda,kahvehane ve kıraathanelerde, toplantı salonlarında,dersliklerde 16 mm’lik uzun metrajlı filmler, tanıtıcı filmler, öğretici filmler oynatmış, film makinesini başarıyla kullanmış bir makinisttir.
Güneş enerjisini çeşitli alanlarda değerlendiren kişidir. Bisiklet-motorsiklet tamircisidir. İyi bir yedek parçacıdır. Esnaf olarak 20 yıl koşturmuş bir iş insanımızdır. Basketbol de oynamıştır. İyi bir masa tenisi oyuncusudur. Öğrencisi olduğu Kastamonu Erkek Sanat Enstitüsü’nü sportif dallarde karınca kararınca temsil etmiştir.
Kendisine göre Tavşanlı’da TORNACI öMER’i Allah korusun; Çünkü bu hemşehrimiz, MERCEDES FABRİKASI’na parça üretme yeteneğine sahip,gurur duyacağımız bir kardeşimiz. Üç gelişmiş tornasıyle harikalar yaratırken bunu birçok hemşehrimiz maalesef bilmiyor.
Mustafa Başköy’ü büyük yapan nedir biliyor musunuz? Tam üç kız bir erkek evladığını okutmuş olması. Hepsi de pırıl pırıl,gurur duyulacak evlatlar. Dört evlat okutmanın ne demek olduğunu birçok kişinin taktirlerine sunmak isterim. Bugün bir evladını dahi okutamayanları düşünürsek bunun ne anlama geldiğini bulabiliriz. Oğlu Ahmet Murat Başköy de gelecekte babasının evladı olduğunu gösterecek. Çünkü iyi yetişti,pişti,kavruldu,o da genç bir iş insanımız. Kızlarının üçü de babalarının prensesleri. Onlar da verilen emeği inkar etmemişler. Hatta sevgili Mustafa Başköy eczacı kızına, eczanesinde de ilerleyen yaşına rağmen yardımcı oluyor.
Mustafa Başköy maç hastası. Özellikle Linyitspor’un tüm karşılaşmalarını genelde içerde kaçırmadı. Beni de her maçta bilgilendiren kişi. Mustafa Başköy ata da biniyor.Gençlik yıllarında,öğrtmenken de binmiş. Araç ve gereçin bir elin beş parmağı olduğu dönemlerde görev yaptığı köy ilkokuluyla şehir merkezine 4-5 saat at yolculuğu yaptığı da çok olmuş. Özellikle en çok ata bindiği dönem görev yaptığı Anamur’un Karaçukur Köyü İlkokuluna gidip geldiği dönemmiş.
Mustafa Başköy iyi bir motorsiklet,bisiklet sürücüsü. B Ehliyeti var. Kamyonet,pikap ta kullanabiliyor. Yüzlerce öğrenci yetiştirmiş. Öğrencilerinden tek bir hırsız,uğursuz,hain,ahlaksız,edepsizi yok.Vatansever,vatanına milletine hayırlı öğrencileriyle öğünüyor. Kendisine 81 yaşına bastığı günden itibaren nice sağlıklı yıllar diliyorum. Bir kanadı kırık. Yengemi kaybettikten bu yana tarifsiz kederler içinde olduğunu biliyorum. Hemen hemen her gün kendisiyle birkaç dakikadan az olmayacak kadar konuştuğumu söyleyebilirim. Sabah namazlarında bile ezan yaklaşırken kendisini arıyorum. Bana Tavşanlı’nın ezanını dinlettiriyor.Allah işlerini rast getirsin. ….